Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1441 E. 2023/1613 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1441
KARAR NO: 2023/1613
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/06/2023
ESAS NO: 2021/859
KARAR NO: 2023/461
DAVANIN KONUSU: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/10/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 09/10/2023
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 05/06/2023 tarih ve 2021/859 E – 2023/461 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında akdedilen 05/06/2020 tarihli satış sözleşmesine istinaden 2013 model … marka, … tipi ekskavator iş makinesinin davalı tarafından davacıya satıldığını, davacının iş makinasını kullanmaya başlamasından 2 gün sonra aracın yağ pompalarının arızalı olduğu ve yağ akıttığının gözlemlendiğini, bunun üzerine aracın davacı tarafından tamir edilmek üzere tamirciye götürüldüğünü, ilk etapta ciddi bir arıza olmadığını düşünen davacının aracı kendi imkanları ile tamir ettirmek istediğini ancak yetkili firma tarafından kendisine araçta ciddi bir problem olduğu ve tamir masraflarının yüksek olacağının bildirildiğini, bunun üzerine davacı tarafından aracın ayıplı olduğunun anlaşıldığını ve 22/06/2020 tarihli ihtarname ile durumun satıcı firmaya bildirildiğni, ancak satıcı firmanın 23/06/2020 tarihli ihtara cevabında araçta herhangi bir arıza ve ayıbın bulunmadığı bildirerek taleplerinin karşılanmayacağını bildirdiklerini, davalı şirket tarafından davacıya satışı yapılan makine için davacı tarafından yapılan masrafların işbu davayı açarak TBK’nun 219 ve devamı maddeleri gereğince davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek davanın kabulü ile satılandaki ayıp nedeni ile davacının yapmak zorunda kaldığı masraflar olarak 750,00-TL’nın satılanın ayıplı olarak davacıya teslim edilmesi nedeni ile davacının yoksun kaldığı kazanç kaybı olarak 500,00-TL’nın davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görev itirazları olduğunu, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, hak düşürücü sürenin geçtiğini, alacağın zaman aşımına uğradığını, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, satılanın davacıya ayıpsız olarak teslim edildiğini, satılanın kullanıcı hatasına bağlı olarak arızalandığını, davacının zararın varlığını objektif kriterlere göre yazılı delillerle ispat etmek zorunda olduğunu belirterek davanın görev yönünden, süresinde ayıp ihbarında bulunulmaması nedeniyle, satılanda ayıp bulunmaması nedeniyle reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Somut olayda davacı kendisine teslim edilen iş makinesinin ayıplı olduğuna dair davacıya bildirimde bulunduğunu iddia etmiştir. Bu durumda, ayıp ihbarının yapıldığını ispat yükü davacı taraftadır.Tatvan Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davacı tarafından davalıya, 05/06/2020 tarihli iş makinesi satış sözleşmesine istinaden satın aldıkları iş makinesinin teslimini takiben çalıştırılmaya başlanılmasından 2 gün sonra aracın yağ pompalarının arızalı olduğu ve yağ akıttığı, aracın ayıplı olması nedeniyle iş makinesinin onarımının yapılmasının ihtar edildiği görülmüştür. Davacı davalıya kanunda anılan sürelerde ihbarda bulunduğunu yazılı bir delil ile kanıtlayamamıştır. TBK’nun 231/2. maddesine göre, satıcının alıcıyı iğfal etmiş olduğu söz konusu olmadığı gibi, bu husus ispat edilmiş de değildir. Satın alınan iş makinesinin 05/06/2020 tarihinde davacıya teslim edildiği, davacının keşide ettiği Tatvan Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi içeriğine göre 05/06/2020 tarihinde satın ve teslim aldıktan 2 gün sonra davacının iş makinesindeki arızayı öğrendiği, buna rağmen davacının 22/06/2020 tarihinde Tatvan Noterliği aracıyla davalıya ayıp ihbarında bulunduğu, bu davayı da 25/03/2021 tarihinde açtığı görülmektedir. Açıklanan nedenlerle TTK’nun 23. maddesine göre alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmek ile ve bu inceleme sonucu malın ayıplı çıkması halinde durumu satıcıya bildirmekle yükümlü olduğu, 8 günlük muayene ve ihbar yükümlülüğüne uymayan alıcının malı o hali ile kabul etmiş sayılacağı, ayıplar için kanunun kendisine tanıdığı hakları kaybedeceği, süresinde ayıp ihbarında bulunmayan davacının TBK’nun 227/1. maddesinden de yararlanamayacağı, yargılama sırasında keşif icrası suretiyle alınan teknik bilirkişinin de yer aldığı raporda ayıbın açık ya da gizli olup olmadığı tespit edilmediği gibi ayıba dair yapılan açıklamalardan basit bir muayene ile ayıbın tespit edilebileceği, kaldı ki gizli ayıp bulunduğu varsayılsa bile ayıbın sonradan ortaya çıktığı tarihte derhal bildirimde bulunma yükümlülüğü bulunduğu halde davacının arızayı öğrendikten sonra yasal süresinde ihtar çekilmeyerek bu yükümlülüğe de uymadığından davalının sözleşmeye aykırı davrandığı kanıtlanmadığı anlaşılmakla sonuç olarak davanın reddine karar verilmesi gerektiği görüş ve kanaatine varılmıştır (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/7670 Esas ve 2022/2676 Karar sayılı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2019/2184 Esas ve 2022/481 Karar sayılı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2018/501 Esas ve2020/959 Karar sayılı emsal ilamları). Davanın REDDİNE,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin gerekçesinden dava hakkında ret kararı verilmesinin sebebinin ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı yönünde kanaat oluştuğu anlaşıldığını, oysa bu değerlendirme ve tespit yerindeolmadığını, yargılama aşamasında toplanan tüm deliller nazara alındığında müvekkilin söz konusu davayı açmada haklı olduğu, dava konusu iş makinesinin ayıplı olarak müvekkile teslim edildiği, ayıp nedeniyle müvekkilin zarara uğradığını, zaten yerel mahkemenin gerekçesinde de bu hususların tamamına yer verildiğini, ancak mahkeme ret gerekçesi ayıbın süresinde olmadığına dayandırıldığından dolayı istinaf gerekçemizde temel olarak bu çerçevede olacağını, yargılama aşamasında aldırılan bilirkişi raporlarında dava konusu araçtaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu sabit olduğunu, ticari satışlarda ayıpları üç türe ayırmak mümkün olduğunu, açık ayıplar, açıkça belli olmayan ayıplar ve gizli ayıplar olduğunu, açık ayıplar satılan malın teslimi sırasında gözle görülür şekilde belli olan ayıplar olduğunu, bu türdeki ayıpları, alıcı tacirin, teslim tarihinden itibaren iki gün içinde satıcıya bildirmesi gerektiğini, açıkça belli olmayan ayıplar, malın tesliminden sonra muayene suretiyle ortaya çıkabilen ayıplar olduğunu, bu tür ayıpların malın teslim tarihinden itibaren sekiz gün içinde satıcıya bildirilmesi gerektiğini, gizli ayıp ise malın olağan muayenesinden anlaşılmayan ancak malın kullanılmasıyla beraber ortaya çıkan ayıplar olduğunu, gizli ayıpta özel ihbar süresi öngörülmemiş olduğundan, alıcının, ayıbın ortaya çıkması ve öğrenilmesi akabinde satıcıya derhal ayıp bildirimi yapması gerektiğini, bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan raporda açıkça tespit edildiği üzere aracın hidrolik sisteminin arızalı olduğu, alt kısımdan yağ sızdırdığı, hidrolik ana valf bloğunun problemli olduğu, ana valf bloğunda çatlak olduğunu, satıcı davalı araçtaki söz konusu hataları ve arızaları biliyor olmasına bunları müvekkile bildirmediğini ve aracın hasarsız olduğunu belirterek aracın satışını sağladığını, bu nedenle davalı, ağır kusurlu olup ayıbın süresinde bildirilmediğine dayanarak sorumluluktan kurtulamayacağını, dava konusu aracın müvekkile ayıplı olarak satıldığı, araçtaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, davalının ağır kusurlu olduğu ve müvekkil tarafından süresinde usulüne uygun olarak ayıp ihbarı yapıldığı anlaşılacağını, bu nedenle yerel mahkeme tarafından verilen karar, usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.06.2023 tarih 2021/859 E. 2023/461 K. Sayılı kararı ile verilen kararın usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava, tacirler arası ayıplı araç satışından kaynaklı zarar ve kazanç kaybı talebine ilişkindir.
HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, TTK’nın 23/son maddesi kapsamında davacı tacirin yasal sürede ayıplı aracın incelemesini yaparak davalıya ayıp ihbarında bulunması gerekirken yasal sürede ayıp ihbarında bulunduğunu ispat edememesi ve satılanı bu haliyle kabul etmiş olması gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 05/06/2023 tarih ve 2021/859 E – 2023/461 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 269,85 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4.maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 05/10/2023