Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/877 E. 2022/889 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/877
KARAR NO: 2022/889
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/02/2022
ESAS NO: 2019/379
KARAR NO: 2022/77
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:15/04/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:21/04/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 01/02/2022 tarih ve 2019/379 Esas 2022/77 Karar sayılı ilamına karşı ,davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacıların ölen …’ın çocukları olduğunu, davacıların babası …’ın dava dışı … isimli şahısla 24.01.1996 tarihinde … Turizm Nakliyat Taahhüt Konfeksiyon Sanayi ve Tic. Ltd. Şirketini kurduklarını, …’nın vefatından sonra ortaklığın eşi ve çocukları ile sürdürüldüğünü, davalılardan…ve …’nin hisse devri ile bu şirkete girdiğini, 2002 yılında da şirket unvanının değiştirilerek …Nakliyat Taahhüt İnşaat Turizm Konfeksiyon Gıda ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi (…Nakliyat) yapıldığını, davacıların babası …’ın ölümünden sonra davalılardan … … ve……’ın …Lojistik Seyahat Petrol İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketini (…Lojistik) kurduklarını, bu yeni kurulan şirketin faaliyet konusunun …Nakliyat şirketi ile aynı olduğunu, esas amacın da …Nakliyat şirketinin içinin boşaltılması ve hileli işlemler yaparak davacıları zarara uğratmak olduğunu, davacıların annesi olan davalı… …’ın 2007 yılında şirkete kayyım tayini istediğini, davalılardan … …’ın kayyım olarak atandığını, kayyımlık kararı ve infazının hukuka uygun olmadığını, yapılan işlemlerin yok hükmünde olduğunu, kayyıma verilen görevlerin ne olduğunun açıkça yazılı olmadığını, kayyımlığa engel durumunun bulunduğunu ve kayyımlığının geçerli olmadığını, şirket işlemleri kayyım olmadan da yürütülebilecekken davacıların anneleri…’ın sırf davacıların hisselerini küçültmek ve daraltmak şeklinde kötü niyetli davrandığını, davalılardan … …’ın kayyımı bulunduğu şirketlerle menfaat çatışması olmasına rağmen, sermaye artırımına giderek kardeşi…ile birlikte kendi sermayesini büyük ölçüde artırıp, davacıların hisselerini küçülttüğünü, kayyımla adına işlem yaptığı davacıların menfaat çatışması olduğunu ve yapılan işlemlerin yok hükmünde olduğunu, davalılardan … ve…’ın kendi hisselerin çağalttığını davacıların hisselerinin düşürüldüğünü, bu işlemlerin yok hükmünde olduğunu, iyi niyet ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, özellikle bir amcaları olarak açıkça ihlal edildiğini, davalıların danışıklı ve kötü niyetli hareket ettiğini, mali müşavir …’a verilen vekaletname ile davacıların şirketteki hisselerin Kayseri 6. Noterliğinin … tatih ve …, …, … ve … yevmiye numaralı sözleşmelerle davalılara geçirildiğini, bu işlemin geçersiz olduğunu, …Nakliyat şirketinin mal varlığı olan Kayseri … pafta …, ada …, parsel …’de kayıtlı …, …, …numaralı bağımsız dükkanların 02.11.2007 tarihinde… yevmiye numaralı işlemle …Lojistik şirketine devredildiğini, ayrıca pafta …, ada …, parsel …’de kayıtlı bulunan taşınmazlar ile pafta …, ada …, parsel …’de kayıtlı bağımsız bölümün hiçbir bedel ödenmeksizin davacılardan mal kaçırmak amacıyla …Lojistik Şirketine devredildiğini, bu taşınmazların tapusunun iptali ile …Nakliyat şirketine tesciline karar verilmesini talep ettiklerini, davacılar adına işlem yapıldığında yaşlarının çok küçük olduğunu, mali müşavir… …’ın davacılar adına imza atması sebebiyle davanın sonucuna göre sorumluluğunun olacağını bildirerek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALILAR …LOJİSTİK SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ, …NAKLİYAT TAAH. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ, … … VE… … VEKİLİNİN İLK DERECE MAHKEMESİNE VERMİŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı iddialarının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, tamamen soyut iddialara dayandığını, bu beyanlara itibar edilmesinin mümkün olmayacağını, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, …Nakliyat şirketinde üç kardeş olan …, … … ve……’ın 1/3 hissesi olduğunu, bu şirketin sermaye artırımının 2002 yılında yapıldığını ve eşit oranda artırıldığını, davacıların babası …’ın 2007 yılında vefatı üzerine davacıların annesi di ğer davalı…’ın talebi ile davalı …’nin şirkete kayyım atandığını, bu tarihte davacıların en büyüğünün 14, diğerlerinin 11, 7, ve 4 yaşında olduğunu, küçüklerin ticari faaliyetlerinin yönetime katılamayacağı ve kendilerine kayyım atanmasının onların yararına olduğunu, davacının kayyımlık kararının ve infazının hukuka uygun olmadığı ve bu nedenle yapılan işlemlerin yok hükmünde olduğu yönündeki iddialara itibar edilmesinin mümkün olmadığını ileri sürdüğünü, ortada Mahkemece verilmiş bir kayyım atama kararı bulunduğunu, aradan geçen 12 yıl sonra kararın ve karara dayanak yapılan işlemlerin yok hükmünde olduğunun ileri sürülemeyeceğini, bu hususun haksız ve kötü niyetli olduğunu, kayyım atanmasının muris …’ın ticari faaliyetlerinin aksatılmaması için istenildiğini, kayyımın şirket yönetimini yapacağının muhakkak olduğunu, davalılar…ve …’nin diğer davalı… tarafından sermaye artırımı ve pay dağılımına gidildiğinin iddia edildiğini, halbuki 11.07.2007 tarihli genel kurul kararı ile sermaye artırımına gidilmediğini, ilk sermaye artırım kararının davacıların babası …’ın hayatta iken alındığını ve kardeşlerin 1/3 ortaklığı olduğunu, artırılan sermaye içindeki …’ın payının mirasçılara paylaştırıldığını, davacıların iddia etti; ği gibi ne bir sermaye artırımı ne de pay dağılımı yapıldığını, davacılar aleyhine hiçbir şeyin bulunmadığını, sadece davacıların babası …’ın vefatından sonraki hissesinin mirasçılarına bölüştürülmesi şeklinde olduğunu, basit bir hesaplama ile yapılacak bir işlemle gerçeğe aykırılığı ortaya çıkabilecek bir işlemi bilmesine rağmen böyle bir iddiada bulunmaktan çekinmedi, ğini, karşı tarafın gerçek dışı beyanlarda bulunarak Mahkemeyi yanıltmaya çalıştığımı, esas kötü niyetli olan gerçek dışı beyanların bizatihi karşı taraf olduğunu, 01.11.2007 tarihinde sermaye artırımına gidildiğini ve 200.000 TL olan sermayenin 1.000.000 TL’ye çıkarıldığını, sermaye artırımında davacıların annesi…’ın da onayı olduğunu, davacıların sermaye artırımına ekleme yapmadıkları için paylarının artırılmadığını, davalılar tarafından artırılan 800.000 TL’nin İşbankası hesabına ödendiğini, şirket hisse devirlerinin davalılardan … … tarafından velayeten… … isimli şahsa vekaletle gerçekleştirildiğini, davacıların davayı anneleri…’a açmaları gerektiğini, şirketteki hisse devirleri karşılığında devir sözleşmesinde yazılı bedellere ilave olarak tapu devirleri yapıldığını, bu kapsamda 4 adet ev ve 1 adet arsanın tapusunun davacıların annesi…’a ve diğer davacı çocuklar ve dava dışı çocuk…’e devredildiğini, şirket hisselerinin devri karşılığında davalı …Lojistik şirketi tarafından davacıların annesi…’a Kayseri ili … ilçesi … Mahallesi … ada … pafta …parselde kayıtlı …numaralı bağımsız bölümün devredildiğini, ayrıca Kayseri ili … ilçesi … Mahallesi … ada, … pafla … parselde kayıtlı … numaralı bağımsız bölümün hisse devir tarihinde davalı … … tarafından… …’a devredildiğini, ölen ağabeylerinin emaneti olarak gördükleri davacıların annesi… ve yeğenleri için ellerinden geleni yaptığını, davalılar … ve…’ın ölen ağabeylerinin şahsi borçlarını kapattıklarını, davacıların oturduğu evin tadilat ve yenileme masraflarını karşıladıklarını, yeğeninin düğün masrafi ve ev eşyalarını davalıların aldığını, ağabeyleri …’ın şirketteki hissesinin karşılığını fazlasıyla verdiğini, böyle bir dava ile karşı karşıya gelmeleri kendilerini derin bir üzüntüye sevk ettiğini, davacıların pay sahibi olmadığı için limited şirketin genel kurul kararının iptali davası açamayacaklarını, genel kurul kararının iptaline yönelik dava açma süresinin geçtiğini, davacıların …Nakliyat şirketinden …Lojistik şirketine geçen taşınmazların iptaline yönelik taleplerinde hukuki yarar bulunmadığını, tapu devirleri sonucunda …Nakliyat şirketinin kasasına giren paranın şirket yönetiminde kullanıldığını, tapu iptali ve tescil davasının dinlenebilmesinin ön koşulunun tapudaki işlemin danışıklı olması gerektiğini, bunu davacının ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DAVALI… …’IN İLK DERECE MAHKEMESİNE VERMİŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davacılar…, … ve …’nın annesi olduğunu, eşi vefat ettikten sonra her iki kayın biraderi…ile … …’ın cenaze henüz yeni kaldırılmışken yanlarında tanımadığı insanlarla evine geldiğini ve kendisinden o anki durumuna daha doğrusu eşini kaybetmesi nedeniyle üzüntüsüne bakmadan arabaların yolda kaldığını tırların bağlandığını ve yolda kaldığını imza atarsa çözeceklerini söyleyerek kendisinden imza aldıklarını, o sırada yanlarında ablası …, eniştesi … ve başkaca tanıdıkları ve akrabalarının da olduğunu, kayın biraderlerine olan güveni nedeniyle imza verdiğini, kendisine yapılacak işlemlerden ve imzanın ne için alındığından hiç bahsetmediklerini, çocuklarının o zaman küçük olduklarını ve hiçbir şeyden haberleri olmadığını, sonrasında etraftan duydukları kadarıyla işbu davayı açtıklarını, davayı kabul etmediğini, kendisinin alınanla, verilenle ve yapılan işlemlerle hataya düşürülmesi dışında hiçbir alakası olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Somut davada ilk olarak sermaye artırım kararının iptalinin gerekip gerekmediği hususu incelenmiş olup, dosya arasına celbedilen tüm kayıt ve belgeler, tanık anlatımları ve alınan uzman bilirkişi heyeti raporundan da anlaşılacağı üzere ilgili karar 1956 tarihli TTK döneminde alınmıştır. Karara ilişkin ortaklar kurulu tutanağı olmamakla birlikte, ticaret sicil gazetesi örneği dosya arasına ibraz edilmiştir. Söz konusu gazetede 05.11.2007 tarihinde tescil olunan karara göre, şirket sermayesi 1.000.000,00-TL’ye artırılmış, ortak … …’ın kendisi, diğer ortakların (…, …, …, …) adına kayyım… … ve…… katılmışlardır. Şirketin sermayesinin eski durumunda 200.000,00-TL sermayenin 66.675,00-TL’si …’a, 66.675,00-TL’si … …, 66.650,00-TL’si……’a aitken, yeni tescil edilen sermaye ile 466.675,00-TL’si … …, 466.650,00-TL… …, 16.675,00-TL… …, 12.500,00-TL … …, 12.500,00-TL’si … …, 12.500,00-TL’si … …, 12.500,00-TL’si… … şeklinde değişmiştir. Buna göre, yapılan sermaye artırımına … ve… … katılmışlar, … varisleri olan davacılar ve dava dışı olan diğer varisler katılmamışlardır. O tarihteki TTK gereğince, limited şirkete anonim şirket hükümleri uygulanacağına göre ilgili şirketin ortaklar kurulu kararının iptali için tescil tarihinden itibaren geçerli üç aylık süre geçmiş olduğu için iptal talep edilemez. Söz konusu ortaklar kurulu kararının ancak butlanı ve yokluğu talep edilebilir. O dönemki TTK ve BK gereği, ilgili kararın yokluğu için oylamada toplanma ve karar alma nisaplarının olmaması gerekir ki, somut kararda nisaba uyulduğu anlaşılmaktadır. Butlan için ise 818 sayılı BK m.20 gereği, kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olması gerekir. Bu konuda ilgili kararın butlan yaptırımına tabi olduğuna dair bir bilgi ve belge dosyaya ibraz edilmemiştir. Dolayısıyla yokluk ve mutlak butlan ispatlanamadığından bu kez davanın kanunda belirtilen hak düşürücü sürede açılıp açılmadığının incelenmesi gerekmiş olup, her ne kadar dava konusu edilen sermaye artırımına ilişkin kararların alındığı tarihte davacılar 18 yaşından küçük iseler de, 18 yaşını doldurdukları tarih dikkate alındığında da davalı limited şirketin sermaye artırımına ilişkin ortaklar kurulu kararının iptali için yasada belirtilen 3 aylık hak düşürücü sürenin geçtiği kanaatine varılarak genel kurul kararının iptali ve genel kurul kararlarından kaynaklı oluştuğu iddia edilen alacak taleplerinin hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Verilen karar ile; Davanın hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE…” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davacılar vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Yerel mahkemede 3 aylık hak düşürücü sürede açılmadığından bahisle bu yönden reddedildiğini, süresinde bozulması, kaldırılması istemiyle istinaf ettiklerini, dava, beyan ve delil dilekçelerinde belirttikleri üzere müvekkillerinin murisi, babaları … …’ın 2007 yılında ölümü üzerine, davalılar … … ve … …, …Lojistik Şirketini danışıklı olarak, tamamen eski şirketin içini boşaltmak ve bu şirkete devrini sağlamak amacıyla, müvekkillerinin henüz küçük yaşta olmasından da yararlanarak hile ile kurduklarını, müvekkillerinin babalarının ölümünden sonra anneleri yasal velayetini kullanabilecek iken, davalılar sırf amaçlarına ulaşabilmek için davalı … …’ı kayyım olarak tayin ettiklerini, kayyımlık kararının 6 gün gibi bir sürede alındığını, arada menfaat çatışması olan ve kayyım tayin edildikten sonra müvekkiller aleyhine işlemler yapan … … şirketin ortağı mirasçıları olarak müvekkilleri ile menfaat çatışması olduğunu, kayyımlık kararının hukuka uygun olmadığını, buna bağlı olarak yapılan işlemlerin hükümsüz olduğunu, davalılardan … …’ın kayyımı olduğu müvekkilleriyle menfaat çatışması bulunmasına rağmen sermaye artırımına gittiğini, diğer davalı…ile birlikte kendi sermayelerini büyük ölçüde artırdıklarını, dinlenen tanık beyanları ve toplanan delillerin aslında davalıların yaptığı işlemlerin hukuken yok hükmünde olduğunu açıkça gösterdiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, bozulmasını talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir.Bir kısım davalılar vekilinin istinafa cevap dilekçesinden özetle; yerel mahkeme kararının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.İhbar olunan vekilinin istinafa cevap dilekçesinden özetle; davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun haksız olduğunu, yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, bu nedenle mahkeme kararının onanmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, davalı (…Nakliyat Taahhüt İnş. Turzm.Konfk.Gıd.San.)limited şirkette sermaye artırımına ilişkin kararın davacıların miras haklarını kısıtlamaya (küçültmeye) yönelik olarak alındığından bahisle ortaklar kurulu kararının iptali istemine dairdir. HMK’nun 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelere, taraf beyanlarına, somut olayda iptali istenen sermaye artırımına ilişkin davalı (…Nakliyat Taahhüt İnş.Turzm.Konfk.Gıd.San.) limited şirketin 27.11.2007 tarihli T.Ticaret Sicil Gazetesi ilan olunan genel kurul kararının karar tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nin 381. Maddesinde düzenlenen 3 aylık hak düşürücü sürenin geçirilmesinden sonra işbu davanın açıldığının saptanmış olmasına, ilk derece mahkemesinin kanıtları takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmış olmasına göre davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı taraflarca yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Sonuç itibariyle; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu, dolayısıyla usul ve yasaya uygun mahkeme kararına yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Belirtilen nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 01/02/2022 tarih ve 2019/379 Esas 2022/77 Karar sayılı ilamına karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden Davacılardan alınması gerekli istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21/04/2022