Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/952 E. 2022/938 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/952
KARAR NO: 2022/938
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/02/2022
NUMARASI: 2021/881 E. 2022/120 K.DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 20/04/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 16/02/2022 tarih ve 2021/881 E – 2022/120 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı şirket arasında süre gelen bir ticari ilişki olduğunu, davacının sipariş ettiği mallar karşılığında davalıya birçok senet verdiğini, banka havalesi/EFT yaptığını ve POS cihazı ile ödeme ve nakit ödeme yaptığını, ancak ödemeler yapılmasına rağmen davalının malların tamamını teslim etmediğini, bu nedenle Kayseri 7. Noterliğinin …tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile malları verilmeyen ödemelerin iadesini talep edildiğini, iade olmadığını, bu nedenle takip başlattıklarını, davacının üzerine düşen edimi yerine getirdiğini, malların teslim edildiğini, ispat yükünün davalı da olduğunu belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatını talep ettiği görülmüştür. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında uzun süredir ticari ilişki olduğunu ve istenen siparişlerin davacıya tam ve eksiksiz olarak istenen tarihte teslim edildiğini, karşılığında da ödemelerin alındığını, ancak ödemelerin düzensizleşmesi , çek ve senetlerin bazılarının karşılıksız çıkması ile ticari ilişkinin bozulduğunu, davacının bu senetleri verdiği dayısı ve aynı zamanda şirket çalışanı …’ın senedi düzenleyenler ve davacı şirket aleyhine Kayseri 8. İcra Müdürlüğünün … ve … sayılı dosyalar ile icra takibi başlattığını, davacı şirketin kısmi ödeme yapıp sonrasında ihtar çektiğini, sonrasında takibin başlatıldığını, davalının borcu olmadığıiçin takibe itiraz ettiklerini, davacının malların teslim edilmediği iddiasının doğru olmadığını, sevk fişleri incelendiğinde, malların kime ne zaman teslim edildiğinin ortaya çıkacağını, mal teslim edilmedi ise neden davacının aralıklarla ödeme yaptığını belirterek davanın reddi ve tazminat talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkeme kararında; “… sayılı dosyası nedeni ile alacaklı olduğu iddiası yönünden her ne kadar mahkememizce davanın kısmen kabulü yönünde daha önce karar verilmiş ise de, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/1806 E, 2021/1982 K sayılı kararı ile mahkememiz kararın kaldırılması üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda istinaf kararı gereğince avans ödemesi yapmasına rağmen mal teslimi yapılmadığı hususunda ispat yükünün davacıda olması nedeni ile davacının delilleri arasında yemin delili olduğu için davacı vekiline yemine başvurup başvurmayacakları duruşmada hatırlatılmışsa da davacı tarafça yemin deliline başvurulmayacağının beyan edilmesi ile dava konusu alacağın yazılı delil ile ispat edilemediği ve yemin deliline de dayanılmadığı anlaşılmış ve böylece ispat edilemeyen davanın reddine ve davalı tarafça takibin haksız ve kötü niyetle yapıldığı ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin İİK madde 67/2 gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davanın reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı tarafın, müvekkili şirketten tahsil ettiği bedel karşılığında mal teslimini eksiksiz bir şekilde yaptığını ve hatta kendisinin alacaklı olduğunu iddia etmesine karşılık mahkemece taraflara ait ticari defterlerin incelenmesi için dosya bilirkişiye tevdi edildiğini, ilk olarak 28.05.2019 tarihli bilirkişi raporu alındığını, davalı tarafın itirazı üzerine 15.11.2019 tarihli ek rapor düzenlendiğini, akabinde farklı bilirkişilerden 03.02.2020 tarihli ve 01.09.2020 tarihli rapor tanzim edildiğini, dosya kapsamında 3 ayrı bilirkişiden toplam 4 adet rapor alındığını, bu raporların hepsinde de müvekkilinin 15.879,57-tl alacaklı olduğu ve davalı tarafın mal teslimini ispat edemediğinin tespit edildiğini, davalı tarafın, müvekkili şirketin alacağı olan 15.879,57-TL karşılığında mal tesliminin yapılmadığı husunda müvekkili şirkete yemin teklif ettiğini, bu teklife kaşılık müvekkili şirket yetkilisi … 14.04.2021 tarihli duruşmaya katıldığını ve “Kayseri 2. İcra Dairesinin … sayılı dosyasında takibe konulan alacak nedeniyle 15.879,57 TL fazla ödeme yapılmasına rağmen bu bedelde şirketin ürün teslim almadığına ve bu yüzden davalıdan alacaklı olduğumuza namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum” şeklinde yemini eda ettiğini, bu durumda davalı taraf mal teslimini ticari defterleri ile kanıtlayamaması bir yana yemin kesin delili ile de mal teslimini kanıtlayamadığını,bu nedenle mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken eksik ve hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm bu anlatılanlar birlikte değerlendirildiğinde; müvekkili şirketin, davalı taraftan 15.897,57-TL alacaklı olduğunu ve bu miktar karşılığında mal teslim almadığını esasen yemin deliliyle kesin bir şekilde ispat etmiş olması bir yana bir de dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile ispatlamasına rağmen mahkemece müvekkili şirketin alacağını yazılı delil ile ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddinin usul ve yasaya açıkça aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenle işbu kararın istinaf kanun yolu ile kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini beyan ederek Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.02.2022 tarihli 2021/881 E. – 2022/120 K. sayılı ilamının kaldırılması ve davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;Davacının istinafa başvuru dilekçesinde yapılan yargılama sonrasında kendilerine malların tesliminin yapıldığını müvekkilinin ispat edemediğini, bu hususun da dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile sabit olduğunu iddia ettiğini, dosya kapsamına taraflarınca hem sevk fişleri hem de 2 adet fatura sunularak davacıya mal tesliminin hem müvekkilinin işyerinde hem de davalı iş yerinde yapıldığının beyan edildiğini, hem sevk fişlerindeki ürünler ve adetleri hem de faturadaki ürünler ve adetleri incelendiğinde yine farklı teslimatlar olduğunun aşikar hale geleceğini, müvekkili her ne kadar yasal defterine takip dayanağı çek ve senetleri bir tamam işlememiş olsa ve bu nedenle de kayıtları eksik olsa da davacının iddiasının aksine 2 koçan halinde sunulan sevk fişleri ile davacı personellerine teslim edilen malzemelerin toplam tutarının 76.672,43 TL olduğu tümyargılama sürecinde tespit edildiğini, bu sevk fişlerindeki malların müvekkili tarafından davacı firmanın adresine götürülerek davacı çalışanlarına teslim edildiğini ve sevk fişlerine teslim alan personelin adı ile imzasının alındığını, ancak tarafların bağlı bulunduğu vergi dairesi tarafından dava dosyasına gönderilen BS ve BA formlarında müvekkili tarafından davacıya düzenlenen 31.07.2017 tarih … nolu 55.223,05 TL tutarlı karşılıklı beyan edilen fatura ile 30.11.2017 tarih … nolu 5.516,50 TL tutarında faturadaki malların müvekkilinin kendi iş yerinde davacıya teslim edildiğini ve bu nedenle faturaya “mal alıcıya müessesede teslim edildiğinden 213 sayılı vuk 230/5 maddesi hükmünce sevk irsaliyesi düzenlenmemiştir.” kaşesinin vurulduğunu, tüm yargılama sürecinde yazılı ve sözlü beyanlarında belirttikleri hususlar üzerine mahkemece … San. Tic. Aş. ‘ye müzekkere yazılarak davacı firmanın 2016 ve 2017 yılı yılında bazalar için toplam ne kadar ayak köşe sacı ve 14,5 cm baza ayağının kullanıldığı bilgisinin verilmesinin talep edildiğini, verilen cevabi yazıda 2016 ve 2017 yıllarında davacı şirketçe kendisine teslim edilen bazalar için toplam kullanılan ayak köşe sacı miktarının 61.990 adet olarak bildirildiğini, verilen 18.09.2019 tarihli cevabi yazıda da 2016 ve 2017 yıllarında davacı şirketçe kendisine teslim edilen bazalar için toplam kullanılan 14,5 cm baza ayağı miktarının 24.796 adet olarak bildirildiğini, davacı şirketin üretim yaptığı firmalardan biri olan … … ve … San. Tic. Aş. bazalara ayak olarak sadece müvekkilinin tasarım tescil belgesine sahip olduğu ürünü kullanmalarını davacıdan talep ettiğini, bu isteğini de üretim şartnamesinde hüküm altına aldığını, tasarım tescil belgesi müvekkilde olan bu malın üretimi de koruma gereği 5 yıl süreyle sadece kendisinde olduğunu, … … ve … San. Tic. Aş.’ye üretilen bazaların teslimi davacı şirketçe sağlandığını, bu malların üretiminin tamamlanıp tesliminin sağlanabilmesi için müvekkilince uyuşmazlık konusu malların tesliminin davacı şirkete sağlanması gerektiğini, Uyuşmazlık konusu bu malların müvekkili dışında bir firmadan alınma ihtimali tasarım tescil belgelerinin koruma süresi gereği bulunmadığını, davacı şirkete satılan ayak köşe sacı aynı şekilde olduğunu, şöyle ki bu ürünün de tasarım tescil belgesi …İşleme ve Metal San. Tic Ltd. Şti. ‘ye ait olup, tasarım 25.04.2014 yılında tescil edilerek tasarıma 5 yıl süre ile koruma verildiğini, bu şirket bu ürünün satılması konusunda sadece müvekkiline lisans verdiğini, bu ürünlerin davacının mal üretiminde temel malzemeleri olup müvekkili tarafından malların teslimi sağlanmazsa, davacı şirket tarafından da baza üretiminin tamamlanamayacağı ürünler olduğunu, üstelik davacı şirket müvekkilinden temin ettiği ürünleri sadece … San. Tic. Aş. ‘ye ürettiği mallar için değil diğer müşterilerine ürettiği mallar için de kullandığını, ilgili tasarım tescil belgelerinin de delil dilekçe ekinde dosya kapsamına sunulduğunu, kayıtların resmi olarak tutulmamış olması kaldı ki tamamlanmış ürünü teslim alan … … ve … San. Tic. Aş. ‘nin müzekkere cevabına rağmen müvekkilinin bu malları teslim etmediğine karine olarak gösterilemeyeceğini, bu ürünlerin davacının mal üretiminde temel malzemeleri olup müvekkili tarafından malların teslimi sağlanmazsa, davacı şirket tarafından da baza üretiminin tamamlanamayacağı ürünler olduğunu, … … ve … San. Tic. Aş. kendisine davacı şirketçe teslim edilen malları bildirmesi bile müvekkilinin bu sayıda malı davacı şirkete teslim ettiğinin açık göstergesi olduğunu, açıkça müvekkilinin tasarım tescil belgesi ve lisans sözleşmesi gereği teslim ettiğini bu müzekkere cevabı bile ispatladığını, davacı firmanın müzekkere cevabındaki ürün adedi kadar ürünü müvekkilinden almamış olsaydı bu ürünlerin teslimini de … San. Tic. AŞ. ‘ye sağlayamayacak dolayısıyla bu müzekkereye bu şekilde cevap verilemeyeceğini, müzekkere cevabı kadar ürün miktarının ise ancak ve ancak teslim fişleri ile faturada yazan miktarlar toplanarak sağlandığını, bu müzekkere cevabının da açıkça iddialarını doğruladığını, yani sevk fişlerindeki malların müvekkili tarafından davacı firmanın adresine götürülerek teslim edildiğini, faturada yer alan malların ise müvekkilinin kendi iş yerinde davacı firmaya teslim edildiğini aşikar hale getirdiğini, davacı firma müvekkilinden aldığı malzemeleri sadece … San. Tic. AŞ. ‘ye ürettiği mallarda kullanmadığını, diğer müşterileri için ürettiği mallarda da kullandığını, ayrıca müvekkili davacı şirkete bu iki kalem üründen başka baza kulpu, kelebek somun ve 10 cm baza ayağı da sattığını, bu ürünlerin … San. Tic. AŞ. için kullanmadığı diğer firmalar için üretilen mallarda kullanıldığını yani dolayısıyla başka firmalara davacı tarafından üretilen mallarda da müvekkilince temin edilen malların kullanıldığını, bu şekilde aşikar hale geldiğini, tüm bu iddiaları nedeniyle yapılan istinaf incelemesi neticesinde Bölge Adliye Mahkemesi ‘nce verilen karardan aşikar olduğu üzere bu malların tesliminin sağlanıp sağlanmadığına ilişkin ispat yükünün müvekkilinde değil ticari teamülün aksini iddia eden davacının bizzat kendisinde olduğunu, kararın Bölge Adliye Mahkemesi ‘nce yapılan inceleme sonucu kaldırılması sonrası yapılan yargılamada da davacı bu malların teslimini ispat edemediğindenhaklı olarak davanın reddine karar verildiğini, iş bu açıklanan nedenler doğrultusunda mahkemenize başvurarak istinaf başvurusunun reddini isteme zorunluluklarının hasıl olduğunu, kaldı ki ticari yaşamda özellikle mevcut koşullar düşünüldüğünde insanları sattıkları malların ya da tamamlanmış hizmetlerinin karşılığını alamazken tacirlerin birbirine teslim almadıkları mal için önden ödeme yapmasının ticari teamüllere açıkça aykırı olduğunu, aksini iddia eden davacının ispat külfetinin üzerinde olduğunu, buna rağmen duruşmada davacı şirket vekilinin yeminini kesin delil olarak adletmiş ve davasını ispat ettiği iddiası ile istinaf başvurusunda bulunduğunu, istinaf başvuru dilekçesinde açıkladıkları nedenlerle taraflarınca yapılan istinaf başvurusu sonrasında haklılıklarına kanaat getirilerek Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/1806 E, 2021/1982 K. sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararı kaldırılmıştır. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/1806 E, 2021/1982 K. sayılı ilamında ” Kendisine ispat yükü düşmeyen taraf, karşı (kendisine ispat yükü düşen) tarafın iddiasını (olguyu) ispat etmesini bekleyebilir. Kendisine ispat yükü düşen taraf iddiasını ispat edemezse, diğer (kendisine ispat yükü düşmeyen) tarafın onun iddiasının aksini (hilafını) ispat etmesine gerek yoktur; o olgu ispat edilmemiş (yani dava bakımından yok) sayılır. (Yargıtay H.G.K 2017/19-1633 Esas, 2017/1633 Karar) Kural aynı anda ifa ilkesi olduğuna göre davacı, taraflar arasındaki satım akdinde aynı anda ifa kuralının aksini yani veresiye bir satımın kararlaştırıldığını, ödediği bedelin ileride teslim edileceği kararlaştırılan mallara karşılık peşin ve avans olarak yapıldığını yazılı ve kesin delillerle ispat etmek durumundadır. Başka bir deyişle 6098 sayılı TBK 207/2 hükmü gereği somut olayda davalının davacıya 92.550 TL lik ödemeye karşılık gelen miktarda mal teslim ettiği karine olarak geçerli olup bu durumda davalı davacıya mal teslim ettiğini ispat durumunda olmayıp aksine karinenin aksini savunan davacı, yaptığı ödemelere karşılık davalının kendisine mal teslim etmediğini dolayısıyla yaptığı ödemenin peşin ve avans ödemesi olduğunu yazılı ve kesin delillerle ispat külfeti altındadır.” şeklindeki hükmü ile somut olayda ispat külfetinin davacıda olduğunu davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığının görüldüğünü, davacıya yemin delili hatırlatılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin belirtildiğini, yerel mahkeme kararının kaldırılması üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda istinaf kararı gereğince avans ödemesi yapmasına rağmen mal teslimi yapılmadığı hususunda ispat yükünün davacıda olması nedeni ile davacının delilleri arasında yemin delili olduğu için davacı vekiline yemine başvurup başvurmayacakları duruşmada hatırlatılmışsa da davacı tarafça yemin deliline başvurulmayacağının beyan edilmesi ile dava konusu alacağın yazılı delil ile ispat edilemediği ve yemin deliline de dayanılmadığı anlaşıldığından haklı olarak davanın reddine karar verildiğini, tüm bu açıklamalar doğrultusunda davacının istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi için mahkemenize başvurma zorunluluğumuz hasıl olduğunu beyan ederek davacının istinaf başvursunun esastan reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava, ödenen bedelin istirdadı amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali amacıyla açılan itirazın iptali davasıdır.Davacının dava dilekçesi incelendiğinde, davalı şirket ile aralarında mal alımı konusunda anlaş bulunduğunu, bu kapsamda davalı şirkete Kayseri 7. Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinde ayrıntılı şekilde belirtilen 92.552 TL ödeme yaptığını, ancak davalı tarafından kendilerine bu miktarda mal teslim edilmediğini belirterek davalıya ödediği 21.133,21 TL ‘nin davalıdan tahsili amacıyla Kayseri 2. İcra … Esas sayılı takip dosyası ile takip başlatığı görülmüştür. Kayseri 2. İcra dairesinin … esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; Davacının davalı hakkında 21.096,29 Tl asıl alacak 36,92 TL faiz olmak üzere toplam 21.133,21 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, takip dayanağı olarak “Kayseri 7. Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinde ayrıntılı şekilde belirtilen 92.552 TL ödemelerin iadesi” gösterdiği, davalının itirazında borcunun bulunmadığını beyan ettiği, itiraz yolu üzerine takibin durduğu görülmüştür.Davacının takibe dayanak yaptığı Kayseri 7. Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi incelendiğinde; 20.03.2017- 15.04.2018 tarihleri arasında davalıya nakit ve senet yoluyla yaptığı belirtilen 92.552 TL’nin iadesi için davalıya 3 gün süre verildiği görülmüştür.Mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizce 2021/1806 Esas 2021/1982 Karar sayılı ilamı ile somut olayda ispat külfetinin davacıda olduğu, davacının yaptığı ödemenin peşin ve avans mahiyetinde olduğunu ispatlaması gerektiği davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı davacıya yemin delili hatırlatılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekçesiyle mahkeme kararının kaldırıldığı görülmüştür.Taraflar arasında mal alım satımı konusunda anlaşma olduğu ve bu anlaşma kapsamında davacı tarafından davalıya Kayseri 7. Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinde ayrıntılı şekilde belirtilen 92.552 TL ödeme yapıldığı noktasında ihtilaf bulunmamaktadır. Somut olayda uyuşmazlık davalı tarafından davacıya bu meblağda mal teslimi yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.İspat yükü ilk önce kural olarak davacıya düşer; yani davacı davasını dayandırdığı olguları ispat etmelidir. Hâkimin kendisine ispat yükü düştüğünü bildirdiği taraf, uyuşmazlık konusu olguyu ispat edemezse davayı kaybeder. O taraf davacı ise davası reddedilir, davalı ise mahkûm edilir.Kendisine ispat yükü düşmeyen taraf, karşı (kendisine ispat yükü düşen) tarafın iddiasını (olguyu) ispat etmesini bekleyebilir. Kendisine ispat yükü düşen taraf iddiasını ispat edemezse, diğer (kendisine ispat yükü düşmeyen) tarafın onun iddiasının aksini (hilafını) ispat etmesine gerek yoktur; o olgu ispat edilmemiş (yani dava bakımından yok) sayılır. (Yargıtay H.G.K 2017/19-1633 Esas, 2017/1633 Karar)
Bilindiği üzere iki tarafa borç yükleyen sözleşmelere ilişkin ifa sırası, 6098 sayılı Kanun’un 97. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir. Aynı Kanun’un 207/2. maddesi de sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcının borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlü oldukları hükmünü haizdir.
Davacı davalıya ödeme yaptığını yani peşin ve avans olarak mal bedelini ödediği halde davalının mal teslim etmediğini davalı ise davacıya malları teslim ettiğini, davacı tarafından yapılan ödemelerin de kendisi tarafından yapılan teslimatın karşılığında olduğunu ileri sürdüğü görülmüştür.Kural aynı anda ifa ilkesi olduğuna göre davacı, taraflar arasındaki satım akdinde aynı anda ifa kuralının aksini yani veresiye bir satımınkararlaştırıldığını,ödediği bedelin ileride teslim edileceği kararlaştırılan mallara karşılık peşin ve avans olarak yapıldığını yazılı ve kesin delillerle ispat etmek durumundadır. Başka bir deyişle 6098 sayılı TBK 207/2 hükmü gereği somut olayda davalının davacıya 92.550 TL lik ödemeye karşılık gelen miktarda mal teslim ettiği karine olarak geçerli olup bu durumda davalı davacıya mal teslim ettiğini ispat durumunda olmayıp aksine karinenin aksini savunan davacı, yaptığı ödemelere karşılık davalının kendisine mal teslim etmediğini dolayısıyla yaptığı ödemenin peşin ve avans ödemesi olduğunu yazılı ve kesin delillerle ispat külfeti altındadır.Taraf ticari defterlerinin incelenmesi sonucu davacı tarafından davalıya 92.550 TL ödeme yapıldığı buna karşılık davalı tarafından davacıya 76.672,43 TL mal teslim edildiği sabit olup 6098 sayılı TBK 207/2 ve TMK 6 maddeleri uyarınca somut olayda ispat külfeti kendisinde olan davacının Dairemizin 2021/1806 Esas 2021/1982 Karar sayılı ilamı doğrultusunda yemin deliline baş vurmadığı görülmekle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmüştür.Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davacı tarafın söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 16/02/2022 tarih ve 2021/881 E – 2022/120 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 362/1 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20/04/2022