Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1074 E. 2023/1084 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1074
KARAR NO: 2023/1084
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/03/2023
NUMARASI: 2022/531 E. 2023/186 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 07/06/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 14/03/2023 tarih ve 2022/531 E – 2023/186 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … hakkında bundan 16 yıl kadar önce sözleşme başlığı adı altında tarafları … Ltd. Şti ve … – … ve diğer tarafta yüklenici sıfatı ile … ve … olan a-b-c maddelerinden oluşan akdin c bendinde senedin ön yüzünde bedeli teminat olarak da yazılı şekilde verildiğini ve bu senedin sözleşmenin tarafında yedi emin sıfatı ile kendilerinde olan senedin geçersiz bir ciro işlemi ile tamamen büyük bir kötüniyetle ciro edilerek … adlı kişiye verildiğini ve bu kişinin de kendi adına bu teminat ve bedelsiz senedi icra takibine Kayseri 4. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında 04/05/2011 tarihinde takibe geçmiş ve müvekkilin tüm iktisadi hayatı ve aile hayatının son bulduğunu ve bu takip ile batırılmış tüm işlerinin sekteye uğradığını, senetten dolayı müvekkilinin borcu olmadığını, senedin bedelsiz olduğunu, bu bedelsiz olan ve teminat senedi olan senet ile takibe geçerek müvekkili … hakkında haksız takipte bulunduklarını, müvekkilinin bu senetten dolayı borcu olmadığını, icra takibi aşamasında müvekkili …’nın haksız takibin haksız hamili olan ilk icra takibi yapan … ile Kayseri 4. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında işbu senedin ibraname – feragatname başlıklı ve takibin alacaklısı… ve borçlusu … olarak imzalanan belgede senedin teminat senedi olduğu akit altına alınmış inşaat yapma edimlerinin teminatı olduğunun, kendisinin bu dosyada ve var olan tasarrufun iptali davasından da feragat ettiğini … tarihli belge ile imzaladığını ve iptali ve menfi tespit istedikleri işbu takip dosyası senedinden dolayı ibraname ve feragat verdiklerini bildirerek haklı davalarının kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, icra dosyasına konu 31/12/2009 vade tarihli 600.000 Euro bedelli senedin teminat senedi olduğunun tespitine karar verilmesini ve teminat senedi ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağı dikkate alınarak davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından aynı konuda Kayseri 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/230 Esas – 2014/357 Karar sayılı dosyası üzerinden icra takibinden kaynaklı borcunun olmadığı ve bu icra takibinin iptali istenildiğini ve bu dosyada davanın reddine karar verildiğini ve kararının kesinleştiğini, hal böyle iken huzurdaki davanın usulden reddi gerektiğini, işbu davanın zamanaşımına uğradığını, ayrıca davacının huzurdaki davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, bunun yanı sıra davacının işbu dava ile “Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … E. (Eski Esas Kayseri Kapatılan 4. İcra Dairesi … E.) sayılı dosyasından kaynaklı menfi tespit ve takibin iptalinin istendiğini, ancak Kayseri Kapatılan 4. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının Kayseri Genel İcra Daireleri kurulduktan sonra … Esas numarasını aldığını, davacının dava dilekçesinde yer alan iddialarının tamamının Kayseri Genel İcra Dairesi’nin… E. Sayılı dosyasındaki takibe ilişkin olduğunu, bu nedenle davacı tarafça icra dosyası dava dilekçesinde yanlış gösterilmiş olup, davanın usulden reddi gerektiğini, esasa ilişkin ise davacının iddialarının tamamen hukuki mesnetten yoksun olduğunu, ayrıca davacı tarafın iddia ettiği gibi müvekkili ile dava dışı… arasında muvazaaya dayalı bir temliknamenin söz konusu olmadığını, öyle ki, müvekkilinin eski Esas Kayseri 4. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasını dava dışı … ‘tan icra müdürü huzurunda ve asillerin bizzat katılımıyla 12/03/2014 tarihinde temlik harcını da yatırmak suretiyle temlik aldığını, bu bağlamda davacı tarafından dosyaya sunulan ibranamenin sonradan adi şekilde düzenlenerek geriye tarih atıldığını ve gerçeği yansıtmadığı haliyle icra müdürü huzurunda ve asillerin katılımıyla resmi şekilde düzenlenen temliknameyi ortadan kaldırmayacağının aşikar olduğunu, ayrıca dosya kapsamında yer alan ve davacı tarafından sunulan delillerin huzurdaki dava ile ilgili olmayıp, hükme esas teşkil edecek niteliği haiz olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkeme kararında; “… Davaya ve icra takibine konu edilen senet metninde teminat senedi olduğu yazılı ise de, bu tek başına yeterli olmayıp, davaya konu 14/12/2006 tarihli sözleşmeye ilişkin verildiğine dair senet metninde bir açıklama bulunmamaktadır. Dolayısıyla neyin teminatı olduğu belli değildir. Bunun yanı sıra ödeme şarta da bağlanmamış olup, davacı bu iddiasını 3. kişiye karşı ileri süremez. Davaya konu sözleşme de incelendiğinde senedin teminat senedi olduğu yazılı ise de, davalının sözleşmenin tarafı olmadığı, senedin muvazaalı olarak devredildiğinin davacı tarafça ispatlanamadığı, dolayısıyla davalının iyi niyetli 3. kişi konumunda olduğu anlaşılmıştır. Senedi elinde bulunduran davalının bu senedi iyi niyetli olarak iktisap etmediğini davacının ispatlaması gerekmekte olup, buna ilişkin de herhangi bir delil sunamadığından ispatlamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davanın Reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama soncunda 4 ana gerekçe ile davanın reddine karar verildiği ”açık bir şekilde delillerin takdirinde hataya düşüldüğü ” zira bu 4 ana nedenin birincisinin kararın 4 sayfası gerekçe bölümünde açıklanırken ”senedin üzerinde teminat kaydı var ise neyin teminatı olduğu belirtilmediğine dayanmış ” ve sentteki mücerrettlik vasfını ortadan kaldırmadığına dayanak yaptığını, icra takibinde olan iptali olan sened olan … tarili olan ve alacaklısı … … olan ve bilahare takibe haksız konu edildiğinde bu kişilerce hukuka aykırı olarak teminat senedinin yazılı ve bilindiği ve sözleşmede belirtildiği halde ilk takibi yapan ve feragat eden ve yine aynı anda davalıya herşeyi bilerek ve bildirerek devrettiği temlik alan davalı … a verilen senedin açıkca gerekçedeki nedene aykırı tamda senedin ne ve hangi senet olduğuna dair her birşeyin açık açık yazılı olduğu sözleşme olduğunu, bu sözleşmenin sunulmuş ve verilmiş olmasına rağmen senedin ne için verildiğine dair bir belirtmenin yapılmadığından dolayı gerekçe gösterilmiş olmasına rağmen şimdi bu hali ile gerekçeye dayanılamayacağını, hukuka uygun kabul edilemeyeceğini, senetten dolayı müvekkilinin borcu olmadığını, kararın gerekçesinde yer alan şekli ile ile ciro yolu ile bu takibi yapmayan ve temlik ile bu takibi alacak olarak devrelan bir kişi olan temlik alan kişinin gerekçesinde sözleşmenin tarafı olmadığına dayanak yapılarak ve bilmesinin de mümkün olmadığı gerekçe olarak yazılarak ve de üstelikte bunun ispat edilemediği gibi hiç mi hiç yerinde olmayan bir gerekçe ile davalı lehine davanın aleyhlerine reddinin tüm hukukun , tüm temel ilkelerine açık bir aykılık oluşturmakta olup kararın yerinde olmaması ve hukuka uygun olmaması nedeni ile kaldırılmasını ve kabulüne karar verilmesi gerektiğinin açık bir husus olarak ortada durduğunu, burada delillerin takdirina ve gerekçede açık hukuka aykırılık olması nedeni ile istinaf talepleri gereği bu yöndende karar verilerek yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın tümden kabulüne karar verilmesini, davalının kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet üçretinin de karşı tarafa tahmil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarının salt soyut olması ve hiçbir hukuki mesnedi bulunmaması nedeniyle Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/531 E. 2023/186 K. Sayılı kararına binaen yapılan istinaf başvurusunun reddine dair karar verilerek vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava Kayseri İcra Dairesinin … Esas ( 4. İcra Dairesinin … Esas )sayılı icra dosyasında başlatılan takipten dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkin açılan davadır.Davacı keşidecisi olduğu 600.000 Euro 14/12/2006 Tanzim 31.12.2009 Vade tarihli senedin teminat senedi olduğunu, bu senetten dolayı borcunun olmadığını yine Kayseri 4. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasında alacaklı tarafından yapılan temlik işlemi öncesi alacaklı … tarafından takip dosyasından ve alacaktan feragat edildiğini ancak daha sonra takip dosyasındaki alacağın muvazaalı şekilde temlik edildiğini ileri sürmüştür.Başka bir deyişle davacı asıl borç ilişkisindeki edimin yerine getirilmesi nedeniyle senedin bedelsiz kaldığını yine icra dosyasında yapılan temlik sözleşmesi öncesi icra dosyası alacaklısı tarafından takipten ve alacaktan feragat ettiğini kendisini ibra ettiğini ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunmuştur… tarafından 05.05.2011 tarihinde Kayseri 4. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyası ile 1.293.800,00 TL Miktarlı 14/12/2006 Tanzim Tarihli, 31.12.2009 Vade tarihli senet dayanak yapılarak 1.570,584, 58 TL üzerinde ilamsız takip yapıldığı görülmüştür.Davaya konu senet incelendiğinde, keşidecisinin …, lehdarların … – … oldukları, 14/12/2006 düzenleme, 31/12/2009 tediye tarihli 600.000 Euro bedelli, “teminat” olarak ahzolunduğu kaydını ihtiva ettiği senedin arkasında … – … ‘ın beyaza cirosunun bulunduğu görülmüştür.12/03/2014 tarihli temlik sözleşmesi incelendiğinde; temlik edenin … ‘ın temlik edilenin … olduğu … ‘ın Kayseri 4. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla takibe konulan 31/12/2009 vadeli 600.000 Euro bedelli borçlusu … olan senetten kaynaklı her türlü hak ve alacaklarının, tüm ferileriyle birlikte …’a temlikine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.Dosyada yer alan … ile davacı arasında imzalanan … tarihli “ibraname feragatname” isimli belge incelendiğinde;….iş bu senedin ekte sunulu … tarihli sözleşmenin gereği teminat senedi olarak verildiğinin ve yine ekte yer alan anlaşmalar gereği tarafların inşaat yapma edimlerinin teminatı olduğunun alacaklı … tarafından henüz yeni öğrenilmiş olması ve teminaten verildiğinin bilinmediği, kendisine ciro edilip verilmesinden dolayı bilinmesinin mümkün olmadığı “alacağın haricen tahsil edilip bedelin ödenmiş olması karşısında …’ya karşı iş bu senetten ve var olan Kayseri 4. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında takipten ve alacaktan ve var olan Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2011/337 Esas sayılı dosyalardan ve vekilince kendisine haber verilmeden açılmış olan bilumum davalardan … feragat etmiştir. …dan hiç bir hak ve alacağının kalmadığını kabul ve beyan etmiştir. ” şeklinde ibarelerin olduğu görülmüştür.Davalı … senette lehdar ve ciranta sıfatıyla yer alamayıp 12.03.2014 tarihli temlik sözleşmesi ile Kayseri 4. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki alacak ve takip hakkını devir almıştır. Bununla birlikte senedin … vade tarihinden sonra yapılan cirolar alacağın temliki hükümlerine tabi olup bu durumda alacağın temliki hükümleri üzerinde durulmasında fayda vardır. Alacağın temliki, alacak hakkını devredenin mal varlığından çıkararak devralanın mal varlığına dahil eden, sözleşmeye dayalı bir tasarruf işlemidir. Böylece temlik ile devreden borç ilişkisinden çıkar ve onun yerine alacaklı sıfatı ile devralan kişi geçer.6098 sayılı TMK 188. Maddesinde Borçlunun, devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları, devralana karşı da ileri sürebileceği düzenlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 189. maddesine göre , alacağın devri ile devredenin kişiliğine özgü olanlar dışındaki öncelik hakları ve bağlı haklar da devralana temlik olur. Temlik ile devralana geçen hakların kapsamına kefalet ve rehin gibi teminat hakları dahil olduğu gibi, kanuni ipotek hakkı, hapis hakkı, mülkiyeti saklı tutma hakkı, dava açma ve icra takibinde bulunma hakkı da dahildir. TBK’nın 189/2. maddesinde zikredildiği üzere, işlemiş faiz de asıl alaca bağlı yan (feri) hak olarak devralana geçecektir. (EREN, Fikret: Borçlar Hukuk Genel Hükümler, Yirmi Beşinci Basım, Ankara 2020, s. 1362-1375.) Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/9367Esas 2021/8606 Karar- 4. Hukuk Dairesi 2021/24728 Esas 2022/9954 Karar)
Davalı dosyada yer alan 07.03.2014 tarihli ibraname feragatname isimli belgenin muvazaalı olarak düzenlendiğini ileri sürmüş olup belgenin sahte olduğuna dair bir iddiası bulunmamaktadır.Kayseri 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/230 Esas 2014/357 Karar sayılı dosyası UYAP üzerinden incelendiğinde;Davalı … mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde; alacaklı olduğu dosyada mevcut 600,000 euroluk teminaten yazılı senetten dolayı alacağını icraya koyduğunu, alacağını haricen alıp ibra ve feragat ettiğini, ve ibraneme feragatname verdiğini , belge altındaki imzanın kendisine ait olduğunu bildirmiş duruşmadaki beyanı ile alacağı temlik ettiğininde farkında olmadığını , aslında alacağını aldığını, bu nedenle davacının davasını kabul ettiğinin bildirildiği görülmüştür.6100 sayılı HMK 215/1 Madde hükmünde; Bir kimsenin aleyhine delil olarak kullanılabilecek belgelerin, o kimsenin halefleri aleyhine de delil teşkil edeceği düzenlenmiştir.07.03.2014 tarihli “ibraname feragatname” isimli belgenin 12/03/2014 tarihli temlik sözleşmesinden önce düzenlendiği sabit olup temlik edenin ibra ve feragat beyanının 6098 sayılı TMK 188. Maddesindeki düzenleme uyarınca davalıya karşı ileri sürülüp sürülemeyeceğinin tartışılıp değerlendirilmesi gerekirken mahkemece 07.10.2014 tarihli “ibraname feragatname” isimli belge hükümde tartışılmadan ve değerlendirilmeden yani eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş olunup açıklamalar ışığında davacının istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 14/03/2023 tarih ve 2022/531 E – 2023/186 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talepleri halinde kendilerine iadesine ,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 07/06/2023