Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1271 E. 2023/1356 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1271
KARAR NO: 2023/1356
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/03/2023
ESAS NO: 2021/817
KARAR NO : 2023/198
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 19/11/2021
KARAR TARİHİ: 23/03/2023
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 14/09/2023
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili kooperatif tarafından alınan genel kurul kararı uyarınca kesin maliyet sonucu belirlenen borçların 24 eşit taksitte ödemesinin ve 4 taksit geciktiren üyelerin aleyhine yasal işlem başlatılmasının kararlaştırıldığını, davalının … üye numarası ile takip tarihi itibariyle halen kooperatif üyesi olduğunu, davalının kök maliyet borcunun 41.341,04 TL olduğunu, 01/02/2019 tarihinden başlamak üzere 31/01/2021 tarihine kadar aylık 1.722,54 TL ödemesi gerektiğini, davalının taksitleri geciktirmesi nedeniyle 24/05/2019 tarih ve 24 sayılı kooperatif yönetim kurulu gereğince icra takibi yapıldığını, davalının itiraz ettiğini ve takibin durmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek; davanın kabulü ile, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … , … ve … dosyalarına vaki itirazın iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin üyeliğinin sonlanması, karşılıklı ibralaşmanın davacı kooperatifin mahkeme önündeki ikrarı ile sabit olduğunu, müvekkilinin hala üye olduğu iddiasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, 30/06/2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların mutlak butlan ile batıl olduğunu, alınan tüm kararların geçersiz olduğunu, kooperatifin 310 ortağın dairelerini yapıp teslim ettiğini, 137 ortağın ise halen evlerinde oturamadığını, müvekkilinin tapusunu alarak kooperatif üyeliğinden ayrıldığının sabit olduğunu, davacı kooperatifçe 2010 yılında kesin maliyet hesaplaması yapıldığını kesinleşen ve müvekkili yönünden kazanılmış hak teşkil eden bu miktarın müvekkili tarafından ödendiğini, tekrardan para talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, 2010 kesin maliyetini müvekkilinin %10’luk risk payı ile birlikte ödediğini, ilk kesin maliyetin 2015 yılında çıkarıldığı iddiasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle bilikte davacının varsa bir alacağının zaman aşımına uğradığını, kök maliyetin 492 ek maliyetin ise 378 kişi için hazırlandığını ve bu durumun eşitlik ilkesine aykırı olduğunu savunarak davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Dava kesin maliyet bedeli alacağının davalıdan tahsiline ilişkin itirazın iptali davasıdır. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/6280 E., 2022/1595 K. Sayılı ilamında belirtildiği üzere ” …. kesin maliyet hesabı çıkartıp bu bedeli davalıdan talep etmiş ise de henüz tüm inşaatlar bitmeden yapılacak kesin maliyet hesabı hiçbir zaman kesin maliyet sonucunu vermeyecek, her genel kurul sonrasında yapılacak hesaplamaya göre ortaklardan yeniden talepte bulunma zorunluluğu doğacaktır. Bu gerekçeler doğrultusunda kanuna aykırı olarak düzenlenen ana sözleşme uyarınca belirlenen bedelin davalıdan talep edilebilmesini kabul etmek mümkün değildir. Ancak kooperatif, inşaatlarının bitmesini müteakip yapılacak kesin hesap sonucunda belirlenen bedeli bağımsız bölüm teslim alan ortaktan kooperatiften istifa edip etmediğine bakılmaksızın talepte bulunulabilecektir.” denilmekle davacının inşaatların devam ettiği kesin maliyet hesabı ve dava dilekçesinde anlaşıldığından davanın erken bir dava olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay 2019/5 E., 2022/1 K. sayılı ve 18.02.2022 tarihli (RG, 04.11.2022, S.32003) İBK ile ifa zamanı gelmemiş (vadesi gelmemiş, muaccel olmayan, müeccel) bir alacak için açılmış dava, erken açılmış dava niteliğinde olduğundan, bu davanın açılmasında henüz hukukî yarar bulunmamaktadır. O nedenle, HMK’nın 114/1-h bendinde dava şartları arasında sayılan hukukî yararın bulunmadığı durumda, davanın esastan değil, HMK’nın 115/2. maddesi gereği usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden davanın ve birleşen davanın usulden reddine karar verilmiştir.-Davanın ve birleşen davanın erken dava olması nedeniyle usulden reddine, *** …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı tarafından yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, verilen kararın Kooperatifler Kanunun 23. Maddesine Aykırı olduğunu, kooperatif tasfiye aşamasına gelmemişse ve kooperatifle ilişkisini kesmek istiyorsa aldığı daireyi iade ederek ayrılmak zorunda olduğunu kesin hesap maliyetini ödemediği konusunda da bir itilaf bulunmadığını, Kooperatifler Kanununda kesin hesap maliyetinin ne zaman ödeneceğine dair yargısal düzenleme yapılmadığını , yargı kararlarında davanın erken dava kabul edilip, açılan davaların usulden reddedilmesi bu zamana kadar üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirip tapusunu alamayan ortaklar için büyük bir adaletsizlik ve eşitsizlik olduğunu; Kooperatifler Kanunu’nda Kesin Maliyetlerin Ödeme Zamanı Belirlenmediğini Yargıtayın Yerleşik Kararlarına Göre Kooperatifler Artan Maliyetlerden Dolayı Ortaklarından Bedel Talep Edebileceğini, kooperatiflerle İlgili Yargı Kararları Hukukun Genel İlkelerine, Eşitlik Hakkına ve Dürüstlük Kurallarına Aykırı olduğunu, Konu Hakkında Yargı Birliği Bulunmadığını , somut olayda icra takiplerinde ek maliyetler de talep edildiğini davalı taraf icra takiplerine kül halinde itiraz etmesine rağmen ek maliyet taleplerinin dikkate alınmadığını, davalarının haksız olarak tümüyle reddedildiğini müvekkilinin kooperatifinin davalıdan talep ettiği bedelin artan maliyetlere ilişkin olduğunu, bu durum yönetim kurulu kararlarında ve dava dilekçelerinde de sabit olduğunu, kesin hesap maliyetinin ne zaman ödeneceğine ilişkin Kooperatifler Kanununda kanun maddesinin bulunmadığını, uygulamaya göre erken dava olarak nitelendirilip karar verilmesinin hatalı olduğunu, Üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirip halen tapularını alamayan ortaklar Kooperatif Kanunun 23. Maddesine göre korunması gerektiğini, Yerel mahkeme tarafından kesin maliyet olarak talep edilen bedelin ön ödeme, ara ödeme olarak kabul edilmeyerek davalarının reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından verilen kararın kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesi gerektiğini arz ve izah ettikleri nedenlere dayalı olarak; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/817 Esas, 2023/198 Karar sayılı ilamının kaldırılarak davamızın kabulüne ilişkin karar verilmesini, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … , … , … Esas sayılı dosyalarındaki vaki itirazın iptali ile takibin devamına, Takip konusu borç usulüne göre kesinleştirilmiş ve davalıya tebliğ edilmiş olan kesin maliyet ve ek maliyet hesabına dayanması ve alacak kalemlerinin likit olması nedeniyle davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının Yargıtay emsalleri yönünden de hukuka uygun olup, davacı tarafın başvurularının bu yönden de yersiz olduğunu, kesin maliyet hesabı çıkartıp bu bedeli davalıdan talep ettiklerini ancak henüz tüm inşaatlar bitmeden yapılacak kesin maliyet hesabı hiçbir zaman kesin maliyet sonucunu vermeyeceğini, her genel kurul sonrasında yapılacak hesaplamaya göre ortaklardan yeniden talepte bulunma zorunluluğu doğacağını, bu gerekçeler doğrultusunda kanuna aykırı olarak düzenlenen ana sözleşme uyarınca belirlenen bedelin davalıdan talep edilebilmesini kabul etmek mümkün olmadığını, arz ve izah ettiğimiz nedenlerle davacı tarafın istinaf başvuruları haksız ve yersiz olduğunu istinaf başvurularının reddi gerektiğini arz ve izah ettiğimiz nedenlerle kayseri 1. asliye ticaret mahkemesinin 2021/817 e. 2023/198 k. sayılı kararına karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini saygılarımızla talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Dava, kooperatifin kesin maliyet talepli icra takibinde itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı tarafça davalı hakkında üç ayrı icra takibi başlatıldığı ve takiplere itiraz edildiği, her bir takip yönünden yapılan itirazın iptali talebinin ayrı dava konusu olduğu ve her bir takip miktarı üzerinden dava değerinin değerlendirilmesi gerektiği, buna göre Kayseri Genel İcra Dairesinin … icra sayılı dosyasında takip miktarının 9.872,47TL, … esas sayılı icra dosyasında takip miktarının 7.445,29 TL olduğu ve dava değerlerinin de aynı miktarlar olduğu anlaşılmıştır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” 4. Fıkrasında :”(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” şeklinde düzenlenmiştir.02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ”istinaf yoluna başvurulabilen kararlar” kenar başlığını taşıyan 341. maddesinin 2-3-4. fıkralarında değişiklik yapılarak “binbeşyüz” Türk Lirası ibaresi “üçbin” Türk Lirası olarak değiştirilmiş, yine 6763 sayılı Kanunun 47. maddesinde kanunun yayımı tarihi ile yürürlüğe gireceği aynı Kanunun “Parasal sınırların artırılması” başlıklı ek 1. maddesinde;”(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.(2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükmü getirilmiştir.Mahkemece 23/03/2023 tarihinde nihai karar verilmiş olup, hükmün verildiği tarih itibariyle kesinlik (İstinaf edilebilme) sınırı 17.830,00 TL’dir.Davacı tarafından istinaf kanun yoluna konu edilen karara ilişkin dava değerinin ise her bir takip yönünden ayrı ayrı değerlendirilmek üzere Kayseri Genel İcra Dairesinin … icra sayılı dosyasında takip miktarının 9.872,47TL, … esas sayılı icra dosyasında takip miktarının 7.445,29 TL ‘ye ilişkin olduğu görülmüş olup HMK 341/2-4 maddesi gereğince hükmün verildiği tarih itibariyle miktar veya değeri 17.830,00 Türk Lirasını geçmeyen davalara ilişkin kararlar kesin olduğundan, mahkemece her ne kadar ilgili istinaf başvuru dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmemiş ise de; aynı Kanun hükme ve 352. madde hükmü uyarınca, istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle kesin olan bir karara ilişkin olması sebebiyle davacının işbu icra takiplerine ilişkin verilen nihai kararlar yönünden yaptığı istinaf dilekçesinin/başvurusunun HMK 352/1-b maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.İtirazın iptali davasına konu edilen Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasında borca itirazın iptali talebi hakkında verilen hüküm nedeni ile davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan yapılan incelemesinde:Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, yerleşik Yargıtay içtihatları da nazara alınarak erken açılan davanın usulden reddine ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacı vekilinin istinafa konu edilen Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı ve … Esas sayılı icra dosyalarında vaki borca itirazın iptali talebi ile açılan davada dava değerinin karar tarihi itibari ile kesinlik (istinaf edilebilme) sınırı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, davacının işbu icra takipleriyle ilgili verilmiş nihai kararlar yönünden yaptığı istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2-4 ve 352/1-b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 23/03/2023 tarih ve 2021/817 E – 2023/198 K sayılı Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasında vaki borca itirazın iptali istemi ile açılan itirazın iptali davasında verilen nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, davacının işbu icra takibiyle ilgili verilen nihai kararla ilgili yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 269,85 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırılan 179,90 TL ‘nin mahsubu ile bakiye eksik kalan 89,95 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 14/09/2023