Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1147 E. 2023/1198 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1147
KARAR NO: 2023/1198
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/03/2023
ESAS NO: 2021/734
KARAR NO : 2023/167
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 22/06/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 09/03/2023 tarih ve 2021/734 E – 2023/167 K kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacıların davalı kooperatife 2010 yılında üye olarak kaydedildiğini, düzenli olarak kooperatifin belirlediği ödemeleri ödediklerini, davacı… için yönetim kurulu kararıyla … Mah. … pafta … ada … parselde yapılacak binadan 5.kat 20 nolu dairenin, davacı … için 8.kat 29 nolu dairenin, davacı … için ise herhangi bir daire teslimi yapılmadığını, yapılan görüşmelerde dairelerin teslimi için bugün ki daire fiyatlarının çok üzerinde yeni maliyet fiyatları çıkarılarak ek ödeme istendiğini, kooperatiflerin kuruluş amacının kar edinmek değil üyelerine fayda sağlamak olduğunu, ancak davalı kooperatifin kar amaçlı gelir getiren bir kurum olarak yeni ödemeler talep ettiğini, bu güne kadar davacılara daire teslimi yapılmadığını, bu nedenle ihtiyati tedbir kararı verilmesini, belirtilen taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tescilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini beyan, talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacının iddia ve taleplerinin hukuka aykırı olduğunu ve reddi gerektiğini, davacının üzerine düşen borçlarını yerine getirmediğini, davacı tarafça davalı kooperatife aidat ödemeleri mevcut olduğunu, dairenin teslimi için talep edilen ödemelerin ek ödeme olmayın davacının ödemesi gereken miktar olduğunu, geçici maliyet raporu ile miktarın belirlendiğini, daha sonra kesin maliyet çıkarılmış ve üyelere bildirildiğini, kooperatifin her bir üyesine adil ve aynı maliyetlerin sunulduğunu, maliyet raporundaki bedelin karşılığı haklı olarak talep edildiğini, davacıya verilen 15 günlük süre içinde maliyet raporu ile beraber sunulan daireleri kabul etmediğinden bu dairelerin diğer ortaklara tahsis edildiğini, alınan maliyet raporuna da itiraz edilmediğini, Kayseri 2. ATM’nin 2019/352 Esas sayılı benzer dosyasında davanın reddine karar verildiğini, davacının kooperatifçe belirtilen miktarda ödeme yapması halinde kendisine tapu devrinin yapılacağının taahhüt edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, bu dava ile haksız kazanç elde etmeye çalışıldığını, iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığını, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Dava, davacı kooperatif üyelerinin davalı kooperatif aleyhine açmış olduğu kooperatif ana sözleşmesi gereğince davalı kooperatifin davacı üyelere taahhüt ettiği taşınmazların davalılara devri kapsamında talep edilmiş tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir. Mahkememizce, 24/06/2022 günü mahallinde keşif yapılmasına karar verilerek, dosyanın bir fen ve bir inşaat mühendisi bilirkişiden oluşan heyete tevdi edilerek rapor düzenlenmesine karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 23/09/2022 tarihli raporda özetle; Davacıların, davalı kooperatifin üyesi olduğu ve kooperatif yönetim kurulu kararlarına göre daire alacaklarının olduğu, davacıların alacaklarının bulunduğu … mahallesi … ada … parselin kadastro parseli olduğu, tapu kaydının dava dışı 3. Kişi adına kayıtlı olduğu, üzerinde 2 katlı eski yığma yapının bulunduğu, herhangi bir ruhsat başvurusu olmadığı ve yeni inşai faaliyete başlanmadığı, dava konusu ana taşınamaz üzerinde söz konusu bağımsız bölümün yer alacağı ana yapının fiili seviyesinin 960 olduğu, dava konusu dairelerin projesi veya fiili olarak imalatı yer almadığından, hiçbir niteliği belirli olmadığından emsal bedelin tespit edilmeyeceği, üyelere ait ödeme ve yönetim kararları konusu, uzmanlık alanı dışında yer aldığından inceleme yapılamadığının tespit edildiği bildirilmiştir. Mahkememizce keşfin yapılarak, bir fen ve bir inşaat mühendisi bilirkişiden rapor alınmasına müteakip; dosya bir mali bilirkişi ve bir kooperatif uzmanı bilirkişiden oluşan heyete tevdi edilmiş olup, bilirkişi heyetinin sunmuş olduğu 30/11/2022 tarihli raporda özetle; davacı …’ya ait konutun bulunduğu blok için kesin maliyet çıkarılmış olduğu, diğer davacılar… ve … yönünden kesin maliyet çıkarılmamış olduğu, davacıların borç miktarları; …” nın 22.911,00 bakiye tutarı ve 4.145,72 TL işlemiş faiz borcu olduğu, …’nın 2315000 bakiye tutarı ve 4.221,00’TL işlemiş faiz borcu olduğu, …”nın 26.536,00 bakiye tutarı ve 5.349,96’TL işlemiş faiz borcu olduğu, kooperatifin tahsis yükümlülüğünün doğması için kooperatife aidat ve gecikme zammı bulunmaması şartının yerine getirilmiş olması gerektiği, bu nedenle de halihazırda davacıların borçlarının devam etmesi nedeni ile tahsisin mümkün olmayacağının tespit edildiği bildirilmiştir. Yargılamanın devamı sırasında davacıların davalı kooperatiften istifa ettikleri, noter aracılığıyla bildirimde bulundukları anlaşılmaktadır. 1163 Kooperatifler Kanunu’nun 10 ve 17/son maddesinde açık kapı ilkesi kabul edilmiştir. Açık kapı ilkesi uyarınca şartları uyanların girişine engel olunamadığı gibi çıkışına da engel olunamamaktadır. Kooperatifler Kanunu’nun 13. maddesine göre istifasını noter kanalıyla kooperatife bildiren ortağın, bildirim tarihi itibariyle kanun hükmü uyarınca istifası sonucunu doğurmakta, kooperatiften çıkma gerçekleşmiş olmaktadır. Kanun uyarınca yenilik doğurucu hak olan istifa ile kooperatiften çıkma gerçekleştiğinden, taşınmazın tescili istekli kooperatif aleyhine açılan davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla; esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir. Yargılama giderleri yönünden yapılan değerlendirmede; davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu gözetilerek yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin taraflara yükletilmesi gerektiği açıktır. Yargılama kapsamında sunulan delil ve belgeler, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacıların davalı kooperatife bakiye borcunun bulunduğu, davalı kooperatifin, dava konusu taşınmazı davacılara tahsis edebilmesi için öncelikle davacı üyelerin kooperatife, aidat ve gecikme zammı borçlarının bulunmaması gerektiği ve fakat davacıların bakiye borcu bulunduğu, dolayısıyla kooperatifin tahsis yükümlülüğünün dava tarihi itibariyle doğmadığı, sonuç olarak; davacıların dava tarihi itibariyle dava açmakta haklı olmadıkları anlaşılmakla yargılama giderleri ve vekâlet ücreti davacılar üzerinde bırakılmış, davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden taktir olunan vekâlet ücreti davacılara yükletilmiştir. Davacıların kooperatiften istifası ve bu suretle dava konusuz kaldıktan sonra davacılar vekili, sunmuş olduğu dilekçe ile talep sonucunu değiştirdiklerini, kooperatife yatırılan tüm aidat, gider ve ödentilerin iadesini talep ettiklerini beyan etmiş ise de iddianın değiştirilmesi yasağı çerçevesinde karşı tarafın açık muvafakatı bulunmayan davacılar vekilinin bu talebi değerlendirmeye alınmamıştır.-Davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, *** …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı tarafından yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçelerinde, müvekkillerine tahsis edilen taşınmazın müvekkilleri adına tapudan tescili yönünde dava açıldığını, davalının kooperatifin inşaat sürecini başlatmadığı ve bu durumda bitirmesinin mümkün olmadığı yargılama sürecinde ve keşif aşamasında taraflarınca müşahade edildiğini, bu sebeple müvekkillerinin noter marifeti ile davalı kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, Müvekkillerinin kooperatif üyeliğinden istifa ettiği ve bu durumda adlarına tahsis edilecek olan taşınmaz için tapu iptali ve tescil yönündeki taleplerinden vazgeçerek davanın müvekkilleri tarafından kooperatife yapılan tüm ödemelerin müvekkillerine iadesi yönünde devam etmesi istemi ile 06,03,2023 tarihinde mahkeme dosyasına beyanda bulunulduğunu, dava sürecinde HMK hükümlerine göre dava gerekçesinin ve talep neticesinin değiştirilmesi mümkün olduğundan süreç içerisinde taraflarınca müvekkilleri tarafından yatırılan ödemelerin müvekkillerime iadesi yönündeki taleplerinin mahkemece değerlendirmeye tabii tutulmadan davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığı düşüncesi ile yanlış karar verildiğini HMK hükümlerine göre davanın her aşamada ıslah dilebileceği gözetilerek buna göre taleplerinin karşı tarafa tebliğ edilerek dosyanın talepleri doğrultusunda yeniden bilirkişiye tevdii edilerek ödemelerinin makbuzlar ve belgeler ışığında değerlendirilmesi ve alınacak bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesi gerekirken mahkemece yanlış değerlendirme yapılarak hatalı karar verildiğini, yukarıda arz edilen nedenlerle istinaf dilekçelerinin kabulüne yerel mahkeme kararının, istinaf taleplerinin doğrultusunda kaldırılmasına talepleri ıslah dilekçesi olarak değerlendirilerek yargılamanın talepleri doğrultusunda yürütülmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararını usul ve yasaya uygun olduğunu, davalının usul ve yasaya aykırı istinaf taleplerinin reddi gerektiğini, davacı taraf, dava konusuz kaldıktan sonra dosyaya sunmuş olduğu beyan dilekçesi ile talep sonucunu değiştirdiklerini, kooperatife yatırılan tüm giderlerin iadesini talep ettiklerini istinaf dilekçelerinde belirtmişseler de iddianın değiştirilmesi yasağı söz konusu olduğundan işbu istinaf taleplerinin reddi gerektiğini, dosyada usulüne uygun şekilde yapılmış bir ıslah bulunmadığını, açılan davanın tapu iptal ve tescil davası olduğunu davacı taleplerini ıslah talebi olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirttiğini, davacı taraf dosyaya sadece beyan dilekçesi attığını dosyada usul ve yasaya uygun bir ıslah dilekçesi bulunmadığını, istinaf aşamasında ıslah yoluna başvurulmasının mümkün olmadığından davacının mesnetsiz taleplerinin reddi gerektiğini arz ve izah ettiğimiz nedenlerle, davacıların asılsız olan istinaf taleplerinin reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Dava, kooperatif üyelerinin tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacılar tarafından tahkikatın sona ermesinden önce tapu iptali ve tescil talebine yönelik açmış oldukları iş bu davada sonuç taleplerini ıslah ederek çıkma payı talebinde bulundukları, HMK 177. maddesi kapsamında tahkikat sona erinceye kadar tarafların ıslah talebinde bulunabilecekleri ve ıslahın sözlü veya yazılı olarak yapılabileceği bildirilmekle HMK hükümleri kapsamında ıslah talebine yönelik usulü işlemler yapılarak ve eksiklikler giderilerek yapılacak tahkikat sonucunda oluşacak sonuca göre davacıların ıslahla değiştirdikleri sonuç talepleri hakkında karar verilmesi gerekirken bu hususta herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın reddine karar verilmiş olması yerinde görülmemiş, belirtilen gerekçelerle davacı istinafı yerinde görülmekle HMK’nın 353/1-a.6.maddesi gereğince kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 09/03/2023 tarih ve 2021/734 E – 2023/167 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre esastan bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 22/06/2023