Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1041 E. 2023/1103 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1041
KARAR NO: 2023/1103
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/01/2023
ESAS NO: 2022/591
KARAR NO: 2023/34
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:08/06/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:12/06/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/01/2023 tarih ve 2022/591 Esas 2023/34 Karar sayılı ilamına karşı ,taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalının 30/04/2020 ödeme tarihli … seri numaralı ve 120.000,00-TL miktarlı çek sebebiyle müvekkili aleyhine Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığını, takibe konu çek sebebiyle müvekkilinin davalıya bir borcu bulunmadığı gibi davalının da yetkili hamil sıfatı bulunmadığını, takibe konu … seri numaralı çekte davalının cirosunun bankaya ibraz tarihinden (30/04/2020) sonraya ait olduğunun davalı yanın icra dosyasına sunduğu çek fotokopisi ile sabit olduğunu, çekin ibrazından sonra eklenen davalı cirosunun geçersiz olduğunu ve davalının yetkili hamil olmadığını, çeki bankaya ibraz eden cirantanın kim olduğunun çek üzerinden anlaşılamadığını, dava konusu çek üzerindeki ciroların usul ve yasaya aykırı bir şekilde iptal edildiğini, ciro silsilesinin bozulduğunu, bu sebeple davalı tarafın yetkili hamil sıfatının ortadan kalktığını, Kambiyo Hukuku bakımından üzeri çizilen veya iptal edilen cironun yok hükmünde olduğunu, davalı alacaklı yararına yapılmış bir ciro bulunmadığını, icra dosyası incelendiğinde yetkili hamil tarafından yapılmış bir temlik sözleşmesinin de bulunmadığını, müvekkilinin haciz ve icra tehdidi ile davalı tarafa ödemiş olduğu miktarların tahsili için her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile öncelikle dava sonuna kadar Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibin tedbiren durdurulmasına, akabinde yapılacak yargılama sonucu davanın kabulüne, müvekkilinin 30/04/2020 ödeme tarihli … seri numaralı ve 120.000,00-TL miktarlı çek sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, dava konusu çekin %20’si oranında kötü niyet tazminatına ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine yönelik karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
DAVALI VEKİLİ’NİN İLK DERECE MAHKEMESİNE SUNDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Müvekkilinin Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasıyla yürütülen icra takibine konu çekten dolayı alacağı bulunduğunu, 06.10.2020 tarihli icra tutanaklarına bizzat ödeme taahhüdünde bulunduğunu, Yargıtay’ın emsal kararlarında borcun ödenmesi konusunda taahhütte bulunan davacı – borçlunun, “çelişkili davranışta bulunma yasağı” kapsamında menfi tespit davası açamayacağının görüldüğünü, bu nedenle açılan menfi tespit davasının reddinin gerektiğini, davacının iptalini istemiş olduğu takip konusu dosya borcuna mahsuben müvekkiline toplam 29.412,00-TL nakit para ödediğini, dava konusu çekin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 780 maddesi hükmünde tespit edilen yasal tüm unsurları taşıdığını ve kambiyo senedi niteliği vasfını haiz bir çek olduğundan bahisle öncelikle davacının tedbir talebinin reddine, haksız ve yersiz davanın reddine, müvekkilinin mağduriyetine sebebiyet veren davacı aleyhine çek bedelinin %20’si oranında tazminata hükmedilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda; davacı tarafın davasını yazılı delille ispat edemediği, davasını ispat edememesi nedeniyle davalıya yemin teklifinde bulunduğu, davalı …’in usulüne uygun olarak Mahkeme huzurunda yukarıda belirtildiği şekilde yemini eda ettiği, neticeten davacının davasını yemin delili ile de ispat edemediği görülmekle, açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve hüküm tesis edilmiştir.1-Açılan davanın REDDİNE,2-Davalı tarafın %20 oranındaki tazminat talebinin reddine…” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı taraf vekilleri süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı alacaklı vekilinin istinaf dilekçesinden özetle: Menfi tespit davacısı olan borçlunun, alacaklı müvekkiline Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasıyla yürütülen, bizzat kendisinin keşide ettiği ve imzasının bizzat kendisinden sadır olan, … Şubesinin muhattabı bulunduğunu, 120.000,00 TL bedelli çekten dolayı borcunun bulunduğunu, verilen mahkeme kararıyla menfi tespit davacısı olan borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasının reddedildiğini, eldeki menfi tespit davasının reddedilmeden önce geçirmiş olduğu yargılama aşamasında yüksek istinaf mahkemesi tarafından kaldırıldığını, davaya cevap dilekçelerinde ayrıntılarıyla belirtilerek ilgili doktor ve hastane raporlarını dilekçeleri eklerinde sunduklarını, menfi tespit davasının sonuçlanmasına kadar davacı borçluya karşı etkili haciz işlemlerinin yapılmasının eldeki menfi tespit davası nedeniyle imkansız hale geldiğini, davacı borçlunun menfi tespit davasını açmasından önce alacağın tahsili amacıyla yapılan haciz işlemlerinin borçluya muvazaa birlikteliği olan haciz yapılmasını engelleyemeye çalışan kişiler tarafından yapılan istihkak nedeniyle istihkak iddialı hacizler şeklinde gerçekleştiğini, davalı alacaklının müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedebilmesi için gereken şartlardan menfi tespit davasında mevcut olduğu kanaatinde olduklarını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararında davanın reddine ilişkin kararla ilgili kısmi istinaf taleplerinin kabulünü ve kararın 2 nolu bendindeki davalı tarafın %20 oranındaki tazminat talebinin reddine hükmünün kaldırılmasını, davacı tarafından kötü niyetle ve haksız suretle açılan menfi tespit davasının konusu olan 120.000,00 TL bedelli alacağın %20 si olan 24.000,00 TL nin davalı alacaklı müvekkiline tazminat olarak ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinden özetle; istinaf ilamı doğrultusunda davalı yana müvekkili tarafından yemin teklif edildiğini, ancak davalı yanın teklif etmiş oldukları yemini değil mahkeme tarafından davalarıyla ilgili olmayan yemini eda ettiğini, davanın reddine karar veriliğini, davalı yanın dava konusu çekin yetkili ve meşru hamili olmadığını gerek Yargıtay kararlı gerekse bilirkişi raporuyla sabit olduğunu, müvekkilinin icra taahhüdünde bulunmasının çelişkili davranışta bulunması yasağını ihlal ettiğini, dava dilekçeleri ve sözlü beyanlarını tekrarla davalı yan söz konusu taahhüdü haciz baskısı ve tehdidi altında yine haciz mahallinde müvekkilinden aldığını, bu sebeple yapılan ödemelerin iradi bir ödeme olmadığını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı alacaklı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
İncelemeye konu dava dosyasında Dairemizin 2022/1148 esas,2022/1254 karar sayılı ilamıyla kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine geri gönderilmesinden sonra mahkemece 2022/591Esas-2023/34Karar sayılı ilamıyla Dairemizce verilen kaldırma kararı doğrultusunda yeniden kararı verilmiş ve gönderilmiştir. Buna göre,ilk derece mahkemesince dairemiz kaldırma kararı doğrultusunda yapılan işlem ve değerlendirme sonucu davalı tarafın davacı tarafça teklif edilen yemini usulüne uygun olarak eda etmesine göre davanın reddine karar vermesinde bir isabetsizlik ve hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf itirazlarına itibar edilmemiştir.Bu itibarla; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu,bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına karşı taraf vekillerince yapılan istinaf itirazlarının reddi gerektiği değerlendirilmiştir.
Sonuç itibariyle; davacı vekili ile davalı taraf vekilinin yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/01/2023tarih ve 2022/591 Esas 2023/34 Karar sayılı ilamına karşı davacı vekili ile davalı vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacı ve davalıdan ayrı ayrı alınması gerekli olan 179,90’ar TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 08/06/2023