Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1223 E. 2023/1299 K. 07.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1223
KARAR NO: 2023/1299
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/02/2023
ESAS NO: 2022/306
KARAR NO : 2023/73
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 07/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 07/09/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 02/02/2023 tarih ve 2022/306 E – 2023/73 K kararına karşı süresi içinde davalı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … müşteri numaralı….A.Ş. ile Müvekkili banka arasında imzalanan sözleşmeler uyarınca … numaralı ticari kredi kartı verildiğini, ilgili ürün tahsis edilirken davalıların da genel kredi sözleşmesi imzalamak suretiyle kefil olduklarını, kredi borçlusunun geri ödeme edimlerini yerine getirmemesi üzerine bankanın ihtarname keşide ederek borcu muaccel hale getirdiğini, ihtarnameye rağmen ödeme yapılmadığından Kayseri Banka alacakları İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalının takibe itirazı neticesinde de takibin durmasına neden olunduğu, Borçlunun takibe haksız ve kötüniyetle itiraz ettiği, beyan edilerek,davanın kabulü ile itirazın iptali ve yargılama esansında belirlenecek olan tüm faiz ve feriler üzerinden takibin devamı ve davalının % 20 inkar tazminatına mahkum edilmesini,dava masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Asıl borçlu firmada ortaklığının bulunmadığını, ortaklığının eski döneme ait olduğunu ve banka ile de doğrudan ticari ilişkisinin bulunmadığını, ticari kredi sözleşmesinde borçlu değil kefil olarak yer aldığını, şirketteki hisselerini 18.12.2019 tarihinde devrettiğini, davacı bankaya Kayseri 9. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu istifanamesi gönderilmek suretiyle hisse devri ve kefillikten istifa edildiğinin bildirildiğini, Banka tarafından sözleşmenin kat edilmediğini ihtarname gönderilmediğini, uygulanan faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, beyan ederek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, mahkememizce toplanmış usulüne uygun deliller olarak değerlendirilmiş buna göre, davacı banka ile dava dışı … A.Ş arasında … tarihli 480.000,00-TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalıların müteselsil kefil sıfatıyla genel kredi sözleşmesine ayrı ayrı kefil oldukları, hesabın 14/03/2021 tarihinde kat edilerek dava dışı asıl borçlu ile davalı müteselsil kefillere noterlik aracılığıyla kullandırılan ticari kredi kartından doğan toplam 22.668,49-TL borcun 1 gün (24 saat) içerisinde ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin dava dışı asıl borçlu şirkete 23/03/2021 tarihinde tebliğ edilmiş sayıldığı, ve fakat davalılara ihtarname gönderilmediği anlaşılmaktadır.6098 sayılı TBK m.586/1 fıkrası uyarınca kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmiş ise alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Öte yandan TBK m.590/3 fıkrası uyarınca asıl borcun muaccel olması, alacaklı veya borçlunun önceden süre içeren bildirimde bulunmasına bağlıysa, kefalet borcu için bu süre, bildirimin kefile yapıldığı tarihte işlemeye başlar. Anılan yasal düzenleme çerçevesinde davalı müteselsil kefillere asıl borçlu yönünden önceden süre içeren bildirimde bulunulmuş olduğu gözetilerek bildirimde bulunulması gerekmekle birlikte söz konusu borcun … kart borcu olduğu, verilen ticari kredi kartının müşteri bilgilerinin davalı müteselsil borçlulardan … adına çıkarıldığı ve kredi kartı ekstre bilgileri çıkarılarak ayrıntılı olarak kartın kullandırıldığı davalı …’a gönderildiği, dolayısıyla kart bilgileri ve karta ilişkin kullanım limitlerini karta ilişkin akdi faiz ve gecikme faiz oranlarını kefiller tarafından bilindiği, asıl borçluya gönderilen muacceliyet ihbarı ile birlikte borcun muaccel olması nedeniyle TBK m.590/3 hükmü çerçevesinde ayrıca bildirimde bulunmaksızın kefilin muaccel olan alacağa ilişkin faizden sorumlu olduğu, bu faizin sözleşme ile kararlaştırılan gecikme (temerrüt) faiz olduğu, dolayısıyla davalı kefillerin asıl borçluya yapılan muacceliyet ihbarı ile birlikte temürrüt faizinden sorumlu oldukları, alınan bilirkişi raporunda belirtilen hesaplama çerçevesinde davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmiş, takipte istenen faiz oranının ve işleyecek faize uygulanan %5 BSMV yönünden takip talebinin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olması nedeniyle, takip talebinde belirtilen şartlarla asıl alacağa gecikme faizi ve bu faiz üzerinden BSMV işletilmesi suretiyle, takibin devamına ilişkin aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir. Her ne kadar müteselsil kefillerden davalı … kefillikten istifa ettiğini bildirir … tarihli Kayseri 9. Noterliği aracılığıyla istifaname düzenleterek davacı bankaya ihbarda bulunduğunu bildirmiş ise de TBK m.599 hükmü çerçevesinde kefaletten dönme şartlarının taşımayan bu ihbarın davacı alacaklıyı bağlamadığı, öte yandan adı geçen davalının henüz vadesi gelmemiş diğer bir deyimle müeccel borç nedeniyle sorumluluğunu kefalat sözleşmesinin kurulduğu tarihten itibaren TBK m.598 hükmü uyarınca 10 yıllık süre ile sınırlı olduğunu ve fakat bu sürenin henüz dolmadığı anlaşılmakla davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir. Likit nitelikte banca alacağına haksız itiraz nedeniyle yasal koşulları oluşan icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmiştir.
-Davanın KABULÜ ile, Davacının davalı hakkında başlatmış olduğu Kayseri Banka Alacakları İcra Daireinin …Esas sayılı dosya kapsamında davalı borçlunun yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE, takibin devamına,-Davacının icra inkar tazminatının kabulü ile, alacağın (25.261,90-TL) %20’si tutarında olmak üzere 5.052,38-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı … tarafından yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hukuki dinlenme hakkının ihlal edildiğini, taraflarına ispat imkanı tanınmadan hukuk dinlenilme ve savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle ve davanın esasıyla ilgili olarak gösterdiği delillerin hiçbiri toplanmadan ve gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verildiğini, şahsı hakkında verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu , bilirkişi raporunda her ne kadar aleyhime yönelik hesaplama yapıldığını yapılan hesaplamanın yerinde ve doğru olmadığını, bilirkişi raporuna yapılan itirazlarını değerlendirilmediğini, yanlış rapor düzenlendiğini, kendisinin kefil olduğunu, kefilin sorumluğunun kefalet limiti ve kendi temerrütünün hukuki sonuçları ile sınırlı olduğunu, bu sorumluğun belirlenebilmesi için her şeyden önce borçlunun sorulu olduğu borç miktarı ile kefilin temerrüte düşürülüp düşürülmediğinin saptanması gerektiğini, davacı banka tarafından gönderilen hesap kart ihtarnamesinine kefil müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğini, davacı kefil yönünden temerrüt olgusununu gerçekleşmediğini ve kendisine temerrüt faizi talep edilmeyeceğinin açık olduğunu, hesap kat ihtarnamesinde belirtilen işlemiş faiz oranından da sorumlu tutulamayacağını bilirkişi raporunda ve mahkeme gerekçesinin aksine kabulün dayanağı bulunmadığını, kredi kartına kefil olması halinde bile kartın limiti ile sorumlu olabileceğini, mevcut sözleşme hükümlerinin kefilin sorumluğunu artıracak değişikliklerin ve kart limitindeki artışın kefil açısından geçerli olabilmesinin kefilin yazılı onayına bağlı olduğu hüküm altına alınmasına rağmen banka tarafından bu prosedürlere uyulmadığını, tarafına sözleşme verilmediğini sözleşmede belirtilen hususlara riayet edilmediğini, asıl borçluya müracaat edilmeden hakkında takibe geçilmesi nedeniyle de takibin ve sunulan raporun usul ve yasaya açlıkça aykırı olduğunu, TBK’nın 584 maddesi “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir , bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce yada en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır ” Amir hükmüne göre kullanılan kredi kartı kapsamındaki borçtan eşimin kefil olarak muvafakati veya rızası alınmadığından kefalet sözleşmesi de geçersiz olup buna bağlı olarak yapılan takibin ve mahkeme kararınında dayanağı bulunmadığından verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, arz ve izah olunan nedenlerle ve başkanlığınızın resen tespit edeceği sair nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair kararı yerinde olmadığından yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine olmadığı taktirde ise kararın kaldırılarak yeniden yargılama yapmak üzere mahkemesine iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, davalının kefil sıfatıyla asıl borçtan sorumlu olması nedeni ile davanın kabulüne ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 02/02/2023 tarih ve 2022/306 E – 2023/73 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı …’ın istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 1.725,64 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 611,30 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 1.114,34 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalı …’dan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 07/09/2023