Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1268 E. 2023/1337 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1268
KARAR NO: 2023/1337
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/03/2023
ESAS NO: 2021/645
KARAR NO: 2023/217
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/09/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 13/09/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/03/2023 tarih ve 2021/645 Esas – 2023/217 sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; Kayseri İli, … İlçesi, … Mahallesi … Pafta … ada … parsel No:… üzerinde kayıtlı taşınmaz tapusunun davacıya devredilmemesi sebebiyle mevcut tapunun iptalini, iptali sağlanan tapunun hacizden ve kısıtlayıcı şerhlerden arındırılmış ve temiz bir şekilde davacı adına tescilini, bu talebimizin karşılanmaması halinde tapu bedelinin güncel değerinin davacıya ödenmesini, söz konusu taşınmaz hakkında dava sonuçlanıncaya kadar teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, tedbir talebinin kabul edilmemesi halinde dava kanusu taşınmaz hakkında tapuya davalıdır şerhi işlenmesi kararı verilmesine dava ve talep etmiştir. Davalılara dava dilekçesi tebliğ edilerek davacı vekilleri tarafından süresinde dava dilekçesine cevap dilekçeleri verildiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın 22/12/2022 tarihinde işlemden kaldırıldığı ve işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren yasal 3 aylık sürenin dolduğu ve bu süre içerisinde yenilenmediği anlaşıldığından…” gerekçesiyle davacılar tarafından davalı aleyhine açılan davanın HMK’nun 150/5. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına dair karar verilmiştir.
İşbu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkil … … Yapı Kooperatifinin ortağı olup dava konusu taşınmaz üzerinde hak sahibi olduğunu, müvekkilin eşi müteveffa … 2015 yılında … Yapı Kooperatifine ortak olduğunu, 30.05.2016 tarihinde Şırnak’ta terör örgütü PKK mensuplarına yönelik operasyonda yaralandığını, kaldırıldığı hastanede henüz 28 yaşındayken şehit düştüğünü, müvekkil ise kooperatifle yapılan anlaşma gereği vefat tarihine kadar düzenli olarak yasal tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, müvekkilin eşinin vefatı üzerine ve müvekkilin vermiş olduğu başvuru dilekçesi ile kooperatife ortak olarak kabul edildiğini, yine sözleşme gereği tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, dava konusu taşınmazın kura çekilişi Kayseri 1. Noterde yapıldığını, kura sonucuna göre müvekkil … no:… de yer alan mesken niteliğindeki bağımsız bölümde hak sahibi olduğunu, davalı arsa sahibi müvekkile ait olan bağımsız bölüm üzerinde yetkisiz ve hukuka aykırı olarak tasarruf kararı alındığını, davalı arsa sahibi ile bazı kooperatif ortakları aralarında toplantı yaparak müvekkile ait bağımsız bölüm üzerinde Kooperatifler Kanunu m.42 de sayılan genel kurulun devredilemez yetkilerine aykırı olacak şekilde yetkisiz ve hukuka aykırı bir şekilde tasarruf kararı aldıklarını, davalı … ve … muvazaalı işlem yaptıklarını, davaya konu olan daireyi vekâleten alan ve emlakçılık işiyle uğraşan … hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde alım gücü ve ihtiyacı bulunmayan oğlu … adına 18.09.2018 tarihinde muvazaalı bir şekilde dava konusu taşınmazı satın aldığını, Aynı daire 29.01.2021 tarihinde …’a satıldığını, …’ın eşinin de emlakçılık işiyle uğraşması muvazaa iddiasını ortaya çıkardığını, ek rapor alınma talebinin reddedilmesi hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, ön inceleme duruşmasında taşınmazın dava tarihindeki değerinin hesaplanmasına yönelik bilirkişi raporu istendiğini, 09.05.2022 tarihinde taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin 590.000 TL olduğunun belirtildiği ancak dava tarihi itibariyle taşınmazın değerinin 590.000 TL olması mümkün olmadığını, bilirkişinin 09.05.2022 tarihli raporuna itiraz üzerine alınan ek raporda taşınmazın değeri yeniden tespit edilmediğini, söz konusu dosya ile çok yakın zamanlarda açılan Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/568 ve 2020/596 esas sayılı dava dosyalarındaki ve Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/542 esas sayılı dosyasında bilirkişi raporlarında sırasıyla aynı bina içinde yer alan dairelerin dava tarihindeki güncel değeri 275.000 TL ile 315.000 TL arasında değişmekte iken aynı gün dava konusu edilen taşınmazın değerinin 590.000 TL olarak belirlenmesi hatalı olduğunu,gerekçesiz olarak ek rapor alınması talebimizin reddi ile doğrudan harç tamamlattırma yoluna gidilmesi hukuka aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesince ret sebepleri gerekçelendirilmeden ek rapor alınma talebimizi reddetmesi ve harç tamamlattırma yoluna gitmesi Yargıtay 14. HD 28.05.2012 tarih ve E. 2012/6806, K. 2012/7521 sayılı kararında da belirtildiği üzere hukuki dinlenilme hakkına aykırı olduğunu, adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenilme hakkı ihlal edildiğini, bilirkişi raporunda daireler arasındaki fahiş değer farkının detaylıca açıklanması gerektiğini, adil yargılanma hakkının bir görünümü olan hukuki dinlenilme hakkı da dikkate alınarak istinaf talebinin kabulü ile Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.03.2023 tarihli 2021/645 esas 2023/217 karar sayılı usul ve yasaya aykırı ilamının istinaf nedenlerimiz doğrultusunda kaldırılmasını, talepler doğrultusunda esas hakkında yeniden inceleme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilleri istinaf cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından defalarca ikrar edildiği üzere müvekkil, davalı kooperatif ile imzalanan Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’nin arsa sahibi sıfatıyla tarafıdır. İlgili sözleşmenin inşaatın bitirilerek teslim edilmesi ve müteahhite tapu verilmesi başlıklı 8. Maddesine uygun olarak davaya konu olan … Kat … numaralı daire … isimli kişiye devredildiğini, müvekkil davacının kooperatif üyesi olup olmadığı, kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, kesin maliyeti ödeyip ödemediği, ezcümle dava konusu daireye hak kazanıp kazanamadığını bilmeyeceğini, bilmesi de kendinden beklenemeyeceği, bu nedenle talimata uygun davranarak daireyi kooperatifin talimat ettiği üçüncü kişiye teslim eden müvekkil iyiniyetli olduğunu, davalı kooperatif … ile üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, … konu inşaat müvekkil ve kat malikleri tarafından, davalı kooperatif nam ve hesabına tamamlandığını, davalı kooperatif üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeyince, müvekkil tarafından kendisine Kayseri 7. Noterliğinin … Yevmiye Numarasını Haiz 9/6/2020 Tarihli İhtarnamesi gönderilmiş ve inşaatın makul sürede tamamlatılması ihtar edildiğini, müvekkil, inşaatın bizzat kooperatif tarafından bitirilmesi amacıyla harici birçok görüşme de gerçekleştirildiğini, ancak kooperatif bu ihtarla verilen makul süreye uymadığını, ayrıca kooperatif yetkilileri harici görüşmelerde üyelerden aidat toplayamaması, tasfiye halinde olması ve hesaplarında hacizler bulunması nedeniyle inşaatı bitiremeyeceğini belirttiğini, Bu nedenle, müvekkil ve diğer kat maliklerinin oluşturduğu komisyon tarafından inşaatın kooperatif nam ve hesabına tamamlatılmasına karar verildiğini, Kayseri 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/11 Değişik İş Sayılı Bilirkişi Raporu göz önünde bulundurularak yarım kalan inşaatın tamamlanması için gerekli işlemler başlatıldığını, kat malikleri ile toplantılar gerçekleştirilerek komisyon oluşturulduğunu, bilirkişi raporu maliyetleri doğrultusunda her bir kat malikinden 6.830,00 TL toplanarak ve teminat tapuları paraya çevrilmek suretiyle inşaat tamamlandığını, teminat daireleri Kayseri 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/11 Değişik İş Sayılı Bilirkişi Raporu’nda belirlenen tutarın üzerinde bedellerle satılarak nam ve hesaba ifa yönteminde davalı kooperatif de mağdur edilmediğini, üstelik paraya çevrilen daireler arasında davacının iddia ettiği dairenin de olmadığını, davacı dairenin Noter kurası ile kendisine isabet ettiğini beyan etmekle, Noter’in -varsa- bir kurada yapılan çekilişin usulsüzlüğüne engel olması görevini unutup, Noter Kurası’nı tapu akdi gibi görüldüğünü, bu hususun kabul edilemeyeceğini, davalı kooperatif sözleşmenin bitim süresinden itibaren 13 ay geçmesine rağmen yükümlülüklerini yerine getirmediği için, müvekkilin nama ifaya başvurmada haklı olduğunu, yargılama ve bilirkişi raporlarında da açıkça ifade edildiği üzere davacı tapu iptali ve tescil isteminde bulunamayacağı, Yükleniciden bağımsız bölüm satın alan kişi, kendisine tapuda devri yapılan hissenin yükleniciden satın aldığı bağımsız bölüme bağlı olduğunun bilincinde olup gerek yüklenicinin gerekse ondan bağımsız bölüm alan kişilerin hak sahibi olabilmesi için yüklenicinin arsa sahibine karşı tüm edimlerini yerine getirmesinin şart olduğunu, davalı koooperatifin …’de yer alan yükümlülükleri yerine getirmediğini, davacının kooperatife karşı yükümlülüklerine yerine getirmediğini, davalı kooperatifin kesin maliyet hesabı çıkarttığını, davacının bu hesabı ödemediğini öğrendiklerini, bu husus kooperatifin defter ve kayıtları bulunduklarını, kesin maliyet hesabını ödemeyen davacının daireye hak kazandığını iddia etmesi hukuken korunamayacağını, davacının kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirmediği, dava tarihinden önce kesin maliyet hesabını ödemediği, bu nedenle davalı kooperatiften daire teslimini talep edemeyeceği, bu hususun üyelik dosyası ile sabit olduğu, bundan sonra müvekkilin söz konusu dairenin tapu iptalinden ya da bedelinden davacıya karşı sorumlu tutulamayacağını, dava konusu dairenin ya da bedelinin davacı ile davalı kooperatifin iç ilişkisinden kaynaklanan sorunu olduğunu, ezcümle istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini. Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/03/2023 tarihli 2021/645 E. 2023/217 K. Sayılı kararının kül olarak kabulünü, davacı tarafın istinaf başvurusunun reddini, istinaf yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Taraflar arasında kooperatif üyeliğinden kaynaklı tapu iptali ve tescil, mümkün değilse bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davacı tarafa keşfen belirlenen taşınmaz değeri üzerinden eksik harcın tamamlatılması için gelecek celseye kadar süre verilerek aksi halde dosyanın işlemden kaldırılacağı ihtarında bulunulduğu, davacı tarafça eksik harcın tamamlanmaması nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı tarafça dosyanın işlemden kaldırılmasından itibaren 3 ay içinde dava yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.492 sayılı Harçlar Kanunu’nun ‘Noksan tesbit edilen değer üzerinden harcın ödenmesi:’ başlıklı 30. maddesinde; “Muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409 uncu maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.”.Aynı Kanunun ‘Harcı ödenmeyen işlemler:’ başlıklı 32. maddesinde; “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ‘Tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması’ başlıklı 150. maddesinin ilgili fıkrasında; “(5) İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.Dosya içeriği, toplanan deliller, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçe, istinaf talebinin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece 13.10.2022 tarihli celsede “keşfen belirlenen 590.000,00 TL dava değeri üzerinden hesaplanan davacı tarafından eksik yatırılan 9.904,95 TL harcın davacı tarafından gelecek celseye kadar yatırılmasına, aksi takdirde dosyanın işlemden kaldırılacağının” davacı vekiline ihtar edildiği, sonraki 22/12/2022 tarihli celse ise harç tamamlanmadığından dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, bu suretle davacının harcı tamamlaması için üç aylık kesin süresi olduğu halde harç eksikliğini ikmal etmediği, bu nedenle Mahkemece 30.03.2023 tarihli kararla HMK’nin 150/5. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, nispi harca tabi davalarda, başvurma harcı ile nispi karar ve ilam harcının dörtte birinin peşin olarak alınacağı (Harçlar Kanunu’nun 27.-28. maddeleri), dava açılırken harcın eksik alınmış olması halinde, mahkemece davaya devam olunabilmesi için harcın, Harçlar Kanunu’nun 30. ve 33. maddeleri uyarınca tamamlanması ve davacıya eksik harcı yatırması için süre verilmesi gerektiği, kamu düzenine ilişkin olan harcın tamamlanması hususunun Mahkemece resen dikkate alınmasının zorunlu olduğu, verilen süreye rağmen eksik harç ikmal edilmez ise dosyanın işlemden kaldırılacağı ve HMK’nin 150. maddesi uyarınca süresinde harç tamamlanarak dava yenilenmez ise davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin yasanın emredici hükmü gereği olduğu, Mahkemece 13.10.2022 tarihli celse davacıya harcı tamamlaması için usulüne uygun şekilde süre verildiği ve harcın tamamlanmamasının sonucunun usulünce ihtar edildiği, Mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2022/6447 Esas 2023/3435 Karar, Yargıtay 23.HD.’nin 21.02.2019 tarih 2016/5237 Esas 2019/652 Karar, 15.HD.’nin 19.12.20219 tarih 2019/2660 Esas 2019/5271 Karar sayılı ilamları) Davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davacı tarafın söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 30/03/2023 tarih ve 2021/645 E. – 2023/217 K. sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davacı tarafından peşin yatırılmış 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 89,95 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/09/2023