Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1103 E. 2023/1143 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1103
KARAR NO: 2023/1143
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/04/2023
ESAS NO: 2022/1230
KARAR NO : 2023/277
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kooperatif Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 2023/277
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 04/04/2023 tarih ve 2022/1230 E – 2023/277 K kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacının davalı … Kooperatifi’nin üyesi olduğunu, davalı kooperatif tarafından çıkartılmış olan kesin maliyet bedelini 2010 yılında ödediğini ve kendisine davalı kooperatif tarafından Kayseri İli, … Mahallesi, … ada … parsel … Blok … Kat … numaralı bağımsız bölümün teslim edildiğini, davalı kooperatif ise 2021 yılında yeniden kesin maliyet bedeli çıkardığını ve davacıdan borç talep ettiğini, davacının borca itiraz ettiğini, Resmi Gazetenin 15/06/2022 tarihli 31867 yevmiye sayısı ile ilan edilen ve yürürlüğe giren 7410 Sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. Maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11.madde ile “…inşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi, terkin edilmemiş olması, yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması, kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması şartlarının birlikte sağlanmış olması halinde konutun tapu devrinin yapılmasında sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür.” şeklinde düzenlemenin yapıldığını, davalı kooperatif de etaplar halinde konutlarını yapıp kesin maliyet bedeli çıkarıp üyelerine tebliğ ettiğini ve kesin maliyet bedelini ödeyen üyelere ise tapu devri yapılmış olup bu sebeple yasa kapsamında davacının davalı kooperatife borcunun bulunmadığının tespitine, ödeme yapılan kısımlar için istirdat , devam eden takipler açısından ise menfi tespit taleplerinin kabulüne, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Kayseri İlinde konut yapı kooperatifi olarak faaliyet göstermekte olduğunu, davacının kooperatifin üyesi olduğunu, davalı kooperatifin ise 2021 yılında yeniden kesin maliyet tablosu çıkardığını ve davalının bu borca itiraz ettiğini, davaya dayanak yapılan yasa değişikliğinin ise 15/06/2022 tarihinde yürürlüğe girdiğini, genel kurul kararında üyelerden ödeme alınmasına karar verilmiş ise de kooperatif üyelerinden herhangi bir ödeme alınmadığını ve bu konuda icra takibi başlatılmadığını, Kooperatif Kanunu Geçici 11.maddenin yalnızca Kayseri İline özgü düzenlenmiş kanun hükmünün hukuka aykırı oluğunu, mahkemece somut norm denetimi itiraz yolunun uygulanmasının gerektiğini, dava konusu kanun maddesinin yalnızca Kayseri İlinde bulunan kooperatifleri kapsayacak şekilde çıktığından Anayasanın 10. Maddesinde belirtilen “yasa önünde eşitlik ilkesi”ne aykırı olduğunu, ilgili kanun maddesi hakkında somut norm denetimi yoluna başvurulmasının gerektiğini, somut norm denetimi, bir mahkemede görülmekte olan davanın karara bağlanmasının, o davada kullanılacak kanun hükmünün anayasaya uygun olup olmamasına bağlı olması halinde yapılın denetim olduğunu, kooperatifin inşaatları etaplar halinde yapmadığını, ilgili kanun maddesi … hakkında uygulanamayacağını, Kayseri İline özgü çıkartılan bu kanun maddesinde; Anayasaya aykırılığın açıkça ortada olduğunu, geçici 11. Madde hakkında somut norm denetimi itiraz yoluna başvurulmasını, Anayasa Mahkemesi kararı gelene kadar bekletici mesele yapılmasını, kooperatifte etaplar uygulamasının olmadığının kabul edilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “..Tüm dosya kapsamına göre; 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin 16/02/2023 tarih 2022/126 esas 2023/29 karar sayılı ilamı ile iptaline karar verildiğinden, eldeki davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. 1-Dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, *** …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı tarafından yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili lehine açmış oldukları menfi tespit davalarının yerel mahkeme Kooperatifler yasası’na eklenen geçici 11. Maddenin Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildiğini bu sebeple de karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiğini, müvekkilinin davalı kooperatife borçlu olmadığına dair genel hükümler kapsamında talep hakkı bulunmakta olduğunu bu kapsamda inceleme yapılması gerektiğini, Zira 04.06.1958 gün 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı gibi; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hâkimin görevi olduğunu, Diğer bir deyişle; bir davada maddi olayı anlatmanın taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapma görevinin hakime ait olduğunu, . (HMK. madde 33). Anılan yasal düzenlemeye göre davayı aydınlatma görevinin mahkeme hâkimine ait olmasına göre uyuşmazlığın çözümüne dair hukuki nitelendirmeyi de yine hakimin yapması gerektiğini, ve görevli olup olmadığını da taraflar ileri sürmese dahi gözetmesi gerektiğini , müvekkilinin de davalı kooperatife karşı bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve tapusunu aldığını tapusunu aldığı tarihten itibaren de genel kurullara davet edilmediğini, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 4. maddesinde üyeliğin kazanılması ve kaybedilmesi ile ilgili hükümlerin ana sözleşmede yer alması mecburi hükümler arasında olduğunu, Ana sözleşme; kooperatif ortaklarının birbiri ve ortaklarla kooperatif tüzel kişiliği arasında özel hukuk sözleşmesi olduğunu, Anasözleşmeye Kooperatifler Kanununa aykırı olmamak koşuluyla sözleşme serbestisi çerçevesinde istenen hükümler konabileceğini, davalı kooperatif de ana sözlemeye 61. Maddesi değişikli ile özel olarak çıkma nedeni düzenlediğini, Müvekkilinin de tapusunu alırken kesin maliyet dahil değişen ana sözleşme gereği tüm parasal kooperatif anasözleşmesinin 61. maddesinde genel olarak çıkma nedenleri yanında “özel çıkma” nedeni kabul edildiğini Bu hüküm, genel kurul kararı ile anasözleşmeden çıkarılmadığı veya iptal edilmediği sürece kooperatifi ve tüm üyeleri bağlayıcı nitelikte olduğunu, Kooperatifçilikte eşitlik ilkesi, eşit statüde olan ortakların aynı hakka sahip olması ve aynı borçlardan sorumlu tutulmalarını gerektirdiğini, Eşitlik ilkesini düzenleyen 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesindeki, “kooperatif ortakları, bu yasanın kabul ettiği ilkeler ışığında hak ve yükümlülüklerde eşittirler.” Hükmüne göre, örneğin yapı kooperatiflerinde; peşin bedelli üyeler kendi aralarında, normal statüde üyeler ise normal statüde olan üyeler arasında karşılaştırma yapılarak; her üyenin kendi statüsü içerisindeki emsal üyelere göre eşitligi gözetilir.. Kooperatifler hukukunda çoğunlukla nispi eşitlik ilkesinin geçerli olduğunu, Somut olayda müvekkil kura neticesinde kendisine isabet eden konuta ilişkin çıkarılan kesin maliyet bedelini ödediğini ve 61/e maddesi gereğince kesin maliyeti ödeyerek tapusunu aldığına ve istifasının kabulü ile ortalıktan çıkarıldığına dair 22.09.2010 tarihli yönetim kurulu kararı bulunduğunu dilekçeleri ekinde de yeniden sunduklarını, özel çıkma nedeni olarak düzenlenen ana sözleşme 61/e bendinin nispi eşitlik kuralı gereği geçerli olması nedeniyle müvekkilinden yeniden ortaklıktan kaynaklı talepte bulunulamayacağı açık olduğunu, izah edilen nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1230 E. 2023/277 K. Sayılı ilamının kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.Dosya kapsamında toplanan deliller, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, davanın dayanağı olan 7410 sayılı Çevre Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunun 2. Maddesi ile 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununa eklenen geçici 11. Maddenin, Anayasa Mahkemesinin 16/02/2023 tarih 2022/126 Esas 2023/29 Karar sayılı ilamı ile ve işbu davanın açılmasından sonra yani dava devam ederken iptaline karar verildiğinden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 04/04/2023 tarih ve 2022/1230 E – 2023/277 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/06/2023