Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/731 E. 2022/714 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/731
KARAR NO: 2022/714
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/01/2022
NUMARASI: 2021/285 E. 2022/45 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 30/03/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 20/01/2022 tarih ve 2021/285 E – 2022/45 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; davacı kooperatifin Kayseri İlinde Konut Yapı Kooperatifi olarak faaliyet gösterdiğini, davalının kooperatif üyesi olduğunu, davalının kooperatife olan borçları nedeniyle icra takibi takibi başlatıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu, davalı üyenin kesin maliyet bedeli raporu ile borcu bulunduğunu, alınan kararlar çerçevesinde davalıya gerekli ihtarnamelerin gönderildiğini ve borcun muaccel hale geldiğini, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, arabuluculuk faaliyetinin sonuçsuz kaldığını, bu nedenlerle Kayseri İli … İlçesi … pafta, … ada, … parsel A Blok 13.kat 51 nolu bağımsız bölüm numaralı taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, itirazın iptali ile takibin devamını, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı kooperatif adına kayıtlı olan Kayseri İli … İlçesi … pafta, … ada, …parsel A Blok 13.kat 51 nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmazın 2012 yılında bizzat davacı kooperatif ile yapılan sözleşme uyarınca satın alınarak tapusunun alındığını, 28/11/2012 tarihli belge ile kooperatife hiçbir borcun kalmadığına ilişkin belge verildiğini, kooperatif genel kurulunda alınan kararla konut kesin maliyetinin 106.303,00- TL olarak belirlenmesine karar verildiğini, davalının ödediği 65.000,00-TL ‘ye ilave olarak kalan paranın istendiğini, borcun 18.000,00-TL’sinin Kayseri 7. İcra Müdürlüğünün 2013/10306 Esas sayılı takip dosyasına ödendiğini, 25.225,00-TL ve 2.400,00-TL’nin …da bulunan kooperatif hesabına ödendiğini, böylece davalının kesin maliyet hesabından bir borcunun kalmadığını, Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/583 Esas ve 2016/1238 Karar sayılı davasının kesin hüküm mahiyetinde olduğunu, açılan bu davanın kesin hükme karşı aykırılık teşkil ettiğini, davalının kooperatif üyesi olarak sadece kooperatif genel giderlerinden sorumlu tutulabileceğini, bunun dışında yeni konut maliyet hesabından sorumlu tutulamayacağını, davalının kesin maliyet bedelini ödediğini ve tapusunu aldığını, üyelerden ek bir bedel talep edilemeyeceğini, bu nedenlerle davanın reddi talebi
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme Kararında “…Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından dava ve takip konusu kesin maliyet yönünden davacı kooperatifin yetkili organlarında gerekli karar ve işlemlerin yerine getirildiği, usulüne uygun olarak davalıya kesin maliyetin tebliğ edildiği, eşitlik ilkesine aykırı bir yön bulunmadığı, alacağın kooperatif genel kurulu kararına göre kesin maliyetin kesinleşmesinden bir ay sora muaccel hale geldiği, muacceliyet tarihinin hesabı konusunda bilirkişi raporu ile takip talebi arasında farklılık bulunduğu, bilirkişi tarafından yapılan tespit ve değerlendirilmelerin dosya kapsamına, kanun ve esas sözleşmeye uygun olduğu anlaşılmakla benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda dava ve takip konusu kesin hesap maliyeti ve işlemiş faizi yönünden itirazın haksız olduğu kanaatine varılarak iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiştir. Öte yandan dava ve takip konusu kira alacağı yönünden yapılan incelemede davacı kooperatifin 2013 yılına ait genel kurul kararının 14.maddesinde yapımı bitmiş olan … Pafta … Ada … Parsel sayılı taşınmaz için kira bedelleri tespit edilerek … Pafta … Ada … Parsel sayılı taşımaz için henüz bitmemiş olan bu parsel bakımından da üyelerine kira bedellerinin ödenmesine karar verildiği, davalıya belirtilen yerden daire tapusunun verilmesi diğer bir deyimle taşınmazın devri sebebiyle genel kurula katılan katılmayan tüm üyeleri bağlayıcı olacağı esası çerçevesinde davacının kira bedellerinin tahsili istemiyle başlatmış icra takibinin yerinde olduğu, talebin 30/06/2019 tarihine kadar olan kira bedelleri olduğu anlaşılmakla kira alacağı yönünden işlemiş faiz tutarının da yerinde olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına karar vermek gerekmiştir. Alacağın likit nitelikte kooperatif yetkili organlarınca alınmış karar ve işlemlere dayalı olarak davalıya tebliğ edilen bir alacak olduğu gözetilerek yasal koşulları oluşmakla icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Davanın kısmen kabulü ile, Davacının davalı hakkında başlatmış olduğu Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya kapsamında davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın iptaline, takip konusu asıl alacak kesin hesap maliyeti 104.926,67-TL, kesin hesap maliyeti yönünden işlemiş faizi 1.318,69-TL, kira alacağı 24.150,00-TL, kira alacağı yönünden işlemiş faiz 297,74-TL olmak üzere toplam 130.693,10-TL alacak üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile takibin devamına, fazla istemin reddine, Davacının icra inkar tazminatının kabulü ile, alacağın (130.693,10-TL) %20’si tutarında olmak üzere 26.138,62-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, 27/04/2014 tarihli Genel Kurul kararı uyarınca konut kesin maliyeti olarak 106,303 Tl olarak belirlendiğini ve müvekkilinin bu bedelin tamamını yatırarak tapusunu aldığını, bu kesin maliyet hesabının Koop. ana sözleşmesine uygun olmadığı, Genel Kurulda önceki konut kesin maliyet hesabının hatalı olarak yapıldığının teknik raporlar ve belgelerle kanıtlanarak ve tartışılarak yeni bir karar alınmadığı için hukuki değerinin olmadığının aşikar olduğunu, bu konuda Yargıtay’ın çokça içtihadının bulunduğunu, 09/12/2018 tarihli Genel Kurulda 27,04,2014 tarihli Genel Kurul kararı ile 106,303 TL olarak belirlenen konut kesin maliyetinin iptaline yönelik bir karar olmadığını, alınan kararın Kooperatifin bilanço zararlarını kapatmaya yönelik bir karar olduğunu, Koop. K. madde 52 uyarınca nitelikli çoğunlukla karar alınması gerekirken salt çoğunlukla karar alınmasının yasal olmadığını, bu nedenle yerel mahkeme kararının iptaline karar verilmesi gerektiğini, Genel Kurul kararı ile yaptırılan konut kesin maliyet bedelinin tamamını ödeyerek tapusunu alan müvekkilinin bundan sonra konut maliyeti ile sorumlu tutulamayacağını, ana sözleşmenin 61-63 maddelerine göre çıkarılmış kesin maliyetten doğan borcunu ödemiş üyenin sadece Koop. genel giderlerinden sorumlu tutulabildiğini, yeniden çıkarılan kesin maliyetin önceki kesin maliyet sonucu ödenen paraların güncellenmediği gerekçesiyle yeniden güncelleme yapılarak konut kesin maliyet hesabına karar alınmasının kanuna karşı hile olduğunu, konut bedelinin 2010 tarihinde 106,300 TL ise 2018 yılında güncellenmesi TÜİK fiyat endeksine uygun olması ve bunun kararlarında açıkça belirtilmesi gerekirken güncellemenin neye göre yapıldığının belli olmadığını bu nedenle yerel mahkeme kararının iptali gerektiğini, dosya kapsamından; davacı kooperatifçe üyelerine tahsis ve teslim edilecek iki blok halinde taşınmazlardan B blokun yapımının devam ettiğini, müvekkilinin A bloktaki dairesinin teslim edildiğini ve 5-6 yıldır kullandığını, müvekkilinin daha önce belirlenen kesin hesap maliyetine uygun olarak parasını ödeyerek tapusunu aldığını ve kendisine “bir daha aidat yada konut bedeli adı altında hiç bir para talep edilmeyeceğine ilişkin Yönetim Kurulunun imzası ve kaşesi bulunan “TAAHHÜTNAME” başlıklı ibraname verildiğini, davacı kooperatifin genel kurul ve yönetim kurulu kararlarında “Kesin Hesap” tanımlaması kullanılmış ise de kooperatifin inşaatlarının devam ettiği gözetildiğinde, ana sözleşmenin 61. maddesindeki kesin hesabın somut olayda söz konusu olmadığını, yapılan hesabın tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğunun açık olduğunu, kooperatiflerde kural olarak farklı statüde ortaklık ihdasının geçerli olmayıp, bu şekilde bir ortaklığın tesisinin ancak genel kurul kararına bağlı bulunduğunu, mahkemece, müvekkilinin ortaklığının sabit ödemeli ortaklık mı, yoksa normal statüde ortaklık mı olduğunun tartışılmamış olup; inşaat finansman gideri olduğu anlaşılan miktarlardan sorumluluğunun da bu üyeliğinin niteliğine göre belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin kooperatif ortağı olduğunda çekişme bulunmasa da üyeliğinin niteliği Kooperatifin dava dilekçesinden ve sunduğu belgelerden anlaşılamadığını, davacı kooperatif yönetim kurulunca müvekkiline taahhütname verildiğini ve başkaca aidat alınmayacağının belirtildiğini, bu nedenle yerel mahkeme kararının eksik inceleme sonucu oluşturulduğunu,, iptali gerektiğini, yerel mahkemenin bilirkişi raporuna göre karar verdiğini, raporda icra takibine konu alacağın fazla olduğu değerin likit olmadığının aşikar olduğunu, bu nedenle likit olmayan alacaklar için icra inkar tazminatı verilemeyeceğini, davacının icra inkar tazminat isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken kabul yönünde hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle iptali gerektiğini, dosyada bilirkişi olarak görev yapan … hakkında Kayseri C. Baş Savcılığında Bir kooperatifin üyesi olduğu halde lehine rapor düzenlemekten suç duyurusu yapıldığı duyumu alındığının mahkemeye bildirildiğini, bu konuda araştırma yapılması istenmişse de kabul görmediğini, gerçekten böyle bir soruşturma varsa bu dosyaya sunulan raporlar yönünden de kuşku yaratacağından bunun araştırılmamasının ciddi bir eksiklik olduğunu, kararın bu nedenlede iptali gerektiğini, müvekkili hakkında davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü ile icra inkar tazminatına karar verilmesinin yasa ve yönteme uygun olmadığını yerel mahkeme kararının iptali ile davanın reddi yönünde karar oluşturulmasını yada eksikliklerin giderilmesi için bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:6100 sayılı HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Dava, davacı kooperatifin kesin hesap maliyeti ve kira bedelinin tahsili amacıyla Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyası ile başlatmış olduğu ilamsız takibe davalının yapmış olduğu itirazın iptaline ilişkindir.Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davalı hakkında 106.960,62 TL kesin hesap maliyeti, 1318,69 TL faiz, 24.150,00 TL kira borcu 297,14 TL faiz olmak üzere 132.727,05 TL üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağı olarak 30.06.2019 tanzim 30.06.2019 vade tarihli kesin hesap maliyeti ve kira borcu alacağı olarak gösterildiği görülmüştür.Konut Yapı Kooperatif Anasözleşmesinin 61. Maddesinde konutun kesin maliyet bedelinin nasıl belirleneceği düzenlenmiş olup bu düzenlemeye göre Geçici ortalama konut maliyetlerinin hesaplanması ve endeksleme sonucu belirlenen tutara kesinleşen şerefiye bedelinin ekleneceği veya indirileceği böylece her konutun tespit tarihindeki değerlerle kesin maliyet bedelinin oluşacağı her ortağın kendisine düşen konutu kesin maliyet bedeli üzerinden kabule mecbur olduğu düzenlenmiştir. Davacı kooperatifin 09.12.2018 tarihli genel kurulunun 4/a bendinde daha önce teknik komisyon tarafından çıkartılan 27.04.2014 tarihli genel kurulunun 12. Maddesinde genel kurulca kabul edilen konut kesin maliyet hesabında kooperatif ana sözleşmesi 61/1-B maddesi uyarınca endeksleme yapılmadan belirlendiği belirtilerek bundan ötürü çıkarılan konut kesin hesap maliyetinin iptal edilmesi ile kooperatif ana sözleşmesinin 61. Maddesine uygun şekilde endeksleme yapılarak konut kesin maliyetinin belirlenmesine karar verildiği görülmüştür.Davacı kooperatifin 27.04.2014 tarihli genel kurulunun 14. Maddesi incelendiğinde;… pafta … ada … parselde yapımı tamamlanan 30.03.2013 tarihinde teslim edilen dairelerde oturanlardan 01.04.2013 tarihinden itibaren 3 kişilik teknik heyet kurularak teknik heyet tarafından tespit edilecek kira bedelleri alınarak … pafta … ada …parselde yapımı devam eden kat maliklerine ödenmesine karar verildiği görülmüştür. Bilindiği üzere Kooperatifin en yetkili organı genel kuruldur. Genel kurullarda hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde gerekli kararlar alındığı gibi daha önceden alınan kararlarda değiştirilebilir. Eşitlik ilkesi gereğince hak ve görevlerde ortakların eşit olması kuralı gözetilerek önceki genel kurul kararının değişen şartlar ve kooperatifin diğer ortaklarının durumları da nazara alınarak şartlarda eşitleme yapılmak üzere değiştirilmesine karar verilmesinde ilke olarak müktesep hak ihlali ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. (Yargıtay 23 H.D 2011/933 Esas 2011/936 Karar) Genel kurullarca belirlenmiş kararların ortağı bağlayacağı kuşkusuzdur. (23. Hukuk Dairesi 2012/1457 Esas 2012/3513 Karar)
Davalı, kooperatifçe adına tescil yapıldığını bundan dolayı ibar edildiğini iddia etmiş olup; bilindiği üzere bir kooperatif ortağının bağımsız bölümüne ait tapu kaydının adına tescil edilebilmesi için, ortağın taşınmazına yönelik olarak kooperatife karşı tüm edimlerini yerine getirmiş olması gerekmektedir. Davacı kooperatifçe, bu ilkeye uygun olarak, davalı ortağın bağımsız bölüm davalı adına tescil edilmiştir. Kooperatifçe taşınmaz davalı adına tescil edilmiş ise de , kooperatifin inşaatlarının devam etmesi, ana sözleşmede belirtilen kesin hesabın somut olayda sözkonusu olmadığı, yapılan hesabın tapu tescili öncesi ortağın borcunun belirlenmesine yönelik olduğu açıktır. Böyle bir durumda kooperatifçe davalının borcu bulunmadığına yönelik yapılan işlemler, tapu tescili öncesi hiçbir borcunun kalmadığının belirlenmesine yönelik olup, ileride doğacak borçların talep edilmeyeceği anlamını içermemektedir. Bu açıklamalar ışığında davalının ibra edildiği yönündeki iddiası yerinde görülmemiştir.Bununla birlikte Kooperatifler Kanun’un 27/son cümlesinde, ortaklığın düşmesinin ortağın anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmeyeceği düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda davalının sabit ücretli üye olduğuna yada istifa ettiği ve bu istifanın kabul edildiğine dair dosyada delil bulunmadığı gibi davalını kooperatifçe kendisine teslim edilen taşınmazı kullandığı kooperatife iade etmediği sabit olup davacı kooperatifçe usulune uygun genel kurul kararı sonucu alınan kesin maliyet bedelinin istenebileceği yönündeki mahkeme kararı yerinde olup davalının bu yöndeki istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu açıklamalar ve dosya kapsamında somut olayın özelliklerine uygun, denetlenebilir 18.10.2021 tarihli bilirkişi raporu, toplanan deliller, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında; Kooperatifler Kanunu hükümleri çerçevesinde yeniden kesin maliyet belirlenmesine ilişkin yasal bir engelin bulunmaması ve eşitlik prensibi gözetilerek davacı kooperatif tarafından 09/12/2018 tarihinde gerçekleştirilen olağanüstü genel kurulda kararlaştırılan maliyet talebi ile 27.04.2014 tarihli genel kurulunda kararlaştırılan kira alacağı talebinin yerinde olması nedeniyle davanın kabulüne kısmen reddine ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 20/01/2022 tarih ve 2021/285 E – 2022/45 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 8.927,64-TL TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 2.452,00 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 6.475,64 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle,HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.29/03/2022