Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/865 E. 2022/887 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/865
KARAR NO: 2022/887
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/01/2022
ESAS NO: 2018/895
KARAR NO: 2022/14
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:15/04/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:21/04/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 13/01/2022 tarih ve 2018/895 Esas 2022/14 Karar sayılı ilamına karşı ,davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin davalı borçluya belirli tarihlerde faturalarıyla birlikte mal teslimi gerçekleştirdiğini, ancak davalı borçlunun satın aldığı ürünlerin ödenmesini gerçekleştirmediğini, müvekkili şirketin borçlu aleyhine cari hesap ekstresine dayalı olarak icra takip işlemi başlattığını ve davalı borçlunun icra takip işlemine hak ve nesafet kurallarına aykırı olarak itiraz ettiğini, davalı hakkında 19/12/2016 tarihinde Kayseri 7. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyasıyla ilamsız takibe dayanarak 12.275,46-TL’ nin tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip yapıldığını, davalının 17/01/2017 tarihinde borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı-borçlunun borcu olmadığnı iddia etmekte ise de takip dosyasından da anlaşılacağı üzere takip dosyasında sunduğu cari hesap ekstresi ile davalı şirketin müvekkil şirkete borcu olduğu ve tarafların arasında borç doğuran bir ilişkinin olduğunu, icra takibi öncesi ve sonrasında davalı borçlunun borcunu ödememekte ısrar ettiğini, borçlunun itirazının haksız ve yersiz olduğunu beyan ederek Kayseri 7. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasına davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, likit olan alacağa kötü niyetli olarak itiraz edildiğinden asıl alacağın % 20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müşvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, mahkememizce toplanmış usulüne uygun deliller olarak değerlendirilmiş buna göre, davacının usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinde kayıtlı alacağın dayanağını gösteren akdi ilişkinin ve bu ilişki çerçevesinde kendi üzerine düşen satım konusu malların mülkiyetini davalı alıcıya geçirme borcunun yerine getirdiğine dair diğer bir deyimle mal teslimi olgusuna dair delil ve belge sunmadığı, sunmuş olduğu fatura suretinde yazılı … isimli kişinin davalı çalışanı olduğunu ileri sürmüş ise de temin edilen SGK kayıtlarından davalının böyle bir çalışanının bulunmadığı, dava ve takip konusu faturaların davalıya tebliğ edildiğine ayrıca dava ve takip konusu faturalarda yazılı bulunan ve cins ile miktarı belirtilmiş malların davalıya teslim edildiğine ilişkin delil ve belge sunulmadığı, tek başına fatura düzenlenmesinin ve cari hesap oluşturulmasının davacının alacağının varlığını kanıtlamaya elverişli olmadığı, davalının bağlı bulunduğu vergi dairesine sunmuş olduğu Ba formunda davacının ileri sürdüğü satış sözleşmesine konu mallara ilişkin davalının beyan ve bildirimde bulunmadığı ve son olarak davalının usulüne uygun olarak duruşmaya katılarak yemini eda ettiği anlaşılmakla akdi ilişkinin ve mal teslimi olgusunun kanıtlamadığı kanaatine varılarak davanın reddine…” dair karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Müvekkili firma tarafından kesilen faturanın davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafından herhangi bir itiraz da bulunulmadığını, faturanın kesinleştiğini, buna rağmen yerel mahkeme tarafından davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, firmanın davalıdan alacaklı olduğunu hem ticari defterlerin hem de cari hesap ekstrelerinin bilirkişi tarafından incelenmesi neticesinde sabit olunduğunu, bu durumun yerel mahkeme tarafından göz ardı edildiğini, davalı tarafından BA formunda müvekkilinin ileri sürdüğü satış sözleşmesine konu mallara ilişkin beyan ve bildirimde bulunulmamasının yerel mahkeme tarafından delil olarak kabul edildiğini, kesilen faturaların 5.000 TL nin altında olması nedeniyle mevzuat gereğince davalının bildirim yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkili firma tarafından davalı firmada çalışan … isimli şahsa teslim edildiğini, imza altına alındığını, tüm bu nedenlerle istinaf kanun yoluna başvurduklarını, kararda yer alan aleyhe hususları kabul etmediklerini, istinaf başvurularının kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davalarının tüm yönleri ile kabulünü, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafın sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, ticari ilişkiden doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Somut olayda cari hesap alacağına dayanak olan faturaların davacı şirket defterlerinde kayıtlı bulunmasının tek başına alacağın varlığına ispata yeterli olamayacağı, davalının fatura kapsamında mevcut bulunan malların davalıya teslim edildiğini de yasal/ yazılı delillerle kanıtlaması gerektiği ancak davacının bu hususta ispata elverişli kesin deliller sunamadığı görülmüştür.Dosya kapsamı ve mevcut delil durumu itibariyle ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Sonuç itibariyle; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu, dolayısıyla usul ve yasaya uygun mahkeme kararına yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 13/01/2022 tarih ve 2018/895 Esas 2022/14 Karar sayılı ilamına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden Davacıdan alınması gerekli istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi. 21/04/2022