Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/827 E. 2022/882 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/827
KARAR NO: 2022/882
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/12/2021
ESAS NO: 2019/504
KARAR NO: 2021/1120
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ:15/04/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:15/04/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 16/12/2021 tarih ve 2019/504 Esas 2021/1120 Karar sayılı ilamına karşı ,davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın uzun yıllardır Kayseri ilinde tır ve kamyon tarzı ağır araçların bakım ve onarımını yaptığını, 2018 yılının ocak ayında … plakalı … marka aracın müvekkili şirkete ait olan servise başvuru yaptığını, bahsedilen aracın motor revizyon ve rektefiyesinin yapıldığını, müvekkili şirketçe yapılan onarım ve bakım için davalı …’ndan 4.U marka eksantrik mili alınıp araca takıldığını, söz konusu araç çekici yardımı ile tamirat tarihinden itibaren 1 yıl geçmeden yeniden müvekkili şirkete ait olan servise geldiğini, yapılan incelemede garantili olan eksantrik milinin kırılması sonucu aracın motorunda büyük bir hasar meydana geldiğinin görüldüğünü, bu olay neticesinde müvekkili şirketçe davalılara başvuru yapılarak meydana gelen hasarın karşılanmasının istenildiğini fakat sonuç alınamadığını, müvekkili şirket yetkililerince söz konusu milin incelenmesi için … Teknoloji Araştırma Uygulama Merkezi’ne başvurulduğnu … tarihli analiz/test raporunun sonuç bölümünde kam yüzeyindeki kırılmaların temel sebebinin hatalı üretim olduğu kanaatine varıldığının bildirildiğini, davalı …’nın ayıplı milin satıcısı olduğunu, davalı şirket üretiminden kaynaklı olan ayıptan ve bu ayıbın meydana getirdiği hasardan da sorumlu olduğunu ileri sürerek; ayıplı maldan kaynaklı olarak meydana gelen ve müvekkili şirketçe karşılanan hasar bedeli olan şimdilik 1.000,00 TL’nin davalılardan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI … VEKİLİNİN İLK DERECE MAHKEMESİNE VERMİŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; söz konusu davanın belirsiz alacak davası olmadığını, açılan davanın hukuki yarar yokluğundan reddinin gerektiğini, müvekkilinin araç yedek parça satım işi ile uğraştığını, kendisi … San.ve Tic. Ltd. Şti.’den temin ettiği eksantrik milini davacıya sattığını, eksantrik milinin kırılmasına birçok şeyin sebep olabileceğini ve bunların birçoğunun araç içi sorunlarından ve hatalı kullanımlardan dolayı meydana geldiğini, ERÜ tarafından incelenen milin müvekkilinden alınan mil olup olmadığı hususunun net olmadığını, satıcının satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu olmadığını, davacı tarafın olaylar neticesinde ne zaman müvekkiline başvurduğunun belli olmadığını, milin kırılması ile bahsedildiği kadar hasar çıkmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI … SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. VEKİLİNİN İLK DERECE MAHKEMESİNE VERMİŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı için reddedilmesi gerektiğini, davacının dosyaya sunduğu faturalarda tanımlanan parçaların önemli bir kısmının … marka bir araçta kullanılamayacağını, müvekkili şirketin davacının satın aldığı eksantrik mili ile ilgili şikayetinin 29/11/2018 tarihinde öğrenilmesi üzerine söz konusu parçayı incelediğini ve neticede imalat hatası bulamadığını, … Teknoloji Araştırma Uygulama Merkezi’nin … tarihli Analiz/test raporunun bilimsel temelden yoksun olduğunu savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Somu olayda satıcı … ayıbın varlığını bilmese bile onlardan sorumlu olacağı olacağı ayıp nedeniyle oluşan zarardan sorumludur. Davalı üretici firma ise, Yargıtay HGK 27.11.1996 gün 1996/4-588 esas ve 1996/831 karar, 13.02.2002 gün 2002/4-114 esas ve 2002/84 karar, 15.04.2011 gün 2011/4-58 esas ve 2011/176 karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, üretici ile alıcı arasında bir sözleşme ilişkisi yoktur. Ancak öğretide ve uygulamada üretici ile zarar gören arasında böyle bir bağ olmasa bile üreticinin sözleşme dışı sorumlu tutulabileceği, Türk Hukukunda üreticinin sorumluluğuna ilişkin özel bir sorumluluk düzenlenmemişse de (Yasa koyucu bu konudaki yasa boşluğunu görerek 12.03.2021 tarihinde yürürlüğe giren 7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu ile üreticinin sorumluluğu hüküm altına alınmış ve bu konudaki yasa boşluğu giderilmiştir.) bu konuda Borçlar Kanunu’nun 41. (6098 sayılı TBK’nın 49. ) maddesinin 1. fıkrasındaki hükmün uygulanabileceği kabul edilmiştir. Bu madde hükmü uyarınca kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Üreticinin buradaki sorumluluğu kusur sorumluluğudur. Üretici bulunduğu faaliyet gereği hukuk düzenince gerekli olan ve kendisinden beklenebilen tüm özeni göstermesi, önleyici tedbirler alması gerekir. Üreticinin sorumlu tutulabilmesi için taraflar arasında akdi ilişki bulunması da zorunlu değildir. Üretici BK’nun 41. madde hükmü uyarınca meydana gelen haksız fiilden sorumludur. Ürün ile üretici (Üreticinin fiili ile üründeki ayıp nedeniyle meydana gelen zarar.) arasında uygun illiyet bağı bulunduğu takdirde üretici meydana gelen zararı tazminle yükümlüdür. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 16.04.2015 gün, 2014/8733 esas ve 2015/5518 karar, 16.03.2011 gün 2010/9917 esas ve 2011/3356 karar, 11.10.2016 gün 2016/4075 esas ve 2016/13270 karar, 11. Hukuk Dairesi’nin 05.03.2014 gün 2014/1814 esas ve 2014/2165 karar, 23.10.2014 gün 2013/14654 esas ve 2014/16363 karar, 4 Hukuk Dairesi’nin 11.04.2000 gün, 2000/517 esas ve 2000/3348 karar, 27.03.1995 gün 6256 esas 2596 karar sayılı kararlarında da üreticinin ayıplı maldan dolayı meydana gelen zarardan sorumlu olduğu belirtilmiştir. Somut olayda üretici firma ürünü ayıplı ürettiğinden dolayı oluşan zarardan sorumludur. Davalı üretici firmanın ikinci bilirkişi bilirkişi raporuna ise başka araçlara ait parçaların davacının iddiasına konu faturalara eklendiğinden bahisle itirazı vardır, ancak bilirkişi raporunda eksrantrik hasarı ile alakası olmayan kısımlar raporda tefrik edildiğinden anılan rapor eksik olmadığından davanın kabulüne karar verilmiştir. Verilen karar ile; Davacının davasının kabulü ile, 24.383,52 TL’nin 1.000,00 TL’sine dava tarihinden bakiyesine ise 21/05/2021 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine…” dair karar verilmiştir.İş bu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararda yazılı temel deliller olmaksızın verildiğini, senetle ispat kuralının ihlal edildiğini, davacının temel iddiasının … plaka sayılı 124- 420 model … marka ağır vasıtaya 2018 Ocak ayında motor revizyon ve rektefiye işi yaptığını, bu iddia ile ilgili dava dosyasına tek bir yazılı delil sunulmadığını, davacının sunduğu tüm faturalar, defter kayıtları incelenmeksizin geçerli kabul edilerek dosyanın bilirkişiye sunularak karar verildiğini, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/06/2021 tarihli 2 nolu ara kararını yerine getirmeyerek davalı müvekkili şirketin savunma hakkının ihlal edildiğini, istinaf incelemesi talep ettiğini, kararın ayrıca davacının belirsiz alacak davası açma hakkına sahip olup olmadığı yönünden de incelenmesi gerektiğini, istinaf incelemesini talep ettikleri Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/12/2021 tarih ve 2018/504 Esas 2021/1120 Karar sayılı kararının yargının dolanılmasının bir örneği olduğunu, tüm bu nedenlerle yapılacak incelemeler neticesinde yerel mahkeme tarafından verilen kararın kanuna aykırılığını tespit etmesi halinde yeniden yargılama yapılmasını, davanın hukuki yarar yokluğunda reddini, davanın esasına girilmesi halinde yasal dayanaktan ve delilden yoksun davanın reddedilmesini, istinaf incelemesi süresince tehiri icra kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinden özetle; davalı şirketin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle uğranılan zararların davalılardan tazmini istemine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere ve özellikle hükme esas alınan 15.04.2021 havale tarihli heyet bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelere, söz konusu raporun ayrıntılı, bilimsel, taraf ve kanun yolu denetimine elverişli, somut olayın özelliklerine uygun nitelikte olmasına, ilk derece mahkemesinin raporları/delilleri takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı taraf vekilince yapılan istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu,bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına karşı davalı vekilince yapılan istinaf itirazlarının reddi gerektiği değerlendirilmiştir.
Belirtilen nedenlerle, davalı taraf vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … San.ve Ltd.Şti vekilinin Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 16/12/2021 tarih ve 2019/504Esas 2021/1120 Karar sayılı ilamına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 1.665,63TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 416,41TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 379,62 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalı … San.ve Ltd.Şt’den alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf eden davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; HMK’nın 359/4 maddesi gereğince de karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.15/04/2022