Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1400 E. 2023/1540 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1400
KARAR NO: 2023/1540
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/03/2023
ESAS NO: 2022/103
KARAR NO: 2023/161
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:28/09/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:28/09/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/03/2023 tarih ve 2022/103 Esas 2023/161 Karar sayılı ilamına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2007 yılında kooperatife üye olduğunu ve üye olduğu tarihten itibaren aidatlarını düzenli olarak ödediğini, davalı tarafından müvekkiline usul ve yasaya aykırı hazırlanmış kesin maliyet hesabının gönderildiğini ancak müvekkilinin bu kesin maliyet hesabını kabul etmediğini ve itirazlarını davalı kooperatife bildirdiğini, davalı tarafından yapılan kesin maliyet hesabı açık, şeffaf ve denetime açık olmadığını, davalı tarafından kesin maliyet raporu adı altında bir kısım imzasız, bir kısım noterden onayı yapılmadan gönderilen evraklar ile müvekkilinden ödeme talep edilemeyeceğini, müvekkilinin halen davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı tarafından müvekkiline kesin maliyet raporu adı altında usul ve yasaya aykırı şekilde 377.429,13-TL borç hesabı gönderildiğini, çıkarılan meblağın gerçeği yansıtmadığını ve son derece fahiş bir bedel olduğunu, davalı kooperatifin elindeki belgelere ulaşamadıklarından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL kısmı için borçlu olmadığının tespitine, davalı tarafından gönderilen kesin maliyet raporunun iptaline, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
DAVALI VEKİLİ’NİN İLK DERECE MAHKEMESİNE SUNMUŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davacı tarafın iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu, davacının kesin maliyet raporuna itirazlarını hak düşürücü süre içinde yerine getirmediğini, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, kooperatif yönetiminin yetkisi dışında bir işlem yapmadığını, davacının müvekkiline olan borçlarını ödemediğini ve sürekli olarak davacıya ihtarname gönderildiğini, ihtarnamelere rağmen borcun ödenmediğini, davacının üyelik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ödeme yapmamasına rağmen davacıyı üyelikten çıkarmamasının tamamen iyi niyetli olduğundan kaynaklandığını, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın öncelikle usulden reddine, aksi halde esastan reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/6329 esas 2022/522 karar sayılı ilamı gereğince davalının davacıdan kesin maliyet bedeli olarak ifade edilen tutarı talep edemeyeceği zira davalı kooperatifin inşaatlarının halen devam ettiği ve maliyet çalışmasının sadece davacının dava dilekçesinde bahsettiği taşınmazın bulunduğu (… Apartmanı) blok için yapıldığı, kooperatif ana sözleşmesinin yukarıda bahsi geçen Yargıtay kararı uyarınca yok hükmünde sayılacağından ana sözleşme öncesi ilkelere göre maliyet çıkarılması gerektiği, davalı kooperatif tarafından yapılan maliyet çalışmasının fiili maliyetleri içermediği, 4-A grubu inşaat m2 fiyatı ile farazi olarak hesaplama yapıldığı, oysa maliyet çalışmasında fiili maliyetleri oluşturan hakedişlerin hesaplamada kullanılması gerektiği, netice itibariyle davacıdan talep edilen bedelin dayanağı olan maliyet raporunun yok hükmünde sayılan ana sözleşmeye dayandığı ve maliyet çalışmasının gerçekçi olmadığı ve yok hükmünde olduğu kanaatine varılmakla açılan davanın kabulü ile …Apartmanı için davacı adına çıkarılan kesin maliyetin yok hükmünde olduğunun tespiti ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.1-Açılan davanın KABULÜ ile, davalı kooperatif tarafından 09/08/2021 tarihli … ada, … parsel, …Apartmanı için davacı adına çıkarılan kesin maliyetin yok hükmünde olduğunun tespitine,2-Kesin maliyet nedeniyle 1.000,00-TL’lik kısım yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,..” dair hüküm kurulmuştur.İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili’nin istinaf başvuru dilekçesinden özetle; yerel mahkemece dosya içerisinde yer alan ana sözleşme tadil tasarısı hiçbir şekilde göz önüne alınmadığını, tadil tasarısı ile müvekkil şirket ferdileşme yoluna gittiğini, yapılan maliyet hesaplaması da işbu tadil tasarısına uygun olduğunu, ayrıca müvekkil kooperatif etap koopetarifi olup tamamlanan etaplar için kesin maliyet raporu çıkarıldığını, yerel mahkemece kooperatifin etap kooperatifi olduğu hususu da değerlendirilmeden hüküm tesis edildiğini, kararın kaldırılması gerektiğini, yerel mahkemece dosya içerisinde yer alan delillerimizin göz önüne alınmadığını, eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesis edildiğini ve işbu hükmün bozulması gerektiğini, cevap dilekçesi ekinde dosyaya sunulan Ana Sözleşme Tadil Tasarısından da görüleceği üzere müvekkil şirket işbu tadil tasarısı ile ferdileşme yoluna gittiğini, yapılan maliyet hesaplaması da bu bağlamda tadil tasarısına uygun olduğunu, müvekkil kooperatif; yapı kooperatifi olduğunu, binalar etaplar halinde yapılarak üyelere teslim edildiğini, İşbu sebeple inşaatı tamamlanan binaya ilişkin olarak kesin maliyet raporu çıkarılmış olması usul ve yasaya aykırı olmadığını, ancak yerel mahkemece müvekkil kooperatifin etap kooperatifi olduğu hususu değerlendirilmeye alınmamış işbu nedenle de hatalı hüküm tesis edildiğini, kararın kabulü mümkün olmadığını, söz konusu tadil tarasısı incelendiğinde hak düşürücü sürenin mevcut olduğu da görüleceğini, davacı, davaya ilişkin kesin maliyet raporuna ilişkin itirazlarını hak düşürücü süre içerisinde yerine getirmediğini, davacı yanca süresi içerisinde itiraz edildiğine ilişkin bir delil de dosyaya sunulmadığını, bu husus göz ardı edilerek hüküm tesis edilmiş olması kabul edilemeyeceğini, iş bu davanın hak düşürücü sürenin varlığından bahisle en başta usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı iş bu kesin maliyet hesabına ilişkin yasal süre içerisinde hem ödeme gerçekleştirmemiş ödemeyi gerçekleştirmediği gibi de itirazlarını sunmadığını, işbu dava da yasal süre içerisinde açılmadığından davanın reddi gerektiğini, ortaklara kesin maliyetin tebliğinden itibaren 15 gün yasal itiraz süresi belirlendiğini, davacı iş bu süre içerisinde noter kanalı ile müvekkil kooperatife itirazlarını sunmadığını, ayrıca 10.07.2021 tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağı gündem maddeleri başlığının 8. maddesinde yönetim kuruluna yetki verildiği açıkça belirtildiğini, davacıya tahsis edilmiş olan daire inşaatı tamamlandığını, dairesini teslim alması için dosyaya sunulan evraklar 19.08.2021 tarihinde davalıya ptt yoluyla gönderildiğini, teslim edildiğini, bu dairenin teslimatı için 10 temmuz 2021 yılında yapılan olağan genel kurulun 8.maddesinde yetki alındığını, yönetim kurulu bu yetkinin dışında bir işlem yapmadığını, davacı …, 26 Ağustos 2021 tarihinde, müvekkil kooperatif bürosuna giderek görüşme yaptığını, bu görüşmede maliyet raporuna itiraz etmeyerek kesin hesap bedeli olan 377.624,67.-tl’sını peşin ödeyemeyeceğini bu bedeli konuta oturarak aylık 3.000.-tl taksitler halinde ve hiç fark ödemeden 126 ayda yani ortalama 11 senede ödeyebileceğini beyan ettiğini, bu görüşmede başkalarındanalacakları paraları olduğunu ama tahsil edemediklerini söylemişler, müvekkil kooperatif Yönetim Kurulu ile görüşme yapılmış ve … tarafından da, davalıya ”bu alacaklarını toplamalarını ve kendilerine bir hafta daha süre verebileceğini” beyan ettiğini, 01 Eylül 2021tarihinde müvekkil kooperatif Yönetim Kurulu ilke yapılan görüşmede, davalı tarafından yine aynı teklifte bulunulduğunu, Yönetim Kurulu olarak 300.000,00.-tl’sını peşin kalan 77.624,00.-tl’lıkkısmının taksit olabileceği bildirildiğini, davacı tarafından bu hali ile teklif kabul edilmediğini, kendisine verilen 15 günlük süre bitmesine rağmen davacı aranarak her şeye rağmen, dairesini alması yönünde görüşme yapılmış her fırsatta iyi niyet gösterilmeye çalışıldığını, davacı müvekkil kooperatife olan borçlarını ödememiş müvekkil tarafından kendisine ihtarname gönderilmesine rağmen borcunu ödememekte ısrarcı olduğunu, ancak buna rağmen yerel mahkemece dosya içerisinde gecikme cezası ve faizine iilişkin herhangi bir gerekçelendirme ve değerlendirme yapılmadığını, bu hususun da kabulü mümkün olmadığını, müvekkil kooperatif davacıya, sürekli olarak ödenmesi gerekli borcu ödemesi için ihtar çekmek durumunda kaldığını ancak davacı taraf iş bu ihtarnamelere ilişkin olarak müvekkil kooperatife olan borçları ödememiş, yükümlülüğünü yerine getirmediğini, müvekkil kooperatif tarafından; – Kayseri 6. Noterliği, …tarih ve … yevmiye numaralı, -Kayseri 6. Noterliği … tarih ve … yevmiye numaralı,-Kayseri 6. Noterliği … tarih ve … yevmiye numaralı, -Kayseri 6. Noterliği … tarih ve …yevmiye numaralı -… tarihli … BARKOD numaralı ihtarnameler ile ”aidat borçlarının ödenmediği ve ödenmemesi halinde gecikme cezasının uygulanacağı, ödenmemesi halinde üyelikten ihraç kararı verileceği” bildirildiğini, davacı taraf iş bu ihtarnamelere rağmen, üyelik aidat ve gecikme cezasını ödemekten imtina ettiğini, Müvekkil kooperatif tarafından 18.08.2021 tarihli Kesin Maliyet Raporuna karşı karşı herhangi bir itirazda bulunulmadığını, davacının maliyet bedelinin 377.429,13TL miktarı kabul etmeyerek, müvekkil kooperatife tüm aidat borçlarını yerine getirdiği ve herhangi bir borcu kalmadığı iddiaları asılsız olduğunu, yerel mahkemece hükme dayanak yapılan Yargıtay 6. Hd. 2021/6310 e. 2022/185 k. sayılı içtihadı müvekkil kooperatif genel kurulundan sonra verilmiş bir karar olduğunu, işbu genel kurul için uygulanması yerinde değildir. bu nedenle de kesin maliyet hesabının geçersiz olduğundan bahsedilemez. kararın kaldırılması gerektiğini, yerel mahkemece hükme dayanak yapılan içtihadın tarihi 20.01.2022 tarihidir. İptali istenilen genel kurulun yapılma tarihi ise 10.07.2021 tarihi olduğunu, müvekkil kooperatiften sonradan çıkan bir içtihadı bilmesi beklenilmeyeceğini, kaldı ki, iş bu içtihatın davaya konu olaya da uygulanabileceğini düşünülemeyeceğini, yargıtay içtihadında kanuna aykırı ana sözleşme tadillerin yok hükmünde olduğundan bahsedildiğini, kooperatif ana sözleşmesinde yapılan tadilatların tamamı eşitlik ilkesine uygun olup işbu kararın genel kurul tarihinden sonra çıktığı da gözetildiğinde müvekkil kooperatif açısından bağlayıcı olmaması gerektiği açık olduğunu, arz ve izah edilen nedenlerle Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/103 E., 2023/161 K. Sayılı kararının kaldırılarak, öncelikle hukuka ve usule aykırı işbu davanın usulden reddine, mahkemenin aksi kanaatte ise esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili’nin istinafa cevap dilekçesinden özetle; yerel mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının istinaf başvurusunun reddi gerektiğini, davalının istinaf başvurusundaki aleyhe hususları kabul etmediklerini, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep ettiklerini, açıklanan ve re’ sen göz önüne alınacak nedenlerle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Davaya konu somut olayda davacı, davalı kooperatif üyesi olduğunu, üye olduğu tarihten itibaren aidatlarını düzenli olarak ödediğini, davalı kooperatifçe usul ve yasaya aykırı biçimde kesin maliyet raporu adı altında borç çıkartıldığını belirterek kesin maliyet raporunun iptalini olmazsa ıslah hakkı saklı kalmak kaydıyla 1000 TL.lik kısmı için borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Davacı yanın talep şekline göre dava terditli dava şeklinde açılmıştır. Ancak mahkemece işbu talep yanlış değerlendirilerek iki ayrı talep varmış gibi talepler hakkında ayrı ayrı kabul kararı verilmiştir. Oysa, 6100 sayılı HMK’nun 111 maddesinde terditli dava; ” (1) Davacı, aynı davalıya karşı birden fazla talebini, aralarında aslilik -ferilik ilişkisi kurmak suretiyle, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, talepler arasında hukuki veya ekonomik bir bağlantının bulunması şarttır. 
(2) Mahkeme, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’i talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz.” biçiminde düzenlenmiştir.
Bu nedenle ilk derece mahkemesince davacının asıl talebinin kabul edilmemesi halinde terditli talebi hakkında hüküm kurulması gerekirken terditli olarak açılan davada çelişki arz edecek, infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; davacının asıl talebinin reddedilmesi durumunda menfi tespit istemi yönünden davanın incelenebileceği gözetilmeksizin davalı kooperatifin kesin maliyet hakkındaki kararının yok hükmünde olacağına yönelik karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. İlk derece mahkemesince menfi tespit yönünden değerlendirme yapılırken davacının dava tarihi itibariyle alacak borç durumunun tespiti gerekir. Bu saptamadan sonra mahkemece dosyanın yeniden rapor ibraz eden bilirkişiye tevdi ile kesin maliyet hesabı raporunun davaya kooperatifin ana sözleşmesinde buna ilişkin düzenleme içeren 61 md.ve devamındaki hükümlerde açıklanan yönteme uygun işlemler (hesaplamaların usule uygun olup olmadığı noter tasdikinin, üyelere tebliğinin ) yapılıp yapılmadığı, karara usulüne uygun şekilde itiraz edilip edilmediği konusunda ek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Sonuç itibariyle, davalı vekili istinaf başvurusu yerinde görülerek HMK 353/1-a-6 uyarınca ilgili kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için mahkemesine geri gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
1-Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 15/03/2023 tarih ve 2022/103 Esas ve 2023/161 Karar sayılı kararının HMK’ nın 353/1-a,6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
3-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda değerlendirilmesine,
5-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-Davalının yatırdığı 179,90TL istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353.1-a maddesi uyarınca KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi.28/09/2023