Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1404 E. 2023/1447 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1404
KARAR NO: 2023/1447
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2023
ESAS NO: 2021/463
KARAR NO: 2023/343
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/09/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 28/09/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/05/2023 tarih ve 2021/463 Esas – 2023/343 sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kooperatifçe alınan genel kurul kararı doğrultusunda kesin hesap ve ek kesin hesap maliyeti çıkarıldığını, 30.06.2018 tarihli genel kurul toplantısının 8. maddesi ile kesin maliyet sonucu belirlenen üye borçlarının 24 eşit taksitte ödenmesinin kabul edildiğini, daha sonra 24.05.2019 tarih 24 sayılı ve kayyım onaylı kooperatif yönetim kurulu kararı ile toplamda 4 taksit ödemeyi geciktiren kooperatif üyeleri aleyhine yasal işlemlerin başlatılması için kooperatif vekiline yetki verildiğini, alınan yönetim kurulu kararı doğrultusunda borçlarını vadesi gelmesine rağmen ödemeyen kooperatif ortakları aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı …’in …üye numarası ile takip tarihi itibariyle ve halen davacı kooperatifin üyesi olduğunu, üyelik belgelerinin kooperatif defter ve kayıtları arasında yer aldığını ve isminin genel kurul hazirun cetvellerinde de yer aldığını, toplam kök maliyet borcunun 34.078,35-TL olduğunu, davalının ödemesi gereken taksitleri geciktirmesi üzerine yönetim kurulu kararı uyarınca Kayseri Genel İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının yaptığı itiraz üzerine takibin durduğundan bahisle davanın kabulü ile Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına davalının vaki itirazının iptaline, takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “……kooperatifin inşaatlarının devam ettiği bu sebeple bu aşamada kesin maliyet talebinde bulunamayacağı davanın erken açılmış dava olduğu anlaşılmakla masraf ve vekalet ücretinin de bu doğrultuda ve bu konudaki Yargıtay HGK nun 2013/385 Esas – 2014/100 Karar sayılı emsal içtihadı da gözetilmek suretiyle (davanın erken açılmış olması nedeniyle usulden reddi halinde davalı lehine, maktu vekalet ücretini geçmemek üzere nispi vekalet ücretine hükmedilmesi)….” Erken açılan davanın USULDEN REDDİNE dair karar verilmiştir.
İşbu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı …, … , … numaralı üyesi olduğunu, Kooperatif üyelerinin bir kısmı bağımsız bölüm tapularını devralmalarını fırsat bilerek borçlarını ödemeye yanaşmadıkları için daha önce yapılandırılan banka borçları ödenmediğini, inşaatler durma noktasına geldiğini, müvekkil kooperatif 2014 yılında iflas erteleme sürecine girdiğini, müvekkil kooperatifçe, banka borçlarının ödenmesi, inşaatlerin tamamlanması için 2016 yılında kesin hesap ve ek maliyet çıkarıldığını, 30/06/2018 tarihli genel kurul toplantısının 8. Gündem maddesi ile kesin maliyet sonucu belirlenen üye borçlarının 24 taksitte ödenmesi kabul edildiğini, kesin hesap, ek maliyet ve şerefiye hesabı üyelere tebliğ edildiğini, itiraz hakkı tanınmış akabinde kesin hesap maliyeti borçları kesinleştiğini, kesin hesap maliyetini ödemeyen ortaklar için, 24/05/2019 tarih ve 24 sayılı ve kayyım onaylı yönetim kurulu kararı ile toplamda 4 taksit ödemeyi geciktiren kooperatif üyeleri aleyhine yasal işlem başlatılması için kooperatif vekiline yetki verildiğini, davalı adına Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, ile icra takibi başlatıldığını, akabinde davalının takiplere itiraz etmesi nedeniyle, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/463 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/463 Esas ve 2023/343 Karar sayılı dosyasında davanın erken açılması sebebiyle usulden reddine ilişkin karar verildiğini, karar usul ve yasaya aykırı olduğun, verilen kararın Kooperatifler Kanunun 23. Maddesine aykırı olduğunu, Kooperatif inşaatları halen devam ettiğini, inşaatler devam ederken tapusunu alan bir kısım üyelerin kooperatifle ilişkisini kestiğini ve çıkan maliyet hesaplarından sorumlu olmadığını iddia etmesi; ve yargı kararlarınında bu yönde olması kalan maliyet ve borçların; bunlardaki artışların kalan üyelere yüklenmesine sebep olacağını, bu duruma birbiri ile uyumlu olmayan yargı kararları ile mahal vermek Kooperatifler Kanunun 23 Maddesine ve hukukun genel ilkelerine aykırı olduğunu, tapusunu alan ortakların üyelik ilişkileri sona ermediğini, bu ortakların diğer ortaklar gibi hak ve sorumlulukları ücret ödeme yükümlülükleri devam ettiğini, aksinin kabul edilmesi tapusunu alamayan ortakları mağdur edeceğini, yerel mahkeme tarafından, bilirkişi raporuyla müvekkil kooperatifçe istenen bedelin niteliği araştırılmadığını, davacı kooperatif genel kurul kararıyla çıkarılan maliyet, kesin maliyet adı altında “ara maliyettir”, müvekkil kooperatifçe davalıdan talep edilen bedel nihai tam kapsamlı kesin maliyette “Ön Ödeme”, “Ara Ödeme” olarak dikkate alınarak bu şekilde bir karar verilmesi gerekirken davamızın usulden reddedilmesi hukuka aykırı olduğunu, iş bu sebepten dolayı ilk derece mahkemesi tarafından verilen hukuka ve yasaya aykırı bu kararın kaldırılması gerektiğini, Kooperatifler Kanunu’nda kesin maliyetlerin ödeme zamanı belirlenmediğini, müvekkil kooperatif kalan inşaatların devam etmesi ve kalan kooperatif üyelerinin tapularını alabilmesi için …. ‘den kredi çektiğini ancak bu kredi de ortakların ödeme yapmamasından dolayı kat ettiğini, maliyetin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşik Yargıtay içtihatları ile kabul edildiğini, uygulamada kesin hesap maliyeti inşaatlar bittikten sonra tasfiye aşamasında istenilebileceği kabul edilmiş olsa da bunu destekler bir kanun maddesi olmadığını, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2011/2634 Esas, 2021/724 Karar sayılı İçtihadına göre müvekkil kooperatifin talep ettiği kesin maliyet bedelinin tapusunu alan ortaklar için muaccel hale geldiği kabul edilip; inşaatların devamlılığının sağlanması ve diğer kooperatif üyelerinin tapularını alması için son kesin hesap maliyeti için “ön ödeme”, “ara ödeme” olarak kabul edilmesi gerektiğini, tapusunu alan ortakların kesin maliyet bedellerini ödemediğine ilişkin bir itilaf bulunmadığını, müvekkil kooperatif hakkında Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/12/2021 Tarih 2021/800Esas ve 2021/1141 Karar sayılı ilamı ile iflasına karar verildiğini, müvekkil kooperatifin şuanki tek amacı tapusunu alamayan üyeleri için inşaatları tamamlamak olduğunu, inşaatların tamamlanması için de tüm üyelerin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirip kooperatife borçlarını ödemesi gerektiğini, Yargıtayın yerleşik kararlarına göre kooperatifler artan maliyetlerden dolayı ortaklarından bedel talep edildiğini, Kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam ettiğini, Kooperatif, inşaati bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifade eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahip olduğunu, İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilmeyeceği, maliyetin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay İçtihatları ile kabul edildiğini, talep edilen bedellerin ana kaynağı yerel mahkeme tarafından araştırılmadan, bilirkişi raporu alınmadan karar verildiğini, Kooperatiflerin artan maliyetler yüzünden ek ödeme alabilmesi hakkında çok sayıda Yargıtay Kararı olmasına rağmen bu durum dikkate alınmadan kooperatiflerin tapusunu aldığını, ortaklığı devam eden üyelerden ücret almaması için her yol denendiğini, İlk olarak Anayasaya aykırı Kayseri İline özel kanun çıkarıldığını, daha sonra bu hukuka aykırılıktan dönülerek kanun iptal edildiğini, şimdi ise ödeme zamanına ilişkin hiçbir kanuni dayanağın olmadığı, müvekkilin alacağının baki olduğu bilindiği halde, müvekkil kooperatifin alacağına geç kavuşmasını sağlamak amacıyla; erken dava adı altında müvekkil kooperatifin iflasını etmesini destekler nitelikte kararlar verildiğini, Kooperatiflerle ilgili yargı kararları hukukun genel ilkelerine, eşitlik hakkına ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, konu hakkında yargı birliğinin bulunmadığını, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/548 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, yargılama sonucunda davalının müvekkil kooperatif üyesi olduğu ve usulüne göre düzenlenen kesin maliyet hesabından sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne şeklinde hüküm kurulduğunu, verilen karar Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 20/10/2021 Tarih, 2021/6660 Esas ve 2021/2561 Karar sayılı ilamı ile onandığını, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/300Esas ve 2023/216 Karar sayılı ilamına göre davacı müvekkil tarafından talep edilen kesin hesap maliyeti konulu davada tam kabul kararı verildiğini, Konu ile ilgili bir diğer örnek ise; Başka bir kooperatif üyesi … için Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile konusu kesin hesap ve ek maliyet olan icra takibi başlatıldığını, borçlunun borca itiraz etmesi nedeniyle Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/564 Esas ve 2021/646 Karar sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, dava dosyası incelendiğinde davanın kabulüne ilişkin karar verildiğini, aynı taraflar ve aynı konuyla Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/505 Esas ve 2020/197 Karar sayılı ilamı ile davanın reddine ilişkin karar verildiğini, aynı konularda, aynı taraflarla başlatıldığını, 3 icra takibi ve birbirinden tamamen zıt iki kararla hukuk sistemi çöktüğünü, müvekkil kooperatif ve tapusunu alamamış kooperatif üyeleri sürekli değişen uygulamalarla daha çok mağdur olduğunu, somut olayda icra takiplerinde ek maliyetler de talep edildiğini, davalı taraf icra takiplerine kül halinde itiraz etmesine rağmen ek maliyet taleplerin dikkate alınmadığını, davanın haksız olarak tümüyle reddedildiğini, müvekkil kooperatifinin davalıdan talep ettiği bedel artan maliyetlere ilişkin olduğunu, bu durum yönetim kurulu kararlarında ve dava dilekçe de sabit olduğunu, kesin hesap maliyetinin ne zaman ödeneceğine ilişkin Kooperatifler Kanununda kanun maddesi olmadığını, uygulamaya göre erken dava olarak nitelendirilip karar verilmesi hatalı olduğunu, Üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirip halen tapularını alamayan ortaklar Kooperatif Kanunun 23. Maddesine göre korunması gerektiğini, yerel mahkeme tarafından kesin maliyet olarak talep edilen bedelin ön ödeme, ara ödeme olarak kabul edilmeyip davamızın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/463 Esas, 2023/343 Karar sayılı ilamının kaldırılarak davamızın kabulüne ilişkin karar verilmesini, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyalarındaki vaki itirazın iptali ile takibin devamını, takip konusu borç usulüne göre kesinleştirilmiş ve davalıya tebliğ edilmiş olan kesin maliyet ve ek maliyet hesabına dayanması ve alacak kalemlerinin likit olması nedeniyle davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf cevap dilekçesinde özetle;Yerel Mahkeme tarafından verilen davanın erken açılmış dava olması nedeniyle usulden reddine kararı usul ve yasaya uygun olarak verildiğini, yerel mahkemece gerekli incelemeler yapılarak işbu karar verildiğini, Kooperatif ana sözleşmesinin kesin maliyete yönelik maddeleri incelendiğini, bu maddelerin Kooperatifler Kanunu’nda çerçevesi çizilen ana ilkelere ve eşitlik ilkesine aykırı olduğundan yok hükmünde olduğu tespit edildiğini, dolayısıyla davacının gerekli inceleme yapılmadan karar verilmesidiğine dair istinaf gerekçelerinin yersiz olduğunu, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/6310 E., 2022/185 K. Sayılı daha önce de yerel mahkemeye sunulan ilamında da belirtildiği üzere “…kesin maliyet hesabı çıkartıp bu bedeli davalıdan talep etmiş ise de henüz tüm inşaatlar bitmeden yapılacak kesin maliyet hesabı hiçbir zaman kesin maliyet sonucunu vermeyecek, her genel kurul sonrasında yapılacak hesaplamaya göre ortaklardan yeniden talepte bulunma zorunluluğu doğacaktır. bu gerekçeler doğrultusunda kanuna aykırı olarak düzenlenen ana sözleşme uyarınca belirlenen bedelin davalıdan talep edilebilmesini kabul etmek mümkün değildir. Ancak kooperatif, inşaatlarının bitmesini müteakip yapılacak kesin hesap sonucunda belirlenen bedeli bağımsız bölüm teslim alan ortaktan kooperatiften istifa edip etmediğine bakılmaksızın talepte bulunulabilecektir.” denilmekle davacının inşaatların devam ettiği kesin maliyet hesabı ve dava dilekçesinde anlaşıldığından davanın erken bir dava olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verildiğini, dolayısıyla karar Yargıtay emsalleri yönünden de hukuka uygun olup, davacı tarafın başvuruları bu yönden de yersiz olduğunu,
arz ve izah edilen nedenlerle Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/463 E. 2023/343 K. sayılı kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava, itirazın iptali istemidir. İşbu davada dava değeri takip miktarı kadar olup takip miktarı 5.679,72 alacak ve 289,55 TL faiz olup toplam 5.969,27 TL’dir. İstinaf edilen dosyada yapılan yargılama sonucu “davanın usulden reddine ” karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” 4. Fıkrasında :”(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ”istinaf yoluna başvurulabilen kararlar” kenar başlığını taşıyan 341. maddesinin 2-3-4. fıkralarında değişiklik yapılarak “binbeşyüz” Türk Lirası ibaresi “üçbin” Türk Lirası olarak değiştirilmiş, yine 6763 sayılı Kanunun 47. maddesinde kanunun yayımı tarihi ile yürürlüğe gireceği aynı Kanunun “Parasal sınırların artırılması” başlıklı ek 1. maddesinde;”(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.
(2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükmü getirilmiştir.
Mahkemece 10/05/2023 tarihinde nihai karar verilmiş olup, hükmün verildiği tarih itibariyle kesinlik (İstinaf edilebilme) sınırı 17.830,00-TL’dir.
Davacı tarafından kendisi yönünden istinaf kanun yoluna konu edilen karara ilişkin reddedilen dava değerinin ise 5.969,27 TL’ye ilişkin olduğu görülmüş olup HMK 341/2-4 maddesi gereğince Hükmün verildiği tarih itibariyle kesinlik miktarı 17.830,00 Türk Lirası olup, bu miktarı geçmeyen kararlar kesin olduğundan, mahkemece her ne kadar ilgili istinaf başvuru dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmemiş ise de; aynı Kanun hükmü ve 352.
madde hükmü uyarınca, istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle kesin olan bir karara ilişkin olması sebebiyle davacı tarafın istinaf dilekçesinin/başvurusunun HMK 352/1-b maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HMK 352/1-b maddesine göre kesin olan kararların istinafı halinde Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk dairesince ön incelemede öncelikle gerekli karar verilir. Açıklanan nedenlerle davacı tarafın istinaf ettiği karara ilişkin red edilen dava değerinin kesinlik (istinaf edilebilme) sınırının altında olması nedeniyle kesin sayılan kararla ilgili işbu istinaf dilekçesinin/talebinin HMK 341/2-4 ve HMK 352/1-b maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 10/05/2023 tarih ve 2021/463 E. – 2023/343 sayılı nihai kararının davacı vekilinin istinafa konu reddedilen dava değerinin karar tarihi itibari ile kesinlik (istinaf edilebilme) sınırı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2-4 ve 352/1-b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf posta/yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafça yatırılan 179,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 20/09/2023