Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1243 E. 2023/1325 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1243
KARAR NO: 2023/1325
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/04/2023
ESAS NO: 2022/160
KARAR NO: 2023/267
DAVANIN KONUSU: Konkordatonun Feshi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/09/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 13/09/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/04/2023 tarih ve 2022/160 Esas – 2023/267 sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin konkordato talebinin Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/07/2020 tarihli ve 2018 / 886 Esas ve 2020/245 Karar sayılı kararı ile onaylandığını, adi alacaklılar yönünden 01/07/2020 tarihinde ilk taksidi başlamak üzere konkordato projesi kapsamında kalan tüm borçlarının birer ay ara ile 12 eşit taksitte ödenmesine karar verildiğini, davalı borçlunun taahhüt ettiği taksitleri yerine getirmediğini, ödeme şartlarına uymadığından müvekkilini mağdur ettiğini, konkordatonun kısmen feshi işleminin düzenlendiği İİK’nun 308/e maddesine göre konkordatonun feshini talep etme hakları bulunduğunu beyan ederek, davalı firmanın konkordato tasdik şartları gereğince ödemesi gereken taksitleri ödemediği gerekçesi ile konkordatonun kısmen feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … Anonim Şirketi’nin konkordato sürecinde olan bir şirket olduğunu ve konkordato projesinin mahkemece tasdik edildiğini müvekkili borçlu …’a karşı, davacı bankanın kullandırmış olduğu kredilerin adi borç hükmünde olduğundan faiz işletilmemesi gerektiğini, davacı banka tarafından asıl borçlu tarafça yapılan ödemelerin tamamının faizden mahsup edildiğini ve bu doğrultuda alacak miktarlarında olması gerekenden farklı sonuçlar meydana geldiğini müvekkili … Şirketi tarafından davacı bankaya yapılan ödemeler ve tahsile bırakılan çeklerin komiser heyetince düzenlenen ve tasdik olunan 24/11/2018 tarihinde hazırlanıp mahkemeye verilen konkordato dosyasındaki rapor ve firmanın kayıtlarına göre 07/12/2018 tarihi itibarıyla 1.689.972,68-TL borç hesaplandığnı, … tarafından davacı bankaya tahsile bırakılan çekler toplamından 1.288.743,58-TL kadar tahsilat yapıldığını, sonrasında konkordato projesi kapsamında asıl borçlu … ve kefiller tarafından 282.670,08-TL ödeme yapıldığını, kredi kapsamında davacı bankaya yapılan toplam ödeme tutarının 1.571.413,66-TL olduğunu, konkordatonun ilgili maddeleri gereği rehinli olan alacaklara faiz işletilip rehin dışı olan alacaklara faiz işletilemeyeceğini, davacı bankanın alacağının rehinle teminat alınmamış adi alacak kapsamında olduğundan İcra İflas Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince konkordatonun başlangıç tarihi itibariyle hiçbir faiz ve masraf iletilmeyeceğini, alacaklı bankanın elinde tahsil ettiği miktarı ayrı bir hesapta tutup konkordato komiser heyetinin tasarrufu ile ödemeleri alması gerekirken bu toplu tahsilatların tamamını vadelerinde uhdesine geçirdiği ve aynı sürelerde de faiz almak suretiyle kanuna karşı davranış sergilediği bu sebeplede ana firma ve dolayısıyla da müvekkillerinden diğer kefillerden haksız taleplerde bulunduğunu, müvekkili şirketin konkordato müracaatının kesin olarak karara bağlandığını ve tasdiklenen konkordato projesi itibarıyla müvekkilinin rehinsiz borçlarını 01/07/2020 tarihinden itibaren 12 taksitte ödemesinin kararlaştırıldığını, bu karar itibarıyla davalı bankanın da tahsil ettiği müvekkiline ait müşteri çekleri ve müvekkilince ya da onun adına yatırılan paralardan sadece rehinli alacağını tahsil edip geri kalanını ayrı bir hesapta bekletip konkordato projesi uyarınca belirlenen ödeme şekline uygun olarak alacağını 12 eşit taksitte tahsil etmesinin gerektiğini, böylece konkordatonun alacaklıların alacağına oranla garamaten ödeme alması kuralı da ihlal edilmeyecek olduğunu, müvekkilinin vade konkordatosu talebi ile mahkemeye müracaat ettiğini, konkordato tasdik kararının kesinleştiğini, ana para alacağına dair geçici mühlet talebinin kabul edildiği 07/12/2018 tarihinden sonra faiz işletilemeyeceği ve bu borcun da 01/07/2020 tarihinden itibaren faizsiz olarak 12 eşit aylık taksitte ödeneceğinin yasa ve mahkeme kararı ile sabit olduğunu, banka alacağının rehinli alacak olmadığından hiçbir surette faiz talep edemeyeceği gibi alacağına da tasdiklenen konkordato projesi kapsamında ulaşmasının gerektiğini, bu halde mahkemece yapılması gerekenin, komiser heyetinin yazısı doğrultusunda davalı bankanın yapması gereken ancak yapmadığı işlemler doğrultusunda; bankanın haksız tahsil ettiği tutarı hesaplayıp, davalı bankanın ayrı bir hesapta tutması gereken bu paranın bankaca asıl borçlu şirkete uygulanan faiz oranında nemalandırılıp, davacı bankanın hukuka ve mahkeme kararlarına aykırı kabul edilemez işlemleri asıl borçlu şirketi ve müvekkilleri uğrattığı zararın tespitinin sağlanması olduğunu, bu hesaplama yapıldığında müvekkilinin bankaya hiçbir borcunun kalmayacağının açıkça ortaya çıkacağını, eldeki davanın hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak açıldığını belirterek davanın reddine, davacı bankanın asıl alacağından %20’sinden az olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkememizin 01/06/2020 tarihli, 2018/886 Esas ve 2020/245 Karar sayılı hükmüne göre tasdik edilen konkordato projesindeki vadelendirme (ödeme) süreci 01/07/2020 tarihinde ilk taksit başlamak üzere konkordato projesi kapsamında kalan tüm borçlarını birer ay ara ile 12 eşit taksitte ödeme şeklindedir. Buna göre son ödemenin 01/07/2021 tarihinde yapılması ile tasdik edilen konkordato projesi tamamlanmış olacaktır. Eldeki dava ise 23/02/2022 tarihinde açılmış olup, dava tarihi ile tasdik edilen konkordato projesi tamamlanmış ve bitmiştir. Davanın açıldığı tarihte konkordato süreci tamamlandığından davacının konkordatonun kısmen feshini istemekte korunmaya değer hukuki yararı bulunmamaktadır. Zira bu tarih itibarı ile davalının konkordato süreci zaten bitmiştir. Dava açmakta davacının hukuki yararının bulunmasının dava şartı olduğu göz önüne alınarak” gerekçesiyle 1-Davanın hukuki yarara ilişkin dava şartı yokluğundan dolayı HMK’nun 114/1-(h) ve 115/2. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE karar verilmiştir.
İşbu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı borçlunun Konkordato ilanında bulunmak için mahkemeye başvurduğunu ve Konkordato talebinin Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/886 E. sayılı dosya ile incelenmeye başlandığını ve 07.12.18 tarihinde davacıya karşı başlatılan her türlü ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz muhafaza işlemleri de dahil tüm takip işlemlerinin yapılmasının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verildiğini, davacının Konkordato talebine ilişkin yargılama devam ederken, davacının konkordato talebinin müvekkilince kabul edilmemiş olup reddinin talep edildiğini ancak Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/886 E. 2020/245 K. no’lu dosyada 01.06.2020 tarihinde davacının konkordato talebi kabul ve tasdik edilmiş ve adi alacaklar yönünden “01/07/2020 tarihinde ilk taksit başlamak üzere konkordato projesi kapsamında kalan tüm borçlarının birer ay ara ile 12 eşit taksitte ödemesine” karar verildiğini ve borçlunun Konkordatosunun tasdik edildiğini, tasdik edilen konkordato, kendisinden muaf tutulanlar dışında alacakları mühlet talebinden önce doğmuş tüm alacaklılar için bağlayıcı ve mecburi olduğunu, hal böyle iken müvekkili bankaca, davalı borçlunun konkordato projesi kapsamında ödeme yapması beklenmiş ancak davalı borçlunun taahhüt ettiği taksitleri yerine getirmediğini ve müvekkiline karşı ödeme şartlarına uymayarak müvekkili bankayı mağdur ettiğini, davalı borçlunun, konkordato projesi kapsamında müvekkili bankaya ödeme yapmamasının, davalı borçlunun yalnızca zaman kazanmak için Konkordatoyu kabul ettirdiğini aşikar hale getirdiğini, müvekkili bankanın, davalı borçlunun hileli hareketleri nedeniyle hem alacağına kavuşamamış hem de icra takibi dahil olmak üzere bir çok hukuki hakkından yoksun kaldığını, bu süreçte müvekkili bankanın alacağına kavuşabilmesi adına yasal yollar aranmış ve gerek kanunlar gerekse yargısal kararlar ışığında, konkordato kapsamında kanun tarafından korunan borçluya karşı başvurulabilecek tek yasal, yargısal yolun Konkordatonun bağlayıcını ortadan kaldıran müessese olan, konkordatonun kısmen (m.308/e) veya tamamen (m.308/f) feshedilmesi olduğu sonucuna varıldığını, gerçektende kanunun 308/e veya 308/f maddelerinin uygulanmasıyla konkordato feshedildiğinde, ya alacaklısı için ya da projeyle bağlı tüm alacaklılar bakımından artık bağlayıcılık kalmayacağını, öyle ki, tasdik edilmiş konkordatonun nasıl ve ne şekilde sonuçlanacağına ilişkin kanunda açıklık yalızca Konkordatonun kısmen/tamamen feshi müessesi ile getirilmiş, konkordatonun kendiliğinden sonlanacağına ilişkin kanun koyucu tarafından bir düzenleme yapılmadığını, hal böyle iken teknik olarak konkordato proje süresi son bulmuş olsa dahi, tasdik edilen bir konkordatonun borçlusunun, sanki hiç konkordato tasdik edilmemişcesine, salt konkordato proje süreside bittiği için, konkordato talebinden önceki döneme döndürülmesi ve o halde görülmesi ne mümkündür ne de öyle bir düzenleme yapıldığını, hal böyle olunca müvekkili bankanın menfaatlerinin korunabilmesi adına İİK madde 308/e’ göre konkordatonun kısmen feshini talep etme zorunluluğu ortaya çıktığını, konkordatonun kısmen feshi İİK m.308/e’de düzenlenmiş olup: “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir.” demek suretiyle alacakları konkordato projesi kapsamında ödenmeyen alacaklılara dava açma yetkisi tanındığını, her ne kadar mahkemece, dava konusunu oluşturan konkordato projesinin, süre bakımından tamamlanmış olduğu nedenine dayalı olarak hukuki yarar yokluğundan dava reddedilmiş ise de ilgili kanunda konkordatonun kendiliğinden son bulmasına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı için, tasdik edilmiş ve kesinleşmiş olan konkordato projesinin ancak ve ancak konkordatonun kısmen veya tamamen feshi ile son bulacağının aşikar olduğunu, ez cümle, tasdikle hasıl olan sonuçların, konkordatoya tabi olan alacaklılar için konkordatonun feshine kadar geçerli olacağının ve konkordato feshedilmediği müddetçe borçlunun, mühlet korumasından istifade etmeye devam edeceği, bu nedenle borçlu hakkında verilen Konkordato kararının feshedilmesi gerektiğinin açık olduğunu, hal böyle iken, yerel mahkemece, konkordato projesinin süresinin bittiği bu nedenle dava açmamızda hukuki yararın bulunmadığı nedeniyle usulden ret kararı verilmesinin usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, öncelikle işbu İstinaf dilekçesinin kabulüne ve Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/160 Esas, 2023/267 Karar sayılı ve 17/04 /2023 tarihli kararının istinaf incelemesinde kaldırılmasını ve istinaf mahkemesince esas hakkında yeniden inceleme yapılarak davanın kabulü ile konkordato şartlarını ihlal eden davalı borçlunun konkordatosunun yalnızca müvekkili banka lehine feshedilmesine, yargılama harç ve masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.Dava, İİK.’nun 308/e maddesine dayalı konkordatonun davacı yönünden kısmen feshi istemine ilişkindir.Konkordatonun bir alacaklısınca feshinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş bir konkordato projesinin bulunması gerekmektedir. Konkordatoya tabi borcun yani konkordato alacağının proje gereğince ifa edilmemiş olması davanın sebebini teşkil eder. Ademi ifayı takiben yeni bir mühlete yahut borçlunun ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek yoktur.Konkordatonun kısmen feshi 2004 sayılı İİK’ya 28/2/2018 tarihinde 7101 sayılı Yasa’nın 37. Maddesiyle eklenen 308/e maddesinde “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” biçiminde düzenlenmiştir.
Kısmen Feshi Talep Edebilmek İçin Gereken Şartlar ; Konkordatonun bir alacaklısınca (yani kısmen) feshinden söz edebilmek için öncelikle tasdik edilmiş bir konkordatonun (projesinin) bulunması gerektiğinde tereddüt edilemez. Mademki, proje gereğince ifada bulunulmamıştır, şu hâlde evvela elde davacı alacaklı için mecburi bir proje olmalıdır. Eş deyişle konkordato projesi, tasdik edilmiş bulunmalıdır.Bu sırada tasdik kararının kesinleşmesinin gerekip gerekmediği, mülga 300. maddenin aksine yeni m. 308/c, f. 1, c. 1 hükmüyle birlikte değinilmesi gereken meselelerdendir. Zira artık proje, tasdik kararıyla birlikte, alacaklılarını (ve doğal olarak borçlusunu) -aksi alacaklılarınca oylanıp kabul edilen projede öngörülmediği sürece- derhâl bağlamaktadır. Bu hâlde, ilk bakışta önceki dönemden farklı olarak konkordatonun kısmen feshi bakımından kesinleşmesinin de aranmayacağı söylenebilmekle beraber bu sonuç, yüzeysel kalacaktır. Zira Kanunun bu kez 308/a maddesinde öngörülen kanun yolu denetiminden geçemeyen bir projenin, tasdik edilmekle başta bağlayıcılık kazanmış olsa da, anılan özelliğini sürdürmesi zaten mümkün olamayacak; takiben feshini istemek de gerekmeyecektir. Kısacası, konkordatonun feshini talep etmek bakımından her hâlükârda [kesinleşmekle işlerlik kazanacak projeler içinse kaçınılmaz olarak, m. 308/c, f. 1, zira bu son hâlde elde, işler hâlde olup da ihlâl edildiğinden feshi istenebilecek bir proje de bulunmamaktadır], tasdik kararının kesinleşmiş olması şartını da aramak gerekir. (YENİ KONKORDATO HUKUKU 7100 ve 7155 Sayılı Kanunlarla Değişik İcra ve İflas Kanunu m.285-309 Şerhi sayfa 636 ) HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 17/04/2023 tarih ve 2022/160 E. – 2023/267 K. sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davacı tarafından peşin yatırılmış 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 89,95 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile İİK. 308/e mad uyarınca kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/09/2023