Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/744 E. 2022/1580 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/744
KARAR NO: 2022/1580
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/12/2021
ESAS NO: 2020/451
KARAR NO: 2021/1197
DAVANIN KONUSU: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/07/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 06/07/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/12/2021 tarih ve 2020/451 E. – 2021/1197 K. sayılı kararı davacılar vekili ile Davalı … LTD. ŞTİ. vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflardan … ile … arasında imzalanan “Alacak Paylaşım Sözleşmesi” gereğince, sözleşmenin 1. maddesine göre; sözleşmenin imza tarihinde toplam 954.700,00 TL olarak taraflarca tespit edilen ve itiraza uğramayan alacak … A.Ş nin bilançosunda alacak olarak görünmeye devam edecek ve işbu anlaşma sonrasında herhangi bir tarihte kısmen veya tamamen tahsil edildiğinde … A.Ş. tarafından yapılan nakdi veya gayri nakdi tahsilatın % 50 si, tahsilatın yapıldığı tarihten başlayarak 7 gün içinde bizzat …’e nakden ödeneceğinin, sözleşmenin 2. maddesine göre; …’in % 25 …’nun % 25 hisselerine sahip olduğu Kayseri ili … ilçesi … Mah. … pafta … ada … parsel üzerinde bulunan gayrimenkulün bu tarihten sonra yapılan nakdi veya gayri nakdi tahsilat 1. madde şartlarına göre bölüşüleceği, sözleşmenin 3. maddesine göre; …’in % 50 hissesine sahip olduğu … Ltd. Şti. firmasının 31.12.2006 tarihi itibariyle tespit edilen kar veya zararı 15.03.2007 tarihine kadar hesaplanacak hisse devri …’nun göstereceği kişiye yapıldıktan sonra 3 ay içinde … tarafından …’e ödeneceği, sözleşmenin 4. maddesine göre; 31.12.2006 tarihi itibariyle …’in … A.Ş. de bulunan 43.730,00 TL. alacağı … tarafından 3 ay içinde kendisine ödeneceği, sözleşmenin 7. maddesi gereğince … aracın satılması veya paraya çevrilmesi ile ilgili yapılacak herhangi bir tahsilatın ½ si …’e verileceği, “Alacak Paylaşım Sözleşmesi” … ve … isimli şahitler huzurunda imzalandığını, … A.Ş. nin ortakları olan …, …, …, …, … adına kayıtlı iken, hisseler …, …, …, … ve …’ya geçirildiğini, buna göre, “Tasfiye ve Paylaşım Sözleşmesi”nin 2. maddesine göre hisse devirleri gereğince ortaklık payları karşılığı …, … ve …’e 5.110.150,00 TL. ödeme yapılacağı, …’e söz konusu payın % 98’i olan 3.920.000,00 TL. … A.Ş. firmasının yükümlendiği … hesaptaki 700.000,00 Euro YKB ……. hesaptaki 700.000,00 USD ve YKB ..… hesaptaki 1.000.000,00 TL. kredi bedellerinin vadesinde ödenmesi ile gerçekleşecektir. … ve …’e paylarının devri karşılığı 40.000,00 er TL ödenecektir. Hisse devir bedeli olan 5.110.150,00 TL. ödeme gerçekleşmediğini, Tasfiye ve Paylaşım Sözleşmesi”nin 7. maddesi gereğince; Hakları ihlal edilen tarafın mütemerrit olan taraftan sözleşme şartlarının yerine getirildiği tarihe kadar günlük 10.000,00 Euro cezai şart talep hakkı bulunduğunu, sözleşme hükümleri açıkça taraflar arasında kabul edilmiş olmasına ve birçok defa sözleşmenin diğer tarafı olan davalı …’ndan talep edilmiş olmasına rağmen sözleşmedeki şartların yerine gelip gelmediği hususundan davacılara bilgi verilmediğini ve … A.Ş. nin hisseleri 01.03.2007 tarihli “Tasfiye Paylaşım Sözleşmesi” gereğince devredildiği halde davacılara herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle sözleşme şartlarına uyularak davalılara Ankara 35. Noterliğinin … tarih, … numaralı “Alacak Paylaşım Sözleşmesi” ve … numaralı “Tasfiye ve Paylaşım Sözleşmesi” şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşti ise sözleşmeye göre ödeme yapılması, ödeme yapılmadığı takdirde temerrüde düşüleceği ihtarname ile bildirildiğini, … ve … A.Ş. adına vekili tarafından gönderilen ihtarnameye verdiği cevapta, “Tasfiye ve Paylaşım Sözleşmesi” gereğince şartların gerçekleşmediği ve sözleşmede şarta bağlanan edimin ifasının şartın gerçekleşmemesi nedeni ile mümkün olmadığınının beyan edildiğini, …, … A.Ş. ve … Ltd. Şti. adına vekili, tarafımızdan gönderilen ihtarnameye verdiği cevapta, “Alacak Paylaşım Sözleşmesi” ile düzenlenen şartın gerçekleşmediği ve şarta bağlanan edimin ifasının şartın gerçekleşmemesi nedeni ile mümkün olmadığını ve bu nedenle sözleşmeden kaynaklanan ödemelerin yapılmadığını beyan ettiğini, bu durumda; davalının cevap ihtarnamelerinde beyan ve kabul ettiği şekliyle, sözleşmede taraflar arasında belirlenmiş olan şartların gerçekleşmediği belirtildiğinden taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin devam ettiğini, davalılar sözleşme şartlarını gerçekleştirmediklerinden bu duruma kötü niyetli davranışları ile sebebiyet verdiklerini, davacımar iyi niyetli olarak bugüne kadar sözleşmelerin şartlarının yerine getirilmesi için beklediklerini, halen sözleşmelerin şartları yerine getirilmemiş olduğundan alacağın sözleşmelere göre tahsilini talep etmek gereği doğduğunu, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, “alacak paylaşım sözleşmesi” tarihinden itibaren defterler ve dayanağı belgeler bilirkişiler tarafından incelenerek …’ndan alacakları ya da diğer alacaklarının toplamı 954.700,00 TL. nin kısmen veya tamamen tahsil edilip edilmediğinin ve aynı şekilde …’nun şahsına ait banka hesapları incelenerek bu alacağın kısmen veya tamamen şahsi olarak tahsil edilip edilmediğinin; … Ltd. Şti. nin 31.12.2006 tarihi itibariyle kar ve zararının tespit edilerek % 50 sinin bu şirket defter ve belgeleri dayanakları bilirkişiler tarafından incelenerek hesap edilmesini ve tespit edilecek durum çerçevesinde davalılardan faiziyle tahsiline; … aracın satılıp satılmadığı, satıldı ise değerinin % 50 sinin “Alacak Paylaşım Sözleşmesi” gereğince hesaplanarak davalılardan faiziyle tahsiline, karar verilmesini, “Tasfiye ve paylaşım sözleşmesi” gereğince, 1. madde çerçevesinde hisse devri sözleşmeye göre yapıldığı halde ödeme gerçekleştirilmemiş olduğundan, 2. madde gereğince … A.Ş. firmasının yükümlendiği YKB ….. hesaptaki 700.000,00 Euro YKB …… hesaptaki 700.000,00 USD ve YKB ……hesaptaki 1.000.000,00 TL. kredi bedellerinin vadesinde ödenip ödenmediğinin ilgili bankadan sorulmasını, Bu çerçevede ödemeleri gerçekleştirmeyen davalı taraf edimini yerine getirmediğinden, sözleşmedeki şartlar yerine gelmiş ise ki; davalı taraf ihtarnameye verdiği cevabında şartların yerine gelmediğini savunduğunu, sözleşmeler gereği para davalılar tarafından tahsil edilmiş ise sorulmasına rağmen ihtarname tarihine kadar bu konuda davacılara herhangi bir bilgi verilmediğini, davacılara sözleşme gereği ödenmesi gereken bedel ödenmediğinden sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalı tarafın kötü niyetli olduğunun göz ardı edilmemesini, davalı taraf temerrüde düştüğünden geçen sürede edimini yerine getirmemesinin haklı bir mazereti de olamayacağından “Tasfiye ve Paylaşım Sözleşmesi” gereğince, fazlaya ilişkin haklarımızı saklı tutarak; Şimdilik “Alacak Paylaşım Sözleşmesi” gereğince 50.000,00 TL ve “Tasfiye ve Paylaşım Sözleşmesi” gereğince 50.000,00 TL nin, ayrıca, “Tasfiye ve Paylaşım Sözleşmesi” gereğince günlük 10.000,00 Euro’dan işleyecek reeskont faiziyle hesap edilecek cezai şart alacağından şimdilik 10.000,00 Euro’nun temerrüt tarihinden itibaren en yüksek banka reeskont faiziyle davalılardan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili cevap dilekçelerinde; dava dilekçesinin HMK Md.119 da belirtilen şartları taşımadığını, iki ayrı sözleşmeye dayanılarak her birisi için toplam 50.000.-TL. olmak üzere 100.000.-TL talep edildiği, oysa bu sözleşmelerin her birinin 8’er maddeden oluştuğu ve her maddesinde ayrı bir hukuki ilişkinin/taahhüdün/ beyanın bulunduğunu, bu nedenle sözleşmelerin hangi maddeleri için kaçar TL istendiğinin dökümünün yapılması gerektiğini, savunmanın her bir istem için ayrı ayrı yapılmasının ve delillerinin bildirilmesinin yasa gereği olduğunu ifade ederek, dava dilekçesinin döküm halinde tek-tek açıklattırılması talebinde bulunmuş savunma haklarını da buna göre kullanacaklarını, dava dilekçesinde iki davalı olduğunu, bunlar, … ve …, AŞ olup, tebligat, dava harcı bu iki davalı üzerinden yatırıldığını, artık bu dilekçe, başka bir dilekçe ile değiştirilemeyeceğini, ve yeni bir davalı eklenemeyeceğini, ıslah yolu ile de olsa davada taraf arttırılması mümkün bulunmadığını, ikinci bir dilekçe ile davalı sayısı üçe çıkarılarak… ve … Ltd. Şti. davalılar arasında gösterildiğini, işlemin yasaya aykırı olduğunu, davalı yönünden de usule aykırı yapılan tebligat ve sair usuli süreler yönünden de cevap ve itiraz haklarımız ile delil bildirme haklarımızı saklı tuttuklarını, dava dilekçesinde ve ‘tensip zaptında cezai şart 10,000.-€ olarak talep edilmiş ve tensip zaptınada aynen geçtiğini, oysa döviz cinsinden sözleşme yapılamayacağı gibi dava açılamayacağını ve icra takibi yapılamayacağını, alacak paylaşım sözleşmesinde; … isimli üçüncü şahıstan olan 954,700.-TL tutarındaki alacak “Tahsil Edilmiş olmak” şartına başlanmış “Kurucu Şarta Bağlı “ bir alacak olduğu ve bu davacı ihtarlarında ve dava dilekçesinde açıkça ifade edildiği halde şartın gerçekleşmiş olduğu iddia edilmemiş ve delilleri ortaya konulmadığını, iddianın ve delillerinin açıklattırılması talebinde bulunduklarını, davacı taraf şartın gerçekleşmiş olduğunu beyan, iddia etmedikçe ve kanıtlarını ortaya koymadıkça cevap verilemeyeceğini ve dava yürütülemeyeceğini bu nedenle dava dilekçesinin HMK Md.119 hükmüne aykırı olduğunu, tapu kayıtları verilmiş olan taşınmazın 1. Madde şartlarına göre bölüşüleceği yazılı olduğunu, dava dilekçesinde bu konuda bir talep olup olmadığının belli olmadığını, sözleşme uyarınca 50.000.-TL. istenmesi bu maddeyi de kapsayıp kapsamadığının belirli olmadığını, bu ara kararından dönülmesine karar verilmesini, … Ltd.Şti, nin 31.12.2006 tarihli kar payı bu 50.000.-TL nin içinde midir? böyle bir kâr var mıdır? varsa kaç liradır. bunun kanıtı ve belgesi nedir bunların dosyaya sunulması gerektiğini, 43.730.- TL. na mahsuben şimdilik kaydıyla bir istem var mıdır., 50.000-TL hk davanın istemin içinde bu taahhüt için kaç lira istenmektedir? tüm bunların açıklattırılması gerektiğini, … Ltd. Şti ile ilgili olarak bir düzenleme yapıldığını, düzenlemede ifa yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğunu, dava konusu içinde söz konusu maddeye ilişkin bir açıklama dahi yapılmadığını, yükümlülüğün ifa edilip edilmediği belirtilmediğini, bir … marka aracın satılmasından ve bedelinin bölüşülmesinden söz edildiğini, dava dilekçesinde 50.000.-TL nin ne kadarlık kısmı bu madde ile ilgili olduğunun belirtilmediğini, bu aracın satışını yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, tüm bunların ispat külfetinin kimde olduğunun dikkate alınmasının zorunlu olduğunu, tasfiye ve paylaşım sözleşmesinde; 9 ayrı madde bulunduğunu, her madde için ayrı bir taahhüt, beyan ve yükümlülüklerden söz edildiğini, dava dilekçesinde bu sözleşme için toplam 50.000. TL talep edilmekte ancak her madde için kaç lira istendiği veya her maddedeki taahhüdün yerine getirilip getirilmediğinin açıklanması gerektiğini, dava dilekçesinin açıklattırılmasına karar verilmesini, olayda zaman aşımının söz konusu olduğunu, bu sebeple alacak ve ferilerinin zaman aşımına uğradığını bu sebeple davanın reddi gerektiğini, dava dışı kişinin terekesi borca batık bir şekilde vefat ettiğini, bankalara yapılacak ödemeler yönünden de davacı taraf sözleşmelere taraf olup söz konusu şartın gerçekleşip gerçekleşmediğini bilebilecek durumda olup haksız ve kötü niyetli olduğunu, tüm talep ve iddiaları kabul etmediklerini, davacının kanıtlanamayan iddiası nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep emiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “….Toplanan deliller ve yapılan yargılama sonunda; davacıların 01.03.2007 tarihli alacak paylaşım sözleşmesi ve 01.03.2007 tarihli Tasfiye Paylaşım Sözleşmesine istinaden talepte bulundukları, yargılama aşamasında taraf teşkilindeki hatanın düzeltildiği, tarafların bildirdikleri delillerin toplanmasından sonra oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor alındığı, rapor ve ek raporun denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli olduğu,alacak paylaşım sözleşmesinde belirtilen 954.700,00YTL’ye yönelik olarak; Kayseri 2.Noterliği tarafından … tarihinde … yevmiye numarası ile onaylanmış 2006 yılı envanter defteri, 31.12.2006 tarihli bilanço ve mizanın incelenmesinde sözleşmede ‘…. şahsından alacak kalemi olan 954.700,00 YTL alacak…”şeklinde belirtilen alacağın şirketin resmi kayıtları içinde bulunmadığı bu sebeple resmi kayıtlarda yer almayan bahse konu alacağın şirket tarafından tahsil edilip edilmediğinin tespitinin mümkün olmadığı, sözleşmede belirtilen araca yönelik olarak; … aracın 31.12.2006 tarihli şirket bilançosunda şüpheli alacaklar içinde bulunan …’a ait alacak olduğu hususunun alacak paylaşım sözleşmesinin 7.maddesinde yazılı olmasına rağmen davalı şirketin resmi kayıtlarında herhangi bir şüpheli alacak kaydının bulunmadığı,sözleşmenin 3.madesine yönelik olarak; davacının bahse konu şirketteki hissesini … tarihinde Kayseri 5.Noterliğinin … yevmiye numaralı hisse devir sözleşmeleri ile … ve …’na devrettiği,sözleşmenin 8.maddesine yönelik olarak; davalı şirket kayıtlarında …’in herhangi bir alacağının gözükmediği, 31.12.2006 tarihli gayri resmi bilançosunda …’in alacağı olarak gözüken 653.580,00TL’nin …A.Ş.bünyesinde çalışan personelin kıdem tazminatı karşılıkları, firmanın geçmiş ve ileri de ticari faaaliyetlerine ilişkin karşılabileceği riskler için … tarafından firmaya bırakıldığı ve ileride bu bedele ilişkin hiçbir hak ve talepte bulunmayacağının hüküm altına alındığı,… Bankası A.Ş.cevabi yazısına göre 05.04.2006 tarihli EURO ve 13.04.2006 tarihli USD kredisi ile ilgili olarak kredilerin tamamının ödenerek hesapların Nisan 2011 tarihinde, TL kredisinin de 2009 içinde kapatıldığı bu sebeple tasfiye sözleşmesinde öngörülen bu yükümlülüğün yerine getirilmesi nedeniyle cezai şartın talebinin yerinde olmadığı, sözleşmenin 6.maddesinde … A.Ş’nin üzerinde faaliyet gösterdiği arsasının 1/2 hissesinin … tarafından en geç 15.03.2007 tarihinde …na devrinin yapılacağı, 2.maddede kararlaştırılan 5.110.150 TL ödemeye dahil olup ortaklık hisselerinin sözleşmeye uygun hale getirilmesinin toplam bedeli olduğu ve ayrıca ödeme yapılmayacağının belirtildiği, bu madde kapsamında hisselerin sözleşmeye uygun hale getirildiği, ilgili arsa paylarının devredildiği, tasfiye içinde borçlar ve ilgili şirket yükümlülüklerinin yerine getirildiği, alacak paylaşım sözleşmesinin 3.maddesi gereğince …’in %50 …’nun %50 hisselerine sahip oldukları … Ltd.Şti firmasının 31.12.2006 tarihi itibariyle tespit edilen kar veya zararı 15.03.2007 tarihine kadar hesaplanacak … alacağı adı geçen şirketteki %50 hissesini …’nun belirleyeceği kişiye devrini yaptıktan 3 ay içerisinde kendisine … tarafından ödeneceğinin hüküm altına alındığı Kayseri 5.Noterliğinin … tarih … ve…yevmiye numaralı hisse devir sözleşmeleri ile şirketteki hisselerini … ve …’na devrettiği, bilirkişi raporunda her ne kadar 2006 yılı net karının 36.687,08TL ve …’in payının 1/2 oranında 18.343,54TL olduğu belirtilmiş ise de; davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146.maddesinde”kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça her alacak 10 yıllık zamanaşımına tabidir.” 147/4.maddesinde ise “Bir ortaklıkta ortaklık sözleşmesinden doğan ortakların birbirleri ile veya kendileri ile ortaklık arasındaki; bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri,denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasında doğan alacaklar 5 yıllık zamanaşımına tabidir.” denildiği, davanın şirket ortakları arasında görülen dava olması nedeniyle TBK 147/4.maddesinin uygulanması gerektiği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.İşbu kararı davacılar vekili ile Davalı … LTD. ŞTİ. vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekilleri istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı süresinde açıldığını, bilirkişi raporunda alacağın genel zamanaşımına tabi olduğunu ve muaccel olduğu tarihten itibaren zamanaşımına tabi olması gerektiğinin beyan edildiğini, davalıların cevap ihtarnamelerinde alacağın henüz gerçekleşmediğini belirttiklerini, davalıların borçlarının var olduğunu bilinmesine rağmen ödenmediğinden ihtarname ile temerrüde düşürüldüğünü, alacağın muaccel olmadan zamanaşımının başlamayacağını bilirkişi raporundan da anlaşıldığını, TBK. 90. maddesi gereğince; “ İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur” TBK.nun 149. maddesindeki düzenlemeye göre, “Zamanaşımı alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar.”Alacağın muaccel olmasının bir bildirime bağlı olduğu hallerde zamanaşımı bu bildirimin yapılabileceği günden işlemeye başlar.” TBK.nun 170 ila176.maddeleri arasında “koşula bağlı borçlar” düzenlenmiştir. “Bir sözleşmenin hüküm ifade etmesi, gerçekleşip gerçekleşmeyeceği bilinmeyen bir olguya bırakılmışsa, sözleşme geciktirici koşula bağlanmış olur. Aksi kararlaştırılmamışsa, geciktirici koşula bağlı sözleşme, ancak koşulun gerçekleştiği andan başlayarak hüküm ifade eder.” hükümlerinin yer aldığını, koşul bir hukuki işlemin hükümlerinin doğabilmesinin veya doğmuş olan hükümlerinin sona ermesinin bağlandığı müstakbel bir olay olduğunu, geciktirici koşul hukuki işlemin hukuki sonuçları doğurabilmesinin gelecekteki bir olayın gerçekleşmesine bağlamış olduğu bir koşul olduğunu, geciktirici koşulda tarafların bekleme durumunda olduğunu, alacaklının alacağını isteyemeyeceğini, geciktirici şartın gerçekleşmesiyle alacaklının alacağını isteme hakkına sahip olacağını, Yargıtay kararlarında muacceliyetin borcun borçludan istenebilir hale gelmesi, geciktirici şarta bağlanmışsa şartın gerçekleştiği zamanda muacceliyet gerçekleşir ve alacaklı alacağını ister hale gelir, zamanaşımı işlemeye başlar şeklinde olduğunu, emsal Yargıtay kararları olduğunu, (Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 2017/15166 Esas ve 2019/411 sayılı kararı, Yargıtay HGK nun 2017/674 Esas 2020/955 sayılı kararı) şeklinde karar vererek; alacağın muaccel olmakla zamanaşımının başlayacağını kanuni düzenlemeye uygun şekilde belirttiğini, yerel mahkeme tarafından somut olayın yukarıda belirttikleri kanuni düzenleme ve Yargıtay içtihatlarına göre hatalı yorumlandığını, mahkemenin kararı yerinde gösterdiği gerekçenin somut olaya uygun olmadığının gözardı edilmemesini ve kararın istinaf yoluyla kaldırılmasını talep ettiklerini, taraflar arasında yapılan anlaşmaya göre, davacının sözleşmenin 1. maddesinde belirtildiği üzere 954.700,00 TL’nin, %50’si üzerindeki alacak hakkının zaten doğduğunu ve sabit olduğunu, ilgili madde de belirtilen, davacıya yapılacak ödemenin bedelin tahsil edilmesine bağlanmasının ifa zamanı ile ilgili olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 1. maddesine göre, davacının alacağının doğmuş olması konusunda şüphe bulunmadığını, yapılan anlaşmada borcun doğumu değil, bu borcun ifa zamanının şarta bağlandığını, borcun ifa zamanının şarta bağlanmasının, sözleşme özgürlüğü kapsamında mümkün olduğunu, özetle; “alacak paylaşım sözleşmesi” ve “tasfiye ve paylaşım sözleşmesi” gereğince; alacak şarta bağlanmış olduğundan, şartın gerçekleşmediği davalılar tarafından ifade edilmesine ve dürüstlük kurallarına aykırı hareket etmelerine rağmen yerel mahkeme tarafından bankaya sorulduğunda sözleşmedeki şartın gereçekleştiğinin bildirildiği ve müvekkili tarafından şartın gerçekleştiği bankanın mahkemeye yazdığı cevapla öğrenilmiş olduğundan, alacak istenebilir hale geldiğinden, zamanaşımı alacağın muaccel olduğunun öğrenildiği tarihte başlayacağından, ihtarname ile davalılar temerrüde düşürüldüğünden, kabul anlamına gelmemek kaydıyla yerel mahkeme tarafından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar veren yerel mahkemenin gerekçesi anlaşılamadığı gibi olaya uygun olmadığından ve gerekçe denetlenebilir mahiyettte olmadığından, mahkeme tarafından yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığından, bilirkişi raporuna itirazları karşılanmadığından, davalı … çağrılarak isticvap edilmediğinden, yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan isabetli olmayan gerekçe ile cezai şartın oluştuğu kabul edilmediğinden, yerel mahkeme kararı kaldırılarak, işin esasına girilerek müvekkillerinin alacağının tahsiline karar verilmesini Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/451 Esas, 2021/1197 Karar sayılı 29.12.2021 tarihli davanın reddine dair kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan, öncelikle tehiri icra talebinin kabul edilmesine, duruşmalı olarak yapılacak inceleme neticesinde kararın kaldırılmasına ve iptal edilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeler çerçevesinde davalılar edimlerini yerine getirmediğinden ödemede temerrüde düşen davalılara karşı açmış oldukları davanın kabulüne, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … LTD. ŞTİ. vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin her üç davalı yönünden de her hangi bir ayrıma gitmeksizin aynı gerekçeye dayanarak davanın reddine karar verdiğini, davalı … Ltd.Şti yönünden, dosyada toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve aşamalardaki dilekçelerinde de ayrıntılı olarak arz, izah ve talep edildiği üzere iş bu davalı şirketin taraf ehliyeti olmaması sebebi ile bu şirket yönünden açılan davanın husumet yönünden redddine karar verilmesi gerekmesine rağmen bu ayrımın yapılmaması yönünden kararın usul ve yasaya aykırı olup verilen kararın her ne kadar lehlerine ise de usuli kazanılmış hak oluşmaması amacı ile verilen kararı istinaf ettiklerini, istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının bu davalı yönünden sıfat yokluğu sebebi ile HMK 114/1-d bendi gereğince husumetten reddine karar verilmek sureti ile kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, tarafların kabulünde olan uyuşmazlık konusu olmayan 01.03.2007 tarihli tasfiye ve paylaşım sözleşmesi ile yine aynı tarihli alacak paylaşım sözleşmesine dayalı alacak ve cezai şartın tahsili istemidir. Davacılar tasfiye ve paylaşım sözleşme uyarınca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000Euro cezai şart, bu sözleşmeden kaynaklı olarak davacı … için 40.000,00 TL, davacı … ve … için ayrı ayrı 5.000,00 TL, alacak paylaşım sözleşmesi uyarınca davacı … için 50.000,00 TL alacak istemiyle açılmıştır.Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, davacı tarafın davalılardan aralarındaki sözleşme gereği alacak ve cezai şartın tahsiline yönelik açtığı davanın reddine ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacıların ve istinaf eden davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacıların ve istinaf eden davalının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 29/12/2021 tarih ve 2020/451 E. – 2021/1197 K. sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacılar vekili ile Davalı … LTD. ŞTİ. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL nispi istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacılar ve davalı tarafından peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacılar ile davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/07/2022