Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/891 E. 2022/913 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/891
KARAR NO: 2022/913
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2022
ESAS NO: 2019/632
KARAR NO: 2022/112
DAVANIN KONUSU: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/04/2022
İSTİNAF KARAR
YAZIM TARİHİ: 21/04/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/02/2022 tarih ve 2019/632 Esas – 2022/112 Karar sayılı kararı davacılar vekili ile davalı vekili vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı gerçek kişiler ile davalı … ve dava dışı …, … Toprak ve Metal San. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti isimli şirketteki hisselerini Beyoğlu … Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesi ile davacılara sattığını, bunun akabinde ek bir sözleşme de imzalandığını, taraflar arasında imzalanan ek sözleşme ile şirket hisselerini satan davalının davacılara şirketin 01/08/2014 tarihli mizanını sunduğunu, sözleşme ile mizanda belirtilen şirket borçları haricinde devir işlemi öncesinde doğmak kaydıyla devir sonrasında şirketten talep edilebilecek borçlardan dolayı sorumluluğun davalı devir edenlerde olacağının kararlaştırıldığını, şirket hisselerinin devri tarihinden önce şirkette çalışan bir kısım işçilerin İş Kanunundan kaynaklanan alacakları amacıyla zaman içerisinde dava açtıklarını, bu davaların zamanla sonuçlandıkça icraya konu edildiğini ve davalı …’ın borcu ödememesi üzerine şirketin icra dosyasına ödeme yapmak zorunda kaldığını, … için ödenmek zorunda kalınan 40.342,30-TL, … için ödenmek zorunda kalınan 11.678,84-TL ve … için ödenmek zorunda kalınan 51.140,03-TL olmak üzere toplam 103.161,17-TL’nin davalıdan talep edilmesine rağmen henüz şirkete ödenmediğini, davacıların şirket hisselerini devir alırken makine parkurunda yer alan bir kısım makinelerin mülkiyeti hususunda devam eden yargılamalar olduğunu ve kira sözleşmesine dayalı hali hazırda her yıl ödenen kira bedeli olduğunu hisse devrinden oldukça sonra öğrendiğini, bu nedenle mülkiyetini aldığını düşündüğü makineler için devir tarihinden 2018 yılına kadar kira ödemek zorunda kaldığını, buna ilişkin davacıların gerek makinelerin mülkiyetinin tartışmalı olması, gerekse kira sözleşmesi nedeniyle KDV dahil 176.352,00-TL ödemek zorunda kaldığını, ayrıca şirket hisseleri davacılar tarafından satın alındıktan sonra vergi dairesi tarafından şirketin devir tarihinden önceki usulsüz işlemlerine dayalı olarak yapılan vergi incelemesi sonucunda, şirkete vergi borcu ve usulsüzlük cezası tahakkuk ettirildiğini ve toplamda 49.591,50-TL ödeme yapıldığını bildirerek davalı …’ın ödemesi gerektiği halde ödemediği 103.161,17-TL işçi alacakları, 49.591,50-TL vergi borcu, 176.352,00-TL makinelerin kira bedeli olmak üzere toplam 329.104,67-TL’nin davalıdan tahsili ile her bir alacağın ödendiği tarihten itibaren işleyecek yıllık ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsili ile … Toprak ve Metal San. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti’ye ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan ek sözleşme gereğince devir ile ilgili davacıların doğabilecek zararlarına karşı davalının sorumluluğunun 2 yıl ile sınırlandırıldığını ve sorumluluk tarihinin 21/08/2016 tarihinde sona erdiğini, bu sebeple öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacılar tarafından talep edilen işçilik alacaklarının hakkaniyetten uzak ve kötüniyetli olduğunu, söz konusu işçilerin devralındıktan itibaren 1 yıla yakın çalıştırıldığını ve devir tarihinden sonra açılmış olan işçilik alacaklarından kaynaklı ödemelerin 2 yıllık sorumluluk sınırının da göz ardı edilerek davalıdan talep edildiğini, bunun haricinde davacılar tarafından ödendiği iddia edilen 176.352,00-TL’lik makine parkuru kira bedelinin, vergi borcu ve usulsüzlük cezasının da davalının devir tarihinden itibaren sorumlu olduğu 2 yıllık süre de dikkate alınarak kabulünün mümkün olmadığını bildirerek davacıların haksız ve mesnetsiz davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “……Mahkememizce dosya arasına celbedilen tüm kayıt ve belgeler ile alınan uzman bilirkişi raporu bir bütün halinde değerlendirildiğinde; dosyada yer alan Bakırköy 5. İş Mahkemesi’nin 2018/532 Esas – 2018/15 Karar sayılı kararında adı geçen …’nun 25/09/2012-15/09/2014 tarihleri arasında, Trabzon 1. İş Mahkemesi’nin 2015/347 Esas – 2017/62 Karar kararında adı geçen …’in 21/12/2013-30/06/2014 tarihleri arasında ve Kayseri 2. İş Mahkemesi’nin 2015/535 Esas – 2017/281 Karar sayılı kararında adı geçen …’nun ise 01/02/2012-30/08/2014 tarihleri arasında davacı … Toprak ve Metal San. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti’nde çalıştıkları, taraflar arasındaki sözleşmede mutabık olunan mizanın 01/08/2014 tarihi olduğu ve sözleşmede pay devri sonrasında oluşacak tüm sorumluluğun devir alanda olduğu, pay devrinin ise … tarihinde gerçekleştiği gözetilerek davacı şirket eski çalışanlarına hisse devir tarihinden önceki kıdem, ihbar vb. Borçlardan dolayı davacı şirket tarafından icra yoluyla ödemesi yapılan ve muhasebe kayıtlarında da yer alan, …’na toplam 51.140,03-TL, …’e 11.678,84-TL ve …’na ise 40.342,30-TL olmak üzere toplam 103.161,17-TL ödemeden dolayı davacının davalıdan alacağı olduğu, ayrıca davacı şirket vekili tarafından hisse devir tarihi öncesi döneme ait vergi cezasıyla ilgili olarak ticari defterlerden ve dosya arasında mevcut olan ödeme makbuzlarından da anlaşılacağı üzere söz konusu vergi cezalarının hisse devir tarihi öncesi döneme (2013 yılı vergi incelemesinden kaynaklandığı) ait olduğu ve bu vergi cezalarına yönelik Mimar Sinan Vergi Dairesi ve … Vergi Dairesi’ne yapılan söz konusu ödemeler toplamının 51.659,78-TL olduğu ve tamamının davacı şirketin muhasebe kayıtlarında yer aldığı ancak dava dilekçesindeki bu alacak kalemi yönünden talebin 49.951,50-TL olduğu anlaşılmış olup, davacının işçi alacakları bedeli ve vergi borcuna yönelik alacak talepleri yerinde görülerek bu talepler yönünden davanın kabulüne ve her bir alacağın ödendiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir. Davacılar vekilince hisse devir tarihinden öncesine ilişkin makine kiralarına yönelik alacak talebinde de bulunulmuştur ancak davacının iddia ettiği söz konusu makine kirası alacağının kaynağını teşkil eden İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosya ile ilgili … tarihli ödeme emri açıklamasında 15/02/2012 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesi ile ödenmeyen Ocak 2017-Ocak 2018 arası 13 aylık kira bedeli talep edilmiş olup, ödeme emrindeki söz konusu tarihlerin hisse devir tarihi sonrasına ait olduğu anlaşılmakla davacının makine kiralarına yönelik alacak talebinin yerinde olmadığı” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, İşçi alacakları bedeli olan 103.161,17-TL’nin; 15.000,00-TL’lik kısmının 15/03/2018 tarihinden, 15.000,00-TL’lik kısmının 06/04/2018 tarihinden, 16.140,03-TL’lik kısmının 27/04/2018 tarihinden, 5.000,00-TL’lik kısmının 27/02/2018 tarihinden, 11.678,84-TL’lik kısmının 13/09/2017 tarihinden, 20.000,00-TL’lik kısmının 20/09/2017 tarihinden, 20.342,30-TL’lik kısmının 08/09/2017 tarihinden,-Vergi borcu olan 49.591,50-TL’nin; 322,99-TL’lik kısmının 30/01/2018 tarihinden, 323,00-TL’lik kısmının 29/01/2016 tarihinden, 323,00-TL’lik kısmının 29/09/2017 tarihinden, 323,00-TL’lik kısmının 29/11/2017 tarihinden, 327,53-TL’lik kısmının 02/08/2017 tarihinden, 323,00-TL’lik kısmının 30/05/2017 tarihinden, 8.265,26-TL’lik kısmının 29/09/2017 tarihinden, 8.265,26-TL’lik kısmının 30/05/2017 tarihinden, 8.265,25-TL’lik kısmının 02/01/2017 tarihinden, 8.265,26-TL’lik kısmının 30/01/2018 tarihinden, 8.265,26-TL’lik kısmının 29/11/2017 tarihinden ve 6.322,68-TL’lik kısmının 02/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazla istemin (makinelerin kira bedeli) reddine karar verilmiştir.İşbu kararı davacılar vekili ile davalı vekili vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesince kabul edilen alacaklara ödeme tarihinden itibaren yasal faiz uygulanacağının hükme bağlandığını, ancak sayın mahkemece alacaklara yasal faiz uygulanması kanuna aykırı olup, hükmedilen alacaklara ödeme tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi uygulanması gerektiğini, zira Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 2. Maddesi uyarınca ticari işlerde ticari temerrüt faizinin uygulanacağının hükme bağlandığını, Türk Ticaret Kanunun 3. Maddesi uyarınca Ticaret Kanununda düzenlenen ve ticari işletmeyi ilgilendiren tüm iş ve işlemlerin ticari olduğunu, Kanunun 2. Kitabında ticaret şirketleri düzenlendiği ve şirket hisse devride bu kitabın altında bulunduğu düşünüldüğünde bir ticari şirketin hissesinin devri ve devrin sonuçlarının ticari iş olduğunun açık olduğunu, bu nedenle uygulanması gereken faizin ticari temerrüt faizi olması gerektiğini belirterek; İstinaf başvurusunun kabulü ile Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/632 Esas, 2022/112 Karar sayılı ilamının ortadan kaldırılarak …’ın ödemesi gerektiği halde ödemediği 103.161,17 TL işçi alacakları, 49.591,50 TL vergi borcu, 176.352,00 TL makinelerin kira bedeli olmak üzere toplam 329.104,67 TL’nin davalı …’dan tahsili ile her bir alacağın ödendiği tarihten itibaren işleyecek yıllık ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hiçbir esas yönünden tartışmaya gerek kalmaksızın huzurdaki davanın zamanaşımı nedeni ile reddedilmesi gerekirken kısmen kabulü yönünde karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, pay devir sözleşmesinin 22.08.2014 tarihinde imzalandığını, sözleşmeye ve mevzuata göre hissesini devir edenin sorumluluk süresinin devir tarihinden itibaren 2 (iki) yıl olduğunu, söz konusu sorumluluk süresinin 21.08.2016 yılında sona erdiğini, huzurdaki davanın 24.07.2018 tarihinde açıldığını, söz konusu işçilerin kazanılmış işçilik alacaklarının başlangıcının hisse devir tarihi öncesi olsa da bu işçileri hisse devri ile davacı yanın devir aldığını, söz konusu üç işçinin de ikame ettikleri davalardaki gerekçeli kararları cevap dilekçesi ekinde sayın mahkemeye sunduklarını, …’nın davasını 04.05.2015 tarihinde, … davasını 04.08.2015 tarihinde ve … davasını 21.10.2015 tarihinde ikame ettiğini, tüm bu işçilik alacaklarına ilişkin davaların devir tarihinden sonra açıldığını, davacıların şirket hisselerini devir aldıkları tarihte işçilerin tüm işçilik alacakları haklarını da geriye dönük devir almış durumda olduklarını, ayrıca yeniden belirtiriz ki; sözleşmenin mutabık kalınan düzenlemesi gereği “Devir Alan’ın oluşabilecek zararlarına karşı işbu sözleşmenin imzalanmasını müteakip 2 yıl süre ile sorumlu olacaktır”. öte yandan işyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde düzenlendiğini, sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceğinin öngörüldüğünü, devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlarda ise, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu olduğunun aynı yasanın 3. fıkrasında açıklanmış ve devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğunun hükme bağlandığını, bu bakımdan huzurdaki davanın söz konusu iki yıllık sürenin sona ermesinden sonra açıldığını, kaldı ki, davacıların şirket hisselerini devir aldıkları tarihte ve bu tarihten önce talep edilmiş bir işçilik alacağı bulunmadığını, devir tarihinde itibaren neredeyse 1 yıl ortalama ile bu işçileri çalıştırıp, daha sonra bu işçilere …şirketi olarak yapmaları gereken ödemeleri davalıya yansıtmaya çalışmalarının kötü niyetli olduğunu, bu yönde verilmiş olan yerel mahkeme kararının da kabulünün mümkün olmadığını, işçilik alacaklarına ilişkin verilmiş olan kararın ortadan kaldırılmasını ve bu taleplerin reddine karar verilmesini, tarafların ek sözleşme ile devir tarihi itibariyle davalının sorumluluğunun 2 yıl ile sınırlı olduğunun açıkça düzenlemiş ve kabul ettiğini, pay devrinin 22.08.2014 yılında yapıldığını, ilgili vergi borcu tahakkuklarının ise 2016-2018 yılları arasında düzenlenmiş olan 13 adet vergi cezasından kaynaklandığının açık olduğunu, 21.08.2016 tarihi itibariyle sözleşmesel olarak davalının sorumluluğunun sona erdiğini, kaldı ki amme borçlarından kaynaklı müteselsil borçluluk durumunun oluşmasının da mevcut durumda söz konusu olmadığını, şartları oluşmadığını, hal böyle olunca davacılar tarafından aradan 4 yıl geçtikten sonra ödenmesi talep edilen vergi borcunun kabulünün mümkün olmadığını, istinaf talebinin kabulü ile, istinaf incelemesinin duruşmalı yapılmasına, tehiri icra kararı verilmesine, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin verdiği kararın işçilik alacakları ve vergi borcu alacakları ile yargılama ve davacı yan vekili vekalet ücreti bakımından istinaf incelemesi sonucunda ortadan kaldırılarak; yapılacak yargılama neticesinde talepleri yönünde davanın reddine karar verilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Davalının davacı şirketteki hisselerini diğer davacılara 22.08.2014 tarihinde noter huzurunda limited şirket pay devri sözleşmesi ile devrettiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, taraflar arasında noterde akdedilen bu hisse devir sözleşmesinin eki olan adi yazılı sözleşmeden kaynaklı olup ek sözleşme tarafların kabulündedir. Hisse devir sözleşmesinin eki niteliğinde olan bu sözleşmenin 2. Paragrafında “Devir Eden, sözleşmenin Ek 1’i olan 01.08.2014 tarihli imzalı ve kaşeli mizanda belirtilen Şirket borçları haricinde devir işleminin öncesinde doğmuş olmak şartıyla devir sonrasında Şirketten talep edilebilecek borçlardan dolayı sorumlu olacak olup, devir tarihini müteakip söz konusu cari hesaplar 2 ay içinde kapatılacaktır” hükmü ve ek sözleşmenin 9.paragrafında ise “Devir tarihi öncesinde Şirket bünyesinde çalışmakta olan ve devir sonrası bünyesinde çalışmaya devam eden personelin devir tarihi öncesine ilişkin tazminatları ve ödemeleri … tarafından karşılanacaktır.” hükmü mevcut olup taraflar arasındaki uyuşmazlığın bu maddeler nazara alınarak çözüme kavuşturulması gerektiği anlaşılmıştır. Ek sözleşmenin 3. Paragrafında “devir eden, devir Alan’a sunmuş olduğu belge ve bilgilerin doğruluğunu kabul eder ve bu bilgilerin doğru olmamasından dolayı Devir Alan’ın oluşabilecek zararlarına karşı işbu sözleşmenin imzalanmasını müteakip 2 yıl süre ile sorumlu olacaktır.” hükmünün bir tazminat sorumluluğuna ilişkin olduğu, burada davacının talebinin zararın tazmini olmadığı, ödenilen şirket borcunun rücu istemine ilişkin olduğu anlaşılmakla bu hükmün uygulama alanı bulamayacağı anlaşılmıştır.Taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesinde; vergi borcu, kira borcu gibi borç ayrımı yapılmayıp, hisse devir tarihinden önceki şirket borçlarından davalının sorumlu olduğu belirtilmektedir. Davacı şirket eski çalışanlarının hisse devir tarihi öncesinden kaynaklanan, önceki döneme ait çalışmaları nedeniyle ortaya çıkan kıdem, ihbar vb. borçlardan davalının sorumlu olduğu, davacının ödediği vergi cezalarının hisse devir öncesi döneme (2013 yılı vergi incelemesinden kaynaklandığı), ait olması nedeniyle davalının sorumlu olduğu, yasal düzenlemelerin üçüncü kişiler tarafından açılan davalarda (işçinin şirkete açtığı veya Vergi Dairesinin şirkete karşı açtığı) hüküm ifade edeceği, fakat davacılar ile davalı arasındaki sorumluluk hususunda kendi aralarında düzenledikleri sözleşmenin esas alınması gerektiği, bu sözleşme gereği ise vergi borcundan ve işçilik alacaklarından borcun doğumunun pay devrinden önce olması, pay devrinden önceki döneme ilişkin alacaktan davalının sorumlu olduğu, davalının sorumlu olduğu bu miktara doğru olarak yasal faiz uygunlanmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Makinelerin kira bedeline ilişkin davacının alacak talebinin konusunun hisse devir tarihinden sonraki döneme ilişkin olduğu( Ocak 2017-0cak 2018 arası 13 aylık kira bedeli) anlaşılmakla bu alacağın devir tarihi sonrası doğduğu anlaşılmakla davalının sorumlu tutulamayacağı anlaşılmış, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğuna kanaat edilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davacılar ile davalı tarafın söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 15/02/2022 tarih ve 2019/632 E. – 2022/112 sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacılar vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL nispi istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacılar tarafından peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Alınması gerekli olan 10.434,53 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 80,70 TL +2.527,90 TL = 2.608,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.825,93 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davacılar ile davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/04/2022