Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1039 E. 2023/1088 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1039
KARAR NO: 2023/1088
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2023
ESAS NO: 2021/775
KARAR NO : 2023/295
DAVANIN KONUSU: Alacak (Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 07/06/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 11/04/2023 tarih ve 2021/775 E – 2023/295 K kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin pansiyon ve otel işletmeciliği alanında faaliyet gösterin uzun ve kısa süreli konaklama imkanı sunan saygın bir şirket olduğunu, davalılar …, … ve …’nın müvekkili şirket bünyesinde uzun yıllar yönetim kurulu üyeliği yaptıklarını, müvekkili şirkette 16/07/2020 tarihinde yönetim kurulu seçimi yapıldığını ve davalıların yer aldığı yönetim kurulunun görevine son verilerek 15/07/2020 tarihinden itibaren … , … ve … ‘dan oluşan yönetim kurulunun göreve geldiğini, yeni yönetim kurulunun göreve gelmesinden sonra kanunen şirkette olması gereken defterlerin, makbuzların, resmi evrakların ve paranın şirkette olmadığının anlaşıldığını ve yönetim kurulu üyelerinin kullanmakta olduğu odalarda çokça miktarda tahsilat makbuzu koçanı ile konaklayan misafirlerden alınmış borç senetleri bulunduğunu, yeni yönetimin tüm yazılı ihtarlarına rağmen şirkete ilişkin belgelerin verilmediğini, yeni yönetim tarafından şirkete ilişkin belgelerin ısrarla ihtarnameler ile talep edilmesi üzerine 1 yıl sonra ancak 10/08/2021 tarihinde davalılar vekilinden bir kısım evrakın-eksik şekilde teslim alınabildiğini, davalıların çoğunluğu elinde bulundurduğu dönemlerde kendilerine şirketin toplam karından daha fazla huzur hakları bağladığını, davalıların yönetim kurulu üyesi oldukları dönemde kanundan doğan özen ve sadakat yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve bu sebeple müvekkili şirketi, ortaklarını zarara uğrattıklarını, otel işletmesinde … isimli rezervasyon, kayıt ve ödeme işlemlerinin gerçekleştirildiği bir sistem kullanıldığını, … tarihinde … tarafından hazırlanan iç denetim raporunda 01/01/2020-15/07/2020 tarihleri arasında … kayıtları ile fatura ve makbuz bilgileri arasında uyumsuzluk olduğunun belirtildiğini, onlarca … kaydı ve faturada pansiyonda konaklama yapmış olan kişilerden odaya giriş anında bir miktar ödeme alındığını, gece saatlerinde konaklama yapmakta olan kişilere ödenen bedelin bir kısım indirim adı altında iade edildiğini ya ada öyle gösterildiğini ve bakiye tutar kadar eksik faturalandırma işlemi yapıldığını, davalıların yönetimde olduğu dönemde ilgili misafir sayısının fahişliği dikkat çekmekle birlikte misafirlerin hangi odaya geldiğine dair de bir kayıt bulunmadığını, hangi odaya misafir geldiği belli olmayan ve konaklama yapan 535 kişi misafire ilişkin herhangi bir ücretlendirme, ödeme kaydı ve fatura da bulunmadığını, müvekkili şirket adına ve hesabına yönetim kurulu tarafından 7 kez araç kiralandığını, araç yakıtlarının müvekkili şirket hesabından alındığını ve şirketin borçlandırıldığını, ancak şirket kayıtlarında bu aracın hangi misafirlerin transferi için kaç kez kullanıldığına dair bir kayıt bulunamadığını, ilgili aracın davalıların özel işleri için kullandığının kayıtlarından anlaşıldığını bildirerek müvekkilinin uğramış olduğu zarara ilişkin fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak belirlendiği anda arttırılmak üzere şimdilik 50.000,00-TL’nin davalıların davacı şirketi zarara uğrattıkları tarihten itibaren işleyecek ticari faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu hakkında dava açılabilmesi için genel kurul kararı alınması gerektiğini, davacı tarafça müvekkillerine gönderilen Kayseri 10. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı defterlerin, belgelerin teslim edilmesine dair ihtarnameye Kayseri 7. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle cevap verildiğini, söz konusu bu ihtarnamede teslimin yapılamamasının gerekçesinin açıkça belirtilmiş olup, teslimin yapılamamasının bizzat yeni yönetim kurulundan kaynaklandığının açıkça belirtildiğini, 30/10/2020 tarihinde şirket merkezine defterlerin teslimi amacıyla gidildiğini, defter ve belgeler üzerinden incelemeler yapıldığını, tutanakla teslimin kayıt altına alınmasının istenilmesi üzerine yeni yönetim kurulu tarafından tutanak altına alınmasından imtina edildiğini, bunun üzerine müvekkilleri uhdesinde bulunan şirket merkezine getirilmiş tüm defter ve kayıtların teslimi yapılmadan alındığını, dava dilekçesinde … kayıtlarıyla fatura tutarlarının uyuşmadığının belirtildiğini, her şeyden önce söz konusu sistemin şirket çalışanları tarafından da kullanılmakta olup, hiçbir şekilde kabul anlamında olmamakla birlikte buradaki bir hata yahut eksikliğin münhasıran bir üçüncü kişiden de kaynaklanabileceğini, nakit olarak tahsil edilen tüm ödemelerin gün sonunda şirket hesabına yatırıldığını, ödemelerin kredi kartıyla/banka havalesi yoluyla tahsil edilmesi durumunda ilgili slip/dekont, nakit olarak alınan ödemelerde de para yatırma dekontunun faturalara ilintilenerek hem takip kolalığı sağlandığını hem de ne, ne kadar, nasıl tahsil edilmiş kısmının kontrolünün bu şekilde daha kolay takip edilebilme imkanına sahip olduğunu, kimi zaman müşterilerin erken çıkış yapma, iskonto, müşteri memnuniyeti kapsamında indirim yapılması söz konusu olduğundan kimi zaman bu kapsamda indirim yapıldığını, indirim doğrultusunda da fatura kesildiğini, burada şirketin uğramış olduğu bir zararın mevcut olmadığını, 2018-2020 yıllarına ilişkin olarak geçmiş yıllara ait 120.000 TL, 2019 yılına ilişkin ise 114.483 TL toplamda 234.483 TL temettü dağıtıldığını, davacı tarafın iddia ettiği gibi temettü verilmediği yahut sembolik rakamların mevzu bahis olmadığının açıkça anlaşılabileceğini, ayrıca dağıtılan bu temettü dışında şirkete demirbaş alımı, ek otel odası ve fitness salonu yapımı için 175.000,00-TL yatırım yapıldığını, hal böyle iken şirketin zarara uğradığının ifade edilemeyeceğini, bunun yanı sıra otele gelen müşterilerin havaalanına gitme, havaalanından alma, kış turizmi kapsamında … ‘e gidiş geliş gibi işlerde araç ihtiyacı söz konusu olduğundan araç kiralaması yoluna gidildiğini, davacı tarafın dava konusu ettiği hususların tamamının genel kurulda sorulduğunu, sorulan sorulara yönetim kurulunca yazılı olarak cevap verildiğini bunun üzerine tekrar yönetim kurulu olarak müvekkillerinin seçildiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Somut davada, davacı taraf davalıların şirket yönetiminde oldukları dönemde şirketi zarara uğrattıklarını iddia ederek bundan dolayı davalılardan alacak talebinde bulunmuş olup, davalılar ise davacı şirket yönetiminde oldukları süre boyunca şirketi zarara uğratacak herhangi bir faaliyette bulunmadıklarını iddia etmiştir. Mahkememizce taraflar arasında uyuşmazlığın çözüme kavuşması amacıyla tarafların bildirdikleri tanıkların beyanları alınmış olup, davalıların yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde şirkete zarar verilip verilmediği, verilmiş ise zarar miktarının ne kadar olduğu hususlarında bilirkişi heyetinden bilirkişi raporu alınmıştır. Alınan bilirkişi raporu ve ek raporda da bilirkişilerce ticari kayıt ve belgeler üzerinde yapılan incelemeler neticesinde davalıların davacı şirket yönetiminde bulundukları dönemde şirketi zarara uğratmadıkları, şirketin hiçbir dönemde borca batık olmadığı sonucuna varılmış olmakla birlikte, alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli bulunmakla, bilirkişi raporuna itibar edilmiş olup, gerek dinlenen tanık beyanlarından gerekse yapılan bilirkişi incelemelerinden davalıların yönetimde bulundukları dönemde şirketin zarara uğratılmadığı, 2020 yılı tahsilatı yapılamayan 52.794,61-TL’lik 11 müşteri borcunun davalıların yönetimde olduğu zamanda oluşmadığı, davacı şirketin hiçbir dönemde borca batık olmadığı kanaatine varılarak davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.-Davanın REDDİNE, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı tarafından yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararını usul ve yasaya aykırı olduğunu, ek bilirkişi raporu esas alınarak yönetim kurulu üyesi davalıların şirketi zarara soktukları tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, raporun tamamen sübjektif gerçeklikten uzak denetime elverişsiz kendi içinde tamamen çelişkili olduğunu, hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, red kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu., ek bilirkişi raporunun kendi içinde açık çelişkiler içermekte olduğunu, dosyaya ve türk ticaret kanununa uygun değilrdir. davalırının ttk 553/1 uyarınca sorulluuk davası olduğunu, yargıtay 11. hukuk dairesi 2019/1953 esas ve2019/4618 karar sayılı ilamı, 2014/11958 esas 2015/8456 karar ve 2015/380 esas 2015/1524 karar sayılı ilamlarının örnek kararlar olduğunu, … kayıtları ile fatura tutarlarının uyuşmadığı yönündeki beyanlarının ispat edildiğini muavin defter kaydına göre 01/01/2020-15/07/2020 tarihleri arasında müvekkil şirket adına ve hesabına yönetim kurulu tarafından 7 kez araç kiralandığını, araç yakıtları müvekkil şirket hesabından alındığını, ancak şirket kayıtlarında bu aracın hangi misafirlerin transferi için kaç kez kullanıldığına dair bir kaşıt bulunamadığını, ilgili aracın davalıların özel işleri için kullandığı kayıtlardan anlaşıldığını, davalıların tanıklarını transfer otel müşterilerinden için ücret aldıklarını bu ücretleri davalı …’na verdiklerini açıkça beyan ettiklerini, ticari defterlere yansıdığını, otel transferlerine ilişkin faturalar bulunmadığını, araç kiralamaya ilişkin şirketin zarara uğradığını buna ilişkin belgelerin dosya içerisinde olduğunu, davalılar … …’nın kızı …’nın kardeşi hediye …’in iş akdini haksız olarak feshederek kendisine 2020 yılında 30.346.89 TL şirket bünyesinden ödeme yapıldığını, bu ödemenin şirketi zarara uğratığının açık olduğunu, usul ve yasaya aykırı olan ilk derece mahkemesinin kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili tarafından sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın, şirketin zarara uğramış olduğuna ve iddia edilen zarardan müvekkillerinin sorumlu olduğuna ilişkin iddiaları tamamen asılsız ve mesnetsiz olduğunu, bu husus dosya kapsamı itibariyle de sabit hale geldiğini , ayrıca davacı tarafça iddia edilenin tam aksine; müvekkiller tarafından şirket gelirlerinin artması amacıyla ve şirket menfaatine hareket edilmiş olduğu, müvekkillerinin kendi menfaatleri için herhangi bir işlem yahut uygulamalarının olmadığı ve her şeyi faturalandırmış olduğu usulsüz iş ve işlemlerin olmadığı dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları, yerel mahkemece dinlenen tanık anlatımları ve toplanan diğer deliller ile de sabit hale geldiğini davacı tarafın haksız ve mesnetsiz istinaf başvurusunun reddi ile yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerektiğini arz ve izah etmeye çalıştıkları nedenler ve HMK m.355 hükmü gereğince mahkemenizce resen gözetilecek hususlar neticesinde; öncelikle davacı tarafın istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesine karşı işbu cevap dilekçelerinin kabulü ile, Davacı tarafın haksız ve mesnetsiz istinaf başvurusunun reddine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Dava, Şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluğundan kaynaklanan alacak (tazminat) talebine ilişkindir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunu sunan heyet arasında davaya konu sektörde uzman bilirkişinin yer almadığı, mevcut raporun somut olayın özelliklerine uygun, denetlenebilir, hüküm kurmaya elverişli nitelikte olmadığı nazara alınarak, dosyanın bir turizm ve otelcilik alanında uzman, bir mali müşavir ve bir de nitelikli hesaplamalar alanında uzman (Ticaret hukuku) üç kişiden oluşan yeni bir bilirkişi heyetine tevdii ile davaya konu döneme ilişkin taraflarca dosyasına sunulan tüm delil ve beyanlar ile davacı şirketin tüm ticari belge,defter ve kayıtları , vergi kayıtları incelenmek ve gerektiğinde bilirkişi heyetine yerinde inceleme yetkisi vermek suretiyle temin edilecek bilirkişi raporu sonucunda mahkemece tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek oluşacak kanaate göre karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması yerinde görülmemiş, belirtilen gerekçelerle davacı istinafı yerinde görülmekle HMK’nın 353/1-a.6.maddesi gereğince kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 11/04/2023 tarih ve 2021/775 E – 2023/295 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre esastan bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 07/06/2023