Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1102 E. 2023/1118 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1102
KARAR NO: 2023/1118
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2023
ESAS NO: 2022/1399
KARAR NO: 2023/330
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/06/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 14/06/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2023 tarih ve 2022/1399 Esas – 2023/330 sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; Davalının davacının ortağı olduğunu, davacı kooperatifin 21.06.2015 tarihli genel kurulda kooperatifin devam eden konut inşaatlarının maliyetinin karşılanabilmesi için her bir üyenin 9.500,00 TL ödemesine, ödemelerin gününde yapılmaması halinde aylık %1,5 gecikme zammı alınmasına karar verildiğini, davalı tarafından bu maddi yükümlülük yerine getirilmediğinden icra takibi başlatıldığını, davalı aleyhine kapatılan Kayseri 2.İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından yapılan 9.500,00 TL asıl alacak, 11.637,50 TL gecikme zammı olmak üzere 11.637,50 TL tutarlı takibe itiraz etmek suretiyle takibin durdurulduğunu, davalının şifahen icra takibine itirazın nedeni olarak 31.05.2011 tarihinden geçerli olmak üzere kesin hesap yapıldığını, belirlenen borcun ödenip daire tapusunun alındığını, bu nedenle bir borcun bulunmadığını, davalının itirazında haksız olduğunu, genel kurulca alınan kararın tüm ortakları bağlayacağının açık olduğunu, her ne kadar kooperatifin 31.05.2011 tarihli genel kurulunda tüm ortakların borçlarının ayrı ayrı belirlendiği ve borçlarını ödeyen üyelerin ibra edildiği ve tahsis edilen dairelerin hak sahipleri adına tapuda devredildiği ortada ise de kooperatifin inşaatlarının halen devam etmesi sebebi ile ana sözleşmenin 61.maddesindeki kesin hesabın söz konusu olmayacağı, yapılan hesabın ancak tapu tescili öncesinde ortağın borcunu belirlemeye yarayabileceğinin açık olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne davalının kapatılan Kayseri 2.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından yapılan takibe itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı tarafın haksız itirazı nedeni ile alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, arabuluculuk gider ve ücretleri dahil olmak üzere yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olmasına rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “……Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamı toplanan deliller bilirlikte değerlendirildiğinde, dava konusu uyuşmazlıkta, davalının icra takibine itirazın nedeni olarak 31.05.2011 tarihinden geçerli olmak üzere ilk kesin hesap yapılıp, belirlenen borç ödenerek tapu alınmıştır, 15/06/2022 tarih ve 318677 sayılı Resmi Gazetede de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre ve Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun’un 2. Maddesi ile 1163 sayılı kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. Madde Anayasa Mahkemesi’nin 16/02/2023 tarih 2022/126 esas 2023/29 karar sayılı ilamı ile iptaline karar verildiğinden, Yargıtay’ın son içtihatlarına göre karar verilmesi gerekli olup, 31/05/2011 tarihinden kesin maliyet yapılıp, borç ödenip, tapuda verildiğinden tekrar kesin hesap çıkarılabilmesi için bütün etapların tamamlanıp kooperatifin tasfiye aşamasına girmesi gerekir, ancak bunlar tamamlanmamış olup yeniden kesin hesap çıkarılamayacağı dikkate alınarak ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İşbu kararı davacı süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı tarafından istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Alacak, koopertatif genel kurul kararına dayanan alelade alacak isteminden ibaret ve doğal olarak da şekil şartlarına haiz bir genel kararı alacağın varlığı için yeterli olduğunu, dolayısıyla yerel mahkemenin “Yargıtay’ın son içtihatlarına göre” şeklinde muğlak bir gerekçe ile ret kararı vermesinin yerinde olmadığını, ortaklarla kooperatif arasında iki taraflı bir sözleşme söz konusu olmadığını, aradaki ilişkinin karşılıklı edim ifası konulu bir sözleşme ilişkisi değil, kendi özel şartlarına haiz ortaklık ilişkisi olduğu, bu çerçevede, bir veya bir kısım ortağı kısmen yada tamamen ortaklık yükümlülüklerinden azade kılmak ve 23. madde karşısında diğer ortaklara nazaran eşitlik ilkesini gözardı etme sonucunu doğuracak şekilde ibralaşmanın söz konusu olamayacağının açık olduğunu, Kooperatifçe hazırlanan maliyet hesabı ortaklardan ödeme talep etmenin yolu veya şartı değil, ortaklar arasında 23. madde kapsamında eşitliğin sağlanması yolu olduğunu, yani kooperatifin varoluş gereğini yerine getirmek üzere ortaklara maddi külfet yüklemesi için maliyet hesabı çıkarılmasına ihtiyaç olmadığı gibi, çıkarılan maliyet hesabı üzerine ortak hakkında başkaca bir edim gerekmeyeceği sonucuna da ulaşılamayacağını, maliyet hesabının sadece sağlanan menfaatlerin (konut, iş yeri v.b.) maliyet bedelinin belirlenmesi sureti ile ortaklar arasında eşitliğin temini amacına yönelik olduğunu, aksi takdirde kooperatifin kurulup faaliyete geçtiği gün, ilk belirlediği ödemelerden hemen önce maliyet hesabı çıkarmasını beklemek gerekir ki, bunun mümkün olamayacağı veya pratikte mümkün olmadığının ortada olduğunu, Kooperatifin ortaklarından ödeme isteyebilmesinin tek şartının genel kurul kararı olup bunun da usulüne göre temin edildiğini, eldeki davada müvekkili kooperatifçe, kanun ve anasözleşmeye uygun olarak alınan genel kurul kararı gereğince dava konusu borcun ödenmesinin gerektiğinin ortada olduğunu, (Ankara BAM 23. HD. 2019/2730 E. 2020/207 K., Kayseri BAM 6.HD. 2020/227 E. 2020/226 K.) açıklamaya çalıştığı nedenlerle; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/1399 E. 2023/330 K. Sayılı kararına karşı istinaf talebimizin kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davamızın kabulüne, ilk derece ve istinaf yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava itirazın iptali istemidir. İşbu davada dava ve takip değeri 11.637,50 TL’dir. İstinaf edilen dosyada yapılan yargılama sonucu “davanın reddine” karar verilmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” 4. Fıkrasında :”(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” şeklinde düzenlenmiştir.02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ”istinaf yoluna başvurulabilen kararlar” kenar başlığını taşıyan 341. maddesinin 2-3-4. fıkralarında değişiklik yapılarak “binbeşyüz” Türk Lirası ibaresi “üçbin” Türk Lirası olarak değiştirilmiş, yine 6763 sayılı Kanunun 47. maddesinde kanunun yayımı tarihi ile yürürlüğe gireceği aynı Kanunun “Parasal sınırların artırılması” başlıklı ek 1. maddesinde;”(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.
(2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükmü getirilmiştir.
Mahkemece 18/04/2023 tarihinde nihai karar verilmiş olup, hükmün verildiği tarih itibariyle kesinlik (İstinaf edilebilme) sınırı 17.830,00-TL’dir. Davacı tarafından kendisi yönünden istinaf kanun yoluna konu edilen karara ilişkin red edilen dava değerinin ise 11.637,50 TL’ye ilişkin olduğu görülmüş olup HMK 341/2-4 maddesi gereğince Hükmün verildiği tarih itibariyle kesinlik miktarı 17.830,00 Türk Lirası olup, bu miktarı geçmeyen kararlar kesin olduğundan, mahkemece her ne kadar ilgili istinaf başvuru dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmemiş ise de; aynı Kanun hükmü ve 352. madde hükmü uyarınca, istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle kesin olan bir karara ilişkin olması sebebiyle davacı tarafın istinaf dilekçesinin/başvurusunun HMK 352/1-b maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.HMK 352/1-b maddesine göre kesin olan kararların istinafı halinde Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk dairesince ön incelemede öncelikle gerekli karar verilir. Açıklanan nedenlerle davacı tarafın istinaf ettiği karara ilişkin red edilen dava değerinin kesinlik (istinaf edilebilme) sınırının altında olması nedeniyle kesin sayılan kararla ilgili işbu istinaf dilekçesinin/talebinin HMK 341/2-4 ve HMK 352/1-b maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinafa konu dava değerinin/ret karar miktarının karar tarihi itibari ile kesinlik (istinaf edilebilme) sınırı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/4 ve 352/1-b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf posta/yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafça yatırılan 179,90 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1 bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.14/06/2023