Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1364 E. 2023/1451 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1364
KARAR NO: 2023/1451
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/03/2023
ESAS NO: 2022/357
KARAR NO: 2023/237
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/09/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 28/09/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/03/2023 tarih ve 2022/357 Esas – 2023/237 sayılı kararı davacılar vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkil borçluya gönderilen ödeme emrinde talep edilen toplam borç meblağının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını, alacaklı tarafın icra takibine dayanak olarak göstermiş olduğu senedin bir sözleşmeye dayanak olarak hazırlandığını, davalı tarafın sözleşmeye bağlı söz konusu senet ile kötü niyetli olarak Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile takip başlattığını, bu senet ile sözleşme maddelerinde belirlenen ve sözleşmeye taraf olan psikoteknik merkezleri, kendi aralarında belirlemiş olduğu masraflar hariç kurumun alacağı ücret 400. TL olarak belirlendiğini, psikoteknik merkezleri aralarında protokol olduğunu ve bu protokole sadık kalmadıkları takdirde kurumun sahibi belirlenen ceza i şartı tespit tarihinden sonraki 15 gün içende ödemekle yükümlü olduğunu, bu düzenleme gereği taraflara senet imzalatıldığını, bu senedin teminat senedi olduğu düşüncesi ile imzalayan müvekkilin protokol de anlaşılan fiyatın altında bir fiyat ile kursuyer kabul ettiği iddia edilerek kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, oysa müvekkilinin sözleşmenin tüm edimleri yerine getirdiğini, davalı tarafın haksız icra takibi yaptığını, ayrıca müvekkiline ait psikoteknik merkezinin protokolde belirlenen fiyatın altında bir fiyat ile kursiyer kayıt ettiği varsayılsa bile protokol gereği öngörülen cezai şart olan ilk tespitte 20.000,00 tL şartın uygulanması TBK. Mad. 28 gereği aşırı yaralanma niteliğinde olduğunu, ilk etapta protokol maddelerinde anlaşmış ve senet imzalamışlarsa da senet sözleşmenin teminat altına alınması amacıyla verilmiş olup, alınan senedin kambiyo vasfı olmadığından ötürü, kambiyo senetlerine özgü takibe ilişkin haklardan faydalanmaması gerektiğini, tüm bu nedenlerle davalı taraf ile müvekkili arasında mevcut ve geçerli bir borç bulunmadığının tespiti ile haksız icra takibinin iptaline, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; davacılar tarafından dosyaya sunulan protokolün incelendiğini, müvekkilinin imzasının bulunmadığını, ayrıca davacıların sözleşmenin tarafı olduğuna dair isim, imza ve şirket kaşeleride sözleşme üzerinde mevcut olmaması sebebiyle sözleşmenin müvekkil ve davacılar yönünden bağlayıcılığının bulunmadığını, senedin teminat senedi olduğuna dair gerek senet üzerinde herhangi bir ibare yer almadığını, icraya konu senedin teminat senedi olmadığını, dava dilekçesinde psikoteknik merkezinin davacı şirkete ait olduğunun belirtildiği, diğer davacı …’ın iddia edilen sözleşmenin tarafı dahi olmadığnı, davacıların beyan ve iddialarında herhangi bir tutar bulunmadığını, davacılar tarafından sunulan protokolün 24. Maddesinde “ödeme yapmaktan imtina edilmesi yada zamanında ödeme yapılmaması durumunda hiçbir ihtara gerek kalmaksızın protokol ve sözleşme icra yolu ile tahsil edilmek üzere işleme konacaktır” ibaresinin yer aldığını, herhangi bir sözleşmeye istinaden teminat mahiyetinde senet alınmasının söz konusu olmadığını, dava değer ve niteliği itibariyle basit yargılma usulüne tabi olduğunu, tüm bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz yere açılmış olan bu davanın usulden reddini, aksi halde esastan reddini, alacağın %20 sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatının kötü niyetli davacılardan alınarak müvekkile verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “….Tüm dosya kapsamına göre; kambiyo senetlerinin mücerretliği ve bonoda ispat soyutluğu ilkeleri çerçevesinde davacı ve davalı tarafların kambiyo alacaklısı ve borçlusu sıfatıyla kambiyo senedinin tarafları oldukları, davacının senede karşı tanıkla ispat yasağı çerçevesinde senedi hükümden düşürecek muteber delil ve belge sunamadığı, davacının sunduğu taahhütname ve protokollerde davalının imzası bulunmadığından davalıyı bağlayacak ve/veya takip konusu senedi hükümden düşürecek nitelikte adi yazılı senet olarak kabulünün mümkün olmadığı, davacının sunduğu watsap görüşme içeriklerinin hukuka aykırı delil olup olmaması tartışması bir tarafa HMK m.201 kapsamında senede karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak nitelikte bulunan işlemlerin tanıkla ispat olunamayacağı, ancak senetle ispat zorunluluğu bulunan hallerde delil başlangıcı bulunursa m.202 kapsamında tanık dinletilebileceği ancak delil başlangıcı bulunan hallerde tanık dinletilmesine ilişkin hükmün senede ispat zorunluluğu getiren m.200 hükmünün istisnası mahiyetinde olduğu, ortada senet var ise bu taktirde senede karşı olan iddiaların delil başlangıcı niteliğine haiz belgeler ile ispatının mümkün olmadığı, senedin cezai şart (ceza koşulu) alacağı bakımından alacağın teminatını oluşturmak üzere davacılardan alındığı yönündeki iddiasının kabul edilebilmesinin davacının sunduğu delil ve belgeler karşısında olanaklı olmadığı…” gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.İşbu kararı davacılar vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; “…Kayseri Genel İcra Dairesi Müdürlüğünce müvekkil hakkında başlatılan … esas numarası belirtilen icra dosyası ile kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatılmış olup, ilgili icra takibinin dayanağı olan senet müvekkil … ve Şirketi … Limited Şirketi ile … … (Sicil No: … ) arasında Psikoteknik Merkezleri arasında ki fiyat istikrarı, eş güdümü, ve koordinasyon sağlanarak haksız rekabetin önlenmesi, iş birliği ve uyum içerisinde çalışmanın sağlanması adına düzenlenen bir sözleşmeye dayanılarak hazırlanmıştır. Bahsi geçen sözleşme, taraf olan … … şirketi ile Şanlıurfa’da aktif çalışan 11 tane Psikoteknik Merkezi arasında anlaşılarak imzalanan bir protokoldür. Benzer protokol ise yine Şanlıurfa’da aktif çalışan … Merkezleri ve Sürücü kurs işletmecileriyle de yapılmıştır. Müvekkil borçluya gönderilen ödeme emrinde talep edilen toplam borç meblağı hukuka aykırı olup müvekkilin herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Ayrıca alacaklı tarafın icra takibine dayanak olarak göstermiş olduğu senet, ekte de belirteceğimiz bir sözleşmeye dayanarak hazırlanmıştır. Davalı taraf sözleşmeye bağlı söz konusu senet ile kötüniyetli olarak yukarıda esas numarası belirtilen icra takibini başlatmıştır. Buna binaen başlattığımız menfi tespit davası ise yukarıda gerekçesi açıklandığı şekilde reddedilmiştir. Her ne kadar senet emre yazılı olarak düzenlenmişse de dava dosyası eklerinde de belirtiğimiz üzere icra takibine dayanak senet iki taraf arasında imzalanan ve bir çoğu Psikoteknik kurumuyla ortak hazırlanmış bir sözleşmenin Teminatı niteliğinde düzenlenmiştir. Ve yine her ne kadar Teminat senedi şartlarına haiz olmasa da, sözleşmeye dayanarak hazırlandığından teminat senedi niteliğinde sayılmalıyken davanın reddine karar verilmesi yerinde bir karar olmamıştır. Bu senet ile sözleşme maddelerinde belirlenen ve sözleşmeye taraf olan Psikoteknik merkezleri, kendi aralarında belirlemiş olduğu masraflar hariç kurumun alacağı ücret 400 tl olarak belirlenmiştir. Ekte sunacağımız sözleşme protokolünde md.4’de bahsi geçen kısma göre; ”Anlaşmaya tabi Psikoteknik Merkezlerinde belirlenen fiyatların altında fiyat verilemeyeceği ve alınamayacağı ve bu konuda 2.taraf olan … … Bürosu görevlileritarafından kendi işletmelerinde, haberli yada habersiz, açık ya da gizli her türlü denetimin yapılmasına, ses veya görüntü kaydının alınmasına rıza gösterdiklerini ve sözleşme hükümlerine aykırılık söz konusu olduğu taktirde, işbu protokolde bahsi geçen cezai şartı(11.madde a,b,c) bendinde belirtilen bedeli 2.taraf olan … Bürosuna ödemeyi karşılıklık olarak kabul, beyan ve taahhüt ederler. ” şeklinde düzenlenmiştir. Madde 4.’ün atıfta bulunduğu madde.11 ise; ”İş bu protokol maddelerinden herhangi birine aykırı davranılması durumunda; fiyat uygulamasını doğrudan veya dolaylı olarak ortadan kaldırmaya yönelik eylemde bulunan; denetime giden personeli karşılayan bilgi ve fiyat veren kim olduğuna bakılmaksızın kurum çalışanı veya sahibi belirlenen fiyatın altında fiyat vermesi, denetim amaçlı konuşma, adaylarla görüşme ya da telefon ile aramalarda protokolde belirtilen Psikoteknik Merkezlerinin belirlemiş olduğu fiyatın altında fiyat vermesi durumunda veya farklı yöntemlerle indirmeye yönelik kelime oyunları gibi vb.sesli veya görüntülü cihazlarla tespiti halinde kurumun sahibi/yetkilisi,aşağıda belirlenen cezai şartı, tespit tarihinden sonraki 15 gün içinde … Bürosu …’na ödemekle yükümlüdür.
a) 1. Tespitte 20.000,00 (yirmibin) TL.olarak cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt eder.
b) 2. Tespitte30.000,00 (otuzbin)TL olarak cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt eder.
c) 2. Tespitten sonra aynı kurumda tespit yapılması durumunda her tespitte ayrı ayrı 40.000 TL ceza ödemekle yükümlü olacaktır.Ayrıca tespiti yapılan kurumun tespit tarihinden 1 gün sonra dahi tekrar aykırılığın tespiti halinde 2.tespit sayılacaktır.” şeklinde düzenlenmiş olup düzenleme gereği taraflara senet imzalatılmıştır. Yukarıda atıfta bulunduğumuz protokol maddelerine dayanarak imzalatılan senedin teminat senedi olduğu düşüncesi ile imzalayan müvekkil tarafın protokol de anlaşılan fiyatın altında bir fiyat ile kursiyer kabul ettiği iddia edilerek kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatılmıştır. Oysa müvekkilimizin sözleşmenin tüm edimleri yerine getirmesine rağmen davalı taraf haksız olarak müvekkil aleyhine anılan senet ile icra takibi yapmıştır. Müvekkilimizin sözleşme maddelerini ihlal ettiğine dair aleyhine herhangi bir somut delil ve bulgu olmadan kötü niyetli olarak başlatılmıştır. Keza müvekkilin sözleşme maddelerini ihlal ettiğine dair somut delilolsa dahi imzalanan senet teminat senedi olduğundan ötürü kambiyo vasfına haiz senetlere özgü icra takibi değil teminat senedine özgü icrai işlemlere başlanılması gerekmekte iken kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatılması tamamen art niyetle yapılmış bir eylemdir. Davalı taraf senedin üzerinde teminat senedi olduğuna dair herhangi bir emare eklememiştir. Bu bağlamda bakıldığında davalı tarafın kötü niyetli takip talebine zemin hazırlama niteliğinde varsaymak yerinde olacaktır. Bu sebeple Teminat senedi olup olmadığının tespitinin yapılıp takibin iptaline ve müvekkilimizin ilgili takip dosyası yönünden borçlu olmadığının tespitine yönelik açtığımız menfi tespit davasında whatsapp konuşmaları ve sözleşme örneği olmasına rağmen davanın reddi hukuka aykırılık teşkil etmektedir. Dava Dilekçemizde de belirttiğimiz üzere, ekte sunduğumuz protokol örneği imzalanan protokolün aynısı olmakla birlikte iki tarafında imzası bulunan protokol değildir. Çünkü 2.taraf olan … … Bürosu yöneticisi olan davalı şahıs sözleşmenin bir örneğini müvekkil davacıya vermemiş olup, örneği istendiğinde de sürüncemede bırakıp herhangi bir evrak göndermeyip, icra takibini de haksız ve kötü niyetli olarak başlatmıştır. Sözleşmenin bir örneği davacı müvekkil … tarafından, davalı taraf olan …’na yazılan WhatsApp konuşmalarından da anlaşılacaktır ki davalı taraf sözleşmenin yokluğunu iddia etmemiş olup aksine varlığını kabul edip daha önce mahkemenize dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğumuz bahsi geçen WhatsApp konuşmasında ”Sözleşmeler evde kasada eve ne zaman geçerim belli değil geçince atarım size ” cevabını vermiştir.
22 Mart 2022 tarihli, müvekkil … tarafından atılan ”SELAM HALA BANA SÖZLEŞME VE SENET FOTOKOPİSİNİ YOLLAMADINIZ KAÇ GÜNDÜR BEKLİYORUM” diye atılan mesajına, ismi ve numarası alenen belli olan … tarafından verilen cevapta ise; ” Avukata söyledim icradaymış o yüzden gönderemiyoruz” şeklinde cevap verilmiş olup yine sözleşmeye dayandığının inkarına dair tek bir beyan sunmamışlardır.Konuşmaların tamamı dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğumuz WhatsApp konuşmalarında görülecektir.
Üstelik Davacı vekili tarafından iddia edilen ”davacının müvekkile borcu bulunmaktadır. Müvekkilin alacağına karşılık kendisine senet verilmiştir” Söylemi taraflar arasında bahsini ettiğimiz protokol maddelerine dayanmadığı varsayılırsa akla ve mantığa uymamakta olup, hayatın olağan akışına da aykırıdır. Şöyle ki davacı müvekkile ait işyeri ve şirket Şanlıurfa’da bulunup ticari iş ve ilişkileri tamamen Şanlıurfa da olmasına rağmen, Kayseri’de bulunan ve … … Bürosu olarak bilinen ve gerek aralarında ki mesafe, gerek ortak bir paydalarının olmayışı göz önünde bulundurulduğunda günlük hayatta ticari işletmeciler arasında görülebilen bir durum olmamakla müvekkilin herhangi bir protokol gereği olmadan davalıdan borç almış olması hayatın olağan akışına da, akla mantığa da uymamaktadır.Ayrıca taraflar arasında anlaşılan protokol üzere imzalanan senetlerin teminat senedi olduğuna yönelik senet üzerine şerh koyması gereken taraf senedi düzenleyen davalı taraf olması gerekirken, sadece imza atıp şirket kaşesi vuran davacı müvekkille imzalanan senette tediye tarihi ve teminata yönelik herhangi bir ibare eklenmemekle kötü niyetle davranılmış olup yine hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak kambiyo senetlerine özgü icra takibine konu edilmiştir.Dava dosyasında ki iddialarımız dosya devam ederken ispatı niteliğinde şirket sahibi … tarafından Şanlıurfa Psikoteknik Merkezleri ve …KURUMLARI adlı İki WhatsApp grubuna, Sözleşme gereği anlaşılan aylık aidat ödemelerinin gecikmeden ödenmesine dair yazdığı WhatsApp mesajı ve gruptan aidatını ödeyenlerin gruba atmış olduğu dekontların örneği ekte sunacağımız dosyada görülecektir.
Ekte sunacağımız WhatsApp mesajlarının delil niteliği üzerine;
HMK 199’a göre ”Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir.Madde hükmü gereğince belirtilen elektronik ortam verilerine nelerin dahil olduğu uyuşmazlık konusu olabilmekteydi.Yargıtay 13. Hukuk Dairesi tarafından 2017/1014 Esas ve 2020/4488 Karar sayılı ilam ile alacak davalarında mail, whatsapp, facebook gibi elektronik ortamlarda yapılan yazışmalar belge ve delil niteliğinde olduğuna ilişkin içtihatlar geliştirildi.Yargıtay’ın bir kararında; “Dava, vekalet ücreti alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda sonuca gidilerek davanın reddine karar verilmiştir. Bilirkişi raporunda; taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmadığı tespiti ile vekalet ücreti hesaplanmıştır. Oysa davalı avukat tarafından davacıya gönderilen mail yazışmasının değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. HMK’nun 199. maddesinde ”Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir.” yazılıdır. Bu düzenleme ile mail yazışmaları da belge olarak kabul edilmiştir. O halde, mahkemece mail yazışmaları ve davacı tarafından yapılan ödemeler değerlendirilerek davacının borçlu olup olmadığına karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” denilmiştir
Örnek Yargıtay Kararları:
YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2017/1014 K. 2020/4488 T. 10.6.2020
YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ E. 2018/10718 K. 2019/559 T. 10.1.2019
YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ 2019/7066 E. , 2020/357 K.
YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ 2017/14638 E. , 2018/2329 K.
Keza …NA ait … A.Ş.’de bulunan ” …” İBAN numaralı hesabı kontrol edildiğinde iddialarımızı destekler nitelikte Şanlıurfa’da bulunan … kursları, Psikoteknik merkezleri ve Sürücü kurslarının iddiamıza esas oluşturan protokol gereği aidat ödemeleri yaptığı ve bu aidatların gecikmesinde müvekkilin de dahil olduğu WhatsApp grubunda …’nun aidat talebinde bulunduğu ekte sunacağımız Ekran görüntülerinde de anlaşılacaktır….” şeklinde İstinaf talebinin kabulüne, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/03/2023 tarihli 2023/237 kararının usul ve yasaya aykırı kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; “….Mahkemece verilen karar usul ve esas yönünden kanuna, hukuka uygun olmakla davacıların kararın kaldırılması talebi yerinde değildir. Tekrara düşmemek adına cevap dilekçemizi, yargılama aşamasındaki sözlü ve yazılı beyanlarımızı aynen tekrar ederiz. Yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ilişkin davacıların tüm taleplerinin reddine karar verilmesini saygılarımızla talep ederiz…” Mahalli ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davacıların istinaf başvurusunun usulden ve esastan reddine, Vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, İİK’nın 72. Maddesi gereğince icra takibine konu bononun teminat olarak verildiğinden bahisle açılan menfi tespit talebine ilişkindir. Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.Davalı tarafından davacılar aleyhine Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … E sayılı icra takip dosyasında 25/01/2022 tanzim tarihli, 06.03.2022 vade tarihli, 20.000,00 TL bedelli nakden yazılı bono nedeniyle 09.03.2022 tarihinde takip başlatılmış olduğu görülmüştür. Bonoda ödeyecekler olarak davalılar bulunduğu, çift imza olduğu, lehdarın davalı olduğu görülmüştür. Davacıların ileri sürdüğü sözleşmede takibe konu senede atıf yapılmadığı görülmüştür.Davalı tarafından bonoya dayalı takip yapılmış, davacı taraf söz konusu bononun davalı ile arasındaki sözleşmeye binaen cezai şartın teminatı olmak üzere verildiğini, borçlu olmadığı iddiasıyla eldeki davayı açmıştır.Kural olarak kambiyo senetleri, kayıtsız şartsız soyut borç ikrarını içeren senetlerdir. Kambiyo senetlerinde soyutluk prensibinin en önemli işlevi ispat açısından kendisini gösterir. Buna göre, bir kambiyo senediyle borç altına giren kimse, borçlu olmadığını iddia ediyor ise bu hususu ispat etmekle yükümlüdür. Bu bakımdan kambiyo senedinin bedelsiz olduğu iddiasıyla açılan menfi tespit davasında ispat külfeti davacı borçluya düşer. Bu itibarla, dava konusu bononun teminat senedi olduğunu iddia eden davacının öncelikle bu iddiasını HMK’nın 201. maddesi uyarınca yazılı delille ispatlaması gerekmektedir.Somut olayda imzası inkar edilmeyen bono takip konusu yapılmış olup, davacı taraf söz konusu senedin davalı tarafa cezai şartın teminatı olmak üzere verildiğini, teminat senedine dayalı olarak takip yapılamayacağını ileri sürmüştür. Yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere; bir senedin teminat senedi vasfını taşıyabilmesi için; ya senet metninde açık olarak teminatın hangi hususta verildiği belirtilmeli, ya da ayrı bir sözleşmeyle söz konusu teminat senedine atıf yapılarak senedin teminat senedi olduğunun belirlenebilir olması sağlanmalıdır. Senet üzerine yazılacak olan “teminattır” ibaresi dahi tek başına senede teminat senedi olma hüviyetini kazandırmaz. “teminat senedidir,” “devredilemez”, “ciro edilemez”, ibareleri de tek başına geçersiz olup, hiç yazılmamış kabul edilir. Aynı yönde (Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 2014/11410 E. 2014/13843 K. sayılı ilamı), bir senedin teminat senedi olduğunu ileri süren taraf bunu yazılı bir belge ile ispatlamalıdır. Somut olayda takip konusu bononun teminat senedi olduğu iddiası yönünden davacı tarafça dosyaya herhangi bir yazılı belge sunulamadığı, icra müdürlüğü tarafından gönderilen senet suretinde herhangi bir şekilde teminat ibaresinin yazılı olmadığı, sözleşmede bonoya atıf olmadığı, davalının bu yönde bir kabulünün bulunmadığı, davacı tarafça dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmadığı, whatsapp kayıtlarında açıkça senedin belirtilmediği gözönüne alınarak bu durumda HMK’nın 200. Maddesine göre senede karşı senetle ispat yükümlülüğü altında bulunan davacı tarafça senedin teminat amacıyla verildiği hususunun kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığı görülmekle davacıların istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 23/03/2023 tarih ve 2022/357 E. – 2023/237 sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davacılar tarafından peşin yatırılmış 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 89,95 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davacılardan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.20/09/2023