Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1043 E. 2023/1092 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1043
KARAR NO: 2023/1092
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2023
NUMARASI: 2022/263 E. 2023/246 K.
DAVANIN KONUSU: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 07/06/2023
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 12/04/2023 tarih ve 2022/263 E – 2023/246 K kararına karşı süresi içinde davalı … vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Limited Şirketi Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğüne kayıtlı bir ticari şirket olduğunu, bugüne kadar … ‘nın … ilçesinde faaliyet göstermediğini ve davalılar ile herhangi bir ticari ilişkiye girmediğini, müvekkili şirketin sahibinin davalıları … da devam eden taşeronluk işleri nedeniyle … ‘deki merkez adresinin kapalı olmasından ötürü tebligatların Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi hükmüne göre muhtara bırakılarak tebliğ edilmiş sayıldığını ve bu sebeplerle müvekkili şirketin yasal süresi içinde 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerine itiraz edemediğini, müvekkili şirketin sahibi ve tek yetkilisinin … olduğunu, … ‘a ait şirketin … ilinde taşeronluk yaparken işçileri için kiraladığı bir ev dolayısıyla ev sahibi bir vatandaş ile aralarında ihtilafa düşüldüğünü, ev sahibinin Av. … ‘nu vekil tayin ettiğini, adı geçen avukat tarafından müvekkili şirkete karşı onlarca icra takibi başlatıldığını ve yine muhtara tebliğ edilmek suretiyle müvekkilinin itiraz sürelerini kaçırdığını, müvekkili şirketin adresinin kapalı olması hususundaki zafiyetinin istismar edildiğini, davalı İlhan Serin’in 3 yıldır tahsil edilemeyen ve borçlunun aciz halde bulunduğu anlaşılan borcu kötü niyetli bir şekilde müvekkiline yüklemeye çalıştıklarını, müvekkilinin davalılara herhangi bir borcu bulunmadığından bahisle davanın kabulü ile müvekkili şirketin … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı … vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; Müvekkilinin, … / … ilçe sınırlarında ikamet ettiğini, söz konusu icra takibinin ise … / … ilçesinde olduğunu, davacı tarafın kötü niyetli olarak kendi faaliyet alanının olduğu şehirde davayı ikame ettiğini, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili mahkemenin … (… ) mahkemeleri olduğunu, aksi kanaat halinde … (… ) mahkemeleri olduğunu, davanın açılmasına haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etme imkanı olmasına rağmen itiraz etmeyip üzerine dava açan davacının yargılama giderlerinden sorumlu olması gerektiği, davacı şirketin basiretli olarak davranmadığını, bu hususun dava dilekçesiyle ikrar edildiğini, davada ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, davacı şirketin çeşitli kurum ve kuruluşlardan ihaleler aldığını, söz konusu ihalelere girebilme yeterliliğine ulaşabilmek adına ilgili icra dosyasının borçluları tarafından otomobil, çekici, kamyonet ve nakit paralarla sübvanse edilmiş ve ihale yeterliliğine ulaştığını, davacı firma adına kayıtlı yaklaşık 8 araç olmasının bu hususu gösterdiğini, icra dosyasının borçlusu olan … ‘nun da davacı bünyesinde sigortasız olarak yıllardır çalıştığını, bu sebeple başta ücret alacağı olmak üzere çeşitli işçilik alacakları bulunduğunu, bu hususların takip borçlusu tarafından kendilerine şifahen söylendiğini, taraflar arasında borcu doğuran hukuki ilişkilerin bundan ibaret olduğunu, öncelikle davanın usulden reddedilmesini, esasa geçilmesi halinde esastan reddedilmesini, davanın yetkili mahkemeye gönderilmesini, davacının kötü niyetli olarak dava açmasından ötürü icra dosyasının yekün borcunun %50’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkeme kararında; “…Yapılan yargılama, topl … arasında ticari ilişki olduğuna dair bir kayıt bulunmadığı, ayrıca taraflar arasında bir borç yada alacak kaydına da rastlanmadığı anlaşılmakla, davacının davalı … yönüyle açtığı menfi tespit davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.1-Davacının, davalı … yönünden açmış olduğu davasının pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, 2-Davacının davalı … yönünden açmış olduğu davasının kabulüne, … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında gönderilen haciz ihbarnameleri nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı … vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Taraflarına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, işbu davanın açılmasında müvekkilinin herhangi bir kusuru olmayıp davacı tarafın, basiretli bir tacir gibi davranmayarak süresinde itiraz etme imkanı olmasına rağmen itiraz etmeyerek işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, her ne karar verilirse verilsin taraflarına vekalet ücreti verilmesi ve yargılama giderlerinden sorumlu olmaları gerektiğini, ispat yükünün davacı tarafta olup, bu hususun yerine getirilmediğini, davacı tarafın defterlerinin çoğunun her ne kadar tasdiklenmiş olsa da boş defterlerin tasdiklenmiş olmasının ilgili defterlerin düzenli olarak tutulduğu anlamına gelmediğini, ayrıca zorunlu defterlerin hepsinin incelenmediğini, incelemeye sunulmayan defterler bulunduğunu, davacı şirketin banka hesaplarından para transferlerinin yapıldığını, vergi ödemekte, stopaj iadesi almakta ve davacı şirketin bilanço ve gelir tablosu oluştuğunu, davacı şirketin bilanço ve gelir tablosu vergi dairesinden istenmediğini, yine davacı şirketin banka hesap hareketlerinin de istenmediğini, dolayısıyla boş defterlerin bilanço ve banka hesap hareketleriyle uyumlu olup olmadığının tespit edilmediğini, işbu davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu beyan ederek istinaf başvurularının kabulüne, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/263 Esas, 2023/246 Karar ve 27.04.2023 nolu kararının bozularak ortadan kaldırılmasını, davanın açılmasına sebebiyet veren davacı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gider, harç ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 89/3. maddesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.Karapınar İcra Dairesi’nin 2019/911 sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklının İhsan Serin olduğu, borçlularının … Limited Şirketi ve … olduğu, alacaklı tarafından borçlular hakkında 10.000,00 TL bono, 918,90 işlemiş faiz 30,00 TL komisyon ücreti olmak üzere toplam 10.948,90 TL alacak nedeniyle ilamsız takip başlatıldığı görülmüştür.İhbarnamenin gönderildiği takip, davalı alacaklı tarafından dava dışı Limited Şirket ve … na karşı yapılmış bir takiptir. Takip dayanağının bono olduğu gözetildiğinde ticari iş niteliğindeki takip dosyasından gönderilen ihbarnameye karşı açılan menfi tespit davasının ticaret mahkemesinde görülmesi gerekir…. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davacının … … adresine normal tebligat yoluyla İİK 89/1 uyarınca gönderilen ihbarnamenin 05.10.2021 tarihinde İİK 89/2 uyarınca gönderilen ihbarnamenin 02.11.2021 tarihinde elektronik tebligat adresine İİK 89/3 hükmü uyarınca gönderilen ihbarnamenin 29.03.2022 tarihinde tebliğ edildiği eldeki davanın 24.03.2022 tarihinde açıldığı görülmüştür.İİK’un 89. maddesinde “…Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir….” hükmünü içermektedir.Anılan Kanun maddesinin uygulanması için ön koşul haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye usule uygun olarak tebliğ edilmiş olması ve haciz ihbarnamesinin usulüne uygun olarak düzenlenmesidir. Bu davada üçüncü kişi, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Gönderilen 1.ve 2. Haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmeyen davacı üçüncü kişi zimmetinde sayılan bu borcu ödemeden kurtulmak için takip alacaklısına karşı, takip borçlusunun kendisinden böyle bir alacağı olmadığını tespit için menfi tespit davası açabilir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/2667 Esas 2018/451 Karar ) Anılan maddenin açık hükmü gereğince icra dairesi tarafından gönderilen haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmeyen ve menfi tespit davası açan üçüncü şahıs takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Ancak bunun için davalı alacaklının, davacı üçünü kişi ile dava dışı borçlu arasındaki borç doğuran hukuki ilişkiyi ileri sürülmesi gerekir. Herhangi bir hukuki ilişki ileri sürülmeden ve anılan taraflar arasındaki borç ilişkisinin neye dayalı olduğu açıklanmadan davacıdan borçlu olmadığını ispat etmesi beklenemez. Davacı üçüncü kişinin iddiasını ispat edebilmesi için davalı alacaklının, takip borçlusunun üçüncü kişiden neden alacaklı olduğunu açıklaması gerekir. (Yargıtay 4 Hukuk 2021/25823 Esas 2022/7928 Karar) Somut olayda takip alacaklısı olan davalı, … İcra Dairesi’nin… Esas sayılı dosyasında borçlu gözüken … ‘nun davacının yanında sigortasız işçi olduğunu, … ‘nun davacıdan işçilik alacakları olduğunu beyan ederek alacak iddiasında bulunmuştur. Davalı … ‘nun davacı şirkette çalışmadığı Kayseri Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 28.09.2022 tarihli cevabi yazısından anlaşılmaktadır.Dosyada yer alan 14.01.2023 tarihli bilirkişi raporunda davalıların davacıdan bir alacağının bulunmadığının belirtildiği görülmüştür.Tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde davanın reddi yönündeki mahkeme kararının yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.Dava, İİK’nın 89. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. İİK’nın 89/3-son cümle gereğince, bu maddeye dayanılarak açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir.Yine davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı olup davalının davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği, davacının davanın açıldığı tarihte dava açmakta haklı olduğu anlaşıldığından davacı lehine yargılama gideri ve HMK’nın 326. maddesi gereği yargılama giderlerinden olan vekâlet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya uygun görülmüştür.
Açıklamalar ışığında davalının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 12/04/2023 tarih ve 2022/263 E – 2023/246 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcının davalı tarafından yatırılan 312,95 TL den mahsubu ile fazla yatırılan 133,05 TL harcın talebi halinde davalıya iadesine,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07/06/2023