Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/129 E. 2023/163 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/129
KARAR NO: 2023/163
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/11/2022
ESAS NO: 2022/343
KARAR NO: 2022/860
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/01/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 30/01/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/11/2022 tarih ve 2022/343 Esas – 2022/860 sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı hakkında Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesinin … Esas Sayılı Dosyası üzerinden 21.01.2021 Tarihinde icra takibi başlatıldığını ve haciz tehdidi altında olduğunu, davacının eşi … ‘ın kredi kefilliğinde muvafakatinin olmaması hasebiyle de davacı … ‘ın kefilliğinin geçersiz olduğunu, bonodaki miktar ile kredi sözleşmesindeki kefalet miktarları birbiriyle çeliştiğini, Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki işlem infazının ihtiyati tedbiren durdurulmasını, borçlu olmadığın tespiti, tazminata ve davalıya adli para cezası verilmesine karar verilmesinin arz ve talep edilmiş olduğu görülmüştür. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı banka, dava dışı borçlu … ‘a birden çok banka ürünü kullandırmış ve buna ilişkin sözleşmeler imzalanmış, borçlu … ise davalı bankaya olan borçlarına karşılık düzenleyeni … ve … Tanzim tarihi 04.04.2019 Vade Tarihi 11/01/2021 olan 300.000 TL’lik Bonoyu, davalı bankaya ciro etmiş olduğunu, banka … Tarafından borçları ödenmeyince taraflarınca ciro edilen Bono’ya istinaden .. … ve … ‘a 13/01/2021 tarihinde Bünyan Noterliğince “Ödememe Protestosu” çekmiş olduğunu, işbu protesto incelendiğinde de protestonun içeriğinde senede ilişkin bilgiler ve senet bedelinin 300.000 TL olduğu açıkça yer almakta olduğunu, davalı banka tarafından çekilen protestoya rağmen borç ödenmeyince 15/01/2021 tarihinde davacı … ve dava dışı borçlular … ve … aleyhine Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/26 D.iş dosyası ile “davalı bankaya, … tarafından tahsil edildiğinde borcuna mahsup edilmek üzere … ve … tarafından verilen Tanzim tarihi 04.04.2019 Vade Tarihi 11.01.2021 olan 300.000 TL’lik Bono verildiği ve bu Bono vadesinde ödenmediği için fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak ve alacaklarından feragat anlamına gelmemek kaydıyla 300.000 TL alacağı tahsilini teminen ihtiyati haciz kararı” talep edilmiş ve aynı gün olan 15.01.2021 tarihinde mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmiş olduğunu, karar sonrası İhtiyati haczi tamamlayıcı merasim gerçekleştirilmiş ve 20.01.2021 tarihinde Kayseri Banka Alacakları İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile bankamız borçlusu … ve senet düzenleyeni olmaları nedeniyle borçlu olan … ve … ‘ a takip başlatılmış olduğunu, davacı dilekçesinde … ‘a olan kredi kefilliği ile bonodaki miktarın birbiriyle çeliştiğini ve davacının eşi … ‘ın kredi kefilliğine muvafakatinin olmaması nedeniyle kredi kefilliğinin geçersiz olduğunu iddia etmişse de; davacının kefaletinin geçersizliğine ilişkin iddiasını kesinlikle kabul etmediklerini beyan etmekle birlikte zaten davacıya davalı tarafından başlatılan icra takibi davacının … ‘a olan kefilliğinden dolayı değil düzenleyen olarak tanzim ettiği bonodan kaynaklanmakta olduğunu, davacının kefil olduğu Krediyle ,düzenleyeni olarak yer aldığı ve Lehtarı olarak … ‘un gösterildiği Bononun arasında bir ilişki bulunmamakta olduğunu, senetten de görüleceği üzere senet alacaklısı … ve; … işbu senedi taraflarına ciro etmiş olduğunu, kambiyo Senetlerinde hamilin icra takibi yapabilmesi için haklı hamil olması gerekmeyip yetkili hamil olması yeterli olduğunu, ( kaldı ki davalı bu takipte aynı zamanda haklı hamildir). Takip dayanağı bono incelemesinde; keşidecisinin … ve … , lehtarının … olduğu, lehtarın cirosu ile alacaklı davalı bankanın son hamil olduğu görülmekte olduğunu, bonolar illetten mücerret senetler olup yani, senedin tanzimine sebep olan asıl borç ilişkisinin (temel ilişki)senetten anlaşılmasına imkan bulunmayan kıymetli evrak olduğunu, senede bakarak, alt ilişkinin ne olduğunun tespiti mümkün olmayıp ; yetkili hamil temelde yatan asıl borç ilişkisinin varlığını ve mahiyetini ispat zorunda olmadığını, geçerli bir temel ilişki bulunmadığının veya buna ilişkin defilerin ileri sürülmesi ve ispatı meselesi borçluya yüklenmiş olduğunu, kaldı ki zaten davacı borçlunun dava dilekçesinde görüleceği üzere senedin geçerliliği ve borcun varlığına ilişkin herhangi bir itirazı olmadığını, hatta davacı dilekçesinde de görüleceği üzere Bonodan kaynaklanan borcun varlığını kabul etmiş olduğunu, öyle ki davacı dilekçesinde kefilliğin geçersiz olduğuna ilişkin iddialarda bulunmuş ancak bonoya itiraz etmemiş olduğunu, (Davacının kefilliğin geçersizliğine ilişkin iddialarını kabul etmediğimizi daha önce beyan etmiştik.) Davacı borçlu dilekçesindeki beyanlarla Bonodan kaynaklanan borcunun varlığını ikrar etmiş olup davacının işbu davayı açmaktaki kötü niyeti açıkça gözler önüne serilmiş olduğunu, davacının dilekçesinde beyan ettiği Kayseri 4. İcra Hukuk Mahkemesi 24.02.2022 tarih 2021/187 E.-2022/116 K.sayılı kararında her ne kadar şikayetin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de işbu dava için İstinaf yoluna başvurulmuş ve Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesi 07/04/2022 tarih 2022/704 E.-2022/696 K. Sayılı kararıyla davacı … ‘ın Haczedilemezlik şikayetine ilişkin davasını USULDEN REDDİNE karar vermiş ve yerel mahkemenin kısmen kabul kısmen red şeklindeki kararını kaldırmış olduğun, davacı işbu davayı ikame ederken İstinaf mahkemesince çıkan kararı biliyor olmasına karşın yalnızca kısmi lehine olan yerel mahkeme kararını işbu dosyaya sunması dahi mahkemenizi asılsız iddia ve beyanlarla yönlendirmeye çalıştığının kanıtı olduğunu, davacı dilekçesinde ayrıca davalı Banka aleyhine Cumhuriyet Başsavcılığına dair başvuruda bulundukları ancak Savcılık makamı tarafından Kamu Adına Soruşturma Yapılmasına Yer Olmadığına dair karar verildiğini beyan etmiş ve bu kararın usul yasaya yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ters olduğunu iddia etmiş olduğunu, davacının işbu aleyhine olan kararı neden dilekçesinde beyan ettiğine anlam verememekle birlikte Savcılık makamınca verilen bu karar hukuka uygun olup, davacı bu beyanıyla bir kez daha davalı bankanın usulsüz hiçbir işlem gerçekleştirmediğinin ispatı niteliğinde olduğunu, davacının dilekçesinde beyan ettiği bir diğer asılsız husus ise davacı borçlunun haciz tehdidi altında Arabuluculuk sürecinde anlaşmaya varamadığına ilişkin olduğunu, öyle ki davacıya icra takibi 20/01/2021 tarihinde başlatılmış davacının işbu davaya sunduğu Arabuluculuk son tutanağı ise 15/04/2021 tarihinde imzalanmış olduğunu, davacının ara buluculuk görüşmesinin üzerinden bir yıl geçtikten sonra işbu davayı ikame etmiş olması dahi açık bir kötü niyet göstergesi olduğunu, ayrıca davacı haksız olduğunu bilmesine rağmen davalının alacağını almasını zorlaştırmak için kanunun kendisine tanıdığı tüm dava haklarını kötüye kullanarak Kıymet takdirine itiraz etmiş, Haczedilemezlik şikayetinde bulunmuş, Memur muamalesini Şikayet etmiş, İhalenin Feshi için dava açmış ve İşbu davayı ikame etmiş olduğunu, davacının tarafımıza açmış olduğu davalar aleyhine sonuçlanmış ve davacının iddiasına göre Savcılık makamınca davacının iddialarına dayanarak soruşturma dahi yapılmamış olduğunu, davacının kötü niyeti açıktır bu nedenle davacıya dava değerinin %20 sinden az olmamak üzere Kötü Niyet tazminatı ile adli para cezası verilmesine hükmedilmesini talep ettiklerini, davacı ne noter kanalıyla kendisine gönderilen ihtarlara ne yapılan takibe ne de icra kanalıyla yapılan işlemlere karşı takibin başlatıldığı tarihten itibaren bir yılı aşkın süreçte başvurmamış olduğunu, bu sebeple de davacının düzenleyen olarak imzaladığı ve içeriği gayet açık olan bu bonoyu davacı bilerek ve kendi iradesine uygun olarak … Lehine Keşide ettiğinin kabulü gerektiğini, senedin Sahte olduğunun ispatı ise davacı üzerinde olduğunu, davacıya karşı yapılan icra takibi kefalet sözleşmesindeki kefilliğine ilişkin olmayıp Kambiyo Senedinde düzenleyen olması nedeniyle başlatılmış olduğunu, bu nedenle davacının yalnızca kredi sözleşmesinde imzaladığı kefalet tutarı ile sorumlu olmayı istemesi hukuken kabul edilebilir talep olmadığını, ayrıca davacının dilekçesinde tanık olarak belirttiği “… ile davalı banka arasında Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/43E. Sayılı dosyası ile “Menfi Tespit Davası ” görülmekte olup davacının göstermiş olduğu tanık … in tanıklığına muvafakatimizin bulunmadığını açıkça beyan etmekte olduklarını, davacı taraf ,tüm yasal unsurları içeren Bonoyu bizzat imzalayarak üçüncü kişilerce ödeme için kendisine başvurulması durumunda Bononun ödenmesini kabul ve taahhüt etmiş olduğunu, ayrıca davacı borçlu işbu takip başlamadan önce kendisine 13/01/2021 tarihinde çekilen ödememe protestosuna da ,20/01/2021 tarihinde başlatılan takibe de herhangi bir itirazda bulunmamış takibin başlatılmasından bir yılı aşkın süre sonunda ve davacının araç ihalesinden bir gün önce işbu davayı ikame etmiş, sırf bu tutum dahi davacının aleyhine ikame olunan icra takibine kötü niyetle ve takibi sürüncemede bırakmak amacıyla dava açtığının göstergesi olduğunu, burada davalı Bankanın bir mağduriyeti söz konusu olduğunu belirterek karşı tarafın haksız açtığı bu dava da davanın reddine, kötü niyet tazminatı ile adli para cezasına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “…… Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; her ne kadar davacı tarafça Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin 2021/545 sayılı dosyası nedeni ile davalıya borçlu olunmadığı belirtilerek mahkememizde dava açılmış ise de, takibe konu alacağın krediden kaynaklı olmayıp, kambiyo senedi nedeni ile olduğu, bu nedenle davacının kredi borcuna eşinin muvafakatinin olmaması nedeni ile kefilliğinin geçersiz olduğu iddiasının dava konusu takip yönünden incelemeyi gerektirmediği, davalı bankanın senetten kaynaklı alacağının cirantalık nedeni ile olduğu, bu nedenle taraflar arasında keşideci ve ciranta olarak direk ilişki olmadığından davalının kayıtlarının incelenmesinin dosyaya katkısı olmadığı değerlendirilmekle, davacının kambiyo senedinden kaynaklı borçlu olmadığını ispat etmesi gerekmiş ve bu hususun yazılı delil ile ispat edilemediği görülmüş ve böylece davanın reddine, Mahkememizce verilmiş ve uygulanmış bir tedbir kararı olmadığından davalı tarafın tazminat talebinin İİK Mad. 72/4 gereğince reddine, Tarafların adli para cezası kararı verilmesi talebinin İİK madde 72 gereğince yasal düzenleme olmaması nedeni ile reddine karar vermek gerekmiş …..” gerekçesiyle Davanın REDDİNE, Mahkememizce verilmiş ve uygulanmış bir tedbir kararı olmadığından davalı tarafın tazminat talebinin İİK Mad. 72/4 gereğince reddine, Tarafların adli para cezası kararı verilmesi talebinin İİK madde 72 gereğince yasal düzenleme olmaması nedeni ile reddine karar verilmiştir.
İşbu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesinin 2021/545 Esas sayılı dosyasındaki işlem infazının Öncelikle ortada açıkça hukuka aykırılık ve telafisi güç zararlar bulunması hasebiyle ihtiyati tedbiren durdurulması (Haksız ve Hukuksuz, Keyfi, Soyut, Belirsiz ve Subjektif Nitelikler Taşıyan Hukuki Güvenlik ve Hukuki Belirlilik İlkelerine Aykırılık Teşkil Eden İşlemle Büyük Mağduriyetler Yaşanacaktır.) ve İptali için Mahkemenize başvurma zarureti hâsıl olduğunu, öncelikle telafisi güç veya imkânsız zararların oluşmaması için gün beklenmeksizin yargılama sonuna kadar tensiben ve tedbiren Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki işlem infazının ihtiyati tedbiren durdurulmasına, yargılama yapılarak ve delillerimiz de nazara alınarak Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinde davacının borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit edilmesine ve davacı lehine dava değerinin % 20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatı verilmesine ve davalı tarafın alacağın yüzde % 10’u oranında Adli Para Cezasına mahkum edilmesine karar verilmesi için işbu davayı ikâme etme zarureti hâsıl olduğunu belirterek; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.11.2022 tarihli, 2022/343 Esas ve 2022/860 Karar sayılı ilamının istinaf incelemesi neticesinde bozulmasına, yargılama giderleri ile ücret- i vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle işbu istinafa cevap dilekçesinin kabulü, huzurdaki davanın kötü niyetle olarak açılması sebebiyle uğrayacağı herhangi bir zararda dava açma hakkının saklı kaldığını belirterek davacının istinaf taleplerinin reddi ile, masraf ve ücreti vekaletin davacı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, kambiyo senedi niteliğindeki bonodan dolayı girişilen takip nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davaya konu 300.000,00 TL bedelli bonoda davacı borçlunun keşideci olduğu, lehdarın Ümit olduğu, davalı banka ise ciro yoluyla hamil durumundadır.Bankaların verdikleri krediye karşılık teminat olmak üzere bono almalarını engelleyen yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Bir an için senedin teminat amacıyla verildiği kabul edildiğinde bile teminatını teşkil ettiği kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredi borcu bulunup bulunmadığının bilirkişi marifetiyle saptanması gerekir. Davalı banka tarafından bononun hangi kredinin teminatı veya tahsili için alındığı araştırılarak, bu krediye ilişkin tüm banka kayıt ve evrakları üzerinde üç kişiden oluşan bankacı bilirkişi heyetinden rapor alınarak takip ve dava tarihi itibariyle davacının krediden kaynaklı borcu olup olmadığı belirlenerek kambiyo senedinden sorumlu olduğu miktarın ortaya konulması gerekirken davanın reddi yönünde karar tesisi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 26/09/2016 tarih 2016/2530 esas 2016/12603 karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/3592 Esas 2022/3116 Karar)
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak HMK’nun 355. Maddesi uyarınca istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda istinaf eden davacı vekilinin istinaf sebepleri yukarıda belirtilen yönlerden yerinde görüldüğünden HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince istinafa konu edilen yerel mahkeme kararın kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 30/11/2022 tarih ve 2022/343 Esas – 2022/860 sayılı nihai kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 26/01/2023