Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/742 E. 2022/698 K. 28.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/742
KARAR NO: 2022/698
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/12/2021
ESAS NO: 2021/962
KARAR NO: 2021/1211
DAVANIN KONUSU: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/03/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 28/03/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 29/12/2021 tarih ve 2021/962 E – 2021/1211 K sayılı kararına karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize tevzi edilmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ilçesi … köyü civarında bulunan …, … erişim nolu, … sicil nolu Mermer Sahasının müvekkileye ait olduğu, bunun yasal düzenlemeye uygun olarak yanlar 01/09/2006 tarihli sözleşme ile davalı yanca, sahada ekonomik traverten bulunduğu sürece üretim çalışmalarına devam etmesi, bölgede kış mevsiminin ağır geçmesi nedeniyle çalışmaların yaz aylarında yapılması, davalının ürettiği traverten blokların ocak başı satış bedeli üzerinde %8 oranında saha sahibine rödevans bedeli olarak ödemesi, ödemelerin satışın gerçekleştiği takvim yılı sonunda net ve nakit olarak ödenmesi, davalının senelik en az 3.000 m3 üretim yapmasını, yapılmaması halinde bile bunun yapılmış gibi saha sahibine %8 rödevans payının davalı tarafından ödenmesinin taahhüt edilmesi, eksik ve yanlış eylemlerden dolayı sahanın hukukunun zarar görmesinden davalının davacıya karşı sorumlu olması, uyuşmazlık halinde yargı yerinin İstanbul / Kadıköy Mahkemelerinin olacağı koşulları ile davacı tarafından davalı yana Maden Dairesinde devredildiği, davacının yükümlülüğünü yerine getirmesine rağmen davalının yükümlülüğü (yapması gerekeni) olan ödemelerden arada geçen zaman içinde hiç bulunmaması, çekilen faks, çok sayıdaki tanıklar yanında istenilmesine rağmen bulunmadığı, ekli ocak çalışanların yakınmaları nedenleriyle bu ödemeleri yerine getirmesinin mümkün bulunmadığı, hesap ve doküman da vermediği, bu nedenle fazlaya ilişkin haklarının saklı tutarak hesaplamak zorunluğu karşısında, zira, aktın yapıldığı 01/09/2006 tarihi nedeniyle 2006 yılı üretimin 800 m3 olması nedeniyle %8 rödevansının 64 m3, 2007 üretiminin en azında 3.000 m3 olmasının kararlaştırılması sonucu bunun %8 nin 240 m3 olması, 2008 yılının 3/4 süresinin geçmiş olması, 2006 ve 2007 yılları üretiminin en az 304 m3 olduğu, travertenin kaliteli olması nedeniyle m3 değerinin ocak başı satışının 160 (fazlası saklı kalmak kaydı ile) Euro olması, bu güne değin ödemelerin hiç yapılmaması, işçilerin yakınmaları, üretim, imalat ve satışlar konusunda hesap ve bilgi vermemesi karşısında bu ödemelerin yapılmasının da olanaksızlığı karşısında aradaki sözleşmenin çekilmez hal alması, yerine getirilmesinin olanaksızlığı karşısında sürdürülmesinin davacıdan beklenilmeyeceği için aktın feshini, ocağın iadesini, verilmeyen rödevans değerini dava tarihlerinden itibaren işin niteliği, davalının sıfatı itibariyle ticari faizi ile istemek zorunluluğu doğduğu için dava açma gerektiğini, yanları arası yargı yeri için anlaşma yapılmışsa da buna aykırı olarak mahkemede dava açmalarına itiraz edilemeyeceği, zira, davalının AŞ olması, şubesinin belirtilen ocak olması, sözleşmede yerlerinin davaya konu olan ocak olduğunun sözleşmedeki açıkça belirli olması, sözleşmenin icra edileceği yerin de belirtilen ocak bulunması, yetki sözleşmesinin yasada düzenlenen genel ve özel yetkili mahkeme yetkisini kaldıramayacağı ilkesi karşısında HUMK nun !0 ve 22. Maddeleri, eklice sunulan Yargıtay HGK. Ve Daire kararları ile bilimsel öğreti birlikte değerlendirildiklerini hukuk değeri olamayacağını, duruşma günü beklenmeksizin tanık anlatımları gözetilerek resen seçilecek bilirkişilerce mahallinde keşif yapılmasını, ocağın uyuşmazlık nedeniyle yediemine tedbiren teslimini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile ödenmeyen rödevans (traverten) payı için 50.000.00 YTL nin dava tarihinden itibaren ticari faizi davalıdan alınarak davacıya verilmesini karar verilmesini talep ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Dosyada yer alan dava dilekçesi ve ekleri incelenmekle; “…Davaya bakmaya … Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması ve Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, HMK 21. maddesi gereğince iş bu kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde … Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı olması nedeniyle görevli mahkemenin tayini (merci tayini) için dava dosyasının Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine, HMK’nun 20. maddesi gereğince … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine ilişkin merci kararı verilirse, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini istememesi durumunda HMK’nun 321/2. maddesi gereğince talep halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine, karar vermek gerekmiş, T.C.Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2021/1131E. 2022/9K.sayılı ilamı da bu yöndedir. Davaya bakmaya … Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması ve Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Davacı vekili, süresinde işbu kararı istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dosyanın yapılan incelemesinde, dosyanın … (Kayseri) Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) 2013/110 esası ile dava açıldığı, 19/07/2017 tarih ve 2017/204 K sayılı ilamının temyiz edilmesi üzerine dosyanın Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderildiği, Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığının 05/02/2019 tarih ve 2018/7934 E – 2019/738 K sayılı ilamıyla bozularak ilk derece mahkemesine gönderildiği, karar düzeltme talebinin reddi kararı sonrasında … Asliye Hukuk Mahkemesince dosyanın 2021/3 esasına kaydolduğu, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 16/12/2021 tarih ve 2021/219 K sayılı ilamı ile dosyanın Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine kararı verildiği, Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesince dosyanın 2021/962 esasına kaydedildiği, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 29/12/2021 tarih ve 2021/1211 K sayılı ilamla davaya bakma görevli mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan bahisle HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve istinaf incelemesi için dosya dairemize (6.Hukuk Daresi) gelerek 2022/742 esasına kaydedilmiştir. Dolayısıyla dosyanın 05/02/2019 tarihinde Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığının temyiz incelemesinden geçtiği anlaşılmıştır. 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev Ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2/1.maddesine göre “Adalet Bakanlığı, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç 2 yıl içinde 25.maddede öngörülen Bölge Adliye Mahkemelerini kurar. Bölge Adliye Mahkemelerinin kuruluşları, yargı çevreleri ve tüm yurtta göreve başlayacakları tarih Resmi Gazetede ilan edilir…” düzenlenmiş olup, Resmi Gazete’de ilan yapılarak Bölge Adliye Mahkemeleri 20/07/2016 günü itibariyle fiili olarak göreve başlamıştır. Diğer taraftan 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunun geçici 3/2. maddesinde “Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı kanunun 26/09/2004 tarihli 5236 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 444 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” düzenlemesine yer verilmişken 6723 sayılı yasanın 34. maddesi ile bu hüküm “12/01/2011 tarihli ve 61000 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun geçici 3.maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan” ibaresi “verilen” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir. Bu kararlara ilişkin dosyalar Bölge Adliye Mahkemesine gönderilemez” şeklinde değiştirilmiştir. Dolayısıyla HMK’nın geçici madde 3/2’nin son şekli şu şekilde olmuştur; “(2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 444 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. (Ek cümle: 1/7/2016-6723/34 md.) Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez.”Söz konusu iki düzenleme değişiklik ile birlikte değerlendirildiğinde, istinaf kanun yolunun yürürlüğe girdiği 20/07/2016 tarihine kadar temyiz yoluna başvurulmuş bir karar hakkında bu kararın kesinleşmesine kadar geçecek süreçte 1086 sayılı Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanununun istinafa ilişkin düzenlemeleri eklenmeden önceki hali uygulanmaya devam edilecektir. Yani 20/07/2016 tarihinden önce temyiz yoluna başvurulmuş bir dosya, daha doğrusu bu tarihten önce Yargıtay temyiz incelemesinden geçmiş bir dosya yine bu yolla (temyiz yolu ile) sonuçlanacak olup bu şekildeki bir dosyanın HMK’nun geçici madde 3/2. maddesinin son cümlesi gereğince hiç bir şekilde istinaf incelemesine tabi tutulması söz konusu olamayacaktır. Bir dosyada 20/07/2016 tarihinden önce verilmiş herhangi bir karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulmuş ve Yargıtayca da incelenip bir karar verilmiş ise, o dosyadan sonraki aşamalarda verilecek kararlarla ilgili olarak da başvurulması gereken kanun yolu 1086 sayılı HUMK’nun istinafla ilgili değişiklerinin yapılmasından önceki haline ilişkin düzenlemeler gereği yani HUMK 427 ila 444. maddeleri uyarınca Yargıtay’a temyiz kanun yolu ve koşulları varsa karar düzeltme yoludur. İstinaf yolu söz konusu olmayacaktır. Burada sonradan verilen kararın 20/07/2016 tarihinden sonra verilmiş olmasının bir önemi yoktur. Daha açık bir ifadeyle daha önce Yargıtay incelemesinden geçen bir dosyada verilen kararın istinaf edilmesi mümkün değildir. HMK’nun geçici madde 3/2. maddesi metni incelendiğinde yasa koyucu tarafından açıkça “Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar” şeklinde yazılı olduğu ve “kararlar” ibaresinde de “nihai/esastan veya usulden verilmiş bir karar” olması gerektiği yani kararın türünün ne olduğu açıkça belirtilmediğinden “kararlar” şeklindeki ibareden yasa gereği temyiz incelemesine tabi olan her türlü “Karar”, “Ara Karar” veya “Ek Karar” olarak anlaşılması ve yorumlanması gerekir. Bölge adliye mahkemelerinin kurulmasından önce ilk derece mahkemesinin 1086 sayılı HUMK hükümlerine göre temyize tabi bir kararın (Ara karar veya ek karar) verilmiş olması gerekir ve yeterlidir.Bu şekilde uygulanmasının ve yorumlanmasının dayanağı HMK’nın Geçici madde 3/2 olup, amacı da Yargıtay’ın dosyada yaptığı bir incelemeden sonra daha alt bir mahkeme olan Bölge Adliye Mahkemesinin denetim yapma ve Yargıtay kararından başka bir karar verme çelişkisi yaratılmamasıdır.Nitekim benzer şekilde, bir dosyada daha önceden verilmiş İhtiyati haciz/ihtiyati tedbire ilişkin ara karar yönünden istinaf incelemesini yapmış olan Bölge adliye mahkemesinin, sonradan aynı dosyadan verilen nihai kararın istinafı yönünden de istinaf incelemesini yapmak üzere yetkili ve görevli bölge adliye mahkemesi olduğuna yani ilk kararın mahiyeti gereği esastan verilmiş bir karar olmadığı,niteliği gereği bir ara karar olduğu halde bu ara karar yönünden ilk istinaf incelemesini yapmış olan bölge adliye mahkemesinin sonradan aynı dosyada verilmiş nihai kararın istinafını da incelemekle yetkili ve görevli olduğuna dair Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2019/2766 E – 2019/4638 K, 2019/988 E – 2019/1842 K, 2019/910 E – 2019/1841 K, 2020/1938 E – 2020/2357 K sayılı içtihatları da bu yöndedir.
Yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya gelince, işbu dava dosyasının yargılaması sırasında mahkemece verilmiş ve yasa gereği temyiz kanun yoluna tabi bir karar olan “Davanın kabulüne,sözleşmenin feshine,…sahasının davacıya ruhsatı ile iadesine,…alınarak davacıya verilmesine,…” ilişkin verilen nihai karar yönünden temyiz talebi nedeniyle dosyanın Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’ne gönderildiği, Yargıtay 3. Hukuk Dairesince söz konusu karar yönünden esastan temyiz incelemesi yapılarak 2018/7934 E – 2019/738 K sayılı “…BOZULMASINA ….” dair kararın verildiği yani dosyanın daha önceden Yargıtay incelemesinden geçtiği anlaşıldığından, mahkemece en son verilen ve istinaf yoluna başvurulan 29/12/2021 tarihli Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/962 E – 2021/1211 K sayılı işbu kararı yönünden de HMK’nın Geçici madde 3/2. maddesi gereğince HUMK’nın 427 ila 444. madde hükümlerinin uygulanması gerektiği, bu kararın istinaf edilmesinin mümkün olmadığı, Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu incelemesine tabi olduğu, bu nedenle HMK’nın Geçici madde 3/2 son cümlesi gereğince bu karara ilişkin dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine yani dairemize gönderilemeyeceği anlaşılmıştır.Açıklanan nedenlerle işbu dosyada en son verilmiş işbu karar hakkındaki istinaf dilekçesi/talebi yönünden,temyiz dilekçesi/talebi olarak kabulü ile ilgili Yargıtay Hukuk Dairesince temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmesi için ilk derece mahkemesince temyiz kanun yoluna ilişkin usuli işlemleri yapılmak üzere dosyanın kararı veren mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/962 E – 2021/1211 K sayılı kararı yönünden HMK’nın Geçici madde 3/2 gereğince Yargıtay’a temyiz yolu incelemesine tabi olduğundan, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesince temyizen incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmesi için temyiz işlemleri yapılmak üzere dosyanın kararı veren Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesine İADESİNE,
2-İstinaf eden tarafın peşin yatırdığı istinaf harcının talepleri halinde kendisine iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK’nın Geçici madde 3/2 gereğince oybirliği ile karar verildi.28/03/2022