Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1386 E. 2023/1434 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1386
KARAR NO: 2023/1434
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/03/2023
ESAS NO: 2022/1036
KARAR NO : 2023/235
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 20/09/2023TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatif tarafından 2011 yılında hesap komisyonunca dairelerin ferdileştirme bedellerinin hesaplandığını ve müvekkilin de içinde olduğu bir kısım üyeler ile anlaşıldığını, bu anlaşma doğrultusunda müvekkilinin bankadan kredi çekerek dairesinin borcunu kapatıp tapusunu aldığını, Kooperatif Genel Kurulu 01.07.2012 tarihli kararında “hesap komisyonunca belirlenen daire başına düşen bakiye borcunu kapatan ve tapusunu alan üyelerin dairesini alarak üyelikten çıkabilmesine” karar verdiğini, Müvekkil bu karara istinaden 08 Temmuz 2015 tarihinde noter aracılığıyla istifasını ilettiğini ve ortaklıktan çıktığını, davalı kooperatif tarafından tüm bu anlaşmalara rağmen 21.06.2015 tarihli genel kurulu 6. Ve 7. Maddelerinde usulsüz olarak istifa eden üyeler aleyhine borç çıkarıldığını, bu durumu meşrulaştırmak için 18.11.2018 tarihli genel kurulda eski yönetim tarafından çıkarılan 2011-2012 tarihli maliyet hesaplarının geçersiz olduğu ve alınan kararların onaylanmamasına, 2018 yılında çıkarılan hesapların onaylanmasına karar verildiğini, bir taraftan da bazı üyeler aleyhine tapu iptali ve tescil konulu davalar açıldığını, bu davaların yerel mahkeme tarafından reddedildiğini ve yargıtay tarafından onandığını, davalı Kooperatifin, müvekkilinde içinde bulunduğu üyeler aleyhine icra takibi başlatarak itirazın iptali davaları açtığını, Kooperatif tarafından açılan davaların haksız olduğunu defalarca dile getirmelerine ve davalı Kooperatifin 21.06.2015 tarihli genel kurulunun iptali istemiyle Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/10 esas (Bozma öncesi 2015/1113 esas) sayılı dava olmasına rağmen, bu dava BEKLETİCİ MESELE yapılmamış, bu davada verilen İPTAL kararı bile dikkate alınmadığını, müvekkil ve bir kısım üyeler aleyhine mahkeme kararlarının kesinleştiğini, Tüm bu hukuka aykırı kararlar, Ankara BAM 23.H.D. Sinin 2018/687 esas sayılı ilamına dayandırıldığını, emsal olmayacak durumda olan Ankara BAM 23.H.D. kararına Kayseri BAM Hukuk daireleri ve Kayseri Asliye Ticaret Mahkemeleri uyduğunu ve hatalı kararlar verdiğini, Öyle ki kooperatif tarafından açılan itirazın iptali davaları, miktar itibariyle Yargıtay denetimine kapalı olması ve bu konuda içtihat oluşmaması, mahkemelerin farklı kararlar vermesi ve üyelerin mağduriyetinin artmasından dolayı 15 haziran 2022 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanın 7410 sayılı Çevre kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun çıkarıldığını, bu kanunun 2. Maddesi ile 1136 sayılı Kooperatifler kanununa geçici 11. madde eklendiğini, Geçici 11.madde ile … ilindeki kooperatiflerde, kooperatif devam ederken üyelerin bir kısmına kesin maliyet bedeli çıkarılıp tapuları devredilmişse, devir tarihinden itibaren yönetim gideri hariç her ne ad altında olursa olsun yapılan borçlandırmaların hükümsüz olduğunun yasalaştığını, bu yasa metninde kooperatifin; İnşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi, terkin edilmemiş olması, yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması, kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması, şartlarının birlikte sağlanmasının belirtildiğini, şu haliyle yasa gereği konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemlerin hükümsüz olduğunu, kooperatif tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin itirazı üzerine Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/223 E. Sayılı dosyası ile itirazın iptaline karar verildiğini, bu kararın Kayseri BAM 6. HD. Nin ilamı ile kesinleştiğini, icra takibinin derdest olduğunu ve her an müvekkil aleyhine icra tehdidinin devam ettiğini, müvekkilinin maliki olduğu evin üzerine haciz şerhi işlediğini ve her an icra yoluyla satılma tehdidi altında olduğunu, tüm bu nedenlerle davacının davalı kooperatife borcu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;açılan davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu,Öncelikle arabuluculuk görüşmesi yapılmadığını, davacının davasına konu ettiği Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün dava konusu dosyası ile başlatılan icra takibinde tahsilatların yapıldığını, tahsilatı yapılan bedeller ile alakalı olarak davacı tarafça istirdat talebi olabileceğinden davacının dava açabilmesi için öncelikle arabuluculuk son tutanağının sunulması dava şartı olduğundan davacı tarafından açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkil kooperatifin unvanından anlaşılacağı üzere müvekkil kooperatifin toplu konut kooperatifi olduğunu, konut imalatlarını etap etap yapmadığını, Dolayısıyla davacı tarafından her ne kadar 1103 sayılı Kooperatifler Kanunun Geçici 11. Maddesi gereğince dava açıldığı belirtilmiş ise de geçici 11.madde de sayılan şartları sağlamayan davacının açtığı davanın bu yönü ile reddi gerektiğini, kanun maddesin de sayılan şartların birlikte sağlanması halinde davanın açılabileceğini, 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca Kooperatifler Kanuna eklenen geçici 11.madde somut davaya uygulanma ihtimali olan bir madde ise de söz konusu düzenlemenin açıkça Anayasaya aykırılık teşkil ettiğini, bu kanun çerçevesinde her ne kadar Kayseri ilinden bahsedilip genel bir düzenleme gibi bir görüntü verilmeye çalışılsa da kişi veya zümreye özgü kanun çıkarıldığını, Kayseri ilindek kooperatifler belirlenebilir durumda olup bu belirleme kanunun şahsa yönelik olduğunu göstermektedir. Zümre veya kişi için kanun çıkartılması Anayasada yer bulan Kanunlar önünde eşitlik ilkesini tam anlamı ile ihlal ettiğini, ayrıca bu kanun maddesi kooperatifler kanunu ve kooperatifler ana sözleşmesine aykırı şekilde düzenlendiğini, Yine kanunlaştırılan geçici 11.maddede kooperatifçe tahakkuk ettirilen borcun ödenmesi ibaresi yer almış ise de gelişen ekonomik süreçler çerçevesinde kooperatifçe çıkartılan borçların piyasa gerçeklerinden uzaklaşması pratik olarak günümüzde yaşandığından bu düzenleme ile çıkartılan borcu ödeyen kooperatif üyelerinden kalan imalatı tamamlayacak oranda bir bedel tahsil edilmemesi durumunda kalan üyelerin bu parayı tamamlaması gibi bir sonuç doğacağı için kanun ile anayasaya aykırı olarak tam bir eşitsizlik durumu yaratıldığını, Kooperatifin inşaatlar bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahip olduğunu, İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin vaadlerin kooperatif tarafından geçerli kabul edilemeyeceğini, maliyetin artması halinde kooperatifin ortaklarından bu bedelin talep edileceği yargıtay içtihatları ile kabul edildiğini, geçici 11.madde ile kesinleşmiş mahkeme kararlarına dahi müdahalede bulunarak kanunların geriye yürümezliği ilkesi ihlal edildiğini, bu davanın açılmasında müvekkili kooperatifin kusuru bulunmadığını, haksız davanın reddini, vekalet ücreti ve yapılan masrafların karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Yargılama giderleri bakımından yapılan değerlendirmede; esas hakkında bir karar verilmeyen hallerde, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre bir karar verilmesi gerektiği fikri mahkememizce de benimsenmiş olup; Anayasa Mahkemesinin iptal kararından önce ve iptal edilen yasal düzenleme dayanak gösterilerek eldeki davanın açıldığı, davacının davasını dayandırdığı olguların mevcut olduğu, diğer bir deyimle iptal edilen 1163 sayılı Koop. Kanunu’nun Geçici 11. maddesindeki şartların gerçekleştiği, davacıya konutun tapuda devrinin yapılmasından sonraki dönemler için davalı yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere borçlandırmalar yapıldığı, ilamsız icra takibi ve ardından itirazın iptali davası açıldığı, davanın, davalı yapı kooperatifi lehine sonuçlandığı, takibin kesinleştiği ve ilamsız olarak başlatılan icra takibinin ilâmlı icra takibine dönüştüğü, Geçici 11. madde çerçevesinde hukuksal koruma talep eden davacının yasal süresi içerisinde bu davayı açtığı ve fakat dava devam ederken davaya dayanak teşkil eden yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildiği, davanın bu suretle konusuz kaldığı, davanın açıldığı tarih itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğu, dolayısıyla iptal edilen yasal düzenleme gereğince hukuksal koruma talep eden ve iptal edilen yasada aranan şartların eksiksiz olarak gerçekleştiği somut olay bakımından, davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine, kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekâlet ücreti taktir olunarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.-Davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, …” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1036 Esas, 2023/235 Karar sayılı karar usul ve esas yönünden hukuka aykır olduğunu ,Vaki davayı Kooperatifler Kanuna eklenen Geçici 11. Maddesi gereğince açılan menfi tespit davası olduğunu, İş bu kanun maddesi Anayasa Mahkemesinin 16/02/2023 tarih ve 2022/126 Esas 2023/29 karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olup iptal kararı Resmi Gazetenin 09/03/2023 tarih ve 32127 sayılı sahifesinde yayınlandığını,He ne kadar mahkeme tarafından , Karar verilmesine yer oladığı yönünde karar tesis edilmiş ise de aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiğini , müvekkkili kooperatifin ne Kanun koyucudur ne de Anayasa Mahkemesi olmadığını, Dolayısıyla haksız olarak çıkartılan ve haklı olarak iptal edilen bir kanun ile alakalı olarak hiçbir kusuru bulunmayan müvekkil kooperatifin aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi yasaya aykırı olduğunu, kaldı ki ; davacının iş bu davayı açarken haklı veya haksız olduğu tespit edilmeksizin müvekkil kooperatifin külliyen haksız olduğu davacının ise davanın açılmasında haklı olduğunun kabulü ile müvekkil aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti tahmili yasaya aykırı olduğunu, yine vaki davada, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına değil davanın reddine karar verilmesi gerekip yargılama gideri ve vekalet ücretinin lehlerine hükmedilmesi gerektiğini, dosya ile görülen menfi tespit davası mahkemenizce de onaylanan karara binaen yapılan icra takibine karşı açılmış olduğunu şu aşamada kesinleşmiş karara göre hareket eden müvekkili kooperatifin cezalandırılırcasına mahkeme gideri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulması anayasaya aykırı olduğunu, arz ve izah edilen gerek açıklanan gerek mahkenizce dikkate alınacak nedenlerle, Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1036 Esas, 2023/235 Karar sayılı dosyasından verilen kararın kaldırılmasını , davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili tarafından sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin avukatlık ücreti ve mahkeme masrafları yönünden vermiş olduğu kararın usul ve yasaya uygun olduğunu müvekkilinin yasanın öngördüğü şekilde hareket ettiğini , kooperatifin haksız olarak borç çıkarması sonucu kanuni düzenleme doğrultusunda dava açmak zorunda kaldığını , dava ve avukatlık masrafları külfetine girdiğini, anılan kanuni düzenlemenin iptal edilmesi sonucu müvekkilinin yapmış olduğu masrafların kendi üzerine kalması hukuk düzeni ile bağdaşmayacağını, nedenle yerel mahkemece yargılama giderleri ve avukatlık ücreti yönünden verilen hüküm hukuka ve adalete uygun olduğunu arz ve izah edilen sebeplerle davalının istinaf başvurusunun REDDİNE karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın dayanağı olan kanun hükmünün (1163 sy geçici 11. maddesi) davadan sonra ve yargılama devam ederken Anayasa Mahkemesince 16/02/2023 tarih,2022/126 esas-2023/29 karar sayılı iptal kararıyla iptali nedeni ile konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararda yazılı açıklamalara yasal sebep ve gerekçelere binaen davalının sair istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir ancak, işbu davanın dayanağı olarak gösterilen 1163 sy geçici 11. Maddesinin Anayasa mahkemesince iptali nedeniyle işbu davada tarafların haklılık durumu tespit edilemediğinden HMK 331/1 maddesi de nazara alınarak davalı aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde görülmemiş, belirtilen gerekçeyle davalı istinafı yerinde görülmekle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, ancak HMK’nın 353/1-b.2.maddesi gereğince araştırılması gerekli başka husus bulunmadığından bu yönden düzeltilerek yeniden hüküm kurularak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK 353/1-b.2 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 23/03/2023 tarih ve 2022/1036 E – 2023/235 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek yeniden karar verilmesine, buna göre;
3-“1-Davanın konusuz kalması nedeniyle esası hakkında BİR KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gereken 269,85-TL karar ve ilam harcının, davacının dava başında peşin olarak yatırdığı 474,17-TL harçtan mahsubu ile artan 204,32TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı ve davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı ve davalı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,”
4-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yatırılan 478,00 TL istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde istinaf başvurusunda bulunan davalıya iadesine,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davalı tarafından yatırılan 492,00TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
7-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.20/09/2023