Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1024 E. 2023/1048 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1024
KARAR NO: 2023/1048
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2023
ESAS NO: 2021/519
KARAR NO: 2023/217
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/06/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 01/06/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/03/2023 tarih ve 2021/519 Esas – 2023/217 sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; davacı şirketin eski plakası olan … yeni plakası … plakalı … model … … marka otomobili davalı … ‘tan 15/03/2021 tarihinde 310.000,00 TL bedel ile satın aldığını, aracı satın alırken, … tarafından işletilen … … isimli oto ekspertizinde aracın muayenesine gerçekleştirdiğini, davacının aracı satın aldıktan sonra bakım için servise gittiğinde, aracın tüm beyinlerinin değiştirildiğini, şase numaralarının araç şase numarası ile uyumsuz olduğunu, bu şekilde aracın gizli ayıplı olduğunu öğrendiğini, başkaca gizli ayıplar olabileceği ihtimali nedeniyle Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/49 D.iş sayılı dosyasından delil tespiti yaptırıldığını, aracın gizli ayıplı olması nedeniyle Konya 11. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile aracı satan davalı… ‘a ayıp ihbarında bulunulduğunu, aracın iade alınarak, ödenen satış bedelinin iadesini talep ettiğini, davalı tarafından Kayseri 8. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile aracın ikinci el araç olması nedeniyle bu arızaların olmasının muhtemel olduğu ve gizlenen ayıp olmadığını iddia ederek ihtarnameyi gönderdiğini, davalı hakkında Kayseri CBS’nin 2021/25824 soruşturma sayılı dosyasından şikayette bulunulduğunu, dosyanın halen derdest olduğunu, davalı tarafından gizlenen ayıpların niteliği ve ağır ölçüde olması nedeniyle aracın bu haliyle davacı tarafından kullanılamayacağını, aracın iadesi ile ödenen satış bedelinin davacıya ödenmesini, davacının aracı satın aldıktan sonra bir takım masraflar yapıldığını, aracın lastiklerini değiştirdiğini, farlarının bakımı yaptırdığını, klimasının bakımını yaptırdığını, aracın navigasyonunun bakımını yaptırdığını, davalıya ihtarname tebliğine rağmen aracın iade alınarak bedelinin davacıya ödenmemesi nedeniyle arabulucuya başvurulduğunu, ancak anlaşamama ile sonuçlandığını belirterek, Konya 4. ATM’nin 2021/149 D.iş sayılı dosyasından yapılan tespit masrafları, delil tespiti için ödenen servis ücretinin, ihtarname ücretinin de ayrıca yargılama gideri olarak hesaplanmasını, dava konusu edilen ayıplı aracın davalıya iadesi ile satış bedeline istinaden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; davacının gizli ayıbı sonradan öğrendiği iddiasının asılsız olduğunu, aracı satın almadan önce … Ekspertiz isimli firmada kapsamlı paket ekspertiz yaptırdığını, eksper raporunda davacının ayıp olarak ileri sürdüğü hususların hepsinin incelendiğini, davacı ve davalının bu hususta ekspertiz yapılması sonrası öğrendiğini ve davacının aracı bu haliyle aldığını, ekspertiz raporunda kusurlar sabit olduğu gibi, sözlü olarak da tanıklar huzurunda davacının bilgilendirildiğini, üstelik eksperde araçla ilgili sıkıntıların çıkması sonrası satış ilanında belirtilen 329.000,00 TL fiyatta indirim yapılarak 310.000,00 TL’ye düşürüldüğünü, ayrıca davacıya aracın yetkili servise götürülmesi hususunun hatırlatıldığını, bu hatırlatmanın yazılı tutanak halinde davacı tarafından imzalandığını, TTK 23/c de malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir, açıkça belli değil ise de alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya inceletmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Denilmesine rağmen davacının, basiretli tacire kanununun emrettiği yükümlülüğü yerine getirmediğini, araçtaki ayıpları kabul etmemekle birlikte davacının süresi içerisinde aracı incelettirmeyerek, kendi kusurunu davacıya yükletmeye çalıştığını, aynı zamanda davacının aracı indirimli almasına rağmen, ihtarname ile istemiş olduğu hususların kabul edilmesinin mümkün olmadığını, sözleşmeden dönülmesi yönünde karar verilmesi halinde bu durumun hak ve menfaatler dengesine aykırı olacağını, bilirkişi tarafından belirlenecek değer kaybının hesaplanarak ve daha önce de indirim yapılan 19.000,00 TL’nin de dikkate alınarak araç bedelininden indirim yapılmasının menfaat dengesine daha uygun olacağını belirterek davacının haksız ve kötüniyetli açılmış olduğu davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “……Dava konusu aracın satım sözleşmesinin 15/03/2021 tarihinde satın alındığı, aynı tarihte … Ekspertiz işletmesinde aracın ekspertizinin yapıldığı ancak aracın şasi numarasının başka bir araca ait olan numara olarak gösterildiği, ekspertiz raporunda söz konusu farklılığın dikkate alınmadığı ve dava konusu uyuşmazlığa ilişkin ayıpların söz konusu raporda tespit edilemediği, dava dosyası içerisinde bulunan … Servis tarafından düzenlenen belgeye göre uyuşmazlık konusu olan aracın 30/03/2021 tarihinde ekspertiz işleminin yapıldığı ve araçta bulunduğu ileri sürülen bir kısım ayıpların söz konusu ekspertiz işlemi sonucunda ortaya çıktığı, dava konusu aracın beyinlerinin başka bir araca ait olduğu, aracın katettiği km bilgisinin de söz konusu beynin ait olduğu araca ilişkin olduğu, aracın km bilgisinin belli olmadığı, araçta harici yazılım kullanıldığı, kumandaların orijinal olmadığı, EGR valfinin devre dışı bırakıldığı, söz konusu durumun harici bir müdahale ile yapıldığı, davacının araçta bulunduğu ileri sürülen ayıplarla ilgili olarak bilgilendiriliği hususunda dava dosyası içerisinde bir belgeye rastlanmadığı, araçta su veya balçığın boşaltılması için delik açıldığı, emniyet kemerlerinin kilitli olduğu ve görev yapmadığı, araç motorunun arızalı olduğu, dava konusu araçta EGR valfinin iptal edilmesi, soketinin sökülmüş vaziyette olması ve devre dışı bırakılmasına bağlı olarak, harici yazılımla iptal edilen motor arıza ışığının yanmayarak ve gereken uyarıyı sürücüye vermemesi neticesinde, kullanım esnasında motorda kılıcı hasır verdiğinin tespit edildiği, davacı tarafça Konya 11. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesiyle davalıya ayıp ihbarında bulunulduğu ve satış bedelinin iadesinin talep edildiği, satım sözleşmelerinde satılanın ayıplı olması halinde alıcı tazminat talebinde bulunabileceği gibi TBK m227 de düzenlenen seçimlilik haklarından birini kullanabilir, Dava konusu eski plakası olan … , yeni plakası … plakalı araç üzerinde keşif mahallinde yapılan incelemeler, taraf açıklamaları, tanık beyanları, talimat yoluyla alınan bilirkişi raporu ve dava dosyasındaki diğer tüm bilgi ve belgelerin incelenmesi ile yapılan değerlendirmeye göre, Davacı, TBK 227. maddesindeki seçimlik hakkını satıcının satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkını kullandığı görülmüş, “Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.” davacı davalı tarafından gizlenen ayıpların niteliği ve ağır ölçüde olması nedeniyle aracın bu haliyle kullanılamayacağını, aracın iadesi ile ödenen satış bedelinin ödenmesini talep etmiş ve Mahkememizce bilirkişi raporuna itibar edilmekle, Davanın Kısmen Kabulü ile; 51.873,50-TL araç onarım masrafı, 7.500,00-TL araçtan yoksun kalma gideri ve 141.125,99-TL araçtaki beyin ayıbı için kıymet kazancı tenzili olmak üzere toplam 200.499,49-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, (11.000,00-TL kısmının 01/04/2021 tarihinden itibaren yasal faizi ile, kalan kısmının 189.499,49-TL’nin ıslah tarihi olan 19/12/2022 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,) fazlaya ilişkin talebin reddine, karar vermek gerekmiş…..”gerekçesiyle 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 51.873,50-TL araç onarım masrafı, 7.500,00-TL araçtan yoksun kalma gideri ve 141.125,99-TL araçtaki beyin ayıbı için kıymet kazancı tenzili olmak üzere toplam 200.499,49-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, (11.000,00-TL kısmının 01/04/2021 tarihinden itibaren yasal faizi ile, kalan kısmının 189.499,49-TL’nin ıslah tarihi olan 19/12/2022 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,) fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesinde ayıp olarak ileri sürdüğü hususları bildiğini, inceleme ve bildirim sürelerine de uymadığını, bu hususun eksper raporunda sabit olduğunu, bu nedenle açmış olduğu davanın reddi gerektiğini belirterek; tehiri icra talebimizin kabulü ile davacı tarafça; Konya 9.İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi yapılmış olmasından dolayı; icra dosyasına teminat mektubu sunulup; taraflarınca icranın geri bırakılması kararı alınabilmesi için; icra müdürlüğünden dosya borcu hesaplatılıp, tarafımızca mehil vesikası talep edileceğini, dilekçelerinde kılavuz bilgileri bulunan dosyanın; tehir-i icralı olarak istinaf edildiğine dair dosya derkenar yazısının Konya 9.İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasına gönderilmesini, usul ve yasalara aykırı olan Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/519 E. 2023/217 K. sayılı kararın kaldırılarak, neticede davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu araç üzerinde keşif mahallinde yapılan incelemeler, taraf açıklamaları, tanık beyanları, talimat yoluyla alınan bilirkişi raporu ve dava dosyasındaki diğer tüm bilgi ve belgelerin incelenmesi ile yapılan değerlendirmeye göre, davalı tarafından gizlenen ayıpların niteliği ve ağır ölçüde olması nedeniyle aracın bu haliyle kullanılamayacağına ilişkin tespitler içeren bilirkişi raporuna itibar edilerek müvekkilinin TBK 227. maddesindeki seçimlik hakkını kullanmakta haklı olduğu görülmekle davanın kabulüne karar verildiğini, belirtilen nedenlerle haksız ve mesnetsiz gerekçelere dayalı istinaf başvurusunun reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle bedel iadesi (Islahla onarım bedeli ile değişim) aracı kullanamamaktan kaynaklı zarar talebine ilişkindir. Davacı, davalıdan 15.03.2021 tarihinde 310.000,00 TL bedelle ikinci el araç satın almıştır.Taraflar tacir olup, uyuşmazlığın ise ticari nitelikteki satım sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle olaya sayılı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.Türk Borçlar Kanunu’nun satım sözleşmesine dair hükümlerinin (TBK m. 207 vd) esasen tacirler arasında yapılan satım sözleşmelerine de uygulanması benimsenmiştir. Bununla birlikte satım sözleşmesinde malın ayıplı olması halinde özel hükümler öngörülmüştür (TTK m. 23/1-c). Dolayısıyla tacirler arası satım sözleşmelerine Borçlar Kanunu hükümleri ile birlikte TTK m. 23/1-c hükmü de uygulanacaktır.Bu noktada uyuşmazlığın temelini oluşturan “ayıp ve ayıba karışı tekeffül” kavramları üzerinde durmakta yarar vardır. Ayıba ilişkin hukuki düzenleme, dava konusu uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 219. maddesinde yer almaktadır. Düzenlemede “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” denilmektedir.
TBK 223.maddede ise “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” hükmü düzenlenmiştir. Aynı Kanun’un 227. maddesi gereğince alıcı, ayıbı ihbar etmek suretiyle satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere, satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme haklarına sahiptir.Öğretide ayıp satılanda, hasarın geçtiği anda, vaad edilen nitelikleri bir diğer ifade ile bulunması gereken bir özelliğin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bir kusurun ya da eksikliğin bulunması ya da dürüstlük kuralı gereğince ondan beklenen lüzumlu vasıfları taşımaması hali olarak tanımlanmakta ve maddi, hukuki ya da ekonomik ayıp şeklinde sınıflandırılmaktadır. Maddi ayıp bir malda madden hata bulunmasıdır (örneğin malın yırtık, kırık, bozuk, lekeli olması gibi). Hukuki ayıp malın kullanımının hukuken sınırlandırılmış olmasıdır (malın üzerinde rehin, haciz, intifa hakkı gibi kısıtlamalar bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır.Ayıba ilişkin diğer sınıflandırma, ayıbın açık ve gizli olup olmamasına göre yapılmaktadır. Açık ayıp hemen ilk bakışta ya da yüzeysel bir muayene ile tespit edilebilen ayıptır. Durumun gerekli kıldığı, muayene ile anlaşılamayan ayıplar, gizli ayıptır. Alıcı gizli ayıpları araştırmakla yükümlü değilse de ayıp meydana çıkar çıkmaz hemen ihbar etmelidir (Domaniç, H.: Türk Ticaret Kanunu Şerhi, C.I, İstanbul 1988, s.155; Yavuz, N.: Ayıplı İfa, 2.b., Ankara 2010, s. 107; Karakaş, C.F.: Ticari Satımda Ayıp İhbarının Süresi ve Şekli, XXII. Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu, Ankar 2006, s.172). Derhal kavramı, halin icabına uygun fazla vakit geçirmeden bildirim olarak anlamak gerekir. Eğer alıcı iğfal edilmiş, yani maldaki ayıp ondan bilerek saklanmış ise Kanunun öngördüğü çözüm satıcı bakımından ağırlaştırılmış bir sorumluluğu gerektirmektedir. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 225. Maddesine göre Ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz.Ayıba ilişkin bu genel açıklamadan sonra belirtmek gerekir ki satıcının ayıptan sorumluluğuna da “ayıba karşı tekeffül” denmektedir. Ayıba karşı tekeffül şartlarının gerçekleşmesi durumunda alıcının kendisine tanınan hakları kullanabilmesi için Kanun tarafından kendisine yükletilmiş olan külfetleri yerine getirmelidir. Külfet, alıcının satın aldığı malı muayene etmesi ve bir ayıbın ortaya çıkması halinde bunu satıcıya ihbar etmesidir. Alıcı külfetleri yerine getirmediği takdirde ayıba karşı tekeffül hükümlerinden yararlanamaz.Külfet teknik anlamda bir yükümlülük veya borç değildir. Külfet, mülkiyetten farklı olarak herhangi bir borç yaratmayan, yerine getirilmediği takdirde o konuda sağlanmış olan hakların kaybedilmesi sonucunu doğuran bir davranış olarak tanımlanabilir. Burada muayene ve ihbar külfetini yerine getirilmemesi halinde alıcının satılanı kabul etmiş sayılacağına dair yasal bir karine söz konusudur. Dolayısıyla külfetlerin yerine getirilmemesi seçimlik hakların kullanılmasına engel olur, alıcı malı o haliyle kabul etmiş sayılır.Ticari satımlarda muayene ve ihbar külfeti olay tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre; Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Ancak ayıp ihbarının bu süre içinde satıcıya ulaşması şart değildir. Bu süre içinde satıcıya ulaşmasa bile alıcı haklarını korumuş olur. TTK 23/1-c. maddesinde gizli ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde Türk Borçlar Kanunun 223. maddesinin uygulanacağı belirtilmiştir. Türk Borçlar Kanunun 223. Maddesine göre; alıcının, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorunda olduğu, alıcının gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal etmesi halinde, satılanı kabul etmiş sayılacağı, ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hükmün uygulanmayacağı, bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmesi gerektiği; bildirmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.Ayıbın aracın davacıya satışı esnasında da var olduğu, basit bir gözden geçirmeyle anlaşılamayacak nitelikte olduğu, gizli ayıp olduğu, davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu nedeniyle davacı alıcıya karşı ayıpların varlığını bilmese dahi sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Davacının gizli ayıbı öğrendiği tarih 30.03.2021 olarak kabul edildiğinde davacının davalıya gönderdiği 01.04.2021 tarihli noter ihtar ile ayıp ihbarında bulunduğu anlaşılmakla ayıp ihbarının süresinde olduğu kabul edilmiştir. HMK’nın 176 vd. maddeleri gereğince davacı tam ıslah talebiyle netice talebini değiştirebileceğinden (Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 29/01/2019 tarih ve 2016/15694 E – 2019/763 K sayılı ilamı) davacının yenilik doğurucu nitelikteki seçimlik hakkını değiştirdiği görülmüştür.Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi heyet raporu nazara alındığında, davaya konu aracın çok sayıda gizli ayıbının bulunduğu, davacının aracın alımı esnasında yaptırdığı ekspertiz raporunda dahi bunların tespit edilemediği, aracın şasi numarasının başka bir araca ait olması nedeniyle bu ayıpların tespitinin güç olduğu, davacının ıslahla talep sonucunu değiştirebileceği nazara alınarak bu yönden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup davalının istinaf talebi yerinde görülmediğinden davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 21/03/2023 tarih ve 2021/519 E. – 2023/217 sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 13.696,12 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 3.424,03 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 10.272,09 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.01/06/2023