Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/77 E. 2022/144 K. 21.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/77
KARAR NO: 2022/144
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/10/2021
ESAS NO: 2020/372
KARAR NO: 2021/767
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/01/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:27/01/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 06/10/2021 tarih ve 2020/372 Esas 2021/767 Karar sayılı ilamına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … ile davalı borçlu şirket … arasında komisyon karşılığı taşıma sözleşmesinden kaynaklı ticari faaliyet dolayısıyla cari hesap ilişkisi kurulmuş olduğunu, davacı tarafından, taşıma ilişkilerinden kaynaklı olarak davalı yana faturalar kesilerek cari hesaba eklenmiş olduğunu ancak davalı tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı hakkında takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, bu nedenle arabuluculuğa başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını, davacı tarafından, taşıma işlerinden kaynaklı karşı tarafın yolcularından tahsil ettiği taşıma ücretinden davacının payına düşen bedel olan yolcu taşıma bedelinin faturasının kesilerek cari hesaba işlendiğini, söz konusu cari hesap ilişkisi gereğince davalı yanın, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davacıya 181.341,50TL bakiye borcu bulunmakta olduğunu, davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
DAVALI VEKİLİNİN İLK DERECE MAHKEMESİNE VERMİŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davalı şirket tarafından, davacı ile aralarındaki ticari ilişki dolayısıyla düzenlenen ve davalı şirkete tebliğ edilen tüm faturaların karşılıklarının ödenmiş olduğunu, davacıya herhangi bir bakiye borcun mevcut olmadığını, davalı şirket ticari kayıtlarının incelenmesinde de, davacıya herhangi bir borcun olmadığının aksine alacaklı olduğunun anlaşılacağını, ayrıca davacı tarafından icra takibinde ve dava dilekçesinde, alacağın kaynağı olarak 01.01.2019-31.12.2019 dönemi cari hesap alacağına dayanılmış olduğunu, ancak taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, nitekim TTK’ya göre cari hesap sözleşmesinin yazılı olarak yapılması zorunlu olduğunu, bu sebeple taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmaması sebebiyle, takipte ve davada cari hesaptan kaynaklanan alacağa dayanılarak takibe geçilmesi ve dava açılması mümkün olmadığını belirterek davanın reddi ile tazminata karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; her ne kadar davacı tarafça takibe konu cari hesap alacağı nedeni ile davalıdan alacaklı olunduğu belirtilerek mahkememizde dava açılmış ise de, cari hesap ilişkisinden kaynaklı tarafların vergi dairelerine 2019 yılı için beyan etmiş olduğu faturaların istemesi sonucu davacının 55 tane belge için 1.743.587,00 TL yönünden form BS beyanında bulunduğu, davalının ise 50 belge için 1.511.753,00 TL yönünden form BA beyanından bulunduğu görülmüş olup davalının beyan etmediği faturalar yönünden ispat yükünün davacı üzerinde olduğu değerlendirilmiş ve delillerin toplanmasından sonra alınan 17/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda da, defter kayıtlarına göre tarafların karşılıklı birbirinden alacaklı olduğu ve söz konusu 5 faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı belirtilmiş olmakla, davacının sunduğu deliller itibari ile söz konusu 5 fatura yönünden taşıma yapıldığının ispatının yapılamadığı ve söz konusu belgelerin davalının da kabulünde de olmadığı anlaşılarak davacının davasının yazılı deliller ile ispat edemediği ve yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmış ve böylece davanın reddine, davalı tarafça takibin haksız ve kötü niyetle yapıldığı ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin İİK Mad. 67 gereğince reddine…” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf eden davacı vekilinin istinaf dilekçesinden özetle; dosyaya kazandırılan 17/07/2021 tarihli bilirkişi raporunun bilimsel ve teknik verilerden uzak, soyut, gerçek durumdan tamamen farklı olduğunu, eksik incelemeye dayalı olduğunu, raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığını, taşıma işlerinden kaynaklı davalı tarafın yolcularından tahsil ettiği taşıma ücretinden müvekkilinin payına düşen bedel olan yolcu taşıma bedelinin faturası kesilerek açık hesaba işlendiğini, müvekkilinin davalı yandan bakiye 181.341,50 TL alacağı bulunduğunu, müvekkile ait faturalar ile davalı şirketin kesmiş olduğu komisyon faturalarının tamamı, otobüs ile taşınan yolcularla ilgili olarak yol boyu terminalde düzenlenen tek merkezde toplanan yolcu listelerine dayandığını, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulünü, usul ve yasalara aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, itirazlarının karşılanacak şekilde ve uyuşmazlık konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınmasını, haklı davalarının kabulünü, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir. İstinafa cevap veren davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesinden özetle; davacı tarafın süresi içerisinde bildirmediği delillerin mahkemece incelenmediği yönündeki istinaf taleplerinin yerinde olmadığını, tüm bu nedenlerle yargılama/ istinaf başvuru giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, ilamsız icra takibinde borca itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dosya kapsamında toplanan delillere ve tarafların beyanlarına göre davacının davalı şirket adına komisyon karşılığı sözleşme yaptığı, davacının icra takip talebinde cari hesap alacağına dayandığı ancak davacının cari hesabında görülen bir kısım faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ,somut olayda davalı tarafından cari hesaba geçirilen faturaya konu iş yada hizmetin yapılmadığının ileri sürüldüğü, bu durumda ispat yükünün davacıda olduğu,somut olayın özelliklerine uygun, denetlenebilir bilirkişi raporu, toplanan deliller, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, davacının alacağını yeterli ve kesin delillerle ispat edememesi nedeniyle kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı,bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı,kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2020/372 Esas 2021/767 Karar sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun H.M.K. ‘nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacıdan alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davacı tarafından peşin yatırılmış 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 21,4TL istinaf karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve istinaf posta giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde , 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.27/01/2022