Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1275 E. 2023/1327 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1275
KARAR NO: 2023/1327
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/03/2023
ESAS NO: 2021/505
KARAR NO: 2023/197
ASIL DAVA: İtirazın İptali
ASIL DAVA TARİHİ: 17/07/2021
BİRLEŞEN KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2021/688 ESAS 2021/803 KARAR SAYILI DAVADA
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/09/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 13/09/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/03/2023 tarih ve 2021/505 Esas – 2023/197 sayılı kararı davacı vekili tarafından asıl ve birleşen dava yönünden istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
ASIL DAVADA DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kooperatif tarafından alınan genel kurul kararı uyarınca kesin maliyet sonucu belirlenen borçların 24 eşit taksitte ödemesinin ve 4 taksit geciktiren üyelerin aleyhine yasal işlem başlatılmasının kararlaştırıldığını, davalının 514 üye numarası ile takip tarihi itibariyle halen kooperatif üyesi olduğunu, davalının kök maliyet borcunun 40.499,63 TL olduğunu, 01/02/2019 tarihinden başlamak üzere 31/01/2021 tarihine kadar aylık 1.687,48 TL ödemesi gerektiğini, davalının taksitleri geciktirmesi nedeniyle 24/05/2019 tarih ve 24 sayılı kooperatif yönetim kurulu gereğince icra takibi yapıldığını, davalının itiraz ettiğini ve takibin durmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek; davanın kabulü ile, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVADA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetele; Görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin 514 nolu üye olup üzerine düşen bütün edimleri yerine getirdiğini ve 130 m²’lik bir daireye hak kazandığının kendisine yazılı olarak beyan edildiğini, üyelikten dolayı kooperatife herhangi bir borcu bulunmadığını, üyelikten çıktığını, müvekkilinin taşınmazı oğlu …’a devrettiğini savunarak davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; davacı kooperatifçe alınan genel kurul kararı doğrultusunda kesin hesap ve ek kesin hesap maaliyeti çıkarıldığını, 30/06/2018 tarihli genel kurul toplantısının 8. Maddesi ile kesin maliyet sonucu belirlenen üye borçlarının 24 eşit taksitte ödenmesi kabul edildiğini, daha sonra 24/05/2019 tarih 24 sayılı ve kayyım onaylı kooperatif yönetim kurulu kararı ile toplamda 4 taksit ödemeyi geciktiren kooperatif üyeleri aleyhine yasal işlemlerin başlatılması için kooperatif vekiline yetki verildiğini, alınan kayyım onaylı YK kararı doğrultusunda borçlarını vadesi gelmesine rağmen ödemeyen kooperatif ortakları aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, kesin hesap maliyeti borcunun on altı taksitini ödemeyen davalı hakkında başlatılan Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … esas numaralı dosyasına davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine iş bu davanın açıldığı beyan edilerek davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi, ayrıca dosyanın Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/505 esas sayılı dava dosyasında birleştirilmesi talep edilmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP: Davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilmiş olmasına rağmen yasal 2 haftalık kesin süre içerisinde cevap dilekçesi sunmamıştır. Davalı tarafın HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “….Kooperatif tarafından yapılan kesin maliyetin devam eden 2 blok için tahmini olarak yapıldığı görülmüştür. Dava ve birleşen dava kesin maliyet bedeli alacağının davalıdan tahsiline ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/6280 E., 2022/1595 K. Sayılı ilamında belirtildiği üzere ” …. kesin maliyet hesabı çıkartıp bu bedeli davalıdan talep etmiş ise de henüz tüm inşaatlar bitmeden yapılacak kesin maliyet hesabı hiçbir zaman kesin maliyet sonucunu vermeyecek, her genel kurul sonrasında yapılacak hesaplamaya göre ortaklardan yeniden talepte bulunma zorunluluğu doğacaktır. Bu gerekçeler doğrultusunda kanuna aykırı olarak düzenlenen ana sözleşme uyarınca belirlenen bedelin davalıdan talep edilebilmesini kabul etmek mümkün değildir. Ancak kooperatif, inşaatlarının bitmesini müteakip yapılacak kesin hesap sonucunda belirlenen bedeli bağımsız bölüm teslim alan ortaktan kooperatiften istifa edip etmediğine bakılmaksızın talepte bulunulabilecektir.” denilmekle davacının inşaatların devam ettiği kesin maliyet hesabı ve dava dilekçesinde anlaşıldığından davanın erken bir dava olduğu anlaşılmıştır.Yargıtay 2019/5 E., 2022/1 K. sayılı ve 18.02.2022 tarihli (RG, 04.11.2022, S.32003) İBK ile ifa zamanı gelmemiş (vadesi gelmemiş, muaccel olmayan, müeccel) bir alacak için açılmış dava, erken açılmış dava niteliğinde olduğundan, bu davanın açılmasında henüz hukukî yarar bulunmamaktadır. O nedenle, HMK’nın 114/1-h bendinde dava şartları arasında sayılan hukukî yararın bulunmadığı durumda, davanın esastan değil, HMK’nın 115/2. maddesi gereği usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden” gerekçesiyle davanın ve birleşen davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İşbu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili asıl ve birleşen davaya yönelik istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı kooperatifinin davalıdan talep ettiği bedel artan maliyetlere ilişkin olduğunu, bu durumun yönetim kurulu kararlarında ve dava dilekçe de sabit olduğunu, kesin hesap maliyetinin ne zaman ödeneceğine ilişkin Kooperatifler Kanununda kanun maddesi olmadığını, uygulamaya göre erken dava olarak nitelendirilip karar verilmesinin hatalı olduğunu, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirip halen tapularını alamayan ortaklar Kooperatif Kanunun 23. maddesine göre korunması gerektiğini, yerel mahkeme tarafından kesin maliyet olarak talep edilen bedelin ön ödeme, ara ödeme olarak kabul edilmeyip davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/879 Esas, 2023/181 Karar sayılı ilamının kaldırılarak davamızın kabulüne ilişkin karar verilmesini, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün …, … Esas sayılı dosyalarındaki vaki itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu borç usulüne göre kesinleştirilmiş ve davalıya tebliğ eidlmiş olan kesin maliyet ve ek maliyet hesabına dayanması ve alacak kalemlerinin likit olması nedeniyle davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın yerinde ve hukuka uygun olması nedeniyle davacının istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine, yerel mahkeme kararının aynen onanmasına, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Asıl dava, kooperatif kesin maliyet alacağının tahsili istemiyle başlatılan ilamsız icra takibine İİK’nun 67. Maddesi gereğince yapılan itirazın iptali istemidir. İşbu davada talep edilen dava değeri 7.062,38 TL’dir. İstinaf edilen asıl dava dosyasında yapılan yargılama sonucu “davanın erken dava olması nedeniyle usulden reddine ” karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” 4. Fıkrasında :”(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ”istinaf yoluna başvurulabilen kararlar” kenar başlığını taşıyan 341. maddesinin 2-3-4. fıkralarında değişiklik yapılarak “binbeşyüz” Türk Lirası ibaresi “üçbin” Türk Lirası olarak değiştirilmiş, yine 6763 sayılı Kanunun 47. maddesinde kanunun yayımı tarihi ile yürürlüğe gireceği aynı Kanunun “Parasal sınırların artırılması” başlıklı ek 1. maddesinde;”(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.(2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükmü getirilmiştir.Mahkemece 23/03/2023 tarihinde nihai karar verilmiş olup, hükmün verildiği tarih itibariyle kesinlik (İstinaf edilebilme) sınırı 17.830,00-TL’dir. Davacı tarafından kendisi yönünden istinaf kanun yoluna konu edilen karara ilişkin red edilen dava değerinin ise 7.062,38 TL’ye ilişkin olduğu görülmüş olup HMK 341/2-4 maddesi gereğince Hükmün verildiği tarih itibariyle kesinlik miktarı 17.830,00 Türk Lirası olup, bu miktarı geçmeyen kararlar kesin olduğundan, mahkemece her ne kadar ilgili istinaf başvuru dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmemiş ise de; aynı Kanun hükmü ve 352. madde hükmü uyarınca, istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle kesin olan bir karara ilişkin olması sebebiyle davacı tarafın istinaf dilekçesinin/başvurusunun asıl dava yönünden HMK 352/1-b maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.HMK 352/1-b maddesine göre kesin olan kararların istinafı halinde Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk dairesince ön incelemede öncelikle gerekli karar verilir. Açıklanan nedenlerle davacı tarafın istinaf ettiği asıl karara ilişkin red edilen dava değerinin kesinlik (istinaf edilebilme) sınırının altında olması nedeniyle kesin sayılan kararla ilgili işbu istinaf dilekçesinin/talebinin HMK 341/2-4 ve HMK 352/1-b maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.Birleşen davada; kooperatif kesin maliyet alacağının tahsili istemiyle başlatılan ilamsız icra takibine İİK’nun 67. Maddesi gereğince yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.Dava değeri 29.579,99TL olup kesin olmadığından istinaf başvurusu esastan incelenmiştir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 20/01/2022 tarih ve 2021/6310 E – 2022/185 K sayılı ilamında belirtildiği üzere;Yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarının konut ihtiyaçlarının karşılamaktır. Bu amaçla bir araya gelen ortaklar emeklerini ve birikimlerini birleştirerek amaçlarını gerçekleştirirler.Kooperatifler Kanunu 23.maddesine göre “kooperatif ortakları bu yasanın kabul ettiği ilkeler ışığında hak ve yükümlülüklerde eşittirler. Kooperatif ana sözleşmesi kooperatif ortaklarının birbiri ve ortaklarla kooperatif tüzel kişiliği arasında özel hukuk sözleşmesindir. Ana sözleşmeye Kooperatifler Kanunu’na aykırı olmamak koşulu ile sözleşme serbestisi çerçevesinde istenilen hükümler konulabilir. Somut olayda; Kooperatif Ana Sözleşmesinin kesin maliyete ilişkin 61.maddesi ve kur’a çekimine ilişkin 62.maddesinde değişiklik yapılarak kooperatifin etap etap yapılacağı, inşaat sona erdikçe, biten binalar için kur’a çekileceği ve çıkarılan kesin maliyet hesabına göre %10 fazla ödeyenlerin bağımsız bölümlerin teslim edilerek kooperatiften istinaf edebilecekleri ana sözleşme hükmü olarak belirlenmiştir. Bu ana sözleşme hükmü; gerek kanunla belirlenen kooperatiflerin ana ilkesine, gerekse eşitlik ilkesine aykırıdır. Her ne kadar ana sözleşme değişikliği ile ilgili iptal davası açılmamış ise de kanuna aykırı kararlar yok hükmünde olacağından her zaman göz önünde bulundurulur. Ana sözleşmenin 61 ve 62.maddelerindeki değişiklikler Kooperatifler Kanununda çerçevesi çizilen ana ilkelere ve eşitlik ilkesine aykırı olduğundan yok hükmünde oldukları eldeki davada da gözetilmelidir. Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam etmelidir. Kooperatif, inşaatlar bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahiptir. İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağını ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetlerin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir. Yine somut olaya gelindiğinde kooperatif yukarıda belirlenen gerekçeyle, geçersiz olan ana sözleşmenin 61 ve 62.maddesi uyarınca kesin maliyet hesabı çıkartıp, bu bedeli davalıdan talep etmiş ise de, henüz tüm inşaatlar bitmeden yapılacak kesin maliyet hesabı hiçbir zaman kesin maliyet sonucunu vermeyecek, her genel kurul sonrasında yapılacak hesaplamaya göre ortaklardan yeniden talepte bulunma zorunluluğu doğacaktır. Bu gerekçeler doğrultusunda kanuna aykırı olarak düzenlenen ana sözleşme uyarınca belirlenen bedelin davalıdan talep edilebilmesini kabul etmek mümkün değildir. Ancak kooperatif, inşaatlarının bitmesini müteakip yapılacak kesin hesap sonucunda belirlenen bedeli bağımsız bölüm teslim alan ortaktan kooperatiften istifa edip etmediğine bakılmaksızın talepte bulunabilecektir. Bu durumda yerel mahkemece eldeki davanın erken açılmış dava olduğu gerekçesiyle usulden reddi yerinde görülmüştür.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle istinaf incelemesine konu birleşen davadaki kararın usul ve esas yönlerinden hukuka uygun olduğu değerlendirilmekle işbu kararı istinaf eden davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Asıl Davada;Davacı vekilinin istinafa konu asıl dava değerinin/red edilen karar miktarının karar tarihi itibari ile kesinlik (istinaf edilebilme) sınırı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2-4 ve 352/1-b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf posta/yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafça yatırılan 179,90 TL istinaf karar harcının talep halinde kendilerine iadesine,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
B)1-Birleşen Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/688 Esas 2021/803 Karar sayılı dava yönünden istinaf başvurusunun usul ve hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davacı tarafından peşin yatırılmış 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 89,95 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 07/09/2023