Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/123 E. 2023/262 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/123
KARAR NO: 2023/262
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/10/2022
NUMARASI: 2020/684 E. 2022/712 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 22/02/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 06/10/2022 tarih ve 2020/684 E – 2022/712 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davanın üst işveren- alt işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak davası olduğunu, müvekkili kurumun tacirde olmadığından davanın 6102 sayılı TTK nın 4. Maddesinde sayılan ticari davalardan olmadığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin toprak mahsullerı ofisi genel müdürlüğünün 233 sayılı KHK uyarınca kurulmuş bir kamu iktisadi teşebbüsü olduğunu, dava dışı … adlı özel güvenlik görevlisinin …-… tarihleri arasında kurum bünyesindeki Kayseri şube müdürlüğü Ajans Amirliğinde özel güvenlik işlerini yürüten çeşitli özel günvelik şirketlerinde çalışmış ve en son çalıştığı … ve … ortaklığı tarafından 10/05/2017 tarihinde iş akdinin feshedildiğini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla …’ya kıdem tazminatı olarak ödenen 19.028,43TL’nin davalı şirketlerden (14.895,10-TL’nin 30/05/2017 tarihinden, 4.133,33-TL’nin 25/12/2017 tarihinden itibaren) uygulanacak sözleşme faizleri, faiz oranı belirlenmeyen sözleşmelerde ticari faiziyle birlikte sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar…Şti., … …Şti. Ve … …Şti vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde savunma ve dayanaklarının özetle; davacı ile müvekkil şirketler arasında akdedilen sözleşme gereğince davacı tarafça ödenen tazminatın müvekkilerine rücu edilemeyeceğini,7166 Sayılı Kanununun 11.maddesi ve 4857 Sayılı Kanunun 112.maddesine eklenen 6.fıkraya göre asıl işveren olan kamu kurum ve kuruluşu ile alt işveren arasında bağıtlanan sözleşmede kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yar verilmemişse hiçbir alvalde alt işverene ya da alt işverenlere rücu edilemeyeceğini, sözleşmelerde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yer verilmediğini, alt işverene rücu edilemeyeceğini, tüm bu sebeplerle sözleşmelere, teknik ve idaresi şartnamelere, 6552 Sayılı Kanunun 8.maddesi ile 4857 Sayılı İş Kanununun 112.maddesine eklenen fıkralara, 7166 Sayılı Kanunun 11.maddesi ile 4857 Sayılı Kanunun 112.maddesine eklenen 6.fıkraya, Türk Borçlar Kanununa, HMK ‘na ve Anayasaya aykırı olarak açılan davanın reddi, alacağın zaman aşımına uğradığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında; “…Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, mahkememizce toplanmış usulüne uygun deliller olarak değerlendirilmiş buna göre, taraflar arasındaki teknik şartnamede “kıdem tazminatı hariç olmak üzere” hizmet personelinin maaşları, yol, yemek, ödül, ceza, maaş artışı ve buna benzer tüm sosyal hakları ile iş hukuku mevzuatında belirtilen her türlü sorumluluk, vergi, harcama işlemlerinin yüklenici sıfatı taşıyan davalılar tarafından sözleşme kapsamında yapılacağı hükmünü içerdiği; dolayısıyla kıdem tazminatına ilişkin sorumluluğun, davalı yüklenicilere bırakılmadığı, diğer bir deyimle kıdem tazminatına ilişkin hususların hizmet alımı yapan davacıya ait olduğu ve fakat dava konusu rücuen tazminat isteminin dava dışı Özel Güvenlik görevlisi olarak çalışan kişiye ödenen kıdem tazminatı alacağı olduğu, teknik şartnamenin taraflar arasındaki hizmet alımı sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası olduğu gözetildiğinde, davacının dava konusu ettiği kıdem tazminatı alacağının davalı yüklenicilerden rücuen tahsili isteminde bulunmasının uygun düşmediği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir. Davanın reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;16.03.2016 tarihi sonrası sözleşme dönemlerine ait teknik şartnamelerde bulunan “Kullanımı gereken kılık, kıyafet, gereç ve donatım kullanımına tahsis edilecek gereçlere ilişkin yüklenicinin yükümlülükleri” başlıklı 17/5. ve bazı teknik şartnamelerde “Yüklenicinin sorumluluk esasları” başlıklı 14/6. Maddesindeki düzenleme Taşeron firmanın çalıştırdığı işçiye karşı sorumluluğunu düzenlediğini, 4857 sayılı İş Kanunun 112. Maddesi ve Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmenlik hükümleri gereğince kıdem tazminatını ödemeleri gerektiğinden bu maddelerde (kıdem tazminatı hariç olmak üzere) ibaresinin bulunduğunu, bu maddedeki düzenlemelerin taşeron firmanın çalıştırdığı işçilerine karşı olan yükümlülüklerini düzenlediğinden ödedikleri kıdem tazminatının rücu edilmesine engel teşkil etmediğini, nitekim; Teknik şartnamelerdeki bazılarında 15/5., bazılarında 14/5.maddelerindeki “ İş, sosyal güvenlik ve diğer ilgili mevzuat uyarınca yüklenici istihdam edilen özel güvenlik görevlisinin işvereni olarak kabul edilecek ve mevzuattan doğan bütün borç ve yükümlülükler ile istihdam edilen tüm özel güvenlik görevlisinin özlük, yıllık ücretli izine ilişkin hakları ile ilgili kanun ve bunlara ilişkin tüzük, yönetmenlik ve tebliğlerle belirlenmiş tüm yükümlülükler yüklenici tarafından yerine getirilecektir.” Hükmünde kanunların işverene yüklediği tüm yükümlülüklerden taşeron firmaların sorumlu olacağının düzenlediğini, bu hükme göre davalı şirketlerin kıdem tazminatından da sorumlu bulunduğunu, ayrıca; sözleşme ve eki teknik şartnameler ile Kamu İhale Kurumu Genel Tebliği hükümlerine göre ve ayrıca İş Kanunu ve Borçlar Kanunu hükümlerine göre kıdem tazminatından asıl işveren olan davalı şirketlerin sorumlu olduğunu, Daha önce de belirtmiş oldukları üzere davalı şirketlerle yapılan sözleşmelerin Diğer Hususlar başlıklı 36-15.maddesinde (2008 yılı sözleşmesinde 37-14.madde) ; “Hangi nedenle olursa olsun gerek işçi ücretleri (ücret, fazla mesai, ikramiye, ihbar, kıdem tazminatı ve benzeri işçilik hakları) ve bunlarla ilgili olarak prim, vergi ve fon gibi konularda ve keza iş kazası ve meslek hastalıkları gibi nedenlerle İdare (TMO) Yüklenici işçilerine ve üçüncü kişilere herhangi bir ödeme yapmak durumunda kalırsa, Yüklenici firma bu ödemeleri rucüen idareye belirtilen faiz oranı ile birlikte (%25-42 oranlarında) derhal ödemekle mükelleftir.” dediğini, Bu hususta YARGITAY 23. Hukuk Dairesinin 2017/732 Esas, 2020/2372 Karar 01.07.2020 tarihli kararında verdiği;”İsçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındıgında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.” hükmüne göre de sözleşmelerde işçilik alacaklarından sorumlu olduklarına ilişkin hüküm bulunmadığından kıdem tazminatından yüklenici şirketlerin sorumlu olduğunu, Yargıtay kararlarında özetle; işveren (müvekkilim kurum) ile yükleniciler (davalı şirketler) arasında yapılan sözleşmelerde işçilik alacaklarından işverenin sorumlu olduğuna dair bir hüküm yoksa işveren işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedelin tamamını talep edeceğine karar verdiğini, bu nedenle 01.01.2016 tarihi sonrası sözleşme dönemlerinden de davalılar sorumlu olduğundan bu dönemlere ait hesaplama yapılması gerektiğini, kaldı ki 01.01.2016 tarihinden önceki döneme ilişkin de herhangi bir hesaplama yapılmamış olup, bu yönüyle de eksik inceleme yapıldığını ve hatalı kararın verildiğini, her ne kadar mahkeme tarafından “kıdem hariç ” ibaresi karara dayanak olarak gösterilmiş ise de 01.01.2016 tarihinden önceki dönemlere ilişkin imzalanan sözleşmelerde böyle bir ibare bulunmamakta olup, davalı şirketlerin bu dönemlere ilişkin de sorumluluklarının bulunduğunu, kararın bu yönüylede bozulması gerektiğini, bu minvalde davalı şirketlerin kıdem tazminatının tamamından sorumlu olduğu gerek sözleşme maddeleri gerekse de Yargıtay içtihatları ile sabit iken yerel mahkemenin eksik inceleme ve değerlendirme yaparak davanın reddine karar vermiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, işbu istinaf başvurusunda bulunma zorunluluğunun hasıl olduğunu ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın tam kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekilince sunulan istinaf başvurusun HMK md.346/(1) uyarınca reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatının tahsili amacıyla eldeki davayı açtığı görülmüştür.Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş akdinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir. Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır.(23. HD 2019/2339 Esas 2021/225 karar,: 2019/2341 Esas 2021/197 Karar)Öte yandan davalı iş verenin dava açılmadan önce temerrüde düşmediği, açılan rücuen tazminat davasıyla temerrüde düştüğü göz önünde bulundurulmalıdır. (23. Hukuk Dairesi 2017/2165 Esas 2020/3172 Karar 6. Hukuk Dairesi 2021/748 Esas 2021/1046 Karar)Davalı yüklenici tacir olup, 6102 sayılı TTK’nın 19/2. maddesi gereğince taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, kanunda aksine hüküm yoksa diğer taraf için de ticari iş sayılmaktadır. Ticari işlerde 3095 sayılı Yasa’nın 2/2. maddesine göre avans oranında faiz istenebilecektir. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/2067 Esas, 2022/2176 Karar ; 2021/2179 Esas, 2022/2226 Karar)Somut olayda mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların kıdem tazminatından çalıştırdıkları dönemle sınırlı olmak üzere tamamından sorumlu olduğu göz önüne alınarak dava dışı işçiye hizmet döküm cetvelleri getirtilip işçinin her bir iş verenin yanında çalıştığı dönemler belirlenmek suretiyle bilirkişiden bu hususta ek rapor aldırılarak yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde karar verilmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 06/10/2022 tarih ve 2020/684 E – 2022/712 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talepleri halinde kendilerine iadesine ,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve isitnaf kanun yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.22/02/2023