Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1256 E. 2023/1386 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1256
KARAR NO: 2023/1386
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2022
ESAS NO: 2022/139
KARAR NO: 2022/919
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/09/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 19/09/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/11/2022 tarih ve 2022/139 Esas – 2022/919 sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ilgili ünitesi olan Doğal Gaz İşletme ve Piyasa İşlemleri Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Kayseri İşletme Müdürlüğü’nde “Personel Çalıştırılmasına Dayalı İdari ve Hizmet Binaları ile Çevre ve Genel Temizlik ve Düzenlemesi, Ziraat, Çay Ocağı, Bakım, Taşıma, Yabancı Otla Mücadele ve Misafirhane İşçilik Alımına Ait İş’e” dair ihalesini davalıların aldığını, ihale nedeniyle yapılan hizmet alım sözleşmesine ilişkin … ihale kayıt numaralı 09/02/2009 tarihli, … ihale kayıt numaralı 11/12/2009 tarihli, … ihale kayıt numaralı 28/12/2010 tarihli, … ihale kayıt numaralı 17/01/2011 tarihli, … ihale kayıt numaralı 25/11/2011 tarihli, … ihale kayıt numaralı 29/11/2013 tarihli, … ihale kayıt numaralı 12/11/2015 tarihli idari şartnamelerin diğer hususlarını düzenleyen 47. maddesinde; 47.6.”Yüklenici çalıştırdığı işçilerine karşı ilgili Kanun ve mevzuatları doğan herhangi bir yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle, ücret, fazla mesai, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı ve benzeri mali ve sosyal haklar ve bunlarla ilgili olarak prim, vergi ve fon gibi konularda ve keza iş kazası ve meslek hastalığı ve üçüncü şahıslara zarar verilmesi gibi sebeplerle veya yüklenicinin istihdam ettiği işçinin iş kazası sonucu vefat etmesi veya sakat kalması gibi. nedenlerle doğan yüklenici işçilerinin, varislerinin veya üçüncü kişilerin her çeşit alacak ve tazminatlarından yüklenici sorumludur. Bu konularda idareden tazminat veya alacak talep edilmesi halinde ödeme yüklenici tarafından derhal yapılacaktır. Aksi halde idarece ödenmediği kesin olarak tespit edilen bu miktarlar Yüklenicinin hak edişlerinden, bunun mümkün olmadığı durumlarda teminatlardan tahsil edilecektir.üklenici çalıştırdığı işçilerine karşı ilgili Kanun ve mevzuatları doğan herhangi bir yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle, ücret, fazla mesai, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı ve benzeri mali ve sosyal haklar ve bunlarla ilgili olarak prim, vergi ve fon gibi konularda ve keza iş kazası ve meslek hastalığı ve üçüncü şahıslara zarar verilmesi gibi sebeplerle veya yüklenicinin istihdam ettiği işçinin iş kazası sonucu vefat etmesi veya sakat kalması gibi. nedenlerle doğan yüklenici işçilerinin, varislerinin veya üçüncü kişilerin her çeşit alacak ve tazminatlarından yüklenici sorumludur. Bu konularda idareden tazminat veya alacak talep edilmesi halinde ödeme yüklenici tarafından derhal yapılacaktır. Aksi halde idarece ödenmediği kesin olarak tespit edilen bu miktarlar Yüklenicinin hak edişlerinden, bunun mümkün olmadığı durumlarda teminatlardan tahsil edilecektir.” 47.1. “Yüklenicinin çalıştırdığı işçilerine karşı ilgili Kanun ve mevzuattan doğan herhangi bir yükümlülüğü yerine getirmemesi nedeniyle ücret, fazla mesai, kıdem ve jhbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı ve benzeri mali ve sosyal haklar ve bunlarla ilgili olarak prim, vergi ve fon gibi konularda ve keza iş kazası ve meslek hastalığı ve üçüncü şahıslara zarar verilmesi gibi sebeplerle idare aleyhine dava açılması veya icra takibi yapılması halinde, davaların Mahkemelerce veya ilgili Birimlerce sonuçlandırılmasına kadar Yüklenicinin teminatlarının idarece tutulacağını, dava ve icra takiplerinin İdare aleyhine sonuçlanması halinde ve idarenin Yüklenici işçilerine veya üçüncü şahıslara herhangi bir ödeme yapmak durumunda kaldığı takdirde, yüklenici bu ödemeleri rücuen Kuruma derhal ödemekle yükümlüdür. Aksi halde, alacaklar yüklenicinin hak edişinden, yetmediği takdirde teminatından defaten kesilerek tahsil edilecektir.” hükmünün düzenlendiğini, yine aynı hususların ihalenin teknik şartnamesinin 5.5. maddesinde de düzenlendiğini, bu düzenlemeler ile müteselsil sorumlulukta iç ilişkilere dair 6098 sayılı TBK m.167’de öngörülen sorumluluk paylaşımına gerçekleştirildiğini, ihale konusu iş kapsamında oluşan işçilik alacaklarından münhasıran davalıların sorumlu olduğunu, taraflar arasındaki akdi düzenlemelere karşın, davalı firma çalışanı … ’nın 31/08/2020 tarihi itibariyle emekliliğe hak kazandığını ve emeklilik nedeniyle kıdem tazminatı ödenmesi talebiyle davacıya başvuru yaptığını, dava dışı işçinin talebi doğrultusunda Genel Müdürlük oluru ile 15/10/2020 tarihinde toplam 59.959,36 TL kıdem tazminatının ödendiğini, ödenen işbu bedelden; sözleşme ve idari şartname kapsamında 09/02/2009-31/12/2015 dönemi arasında … . bünyesinde çalıştığını, bu döneme isabet eden 36.008,57- TL’dan davalı … ’nin sorumlu olduğunu, 01/01/2016-31/12/2018 tarihleri arasında aynı işçinin diğer davalı … bünyesinde çalıştığını, sözleşme ve idari şartname gereğince bu döneme ilişkin 15.691,74-TL kıdem tazminatından davalı … .’nin sorumlu olduğunu belirterek, davalı … ‘nden, dava dışı işçinin kıdem tazminatı ödemesine karşılık kendi dönemiyle sınırlı olmak üzere sorumluluğundan kaynaklı olarak 36.008,57-TL’nın, ödeme tarihi olan 15/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, davalı … .’nden, dava dışı işçinin kıdem tazminatı ödemesine karşılık kendi dönemiyle sınırlı olmak üzere sorumluluğundan kaynaklı olarak 15,691,74-TL’nın 15/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalıların cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “……her bir alacak kalemi yönünden davalı şirketlerin sorumlu olduğu miktarlar bilirkişiye hesaplatılmıştır. Bilirkişi … tarafından düzenlenen 02/10/2022 tarihli raporda özetle; “dosyada yapılan incelemeler sonucunda yapılan hesaplamalara göre, davacının dava dışı işçiye ödediği kıdem tazminatı nedeniyle davalı … ‘nin 36.008,57-TL’dan sorumlu olduğu ve davalı … nin 15.691,74-TL’dan sorumlu olduğu” şeklinde hesap ve tespitlerde bulunulmuştur. Bilirkişinin raporunda yaptığı hesaplamalar; dosya kapsamına, sözleşme ve mevzuat hükümlerine uygun, denetime ve hüküm vermeye elverişli bulunarak benimsenmiştir. Davacının ödediği bedeli dava dışı … ‘ya ödeme tarihi olan 15/10/2020 tarihinden itibaren yukarıda belirtildiği üzere sorumlulukları oranında talep edebileceği anlaşıldığından faiz başlangıç tarihinin de ödeme tarihi olması gerektiği kanaatine varılmıştır. Buna göre davanın kabulü ile 36.008,57-TL’nın 15/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … .’nden alınarak davacıya verilmesine ve 15.691,74-TL’nın 15/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … .’nden alınarak davacıya verilmesine…” davanın kabulü ile 36.008,57-TL’nın 15/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ‘nden alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiştir.
İşbu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı şirket Doğal Gaz İşletme ve Piyasa İşlemleri Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Kayseri İşletme Müdürlüğü’nde “Personel Çalıştırılmasına Dayalı İdari ve Hizmet Binaları ile Çevre ve Genel Temizlik ve Düzenlemesi, Ziraat, Çay Ocağı, Bakım, Taşıma, Yabancı Otla Mücadele ve Misafirhane İşçilik Alımına Ait İş’e” dair ihalesi düzenlendiği ve ihaleyi davalı şirketin kazandığını, davalı şirket sözleşme kapsamında işçi alımına gittiği, işe alınan işçilerden davalı firma çalışanı … 31/08/2020 tarihi itibariyle emekliliğe hak kazandığını ve emeklilik nedeniyle kıdem tazminatı ödenmesi talebiyle müvekkil şirkete başvurduğunu, müvekkil şirket ise üst işveren sıfatıyla dava dışı işçinin talebi doğrultusunda Genel Müdürlük oluru ile 15/10/2020 tarihinde toplam 59.959,36 TL kıdem tazminatı ödediğini, yerel mahkemenin işbu ödemeyi kabul etmekle birlikte, ödenen kıdem tazminatını işçinin çıplak ücreti üzerinden hesapladığını, bu hususta da davamızı kısmen kabul kısmen reddettiğini, söz konusu hüküm hatalı olduğu gibi eksik inceleme ile meydana getirildiğini, müvekkil şirketin zarara uğramasına yol açtığını, kıdem tazminatı 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. Maddesinde sözleşmenin sona erme hallerine göre işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet aktinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatının ödeneceği şeklinde hüküm altına alındığını, öte yandan Yargıtay ve doktrin kararları istikrarlı olarak kıdem tazminatına esas ücretin işçinin giydirilmiş ücreti olduğunu, işçinin çıplak ücreti üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmasının hatalı olduğunu ifade ettiklerini, Bu hususta Yargıtay istikrarlı içtihatlarda bulunduğunu, Yargıtay bir kararında ” Kıdem tazminatına esas alınacak olan ücretin tespitinde 4857 sayılı İş Kanununun 32’nci maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler göz önünde tutulur. Buna göre ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler kıdem tazminatı hesabında dikkate alınır. İşçiye sağlanan özel sağlık sigortası yardımı ya da hayat sigortası pirim ödemeleri de para ile ölçülebilen menfaatler kavramına dahil olup, tazminata esas ücrete eklenmelidir. Satış rakamları ya da başkaca verilere göre hesaplanan prim değişkenlik gösterse de, kıdem tazminatı hesabında genişletilmiş ücret kavramı içinde değerlendirilmelidir.” ifadelerini kullanmış ve kıdem tazminatının hesabına giydirilmiş ücretin esas alınacağını ifade ettiğini, (Yargıtay 9. HD. 2020/2597 E. – 2021/5846 K. 09.03.2021 T.) Yine Yargıtay başkaca kararlarında da bu hususu açıkça ifade ettiğini, (Yargıtay 22 HD, 16123/27787, 19.12.2018), somut olayımızda müvekkil şirket rücuya konu tazminat ödemesini, dava dışı işçiye kanuna uygun olarak giydirilmiş ücret üzerinden hesaplandığını, 59.959,36TL ödeme yapıldığını, buna rağmen yerel mahkeme hükmünü işçininin çıplak ücreti üzerinden hesaplandığını, 36.008,57TL’lik kısmının kabulüne kalan kısım için ise davanın reddine karar verdiğini, yapılacak istinaf incelemesi neticesinde ortadan kaldırılması gerektiğini, söz konusu hususta yeniden bir bilirkişi raporu alınmasını ve işçinin giydirilmiş ücreti üzerinden hüküm kurulması gerekirken, yerel mahkemenin hatalı olarak çıplak ücret üzerinden hüküm kurması açıkça hukuka aykırılık içerdiğini, arz ve izah edilen nedenler, ayrıca re’sen göz önüne alınacak sebepler gereğince, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda hukuka aykırı yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılmasını, davanın tam kabulünü, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava, hizmet alım sözleşmesi kapsamında asıl işveren konumundaki davacının dava dışı işçiye ödediği kıdem tazminatı lacağının davalı alt işverenden rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda ve davalı yüklenicilerin kendi dönemiyle tam sorumlu olduğu yönündeki mahkeme kabulü, buna göre rücuen alacağın hesaplanış tarzı, miktarı yerindedir. (Yargıtay 23 Hukuk Dairesi 2019/2277E. 2020/4435K, 2019/1082E. 2020/2048K., Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/3965 Esas 2022/2714 Karar)
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davacı tarafın söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 21/11/2022 tarih ve 2022/139 E.- 2022/919 sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2–Alınması gerekli olan 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davacı tarafından peşin yatırılmış 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 89,95TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.14/09/2023