Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1040 E. 2023/1093 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1040
KARAR NO: 2023/1093
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2022
NUMARASI: 2021/211 E. 2022/894 K.
DAVANIN KONUSU: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 07/06/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 13/12/2022 tarih ve 2021/211 E – 2022/894 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Dava konusu olayın Ticaret Mahkemesi’nin görevi dahilinde olduğunu, dava dışı … İle davalı arasında 12/10/2011 tarihli 1.750.000,00 TL miktarlı genel kredi sözleşmesi 01/01/2018 tarihli 5.000.000 TL miktarlı genel kredi sözleşmesi, 31/10/2012 tarihli 3.000.000 milyon miktarlı genel kredi sözleşmesi, 20/03/2014 tarihli 5.000.000 milyon miktarlı genel kredi sözleşmesi olmak üzere toplam 4 adet … imzalandığını, davacılar … ile …’nin bu sözleşmeleri kefil sıfatı ile imzaladıklarını, davacı …’nin ise kefil olmamakla birlikte sözleşme konusu krediyi teminat altına almak amacı ile mülkiyetinde bulunan … ili … Mahallesi, … ada … parselde kayıtlı bulunan taşınmaz üzerinde davalı lehine 04/04/2011 tarihinde 1. dereceden 225.000 TL’lik ipotek tesis edildiğini, daha sonra ipotek bedelinin 08/03/2013 tarihinde 450.000 TL’ye çıkarıldığını, aynı taşınmaz üzerinde davalı lehine 1. İpoteğin terkini şartı ile 2. Dereceden 450.000 TL’lik ipotek daha tesis edildiğini, bu şekilde davacının 900.000 TL için ipotek vermiş olduğunu, diğer davacı …’nin kefil olmamakla birlikte sözleşme konusu krediyi teminat altına almak için mülkiyetinde bulunan … ili … ilçesi … Mahallesi … ada … parsel ve … paftada kayıtlı … Mahallesi … cad. … … sitesi no: … adresinde yer alan konut üzerinde 06/01/2011 tarihinde davalı banka lehine ipotek tescil ettiğini, daha sonra bu ipotek bedelinin arttırılarak 525.000 TL’ye çıkarıldığını, asıl borçlu şirketin borcunu ödememesi nedeni ile davalı tarafından kefil ve ipotek verenlere … 12.Noterliği’nin … yevmiye nolu … tarihli ihtarnamesinin gönderildiğini, bu ihtarın taraflara usulüne uygun tebliğ edilmediğini, bu nedenle hesabın kat edildiği ve borcun muaccel hale geldiğinin söylenemeyeceğini, bu usulsüz tebliğe rağmen davacı … aleyhine Kayseri 5. İcra Dairesi’nin … (Yeni … Kayseri Genel İcra Dairesi) kefillikten kaynaklı icra takibine başlanıldığını, davacı … hakkında ise kefillikten kaynaklı Kayseri 5. İcra Dairesi’nin … (Yeni … Kayseri Genel İcra Dairesi) ve ipoteğin paraya çevrilmesi için yine aynı dairede … (Yeni … Kayseri Genel İcra Dairesi) icra takibine başlanıldığını, davacı … için ise yine aynı dairede ipoteğin paraya çevrilmesi için … (Yeni … Kayseri genel İcra Dairesi ve Kayseri Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyaları ile takip başlatıldığını, usulsüz tebliğ nedeni ile Kayseri 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldığını ve Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nin 2021/102 E – 2021/98 K sayılı kararı ile davanın sonuçlandığını ve tebliğlerin usulsüz olması nedeni ile icra emrinin iptaline karar verildiğini, sonrasında kefiller … ve … tarafından Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına 14/12/2020 tarihinde toplam 1.879.600,05 TL tutarında ödeme yapıldığını, davalı bankanın kat ihtarında sözleşme ve kanuna aykırı faiz işlettiğini, asıl borçlunun kat ihtarı öncesi yaptığı ödemelerin mahsup edilmediğini ve sonuçta 747.580,42 TL talep edildiğini, her ne kadar aynı kat ihtarı ile 657.500 TL tutarında banka teminat mektuplarının bedellerinin talep etmiş ise de bu tarihte banka teminat mektupları muhattabı tarafından paraya çevrilmediğinden davacıların bu tutardan sorumlu olamayacağını, kat ihtarı usulsüz olduğu için alacağında muaccel olmadığını, davalının takip sonrası faiz talebinin de yerinde olmadığını, davacıların sorumlu olduğu miktarın tespit edilmesi gerektiğini, ayrıca borcu üzerinde miktar tahsil edilmesine rağmen davacı …’in kira alacağına da 2020/41008 sayılı dosyasında haciz konduğunu belirterek davacıların borçsuz olduğunun tespiti ile davacıların taşınmazları üzerine konulan ipoteklerin terkini ile davalı tarafından davacı …’in 2020/41008 sayılı dosyasında tahsil edilen kira alacağının davacıya iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı … … . … Şubesi’nce kredili müşterilerinden … Ltd. Şti ile imzalanmış olan 12.10.2011 tarihli 1.750.000,00 TL miktarlı genel kredi sözleşmesine,01.01.2018 tarihli 5.000.000 TL miktarlı genel kredi sözleşmesine, 31.10.2012 tarihli 3.000.000 TL miktarlı genel kredi sözleşmesine, 20.03.2014 tarihli 5.000.000,00 TL miktarlı genel kredi sözleşmesine istinaden ticari nitelikte krediler kullandırılmış olduğunu, söz konusu sözleşmeyi dava dışı … , … ve … .Şti … , … , … … ve davacılardan … ,… müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzalamış bulunduklarından kefalet limitleri gereğince borçtan sorumlu olduklarını, diğer davalı … ise akit firmanın kullanmış olduğu kredinin teminatı olmak üzere adına kayıtlı taşınmazı davalı banka lehine ipotek vermiş olduğunu, borçluların kredi ödemelerini aksatarak temerrüde düşmesi nedeniyle, davalının görülen lüzum üzerine, Kayseri 12.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye ile ihtarname keşide edilerek, hesap kat edilmiş olduğunu, İhtarnameler usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş olduğunu ancak verilen süre zarfında alacağımız tahsil edilmediği gibi davalıya borçlular tarafından bir ödeme planı da sunulmamış olduğunu, muaccel hale gelen kredi borcunun ödenmemesi üzerine Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1121 D.iş nolu dosyasından verilen ihtiyati haciz kararı gereği borçlularla ilgili olarak 5. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararları ile takip başlatılmış ve bu dosyadan takip işlemleri de yürütülmüş ise de borçlulardan … , …, …, … , … … borcun tamamına ana para faiz ve tüm ferilerine itiraz etmiş olduklarını, davalılar tarafından yapılmış olan itiraz yerinde olmayıp reddi gerektiğinden tarafımızca Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/881 E. sayılı dosya ile itirazlarının iptali davası açılmış olduğunu, davanın derdest olduğunu, borcun muacceliyet ihtarnamelerinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olduğunu, ayrıca dava dilekçesinde … aleyhine başlatmış oldukları icra takibiyle ilgili Kat ihtarının usulüne uygun olarak tebliğ olmadığı ve icra emrinin iptal edilmesi gerektiği karara bağlandığı belirtilmişse de ilgili karara karşı Temyiz başvurusu yapılmış olup ilgili karar henüz kesinleşmemiş olduğunu, aynı şekilde davacılar Kefillerden … ve … tarafından ödeme yapıldığını asıl borcun sona erdiğini belirtmişlerse de dava dışı … ve … borcun tamamından değil borcun bir kısmından sorumlu olmaları sebebiyle kendi sorumlu oldukları kısımları İcra dairesine ödemiş olduklarını, kalan miktarlarla ilgili … firma şirketin ve diğer kefillerin sorumlulukları devam etmekte olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu bütün hususları itirazın iptali davasında cevap dilekçeleri ile ileri sürmüş olduklarını, Tarafları ve dava konusunun aynı olması sebebiyle Derdestlik itirazında bulunuyor oluklarını, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını, 6100 sayılı HMK.’nun 114. maddesinde hukuki yararın dava şartı olarak kabul edilmiş olduğunu, davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğunu ispat edemezse dava şartı olan hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesi gerektiğini, alacaklının “itirazın iptali davası’’ açmasından sonra, borçlu tarafından “menfi tespit davası’’ açılamayacağı, çünkü bu davacı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerek doktrinde ve gerekse uygulamada tereddütsüz kabul edilmekte olduğunu, sonuç olarak Menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamakta olduğunu belirterek mahkemece resen nazara alınacak olan sebepler ile haksız ve mesnetsiz olan iş bu davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkeme kararında; “…Mahkememizce dosya arasına getirtilen tüm kayıt ve belgeler, bilirkişi raporları, icra takip dosyaları ve Kayseri 3. Aile Mahkemesi’nin 2021/180 Esas sayılı dosyası bir bütün halinde değerlendirildiğinde; Kayseri 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/1009 Esas sayılı dosyasında, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında borçlu … yönünden icra emrinin iptaline karar verildiği, bunun üzerine 17/08/2021 tarihli ödeme emrinin düzenlenerek borçluya yeniden tebliğ edildiği görülmekle, davacı … yönünden icra emri iptal edilse de icra takibinin devam ettiği ve borcun sona ermediği anlaşılmıştır. Davacı … yönünden ise Kayseri 3. Aile Mahkemesi’nin 2019/83 Esas sayılı dosyasından ipoteğin kaldırılmasına ilişkin karar verildiği, bu kararının istinaf tarafından kaldırılması üzerine 2021/180 Esas sayılı dosya üzerinden yargılamasına devam edildiği, bu dosyada henüz karar verilmediği, ayrıca bilirkişi raporlarından da anlaşıldığı üzere davalı bankanın davaya ve icra takip dosyalarına konu genel kredi sözleşmelerinden dolayı işlek krediler ve teminat mektuplarından 2.184.018,17 TL ve Kredili mevduat hesabı ile kredi kartından kaynaklanan 52.197.28 TL olmak üzere toplam 2.236.215,45 TL nakit alacağının bulunduğu, Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası (Kapatılan Kayseri 5. İcra Dairesinin … Esas) kapsamında ise 837.881,32-TL alacağının olduğu, dolayısıyla davalıların ipotek bedellerinin üzerinde halen borç bulunduğu anlaşılmakla, davacılar … ve …’nin borçlu olmadıklarının tespiti talepleri ile ipoteklerin terkini taleplerinin, ayrıca …’nin kira alacağı talebinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir. Davacılar … ile …’nin Kayseri 5. İcra Dairesi’nin … Esas (Yeni Esas… Kayseri Genel İcra Dairesi) sayılı dosyası yönünden açmış oldukları menfi tespit davasının hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle HMK md. 114/1-h, 115/2 gereğince USULDEN REDDİNE, Davacı …’nin Kayseri 5. İcra Dairesi’nin … Esas (Yeni Esas … Kayseri Genel İcra Dairesi) sayılı dosyası yönünden, davacı …’nin ise Kayseri 5. İcra Dairesi’nin … Esas (Yeni Esas … Kayseri Genel İcra Dairesi) sayılı dosyası ile Kayseri Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyaları yönünden açmış oldukları menfi tespit davalarının REDDİNE, Davacılar … ile … tarafından açılan ipoteğin terkini taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE, Davacı …’nin kira alacağı talebinin REDDİNE,
…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından, müvekkilleri … ve … yönünden hukuki yarar yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de bu hükmün gerekçelendirilmediğini, bu hususun dahi kararın başlı başına bozulma sebebi olduğunu, temerrüt tarihin raporda hatalı gösterildiğini, hatalı tarihin baz alınarak faiz hesaplaması yapıldığını, hesap kat ihtarı usulüne uygun tebliğ edilmediğini, icra emrinin e iptal edildiğini, borcun müvekkilleri yönünden muaccel olmadığını, davalı banka tarafından asıl borçlu ve kefilleri ile ipotek verenlere Kayseri 12. Noterliğinin … Yevmiye Numarasını Haiz … Tarihli İhtarnamesi gönderildiğini, kat ihtarının taraflara ve müvekkillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, bu hususun bilirkişi raporunda açıkça belirtildiği gibi Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nin 2021/102 Esas 2021/98 Karar Sayılı Kararı’nda da açık olduğunu, bu kararın dosyada mevcut olduğunu, her ne kadar Bu karar mahkeme ilamında yeniden icra takibi başlatıldığı belirtilmiş ise de; müvekkillerine gönderildiği iddia edilen ödeme emirlerinin de iptaline karar verildiğinden, bu yönde bir tespitin soyut olduğunu, müvekkillerine gönderilen hesap kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediğini, kat ihtarının taraflara ve müvekkillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden hesabın kat edildiğinden ve borcun muaccel olduğundan söz edilemeyeceğini, ayrıca kat ihtarı öncesi ve sonrası davalı banka tarafından işletilen faizlerin hukuka aykırı olduğu hususunun izahtan vareste olduğunu, her ne kadar bilirkişi raporunda GKS’nin 4.1. maddesine göre ihtar olmaksızın müvekkillerinin temerrüde düşürüleceğine dair hükümden bahsetmiş ise de bu tespite 2 konuda itiraz ettiklerini, bu hükmün müşteri denilmekle müvekkillerini bağlamayacağını, müvekkillerinin kefil olduğunu, diğer yandan bu hükmün TBK m. 117/1 ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, zira; bazı banka sözleşmelerinde de, “Müşteri ve Kefilin/Kefillerin temerrüde düşmesi halinde, alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren aşağıda belirtilen oranda temerrüt faizi ödemeyi kabul ve taahhüt ederler.” ifadesiyle, temerrüt ve muacceliyet kavramlarına aynı anlam yüklenerek hakkaniyet ve dürüstlük kuralı ile bağdaşmayan hükümlerin yer aldığını, dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdii ile kat ihtarı ve icra emrinin tebliğ olmaması nedeniyle müvekkilleri aleyhine temerrüt faizi hesaplanmadan borcun bulunup bulunmadığına ilişkin rapor tanzimi gerektiğini, bilirkişilerin hesaplamalarında; icra takibi sonrası işleyen/işleyecek faizleri de hesaba katarak hesaplama yaptığını, dava dosyasının incelendiğinde; müvekkillerine usulüne uygun temerrüt ihtarı gönderilmediğini, müvekkillerine icra emrinin tebliğ edilmesi ve takibin kesinleşmesi gerektiğini, müvekkilleri … ve … yönünden de takibe ve faize itiraz edildiğini, takibin durduğu, faizin işleyeceğine dair bir mahkeme ilamı da dosya kapsamında yer almadığını, buna rağmen müvekkilleri yönünden takip sonrası faizin işletilmesinin hukuka aykırı olduğunun açık olduğunu, itfa iddialarının yazılı delille ispat edildiğini, banka tarafından kullandırılan faizin raporda anlatılan faiz olmadığını, somut olayda dava konusu kredilere ilişkin Kayseri 2. ATM’nin 2019/881 E: Sayılı itirazın iptali davasında, müvekkilleri ile birlikte kefil olan kişinin kefalet sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığının bilirkişi raporuyla sabit olduğunu, bu nedenle müvekkillerinin TBK. m. 587/f. 3’e göre sorumluluğunun sona erdiğini, bu durumun da bilirkişilerce incelenmesi gerektiğini, somut olayda müvekkillerinin asıl borçlu … LTD ŞTİ ile davalı banka arasında imzalanan GKS’lere kefil olduklarını, asıl borçlunun borçlarını ödemediği için davalı tarafından tüm ilgililere kat ihtarı gönderildiğini, kat ihtarının ilgililer ve müvekkillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, bu hususun Mahkeme kararı ile sabit olduğunu, 9 kat ihtarı tebliğ edilmediğinden borcun müvekkilleri yönünden muaccel sayılamayacağı ve temerrüt faizinin işlemeyeceği,10, aksine sözleşme hükmünün hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle de işlemiş faizin hukuka aykırı olduğunu bu nedenle müvekkillerinin yalnızca asıl alacaktan sorumlu olabileceklerini, asıl alacağın çok büyük bir kısmı olan 1.879.600,05 TL tutarının ödendiğini, asıl alacak ödendiğinden artık müvekkillerinin GKS’ler ve GKS’lerin dayanak edildiğini, icra takip dosyalarından sorumlu tutulamayacaklarını, yine müvekkillerinden Şefika Aslı, GKS’ler nedeniyle ipotek tesis ettiğinden bu ipoteklerin de terkin edilmesi gerektiğini, davacıların zorunlu dava arkadaşı olmadığını, ihtiyari dava arkadaşı olduğunu, bu nedenle her bir müvekkili yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğini, müvekkillerine uygulanan faizin bilirkişi raporunda gösterilen oranda olmadığını, bankanın talebi ile bağlı olması gerektiğini, müvekkillerin kefillikten kurtulduklarının açık olduğunu, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/211 E. 2022/894 K.Sayılı Kararının istinaf incelemesinden geçirilmesi ve başvuru nedenleri uyarınca yerel mahkeme tarafından davanın reddine ilişkin verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu sözleşmeyi dava dışı … , … ve … .Şti … ,… , … ve davacılardan … ,… müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzalamış bulunduklarından kefalet limitleri gereğince borçtan sorumlu olduklarını, diğer davalı … ise akit firmanın kullanmış olduğu kredinin teminatı olmak üzere adına kayıtlı taşınmazı müvekkili banka lehine ipotek verdiğini, borçluların kredi ödemelerini aksatarak temerrüde düşmesi nedeniyle, Bankaca görülen lüzum üzerine, Kayseri 12.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye ile ihtarname keşide edilerek, hesap kat edildiğini, ihtarnamelerin usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğini, ancak verilen süre zarfında alacaklarının tahsil edilmediği gibi bankalarına borçlular tarafından bir ödeme planı da sunulmadığını, muaccel hale gelen kredi borcunun ödenmemesi üzerine Kayseri 1. Asliye Ticaret Mah’nin 2018/1121 D.iş nolu dosyasından verilen ihtiyati haciz kararı gereği borçlularla ilgili olarak 5.İcra Müdürlüğü’nün 2018/14829 E. sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararları ile takip başlatıldığını ve bu dosyadan takip işlemleri de yürütülmüş ise de borçlulardan … ,… ,… , … , … borcun tamamına ana para faiz ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini, borçlular tarafından haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak ve sadece alacaklarının tahsilini geciktirmek amacı ile, borca ve ferilerinin tamamına itiraz edildiğini, davalılar tarafından yapılmış olan itiraz yerinde olmayıp reddi gerektiğinden taraflarınca Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/881 E. sayılı dosya ile itirazlarının iptali davası açıldığını, davanın karara çıkmış olup henüz kesinleşme sağlanmadığını, davacı tarafın borcun muaccel olmadığına ilişkin itirazlarını kabul etmediklerini, borcun muacceliyet ihtarnamelerinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, ayrıca dava dilekçesinde … aleyhine başlatmış oldukları icra takibiyle ilgili Kat ihtarının usulüne uygun olarak tebliğ olmadığı ve icra emrinin iptal edilmesi gerektiği karara bağlandığı belirtilmişse de gerekçeli kararda belirtildiği … nin borcun tamamından değil borcun bir kısmından sorumlu olmaları sebebiyle kendi sorumlu oldukları kısımları İcra dairesine ödediklerini, kalan miktarlarla ilgili akit firma şirketin ve diğer kefillerin sorumluluklarının devam ettiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu bütün hususları itirazın iptali davasında cevap dilekçeleri ile ileri sürdüğünü, tarafları ve dava konusunun aynı olması sebebiyle derdestlik itirazında bulunduklarını, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddiaların, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.’nun 114. maddesinde hukuki yarar dava şartı olarak kabul edildiğini, hakkı ihlal edilen bir kişi davacı olarak mahkemeye başvurup hukuki korunma talep edebileceğini, ancak davacının hukuki korunma talep edebilmesi için korunmaya değer bir yararının bulunması gerektiğini, davacının dava hakkına sahip bulunmasının mahkemeden hukuki koruma isteyebilmesi için yeterli olmadığını, dava açan kişinin ayrıca dava açmakta hukuki bir yararının bulunması gerektiğini, kural olarak inşai davalarda ve eda davalarında hukuki yararın bulunduğunun varsayıldığını, davacının bu tür davalarda hukuki yararının bulunduğunu bildirmek ve ispat etmekle yükümlü olmadığını, ancak şüphe halinde hukuki yararının mevcut olup olmadığının inceleme konusu yapıldığını, tespit davalarında bu arada menfi tespit davasında davacının davanın açılmasında hukuki yararı bulunması gerektiğini, davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun bildirmesi, açıklaması ve gerekirse ispat etmesi gerektiğini, mahkeme tarafından hükmedilen vekalet ücretlerinin de yasal düzenlemeye uygun olduğunu, İlk Derece Mahkemesi tarafından verilmiş olan kararın usul ve yasaya uygun olup davalı tarafın istinaf başvurusunun reddi gerektiğini beyan etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacıların dava dilekçesi incelendiğinde;
1- …’ yönünden;
Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas (Yeni Esas: … E, Kayseri Genel İcra Md) sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitini
2- … yönünden;
a-Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … E. (Yeni Esas: … Esas Kayseri Genel İcra Md) sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespiti
b- Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … E. (Yeni Esas: … E. Kayseri Genel İcra Md) sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitini
c-… adına kayıtlı; … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel ve … Pafta’da yer alan taşınmaz üzerinde davalı lehine GKS’ler nedeniyle tesis edilen ipoteğin tüm terkinini,
3- … yönünden;
a- Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Yeni Esas Kayseri Genel İcra … E.) sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitini
b- Kayseri Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitini
c- … adına kayıtlı; … Mahallesi, … Ada … Parselde kayıtlı bulunan taşınmaz üzerinde davalı lehine GKS’ler nedeniyle tesis edilen tüm ipoteğin terkinini
d-. Davalı tarafından Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile haciz yoluyla tahsil edilen …’ye ait kira alacağının iadesini talep ettiği görülmüştür.
Somut olayda üç davacının birlikte açtığı sekiz dava bulunmakta olup mahkemece yapılan yargılama sonucu;
-Davacılar … ile …’nin Kayseri 5. İcra Dairesi’nin … Esas (Yeni Esas … Kayseri Genel İcra Dairesi) sayılı dosyası yönünden açmış oldukları menfi tespit davasının hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle HMK md. 114/1-h, 115/2 gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Davacı …’nin Kayseri 5. İcra Dairesi’nin … Esas (Yeni Esas … Kayseri Genel İcra Dairesi) sayılı dosyası yönünden,
Davacı …’nin ise Kayseri 5. İcra Dairesi’nin … Esas (Yeni Esas … Kayseri Genel İcra Dairesi) sayılı dosyası ile Kayseri Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyaları yönünden açmış oldukları menfi tespit davalarının REDDİNE,
3-Davacılar … ile … tarafından açılan ipoteğin terkini taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
4-Davacı …’nin kira alacağı talebinin REDDİNE,” karar verildiği görülmüştür.
Davacılar tarafından Genel Kredi Sözleşmesi’nden kaynaklanan alacağa ilişkin menfi tespit, ipoteğin terkini ve kira alacağı davası yönünden istinaf yasa yoluna baş vurulduğu görülmüştür.
1-Davalılar … ve …’nin Kayseri 5. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında borçlu olmadıklarının tespitine ilişkin açtıkları davalar yönünden yapılan inceleme:
Davalılar … ve … hakkında Kayseri 5. İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyası ile ilamsız takip başlatıldığı, takibe itiraz edilmesi üzerine Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde 18.12.2019 tarihinde dava açıldığı mahkemece yapılan yargılama sonucu 27.12.2022 tarih 2019/881Esas 2022/940 Karar sayılı ilamı ile davalılar hakkında açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın davacı ve davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2023/505 Esas 2023/530 Karar sayılı ilamıyla kararın kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Davacılar … ve … tarafından eldeki menfi tespit davasının 23.03.2021 tarihinde açıldığı sabittir.
Menfi tespit davasının itirazın iptali davasından sonra açılmış olması nedeniyle davalının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Zira menfi tespit davasında ileri sürülebilecek hususlar itirazın iptali davasında da ileri sürülebilecektir. Hukuki yararın varlığı dava şartlarından olup, mahkemece de bu hususun resen dikkate alınması gerekmektedir. Bu nedenle mahkemece davanın hukuki yarar yokluğundan reddedilmesi usul ve yasaya uygun görülmüştür. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/1702 Esas 2020/1048 Karar)
2-Davacı …’nin Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nü … E. (Yeni Esas: … E. Kayseri Genel İcra Md) sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine ve … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada… Parsel ve … Pafta’da yer alan taşınmaz üzerinde davalı lehine tesis edilen ipoteğin terkinine ilişkin açtığı davalar yönünden yapılan inceleme:
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas (Eski Esası Kayseri 5. İcra Dairesi’nin … Esas) sayılı dosyasının incelenmesinde alacaklısının … T.A.Ş, borçlularının … Limited Şirketi ile … olduğu, 24/12/2018 tarihinde 525.000.00-TL üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığı görülmüştür.Davalı Banka ile dava dışı asıl borçl … LTD. ŞTİ. arasında 12.10.2011 tarih 1.750.000,00 TL tutarında Genel Kredi Taahhütnamesi düzenlenerek imzalandığı, İş bu taahhütnamenin …, …, tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, Davalı Banka ile dava dışı asıl borçlu … LTD. ŞTİ. arasında 31.10.2012 tarihinde 3.000.000,00 TL tutarında Genel kredi sözleşmesi düzenlenerek imzalandığı, İş busözleşmenin …, … Tarafından 31.10.2012 tarihinde 3.000.000,00 TL limit ile müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, Davalı Banka ile dava dışı asıl borçlu … LTD. ŞTİ. arasında … tarihinde 5.000.000,00 TL tutarında Genel kredi sözleşmesi düzenlenerek imzalandığı, İş bu sözleşmenin …, … Tarafından 20.03.2014 tarihinde 5.000.000,00 TL limit ile müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı görülmüştür…. adına … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Ada … Parsel ve … Pafta’da kayıtlı, … Mah … Cad … … Sitesi No: … … adresinde yer alan konut üzerinde 06.01.2011 tarihinde davalı banka lehine dava dışı … Şirketinin her türlü kredi taahütnamesi ve sözleşmelerine istinaden banka tarafından açılmış ve açılacak nakdi gayri nakdi krediden doğmuş doğacak her türlü asalet ve kefalet kredi borçları için ipotek tescil edildiği, daha sonra 09.05.2013 tarihinde ipotek bedelinin artırılarak, 525.000,00 TL yükseltildiği … Tapu Müdürlüğünce sunulan ipotek resmi senetlerinden anlaşılmaktadır.Davacı ile davalı banka imzalanan 12.10.2011, 31.10.2012 , 20.03.2014 Tarihli Genel Kredi sözleşmelerine kefil sıfatıyla imza atmış olup davalı banka lehine taşınmazı üzerinde 525.000 TL tutarında ipotek işlem tesis ettiği davalı bankanın genel kredi sözleşmelerinden kaynaklı alacağının bulunduğu dosya kapsamından sabit olmakla mahkemece davaların reddi yönünde hüküm kurulmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunamamıştır.
3- … yönünden yapılan inceleme;
Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Yeni Esas Kayseri Genel İcra … E.) sayılı dosyasının incelendiğinde alacaklısının … T.A.Ş, borçlularının … Limited Şirketi ile … oldukları, davalı banka tarafından borçlular aleyhine 24/12/2018 tarihinde 900.000.00-TL üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığı ipotek limitinin 480.000 TL olarak gösterildiği görülmüştür.Kayseri Gayrimenkul Satış İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklısı … T.A.Ş tarafından … Mahallesi, … Ad … Parselde kayıtlı bulunan taşınmazın 10.02.2020 tarihinde satışının istendiği İcra dairesince 12.03.2020 tarihinde taşınmazın satışına karar verildiği anlaşılmıştır…. adına kayıtlı … Mahallesi, … Ada … Parselde kayıtlı bulunan taşınmaz üzerinde, davalı Banka lehine 04.04.2011 tarihinde 1. Dereceden 225.000 TL’lik ipotek tesis edildiği, daha sonra ipotek bedelinin 08.03.2013 tarihinde 450.000 TL’ye çıkartıldığı aynı taşınmaz üzerinde davalı banka lehine 18.01.2018 tarihinde 1. İpoteğin terkini şartıyla 2. Dereceden 450.000 TL’lik bir ipotek daha tesisi edildiği Kocasinan Tapu Müdürlüğünce sunulan ipotek resmi senetlerinden anlaşılmaktadır.4721 sayılı TMK 875. Maddesinde Taşınmaz rehninin Ana para, takip giderleri gecikme faizi ve İflasın açıldığı veya rehnin paraya çevrilmesinin istendiği tarihe kadar muaccel olmuş üç yıllık faiz ile son vadeden başlayarak işleyen faiz alacağını güvence altına alacağı düzenlenmiştir.Davalı bankanın genel kredi sözleşmelerinden kaynaklı alacağının bulunduğu 14.03.2022 tarihli bankacı bilirkişi raporuyla sabittir.Bu durumda mahkemece davacının Kayseri 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Yeni Esas Kayseri Genel İcra … E.) sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespiti talebi ile … Mahallesi … Ada … Parselde kayıtlı bulunan taşınmaz üzerinde tesis edilen ipoteğin terkini talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmüştür.”Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi kredileri ve gayri nakdi kredileri teminen alınan ipotekler” başlıklı İİK 150/ı maddesi incelendiğinde; Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdî veya gayri nakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafa ait cari hesabın kesilmesine veya kısa, orta, uzun vadeli kredi hesabının muaccel kılınmasına ilişkin hesap özetinin veya gayrinakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafa kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir sureti icra müdürüne ibraz ederse icra müdürü 149 uncu madde uyarınca işlem yapar. Şu kadar ki, krediyi kullanan tarafın hesap özetine ve borcun ödenmesine ilişkin ihtara ya da gayrinakdi kredi nedeniyle tazmin talebine, kendisine tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde noter aracılığıyla itiraz etmiş olduğunu ispat etmek suretiyle icra mahkemesine şikâyette bulunmak hakkı saklıdır. Bu takdirde krediyi kullandıran taraf alacağını 68/b maddesi çerçevesinde diğer belgelerle ispatlayabiliyorsa, krediyi kullanan tarafın şikâyeti reddedilir. İcra mahkemesinde yapılan inceleme sırasında, borçlu, borcun sona erdiğine veya ertelendiğine ilişkin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge sunmadıkça takibin durdurulmasına karar verilemez. Hesap özetinin, tazmin talebinin veya ihtarın ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye tebliğ edilmesi veya tebliğ edilmiş sayılması Türk Medenî Kanununun 887 nci maddesinde öngörülen ödeme istemi yerine geçer.” şeklinde düzenleme olduğu görülmektedir.İpotek borçlusu … tarafından Kayseri 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/1009 Esas sayılı dosyasında icra emrinin iptal edilmesi talebiyle dava açıldığı, İcra Hukuk Mahkemesince ipotek borcunun 450.000,00 TL olarak tespitine, icra emri ve takibin iptaline ilişkin talebinin reddine karar verildiği, işbu kararın Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2021/102 Esas, 2021/98 karar numaralı kararıyla İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında … yönünden icra emrinin iptaline karar verildiği, iş bu kararın temyiz edildiği ve Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2021/2414 esas, 2021/7017 karar numaralı ilamıyla 28/06/2021 tarihinde onandığı tespit edilmiştir.İİK’nun 150/b maddesi incelendiğinde; Rehin kiraya verilmiş bir gayrimenkul ise icra müdürünün alacaklının talebi üzerine takibin kesinleşmesini beklemeden kiracıları takipten haberdar edeceği ve işlenecek kiraların icra dairesine ödenmesini emredeceği düzenlenmiştir.Davacı … davalı banka ile imzalanan Genel Kredi sözleşmelerinde kefil sıfatıyla imzası olmamasına rağmen davalı bankanın genel kredi sözleşmelerinden kaynaklı alacağının bulunduğu, borcun dava tarihi ile ödenmediği 14.03.2022 tarihli bankacı bilirkişi raporuyla sabit olup davacı …’nin Kayseri Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespiti ve Davalı tarafından Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile haciz yoluyla tahsil edilen …’ye ait kira alacağının iadesi davaların reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup bu doğrultuda davacının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 13/12/2022 tarih ve 2021/211 E – 2022/894 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/06/2023