Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/833 E. 2022/856 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/833
KARAR NO: 2022/856
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/06/2021
NUMARASI: 2020/564 E. 2021/533 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 13/04/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 03/06/2021 tarih ve 2020/564 E – 2021/533 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında … numaralı 19/03/2019 -28/04/2019 tarih aralığında meydana gelecek riskler için … Sigorta poliçesi dava dışı … İnşaat Kuyumculuk Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. lehine imzalandığını, söz konusu poliçede ilk prim taksitinin 19/03/2019 tarihinde 223,86 $ olarak ikinci taksitinin ise 1.728,72 $ olarak 19/04/2019 tarihinde ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalı borçlunun ve lehtarın söz konusu poliçe teminatından yararlanmasına rağmen sigorta prim bedelinin ikinci taksitini ödemediklerini, bu nedenle müvekkili şirketin sigorta prim alacaklarının tahsili için Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında açılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, sigortalının prim ödeme borcunu açıkça ihlal ettiğini, borca itirazın borcun var olmadığına ya da ödendiğine ilişkin hiçbir delilin sunulmadığını, itirazın müvekkilinin alacağını sürüncemede bırakmak amacıyla ve haksız olarak yapıldığını ileri sürerek; davanın kabulü ile, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında talep edilen alacağın varlığına, dosyadaki vaki itirazın iptaline, takibin işlemiş ve işleyecek faiz ile devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının sunmuş olduğu dava dilekçesini kabul etmediklerini, … Sigorta A.Ş. ile müvekkilinin herhangi bir sözleşmesi bulunmadığını, taraflarına husumet yöneltilmesinin nedenini anlamadıklarını, sigorta poliçesinin dava dışı … İnşaat Kuyumculuk Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.ile davacı şirket arasında olduğunu, haliyle müvekkilinin bu sözleşmede taraf olmadığını, sözleşmeden faydalanmasının mümkün olmadığını, savunarak davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında “…Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. İİK’nın 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davanın kabulüne karar verilen alacak miktarının sigorta poliçesinde yazılı likit bir alacak miktarı olduğu kanaate varılmıştır. Yabancı para cinsinden yapılan icra takiplerinde, İİK’nun 67. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilmesi halinde, yabancı paranın takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı esas alınmak suretiyle tazminat hesabı yapılması gerekir. Nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2015/10710 Esas 2016/3724 Karar sayılı içtihadı bu doğrultudadır. Bu nedenle de İİK’nun 67/2. Maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilen 1.728,72 USD’nin icra takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı olan 10.056,48 TL’nin % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davacı lehine hesaplanan vekalet ücreti yönünden ise tahsiline karar verilen yabancı para alacağının, karar tarihi itibarıyla Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplama yapılmıştır. Nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2015/10710 Esas 2016/3724 Karar sayılı içtihadı da bu doğrultudadır. Davanın kabulü ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin 1.728,72 USD asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren başlamak üzere yıllık % 3,00’ü geçmemek üzere fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 4/a. maddesi gereğince devlet bankalarının USD cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmasına, İİK’nun 67/2. Maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilen 1.728,72 USD’nin icra takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı olan 10.056,48 TL’nin % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle verilen usule ve yasaya aykırı kararın incelenmesi neticesinde kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkemece irdemele yapılmadan taraflarının sigorta ettiren şeklinde tanımlaması sonucunda iş bu davanın kabülüne karar verildiğini, davacı … Sigorta A.Ş ile müvekkilinin herhangi bir sözleşmesi bulunmamasına rağmen sadece kredi kartının kullanılması neticesinde ödenmeyen bakiye kısmında taraflarından talep edilmesinin hukuk ve kanunlara aykırı olduğunu, bu sigorta sözleşmesi gereği taraflarının herhangi bir menfaatinin de bulunmadığını, yerel mahkemece husumetten red kararı verilmesi gerekirken kabul verilmesinin doğru olmadığını, müvekkilinin bu sözleşmede ne taraf ne de bu sözleşme gereğince tarafından bir faydalanma söz konusunun olmadığını, müvekkilinin burada ne sigorta ettiren ne de sigortacı olduğunu, sadece ve sadece kredi kartının o an müsait olması neticesinde kredi kartı kullanıldığını, müvekkilinin herhangi bir sözleşmede imzasının da bulunmadığını, haliyle verilen kararın usül ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek istinaf dilekçesinin kabulü ile Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/564 Esas ve 2021/533 Karar sayılı Karar sayılı kararlarının ortadan kaldırılarak,eksik hususların yargılamaya devam edilmesi sureti ile giderilmesine ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;Sigortalı davalı/ borçlu prim ödeme borcunu açıkça ihlal ettiğini, borca itiraz sırasında borcun var olmadığına ya da ödendiğine ilişkin hiçbir delil de sunamadığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun TTK.m.1401 hükmü, sigorta sözleşmesinin tanımında sigortacının sigorta teminatı sağlamasını “prim karşılığında” üstlenmiş olacağını öngördüğünü, yani sigorta sözleşmesi, sigorta ettirenin ödeyeceği prim karşılığında, sigortacının, sözleşme süresi boyunca sigortalının gerçekleşecek riziko neticesinde uğrayacağı zararı gidermek için teminat sağladığı sözleşme olduğunu, prim ödeme borcu ifa edilmediği takdirde sigortacı müvekkili tarafından ifası talep ve dava edilebilir nitelikte olduğundan sözleşmedeki esas borç niteliğinde olduğunu,6102 sayılı TTK.m.1431/1 hükmü uyarınca; sigorta priminin tamamının, taksitle ödenmesi kararlaştırılmışsa ilk taksitin sözleşme yapılır yapılmaz ve poliçenin teslimi karşılığında ödenmesi gerektiğini, davalı/ borçlu 19/03/2019 – 28/04/2019 tarih aralığında meydana gelecek riskler için düzenlenen … Sigorta Poliçesinde kararlaştırılan ilk prim taksitini ödediğini, poliçe korumasından 28.04.2019 tarihine kadar yararlanmasına rağmen prim borcunun ikinci taksitini ödemediğini, söz konusu poliçede de “Poliçe üzerinde ödeme zamanı ve miktarı yazılı primin tamamı veya prim taksitlerinin herhangi biri vade günü bitimine kadar ödenmediği durumda sigorta ettiren temerrüde düşer.” şeklinde düzenleme yapılarak vade tarihinde prim taksitinin ödenmemesi halinde lehtarın temerrüte düşeceğinin kararlaştırıldığını, davalı tarafça husumet yönünde yapılan itirazın kabulünün taraflarınca asla mümkün olmadığını, davalı tarafın bu sebeple istinaf kanun yoluna başvurmasının başlı başına kötü niyetli ve davayı sürümcemede bırakma çabasından başka bir şey olmadığını, müvekkili şirket nezdinde hazırlanmış olan “montaj all rısk sigorta poliçesi” nde davalı “sigorta ettiren” ve “Prim Ödeyen” olarak görüldüğünü, Açık bir şekilde davalı yanın ödenmeyen prim borcundan sorumlu olduğunun aşikar olduğunu, ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın usul ve yasaya uygun olup davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun reddi gerektiğini, davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun süreci uzatma ve davayı sürümcemede bırakma amacı içinde olup kötü niyetli olduğunu, ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın aynen ifası ile istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiğini beyan ederek davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun reddine, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/564 ve 2021/533 Karar sayılı kararının aynen kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklısının … Sigorta A.Ş., borçlusunun … olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine toplam 1.728,72 $ üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, takip dayanağı olarak … numaralı poliçeye ait ödenmemiş prim borcu olarak gösterildiği görülmüştür. Dosyaya sunulan … numaralı 19/03/2019-28/04/2019 dönemine ait … sigorta poliçesi incelendiğinde davalı …’ın poliçede sigorta ettiren olarak yer aldığı prim borcunun 1.859 Dolar olarak belirlendiği ilk taksit olan 223,86 Doların peşin olarak davalıdan tahsil edildiği kalan 1728,72 Doların 19.04.2019 tarihinde ödenmesinin belirtildiği görülmüştür. Davalıya ait ait kredi kartı hesabından poliçe priminin ilk taksiti olan 223,86 USD’nin TL karşılığının ödendiği …A.Ş.’nin 02/02/2021 ve 11/02/202 tarihli yazı cevapları ile sabittir.Sigorta sözleşmesi, sigorta ettirenin ödeyeceği prim karşılığında, sigortacının, sözleşme süresi boyunca sigortalının gerçekleşecek riziko neticesinde uğrayacağı zararı gidermek üzere çeşitli teminatlar sunmayı üstlendiği sözleşmedir. Sigorta sözleşmesi karşılıklı taahhütleri havi bir sözleşme olduğundan, sigorta ettirenin prim ödeme borcu, sigortacının üstlenmiş bulunduğu sigorta himayesi sağlama borcunun karşılığıdır. Prim ödeme borcu ifa edilmediği takdirde sigortacı tarafından ifası talep ve dava edilebilir nitelikte olduğundan tamamen borç niteliğindedir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun1 TTK.m.1401 hükmü, sigorta sözleşmesini tanımlarken sigortacının sigorta himayesi sunma edimini “bir prim karşılığında” üstlenmiş olacağını öngörmektedir.Sigorta ettirenin prim ödeme borcu 6102 sayılı TTK’nın 1430 ila 1434 hükümleri arasında primin ödenme zamanı, ödenme yeri, indirilmesi ve ödenmemesinin sonuçlarını kapsar şekilde düzenlenmektedir.Sigorta sözleşmelerinde kural olarak prim borçlusu sözleşmenin diğer tarafı sıfatıyla sigorta ettirendir. (TTK.m.1430/1).Sigorta sözleşmesi, bir kimsenin nam ve hesabına (temsilen sigorta) dahi yapılmış olsa sigorta priminden müvekkil sorumludur. Ancak o kimsenin nam ve hesabına hareket ettiği kimseyi temsile yetkili değilse sigorta priminden dolayı yetkisiz temsilci bizzat sorumlu olur. (TTK.m.1406/1; BK.m.47).Sigorta ettirenle sigortalının ayrı kişiler olduğu başkası lehine sigortada da prim borcunu ödeyecek olan sigorta ettirendir. (TTK.m.1454)
Prim borcunu sigorta ettirenden başka bir kişinin ödemesi durumunda sigortacı bunu kabul etmek zorundadır. Bu hususta TTK’da bir düzenleme bulunmamakla birlikte TTK.m.1451 uyarınca TTK’da hüküm bulunmayan hallerde Borçlar Kanunu uygulanacağından, sigortacının prim borcunun üçüncü şahıs tarafından ifasını kabul zorunluluğunun dayanağını BK.m.83 hükü oluşturmaktadır. Bu durumda sigortacı, üçüncü şahıs tarafından yapılan ödemeyi kabul etmezse temerrüde düşer. Üçüncü şahıs tarafından primin ödenmesi halinde borç bizzat borçlu tarafından ifa edilmiş gibi sükut eder.
Ancak üçüncü şahıs prim borcu için para değil de kambiyo senedi verirse sigortacı bu ifayı kabule mecbur değildir.(KENDER, HSH, s. 232, ÜNAN, Samim: Kara Sigortaları, 40. Yılında Türk Ticaret Kanunu, İstanbul 1997, s. 331-397, (Kara Sigortaları), s. 351.) Görüldüğü üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1430/1 hükmü uyarınca sigorta ettiren sözleşmeyle kararlaştırılmış olan primi ödemekle yükümlü olup davalının dosyaya ödeme yaptığına dair herhangi bir yazılı delil sunmadığı görülmekle davanın kabulü yönündeki mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Açıklamalar ışığında davalının istinaf talebinin reddine krar vermek gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davalı tarafın söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 03/06/2021 tarih ve 2020/564 E – 2021/533 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 878,58 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 219,65 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 658,93 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 362/1 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.13/04/2022