Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/969 E. 2022/1028 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/969
KARAR NO: 2022/1028
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/02/2022
ESAS NO: 2021/355
KARAR NO: 2022/125
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/04/2022
İSTİNAF KARAR
YAZIM TARİHİ: 28/04/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2022 tarih ve 2021/355 Esas – 2022/125 sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin Kayseri ilinde antrepo deposu sahibi olduğunu, davalı şirkete ait olan makinenin 5 gün boyunca davacıya ait antrepoda kaldığını, verilen hizmete karşılık noterden ihtarname çekildiğini, davalının ihtarnameyi iade ettiğini ve 3 günlük antrepo hizmeti aldıklarını belirttiğini, davaya konu olan faturanın davacı tarafından davalı taraf için düzenlenen teklif formu kapsamında tanzim edildiğini, davacının davalıdan alacağını tahsil etmek amacıyla Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasının ikame edildiğini, borçlu şirket tarafından yasal süre içinde itiraz edildiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek; davalı tarafça yapılan haksız ve hukuka aykırı olan borca itirazların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL açısından iptaline ve takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğ edildiği, davaya herhangi bir cevap vermediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “….Taraflar arasında sözleşmenin varlığı ve yapılan hizmetin varlığını ispat açısından HMK’nın 202. maddesinde ifadesini bulan yazılı delil başlangıcı niteliğindeki bir belgeye dayanılmadığı gibi, aynı Kanun’un 200/2 maddesi gereğince tanık dinlenmesine karşı tarafın açık muvafakati de bulunmadığından tanık deliline dayanılamaz. Bu nedenle davacının tanık dinletme beyanı kabul edilmemiştir. Davalı tarafından gönderilen noter ihtarında 3 günlük ardiye hizmeti alındığı beyan edildiği ve ücretin 35.00 Euro olduğu beyan edildiği ve davalının 3 günlük ardiye bedeli olarak 35×3=95 Euro hizmet aldığını ikrar edildiğinden bu hususta davalının borcu bulunduğu anlaşılmıştır. Bakiye kısma ilişkin ise davacı taraf iddiasına 5 günlük hizmeti ve sözleşmeyi ispatlayamadığından davacının itirazın iptali talebi tamamen uygun görülmemiştir. HMK 6. Maddesi gereğince 105 Euro hizmet bedeline ait ödemeyi davalı ispat edemediğinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkememizce re’sen efektif satış kuru üzerinden yapılan çevirme sonucu 942,86 TL davacının alacaklı olduğundan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. ticari defter kayıtları ve davalının ikrarı dikkate alındığında alacak likid olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiş…” gerekçesiyle Davacının davasının kısmen kabulü ile, davalının Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına konu itirazının iptali ile, 942,86 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, asıl alacağa tahsil edilene kadar ticari avans faizi uygulanmasına, (yıllık %13,75’i geçmemek kaydıyla) Haksız itiraz sebebiyle 942,86 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazla ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
İşbu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı şirketin, Kayseri ilinde antrepo deposu sahibi olduğunu, borçlu şirkete ait olan makinenin davacının deposunda muhafaza edilmesi konusunda tarafların görüşmüş olup, davacı şirketçe 04.01.2021 tarihli teklif formunun davalı borçlu şirkete elden verildiğini, teklif şartlarına göre davacıya ait olan makinenin 5 gün boyunca davacıya ait antrepoda kaldığını, davacı şirketçe verilen bu hizmete karşılık, taraflar arasında anlaşılan teklif formuna binaen davacı şirketçe fatura kesildiğini ve faturanın davalı şirkete gönderildiğini, davaya konu olan faturanın davalı taraf için düzenlenen teklif formu kapsamında tanzim edildiğini, davalı şirketin teklif formunu aldıktan sonra şartları kabul ettikleri için makineyi davacının antreposuna teslim ettiğini, taraflarınca dava konusu faturanın ödenmemesinden kaynaklı olarak yapılan icra takibine davalı şirketçe itiraz edilmesi nedeniyle yerel mahkeme nezdinde açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemece yapılan yargılama kapsamında davacı şirketin ticari defterleri incelenmiş ve dava konusu faturanın işli olduğu, ancak bir tahsilat olmadığının belirlendiğini, husumetli olan bilirkişinin objektif rapor tanzim etmesinin beklenilemeyeceğini, bilirkişinin kendisinden istenmeyen hususlar hakkında da rapor tanzim ettiğini ve davacı şirketin ticari defterlerinde alacak gözükmesine rağmen davacı şirketin alacaklı olduğu hususunu yazmaktan imtina ettiğini, bu bağlamda yerel mahkemece sağlıklı bir bilirkişi incelemesi yaptırılmadığını, davalı tarafa Yerel Mahkemece ihtar yapılmasına rağmen, ticari defterleri ibraz etmediklerini, (Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/278 Esas, 2021/832 Karar sayılı ilamı) hal böyle olunca davalı tarafın ticari defterlerini sunmaktan imtina ederek, davacı şirketin ticari defterlerinin davacı şirket lehine delil oluşturduğunu, yerel mahkemenin bu hususu göz ardı ederek davanın kısmen kabulüne karar verdiğini, davalı tarafın, ticari defterleri sunmadığı gibi hukuka aykırı olarak faturaya da itiraz ettiğini, davalı tarafa sunulan teklif formunun Yerel Mahkemece değerlendirilmediğini, Yerel Mahkemeye süresi içerisinde sundukları tanıkların dahi dinlenmediğini, Yerel Mahkemenin davanın 942,86 TL üzerinden kabulüne karar vermiş olup, davalı yararına da 6.270,16 TL vekalet ücretine hükmettiğini, Dairenizce de görüleceği üzere davalı yararına hükmedilen vekalet ücreti, asıl alacağın ve lehlerine hükmedilen vekalet ücretinin hayli üstünde olduğunu, ancak kanunen davalı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin taraflarına hükmedilen vekalet ücretini geçemeyeceğini, bu yönüyle de Yerel Mahkeme kararının hatalı olduğunu, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen dosyanın gerekçeli kararının davalı yararına hükmedilecek vekalet ücreti kısmının AAÜT 13/3’e aykırı olarak düzenlendiğinin kabul edilmesi gerektiğini, ancak 02.01.2020 tarihinde resmî gazetede yayınlanan AAÜT’nin 13/3’te; “Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” dendiğini, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin eksik inceleme ve değerlendirme sonucu hüküm tesis etmiş olduğunu 2021/355 Esas, 2022/125 Karar sayılı ilamının itirazları doğrultusunda kaldırılması ile davanın tam kabulüne, yargılama giderleri ile yasal vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Dava, hizmet akdi gereği düzenlenen fatura alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gereklidir. Faturanın bir alacağın mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması, koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle; taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerekir. Davalının, sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda; davacının, öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani hizmet ilişkisini ispat etmesi gerekmektedir. Bir başka anlatımla; faturaya tebliğ tarihinden itibaren sekiz gün içinde (mücerret) itiraz edilmemiş olması hali, sadece o faturanın miktar ve fiyat yönünden münderecatını kabul anlamını taşır; yoksa, o faturada yazılı malın alıcıya mutlaka daha önce teslim edilmiş olduğu anlamına gelmez; satıcının, faturada yazılı malı alıcıya veya kanuni temsilcisine teslim ettiğini ayrıca ispat etmesi zorunludur (Doğanay, İ.:Ticari Alım-Satım Akdi ve Nevileri, Ankara 2003, s:52, Doğanay,İ: Faturanın Kapatılması, Delil Olma Özelliği ve Faturaya İtiraz Aylık Yaklaşım Dergisi Sayı 4, Nisan 1993, s:8-13). Kısaca, fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki; taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belge olacaktır. Elbette bu belgeye itiraz edilmemesinin sonuç doğurması da beklenemez. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu’nun 12.10.2011 tarih ve 2011/15-472 E.-2011/608 K., 2017/19-915 Esas 2018/1338 sayılı kararında da benimsenmiştir.Davalının faturaya konu sözleşmesel ilişkinin davacının iddia ettiği şekilde olmadığını, davacıdan üç gün antrepo hizmeti aldığını ve bu hizmetin günlük bedelinin 35 Euro olduğunu beyan etmesi karşısında davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkinin yani hizmet ilişkisinin 5 gün süreyle verildiğini ve bu hizmetin bedelinin, ücretinin iddia ettiği şekilde olduğunu ispat etmesi gerektiği, davacının sunduğu 04.01.2021 tarihli teklif başlıklı formda davacının imzasının bulunduğu, davalı yanın imzasının olmadığı, bu belgenin icap niteliği taşıdığı, davalının kabulüne ilişkin bir irade bulunduğunu göstermediği gibi davalının kendisine tebliğ edilen takibe konu faturayı iade ettiği, fatura kapsamında hizmet aldığını Vergi Dairesi’ne beyan etmediği BA formu kapsamında yapılan incelemede görülmekle sözleşmesel ilişkinin davacının iddia ettiği bedelde ve sürede olduğunun ispat yükünün davacı tarafa ait olduğu, davacının bu iddiasını, uyuşmazlığın miktarına göre, 6100 sayılı HMK.’nın 200. maddesi (HUMK 288) uyarınca yazılı delille kanıtlaması gerektiği anlaşılmıştır. Fatura düzenlenmesi ve dava konusu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olması tek başına akdi ilişkinin davacının iddia ettiği şekilde (bedel ve süre yönünden) kurulduğunun, bu şekilde anlaştıklarının kanıtı olamaz. Tüm bunlar ışığında davacının davalının ihtarda belirttiği dışındaki hususları ispatlayamadığı, bu nedenle davanın kısmen kabul kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır. Davacı, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline başvurmuş ise de bu hususu açıkça istinaf nedeni yapmadığı anlaşılmakla bu durum resen göz önüne alınmamıştır. İlk derece mahkemesi tarafından tanık dinlenmemesi yerinde olup davacı yanın HMK.272/3 maddesine göre bilirkişinin reddi talebinde bulunmadığı gibi bilirkişinin raporunda davacı yanın ticari defter ve belgelerini incelediği, herhangi bir hukuki görüşte bulunmadığı anlaşılmış, uyuşmazlığın maddi tazminata ilişkin olmaması nedeniyle davalı lehine vekalet ücretinin AAÜT 13/3 mad göre değil, AAÜT 13/1 ve 13/2 mad göre doğru şekilde hesaplandığı, hükmedildiği anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı yanın istinaf isteminin reddi gerektiği kabul edilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davacı tarafın söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 10/02/2022 tarih ve 2021/355 E. – 2022/125 K. sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafından peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.27/04/2022