Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/794 E. 2022/797 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/794
KARAR NO: 2022/797
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/01/2022 (ARA KARAR)
ESAS NO: 2021/874
DAVANIN KONUSU: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/04/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 06/04/2022
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI ile İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; alacağın güvence altına alınması amcı ile davalının araçları, taşınmaz mal varlığı ve banka hesapları üzerine teminatsız ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.İlk derece mahkemesinin 15/12/2021 tarih ve 2021/874 E sayılı ara kararı ile; “…Alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut kanıtlara göre istem kanuna uygun görülmüş olmakla,100.000,00 TL yönünden alacağın %15’ine tekabül eden 15.000,00 TL teminat karşılığında İİK.’nin 257/1 maddesi gereğince aleyhine ihtiyati haciz istenen davalı … Yönünden menkul ve gayrimenkul malları, banka hesapları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın İcra İflas Kanunun koyduğu sınırlar içinde (tahsilde tekerrür olmamak üzere) İHTİYATEN HACZİNE…” karar verilmiştir.İşbu ara karara karşı davalı vekilince sunulan itiraz dilekçesinde özetle; evrak üzerinde inceleme yapılarak ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, müvekkilin ticari faaliyetlerine devam edebilmesi amacıyla müvekkil adına olan banka hesaplarındaki ihtiyat hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesinin 27/01/2022 tarih ve 2021/874 E sayılı ara kararı ile; “…İİK.nun 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına itiraz nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. Buna göre borçlu, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebilir. Yine aynı yasanın 257. maddesi uyarınca rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı ihtiyati haciz kararı verilmesini talep edebilir. Açıklandığı gibi, ihtiyati haciz istenebilmesi için alacağın vadesinin gelmesi ve rehinle temin edilmemiş olması yeterli olup, tam ispat gerekmeyip yaklaşık ispat yeterlidir. İhtiyati hacze itiraz eden davalı, mahkemenin yetkisine itiraz etmiş olup, öncelikle yetki itirazının değerlendirilmesi gerekmektedir. İhtiyati hacze konu alacak, satış sözleşmesine ve bu sözleşme kapsamında davacı tarafından düzenlenen faturalara ve cari hesap ilişkisine dayalıdır. Aradaki akdi ilişki itiraz eden davalı tarafından da inkar edilmemiştir. Hal böyleyken 6098 sayılı TBK m. 89/I hükmü gereği sözleşmeden doğan para borçlarının ifası için alacaklı kendi yerleşim yerinde de takip yapabileceği gibi ihtiyati haciz isteyebilir. Bu nedenle borçlunun yetki itirazı yerinde görülmemiştir. İhtiyati hacze itiraz eden, ayrıca alacağın rehinle temin edilmiş olduğu itirazında bulunmuş olup, bu itirazın değerlendirilmesi gerekmektedir. Somut olayda, ticari satış sözleşmesi gereği davacı satıcının davalı alıcıdan satış bedelinin tahsili istemiyle dava açtığı, dava dilekçesi ile birlikte ihtiyati haciz isteminde bulunduğu, alacağın rehinle temin edilmediği, yalnız alacağın teminatı olarak bir kısım taşınmazların davacıya devredildiği, davacının buna ilişkin tapu senetleri sunduğu anlaşılmaktadır. Az evvel yukarıda ifade edilen İİK m. 257/I hükmü gereği alacağın rehinle temin edilmemiş olması, ihtiyati haciz şartlarından olup, yasanın deyimiyle her türlü teminat değil, yalnız rehinle temin edilmiş alacaklar ihtiyati haczin kapsamı dışında olan alacaklardandır. Somut olayda, taşınmazın inançlı işlem ile davacıya devri söz konusu olup, ipotek veya buna benzer bir rehin sözleşmesi bulunmadığından davacının ihtiyati haciz istemi yasaya uygundur. İhtiyati hacze itiraz eden, ayrıca ihtiyati haczin dayandığı sebeplere itiraz etmiş olup, bu itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Somut olayda, ticari satış sözleşmesi gereği davacı satıcının davalı alıcıdan satış bedelinin tahsili istemiyle dava açtığı, dava dilekçesi ile birlikte ihtiyati haciz isteminde bulunduğu, alacağın rehinle temin edilmediği, yalnız alacağın teminatı olarak bir kısım taşınmazların davacıya devredildiği, davacının sözleşme, faturalar, cari hesap özeti, ihtarname ve tapu senedi sunmuş olup; alacağın varlığı ve vadesinin geldiği bu belgelere göre yaklaşık da olsa kanıtlanmıştır. Borçlu, alacağın yargılamayı gerektirdiğini beyan ederek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiş ise de ihtiyati hacze itiraz sebepleri arasında bulunmayan “alacağın yargılamayı gerektirdiği” olgusunun mahkemece dikkate alınması olanaklı değildir. (Benzer Yargıtay 19. HD’nin 26.04.2018 tarih ve 1320/2386 sayılı kararı). İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. (Benzer Yargıtay 19. HD’nin 12.12.2019 tarih ve 2300/5531 sayılı kararı) Buna göre, borca itiraz nedenlerinin İİK.nun 265. maddesinde sınırlı olarak sayılan itiraz nedenleri arasında bulunmadığı, ihtiyati haczin kaldırılmasını gerektirir bir durumun bulunmadığı kanaatine varılarak ihtiyati haciz kararına itirazın reddine…” karar verilmiştir.Bu ARA karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlgili yasa maddelerinde de kat’i olarak hükme bağlandığı üzere ihtiyati haciz başvurularında yetkili mahkeme genel yetki kuralları doğrultusunda tespit edildiğini, genel yetki kuralları gereğince aksine yazılı yetki sözleşmesi bulunmadığı sürece borçlunun ikametgahı mahkemeleri kesin yetkili olduğunu, somut olayda borçlunun ikametgahı …/Antalya olduğunu, bu doğrultuda yetkili mahkeme …/Antalya mahkemeleri olup; ihtiyati haciz kararı veren mahkeme ve alacak davasının açıldığı mahkeme yetkisiz olduğunu, rehinle temin edilmemiş bir borçtan bahsedilmesi mümkün olmadığını, bu nedenlerle de yerel mahkemenin itirazlarmızın reddine karar verilmesi yasal dayanaktan yoksun olduğunu, somut olayda “yaklaşık ispat” gerçekleşmemiş olup, ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, Dosya içeriğinde ticari ilişkinin, alacağın varlığı ve alacağın miktarını gösterir her iki tarafça kabul gören hiçbir belge bulunmadığını, alacak yargılamaya muhtaç olup, yargılamaya muhtaç olan konu hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi açıkça yasaya ve yerleşik uygulamaya aykırı olduğunu, mahkeme tarafından İhtiyati Haciz kararına itirazımızın reddine yönelik verilen kararın ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Derdest dava, alım-satım sözleşmesi ve cari hesaptan kaynaklı bir miktar para alacağının davalıdan tahsili,dava konusu edilen sözleşmenin teminatı olan taşınmazların gayrimenkul değerlendirme uzmanları tarafından piyasa rayiç değerlerinin hesap edilmesi ve davacıya, satılarak nakde çevirme konusunda izin verilmesi, et alım-satım sözleşmesinden kaynaklı alacaklarının ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsili, ödeme yapılması halinde sözleşme teminatlarının davalıya iade edilmesine, ödenmediği takdirde sözleşme teminatlarının paraya çevrilerek alacaklarının ticari faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesi taleplerine ilişkindir.Davacı, dava dilekçesi ile, dava konusu para alacaklarının güvence altına alınması için davalının araçları, taşınmaz mal varlığı ve banka hesapları üzerine teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasını talep etmiş, mahkeme 15/12/2021 tarihli gerekçeli ara kararla dava dilekçesinde talep edilen 100.000,00 TL alacak yönünden %15 teminat karşılığında İİK’nın 257/1.maddesi gereğince ihtiyati haciz kararı vermiştir. Davalı vekili 03/01/2022 tarihinde UYAP’tan gönderdiği dilekçe ile işbu ihtiyati haciz kararına itiraz etmiş, mahkeme itirazı duruşmalı incelenmiş,27/01/2022 tarihli duruşmada hazır olan taraf vekili mahkemece dinlenmiş ve aynı duruşmada ihtiyati haciz kararına karşı davalı vekilince yapılan itirazın reddine karar vermiş, bu kısa ara karar yönünden ayrıca gerekçeli olarak 27/01/2022 tarihli ara karar yazılmış, davalı vekili işbu ara kararını süresinde istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri, mahkemenin ihtiyati haciz kararı, davalı vekilinin itiraz sebepleri, mahkemece itirazın duruşmalı incelenmesi sonucu verdiği ve ve istinaf edilen ara kararda yazılı hususlar ile bu aşamadaki mevcut derdest dava dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde; Derdest işbu alacak davasında taraflar arasında yapılmış 07/12/2020 tarihli sözleşmenin (2) nolu bendinde açıkça yazılı olduğu üzere, işbu alacak talebine dayanak ve konu edilen sözleşmenin konusu alacağın teminatını oluşturmak üzere sözleşmede ayrıntılı tapu kayıt bilgileri yazılı taşınmazların 1.200.000,00 TL bedele karşılık olarak davacıya devredileceğinin açıkça kararlaştırılmış olması, davacının dava dilekçesinde de işbu sözleşmeden kaynaklı alacağına karşılık söz konusu taşınmazların davalı tarafından davacıya yani kendilerine teminat olarak verildiğinin ve tapularının da devredildiğinin açıkça beyan ve kabul edilmiş olması nedeniyle, işbu derdest alacak davasına konu edilen 100.000,00 TL’lik alacak yönünden istenen ihtiyati haciz de, ihtiyati haciz talebine konu alacağın daha fazla bir miktarının davalı tarafça davacıya verilen taşınmazlarla teminat altına alındığı anlaşılmıştır.İİK’nın 257.maddesine göre; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2 – Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder…” şeklinde hüküm altına alınmış olup, mahkemece ihtiyati haciz kararı verilen dava konusu alacağın teminat altına alınmış olması nedeniyle söz konusu alacak yönünden İİK’nın 257.maddesi gereğince ihtiyati haciz talebinin kabulü için yasaca aranan gerekli koşulun bulunmadığından reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.Ayrıca dava konusu bir miktar para alacağının taraflar arasındaki alım-satım sözleşmesinden kaynaklı ve cari hesap nedeniyle istenmiş olması nedeniyle, davacının bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyasına sunduğu ve her zaman tek taraflı olarak davacının kendisince düzenlenmesi mümkün olan faturalara ve cari hesap kayıtlarına (davalının imzasını da içermeyen) dayanması ve işbu kayıtların da bu aşamadaki mevcut derdest dosya kapsamına göre, tek başına, davacı tarafça davalıdan istenen dava konusu para alacağı yönünden, alacağın varlığı ve miktarı bakımından İİK’nın 257 vd.maddeleri gereğince ihtiyati haciz talebinin kabulü için yasaca aranan gerekli ve yaklaşık ispata yeterli görülmediğinden bu yönden de söz konusu ihtiyati haciz talebinin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece verilen 15/12/2021 tarihli ihtiyati haciz kararına karşı davalı vekilince yapılan itirazın yukarıda belirtilen yönlerden olmak üzere kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken mahkemece yanılgılı sebep ve gerekçelerle davalının söz konusu ihtiyati haciz kararına karşı yaptığı itirazının reddine dair 27/01/2022 tarihli ek kararın verilmiş olması nedeniyle işbu ek kararın usul, yasa ve bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyası kapsamına aykırı olduğu, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yukarıda belirtilen yönlerden haklı ve yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Bu nedenlerle istinaf edilen söz konusu 27/01/2022 tarihli ek kararın HMK 353/1-b-2 uyarınca kaldırılmasına, talebin yasa gereği acele işlerden olması ve bu konuda yeniden yargılamayı gerektirir bir hususun da bulunmaması nedeniyle HMK’nın 353/1-b.2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden karar verilmesine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen iş bu 27/01/2022 tarih ve 2021/874 E sayılı EK KARARINA karşı davalı vekilince yapılmış istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-HMK’nın 353/1b.2. maddesi gereğince, söz konusu 27/01/2022 tarihli EK KARARIN KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek yeniden karar verilmesine, buna göre;
“1-Davalı vekilinin, mahkemece verilmiş 15/12/2021 tarihli ihtiyati haciz kararına karşı yaptığı itirazının KABULÜNE,
2-15/12/2021 tarihli ihtiyati haciz kararının KALDIRILMASINA”
3-İstinaf eden davalı tarafça yatırılmış, istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf posta/yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının derdest dava sonunda ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile İİKnın 265/son maddesi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 06/04/2022