Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/834 E. 2022/892 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/834
KARAR NO: 2022/892
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/12/2021
ESAS NO: 2020/665
KARAR NO: 2021/1123
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ:15/04/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:21/04/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 16/12/2021 tarih ve 2020/665 Esas 2021/1123 Karar sayılı ilamına karşı ,davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 2016 yılında davalı kooperatife 91.600,00 TL yatırarak üye olduğunu, üyelikten sonra gerekli bütün ödemeleri ve üzerine düşen bütün edimleri yerine getirdiğini, 2016 yılından günümüze kadar 330,000,00 TL ödeme yaptığını, müvekkilinin üyeliği süresince hiçbir genel kurul toplantısına davet edilmediğini ve haricen de bu toplantılardan haberi olmadığı için kooperatif üyelerinin en önemli haklarından olan oy kullanma hakkını dahi kullanamadığını, müvekkillinin katılmadığı genel kurul toplantılarından birinde taşınmazın yapılacağı arsanın belirlendiğini ve söz konusu arsanın satın alındığını, Temmuz ayında müvekkilinin hesabına 330.000,00 TL para geldiğini, müvekkilinin ise bunun bir yanlışlık olduğunu düşünerek iade ettiğini sonra tekrar yine aynı paranın müvekkilinin hesabına geldiğini, kooperatifle iletişime geçtiğinde kooperatiften ihraç edildiğini öğrendiğini, ihracın usulsüz olduğunu, daha sonra hileli davranışlar ile müvekkiline istifa belgesi imzalattırılmak istenildiğini müvekkilinin imzalamadığını, davalı kooperatif tarafından gerçekleştirilen bu haksız davranışın sebebinin alınan arsanın değerinin çok yükselmesi ve bu nedenle yüksek bedelle yeni üye alma çabası olduğunu ileri sürerek; davanın kabulü ile, üyelikten ihraç kararının iptaline ve müvekkilinin üyeliğinin tespitine, bu üyeliğe ilişkin hakların geri verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİ’NİN İLK DERECE MAHKEMESİNE VERMİŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, kabul etmediklerini, ortaklığa kabulün yönetim kurulu kararı ile gerçekleşeceğini, davacının müvekkili kooperatife yazılı veya sözlü olarak ana sözleşmenin tüm hükümlerini kabul ettiğine ve getirilen yükümlülüklerin kabul edildiğine dair herhangi bir başvurusunun bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde belirtiği hususların dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin bilgisi dışında hesaba yatırdığını bunun amacının kendisini koruma altına almak olduğunu, davacının iyi niyetli olmadığını, iyi niyetli olsa yazılı bir başvurusunun bulunacağını, davacının kooperatifin çokça borcun altından kalktığını görünce işbu davayı açtığını, müvekkili kooperatif hesabına davacının nedensiz olarak yatırmış olduğu paranın sonradan yönetim tarafından fark edildiğinde yönetim tarafından iyi niyetli olarak iade edildiğini, kooperatifin amacının ortakların işyeri ihtiyacının karşılanması olduğunu, davacının iş yeri sahibi veya maliye kaydının bulunup bulunmadığının bile belli olmadığını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair 10/06/2021 tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi Dr. Öğr. Üyesi …’ın mahkememize sunmuş olduğu 31/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı kooperatifin yönetim kurulu karar defterinin incelendiğini, bu inceleme neticesinde davacının üyeliğe kabulüne dair yönetim kurulu kararının davacının kooperatif defterleri itibariyle üyelik kaynaklı ödemesinin veya davacının üyelikten ihracına dair yönetim kurulu kararının bulunmadığının tespit edildiğini, dosyada mevcut genel kurul toplantısı hazirun listelerinde davacının adının yer almadığını, davacı adına ödenen miktarı, ödeme tarihlerini vadeyi ve ödeme türünü gösteren ve toplam alacağın 321.550,00 TL olduğunu mahkememize bildirmiştir. Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir. Kooperatifler hukukunda “açık kapı” ilkesi mevcuttur. Bu kapsamda kooperatife üyelik için başvuru dilekçesi giriş iradesini yansıtan bir belge olmamasına karşılık davacının 2016 yılından beri kooperatife düzenli aidat yatırdığı, 4 yıl yatırılan paralara kooperatifin ses çıkarmadığı, kooperatif tarafından ”sayın üyemiz” ifadeleri ile başlayan mesajlar attığı, kooperatif ana sözleşmesinin 6. Maddesine göre kooperatifin amacının üyelerinin iş yeri ihtiyacının karşılanması amacıyla kurulduğu, davacının ödemenin başladığı 2016 yılında bir işletme ortaklığının bulunması, yine sözleşmenin 10. Maddesinde kooperatife ortak olmak için Türk vatandaşı olmak ve medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmak şartı bulunduğu, açık kapı ilkesi geçerli olduğu, üye sıfatıyla mesajlar ve ödemeler dikkate alındığında davacının kooperatif üyeliğinin mevcut olduğunun zımmen kabul edilmiş olduğu kanaatine varıldığından davacının davasının kabulüne karar verilmiştir. Verilen karar ile; Davacının davasının kabulü ile, davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine…” dair karar verilmiştir.İş bu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Mahkeme tarafından gösterdikleri delillerin tam toplanmadan delil niteliği taşımayan birtakım bilgilere dayanılarak yanlış hukuki değerlendirmelerle karar verdiğini, kararın hukuka uygun olmadığını, yapı kooperatiflerinde açık kapı ilkesinin uygulanmasının mümkün olmadığını, davacının kooperatife üyelik için iradesini yansıtan belge bulunmadığını, davacının kooperatif hesabına yönetimin haberi olmaksızın yatırmış olduğu paraların hiç bir zaman yatırdığı günlere kadar normal üyelerin yatırdığı miktara ulaşmadığının anlaşıldığını, davacının kooperatifin ön muhasebecisi ve mali müşaviriyle akraba olduğunun belirlenmesi için delil listelerinde belirttikleri nüfus kayıtlarının mahkeme tarafından celp edilmediğini, davacının 2017 yılından beri kooperatif hesabına zaman zaman para yatırdığını, kooperatif üyeliğinin zımmen kabul edildiğini, mahkeme kararının infazının mümkün olmadığını, davcının hiç bir genel kurula davet edilmemiş olmasına rağmen nasıl zımnen üyeliğin şartlarını taşımasına rağmen kabul edilmesinin hukuka uygun olmadığını, davacının üyelik müracaatı bile yapmadan kooperatifin karına da zararına da ortak olma iradesini ortaya koymadan kooperatifin bilgisi dışında hesaba para yatırmasının başta kendisinin kooperatife üye olma iradesinin olmadığı anlamına geldiğini, bilirkişi raporunda üyeliğe yönelik ödeme yapılmadığının tespit edildiğini, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinden özetle; istinafa cevap dilekçelerinin kabulünü, davalı tarafın istinaf başvurusunun ‘esastan reddi’ ile yerel mahkemenin 2020/665 e.-2021/1123 k. sayılı hukuka uygun ve yerinde olan kararının istinaf incelemesi neticesinde ‘onanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, davalı kooperatife üye olunduğunun tespiti istemine ilişkindir.HMK’nun 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelere, taraf beyanlarına, dava konusu olayda davacının davalı kooperatife dosyada mevcut bilirkişi raporunun ekinde bulunan tabloda gösterildiği şekilde farklı tarihlerde ödemeler gerçekleştirdiğinin anlaşılmasına, davalı kooperatifin ise uzun süreli sessiz kalarak bu ödemeleri kabul etmesi dolayısıyla davacının zımnen kooperatif üyeliğinin gerçekleştiğinin kabulünün gerekmesine, ilk derece mahkemesinin kanıtları takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmış olmasına göre davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı tarafça yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Sonuç itibariyle; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu, dolayısıyla usul ve yasaya uygun mahkeme kararına yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Belirtilen nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf başvurusu itirazlarının HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/12/2021 tarih ve 2020/665Esas 2021/1123Karar sayılı ilamına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden Davalıdan alınması gerekli olan istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf eden davalının yaptığı istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21/04/2022