Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1263 E. 2023/1321 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1263
KARAR NO: 2023/1321
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/04/2023
ESAS NO: 2023/70
KARAR NO: 2023/244
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/09/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 13/09/2023
Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10/04/2023 tarih ve 2023/70 Esas – 2023/244 sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kooperatifin 21/06/2015 tarihli genel kurulunda devam eden konut inşaatlarının maliyeti ve kooperatif giderlerinin karşılanabilmesi için her bir üyenin 9.500,00-TL ödemesine karar verildiğini, davalının bu yükümlülüğü yerine getirmemesi üzerine aleyhine Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını, vaki takibe davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, genel kurulda alınan kararların tüm ortakları bağlayıcı bağlayıcı nitelikte olduğunu, kooperatiften henüz dairelerini almamış 150 kadar üyesinin bulunduğunu, her bir üyenin ödeyeceği miktar için teklifin oy birliği ile kabul edildiğini, alınan kararların davalı yönünden kesinleştiğini kaldı ki kararın oy birliği ile kabul edilmesinin iptal şartını tamamen ortadan kaldırdığını, davalı tarafından kesin hesap borcunun ödendiği iddia edilmiş ise de kesin hesap üye borç tablosu belgesinde üyenin borcunun belirlendiği tarihin açıkça yazılı olduğunu, belgenin kesin hesap tanımlamasını içeren başlık taşımakta ve kooperatif genel kurullarında bu ibare kullanılmakta ise de kooperatifin inşaatlarının devam etmesi, belgede borç miktarının belirlendiği tarihin yazılı olması gözetildiğinde ana sözleşmenin 61. maddesindeki kesin hesabın somut olayda söz konusu olmadığını, yapılan bu hesabın tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğunun açık olduğunu, davalının daha önce yaptığı ve adına isabet eden ödemelerin yetersiz kaldığını, 2012 yılında geçici maliyet hesaplarını ödeyen üyelerin gerek aidat ödememesi gerekse yapılan tüm ödeme başvurularına karşı çıkması nedeniyle kooperatifte evini teslim almayan üyeler ile davalı gibi evini teslim alan üyelerin arasında çok fahiş eşitsizliklerin doğduğunu, bu durumun kooperatifte üyeler arası eşitlik ilkesini ihlal ettiğini, davalının icra takibine itirazının taraflarına tebliğ edilmediğini, davadan önce arabuluculuk başvurusunun da yapıldığını ancak anlaşılamadığını ileri sürerek; Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “…. Davanın kabulü ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına davalının vaki itirazının iptali ile takip tarihi itibari ile 9.500,00-TL asıl alacak ve 8.512,52-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.012,52-TL üzerinden ödeme emrinde yazılı koşullarla icra takibinin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiştir.
İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı taraf, konut maliyeti ve genel gider borcu adı altında müvekkilden alacağı olduğunu iddia ettiğini, alacağın tahsilini talep ettiğini, ancak talep edilen alacaktan müvekkilin sorumlu olmadığını, müvekkilin, davacı kooperatife üye olduğu tarihinden itibaren tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, aidatlarını düzenli olarak ödediğini, müvekkilin, kooperatifin kesin hesap sonucu belirlemiş olduğu bedeli ödemiş, kooperatifle ibralaşmış, herhangi bir borcu kalmadığını, kooperatifçe üyelikten çıkarılmasına karar verildiğini, müvekkil kesin maliyet hesabına ilişkin borcu ödedikten sonra ferdileşme yoluyla kura’ya karşılık gelen taşınmaz müvekkil adına tescil edildiğini, uyuşmazlık konusu olayda da 2011 yılı kesin maliyeti iptal edilip, 2015 de tekrar kesin maliyet yapılmaya çalışıldığını, ana sözleşmenin 61 ve 62. maddelerindeki değişiklikler Kooperatifler Kanunu çerçevesinde çizilen ana ilkelere ve eşitlik ilkesine aykırı olduğundan yok hükmünde olduğunu, geçersiz olan ana sözleşmenin 61 ve 62.maddesi uyarınca kesin maliyet çıkarılıp bu bedel müvekkilden talep edilemeyeceğini, davacı kooperatif tarafından yapılması gereken inşaatlar devam etmekte tüm inşaatlar bitmeden yapılacak kesin maliyet hesabı hiç bir zaman kesin maliyet sonucunu vermeyeceğini, kanuna aykırı olarak düzenlenen ana sözleşme uyarınca belirlenen dava konusu bedelin kooperatif ortaklarında talep edilmesi mümkün olmadığını, Bu doğrultuda Yargıtay’ın son içtihatlarına göre karar verilmesi gerektiğini, 31/05/2011 tarihinden kesin maliyet yapılması yapılan kesin maliyet hesabının ödenip, tapuda müvekkile verildiğinden tekrar kesin hesap çıkarılabilmesi için bütün etapların tamamlanıp kooperatifin tasfiye aşamasına girmesi gerektiğini, uyuşmazlık konusu olayda kooperatifçe yapımı devam eden etaplar tamamlanmamış olup yeniden kesin hesap çıkarılamayacağı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2023/722 E. – 2023/757 K. Sayılı ilamı ile Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1399 E.- 2023/330 K. Sayılı kararları uyuşmazlık konusu olay ile aynı olup dava dosyanına emsal teşkil ettiğini, söz konusu dava dosyalarının istinaf incelemesi yapılırken dosya içerisine alınmasını talep ettiklerini, Yerel mahkemenin huzurda incelenmekte olduğu kararı ile davanın kabulüne karar verilmesi yukarıda sunulan kararlar ile çeliştiğini, söz konusu durum büyük çelişki yaratmakta hukukun evrensel ilke ve esaslarından yargı birliği ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, arz ve izah edilen nedenler ile kooperatifçe yeniden kesin hesap maliyeti çıkarılabilmesi için bütün etapların tamamlanıp kooperatifin tasfiye aşamasına girmesi gerekeceğinden devam eden etaplar yönünden genel kurul yapılıp kesin hesap çıkarılamayacağı dikkate alınarak hukuka aykırı yerel kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/70 Esas, 2023/244 Karar sayılı ilamının kaldırılmasını, istinaf talebinin kabulünü, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, kooperatif kesin maliyet alacağının tahsili istemiyle başlatılan ilamsız icra takibine İİK’nun 67. Maddesi gereğince yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.Somut olayda, mahkemece her ne kadar davacının talebinin kabulüne karar verilmişse de Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 20/01/2022 tarih ve 2021/6310 E – 2022/185 K sayılı ilamında belirtildiği üzere;Yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarının konut ihtiyaçlarının karşılamaktır. Bu amaçla bir araya gelen ortaklar emeklerini ve birikimlerini birleştirerek amaçlarını gerçekleştirirler.Kooperatifler Kanunu 23.maddesine göre “kooperatif ortakları bu yasanın kabul ettiği ilkeler ışığında hak ve yükümlülüklerde eşittirler. Kooperatif ana sözleşmesi kooperatif ortaklarının birbiri ve ortaklarla kooperatif tüzel kişiliği arasında özel hukuk sözleşmesindir. Ana sözleşmeye Kooperatifler Kanunu’na aykırı olmamak koşulu ile sözleşme serbestisi çerçevesinde istenilen hükümler konulabilir. Somut olayda; Kooperatif Ana Sözleşmesinin kesin maliyete ilişkin 61.maddesi ve kur’a çekimine ilişkin 62.maddesinde değişiklik yapılarak kooperatifin etap etap yapılacağı, inşaat sona erdikçe, biten binalar için kur’a çekileceği ve çıkarılan kesin maliyet hesabına göre %10 fazla ödeyenlerin bağımsız bölümlerin teslim edilerek kooperatiften istinaf edebilecekleri ana sözleşme hükmü olarak belirlenmiştir. Bu ana sözleşme hükmü; gerek kanunla belirlenen kooperatiflerin ana ilkesine, gerekse eşitlik ilkesine aykırıdır. Her ne kadar ana sözleşme değişikliği ile ilgili iptal davası açılmamış ise de kanuna aykırı kararlar yok hükmünde olacağından her zaman göz önünde bulundurulur. Ana sözleşmenin 61 ve 62.maddelerindeki değişiklikler Kooperatifler Kanununda çerçevesi çizilen ana ilkelere ve eşitlik ilkesine aykırı olduğundan yok hükmünde oldukları eldeki davada da gözetilmelidir. Konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam etmelidir. Kooperatif, inşaatlar bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkına sahiptir. İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağını ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetlerin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir. Yine somut olaya gelindiğinde kooperatif yukarıda belirlenen gerekçeyle, geçersiz olan ana sözleşmenin 61 ve 62.maddesi uyarınca kesin maliyet hesabı çıkartıp, bu bedeli davalıdan talep etmiş ise de, henüz tüm inşaatlar bitmeden yapılacak kesin maliyet hesabı hiçbir zaman kesin maliyet sonucunu vermeyecek, her genel kurul sonrasında yapılacak hesaplamaya göre ortaklardan yeniden talepte bulunma zorunluluğu doğacaktır. Bu gerekçeler doğrultusunda kanuna aykırı olarak düzenlenen ana sözleşme uyarınca belirlenen bedelin davalıdan talep edilebilmesini kabul etmek mümkün değildir. Ancak kooperatif, inşaatlarının bitmesini müteakip yapılacak kesin hesap sonucunda belirlenen bedeli bağımsız bölüm teslim alan ortaktan kooperatiften istifa edip etmediğine bakılmaksızın talepte bulunabilecektir. Bu durumda yerel mahkemece eldeki davanın erken açılmış dava olduğu gerekçesiyle usulden reddi gerekmiştir. Masraf ve vekalet ücretinin de bu doğrultuda ve bu konudaki Yargıtay HGK nun 2013/385 Esas – 2014/100 Karar sayılı emsal içtihadı da gözetilmek suretiyle (Davanın erken açılmış olması nedeniyle usulden reddi halinde Davalı lehine, Maktu vekalet ücretini geçmemek üzere nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine dair) sonuçlandırılması gerekmiştir.Dava erken açılan dava niteliğinde olup Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7.maddesi “Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret” başlığını taşımakta; maddenin 2.fıkrasında ise “davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur” düzenlemesi bulunmaktadır. Şu hale göre tarifenin açıklanan 7/2. maddesi hükmü gereğince; konusu para veya para ile değerlendirilmesi mümkün bulunan bir şey olan davanın dava şartlarından birinin bulunmaması (noksan olması) nedeniyle usulden reddine ilişkin kararda, vekalet ücreti nispi tarifeye göre takdir edilir; ancak, bu nispi vekalet ücretinin miktarı, maktu vekalet ücretini geçemez. Bu düzenleme doğrultusunda dairemizce düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen işbu karar tarihi itibariyle davalı lehine 2.882,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince bu hususların düzeltilmesi suretiyle davalının istinaf başvurusunun kabulüne,belirtilen yönlerden yeniden yargılama yapılmasının da gerekmemesi nedeniyle, ilk derece mahkemesinin kararının 6100 sayılı HMK 353/1-b.2 maddesi hükmü gereğince kaldırılarak bu yönden düzeltilmek suretiyle yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK’nın 353/1-b,2. maddesi gereğince düzelterek yeniden karar verilmek üzere KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 10/04/2023 tarih ve 2023/70 E – 2023/244 sayılı nihai kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek yeniden karar verilmesine, buna göre;
“1-Davanın erken açılmış olması nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 217,55 TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 37,65 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine
3-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan başvuru harcı ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.nin 7/2 ve 13/1 maddeleri gereğince davalı lehine takdir edilen 2.882,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK 333 maddesi uyarınca,taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,”
2-Davalı tarafın istinaf aşamasında yatırmış olduğu 179,90+ 127,71 TL olmak üzere toplam 307,61 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
3-Davalı tarafın istinaf aşamasında yapmış olduğu 492,00TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 07/09/2023