Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/690 E. 2022/761 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/690
KARAR NO: 2022/761
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2021
ESAS NO: 2019/893
KARAR NO: 2021/1150
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 31/03/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 21/12/2021 tarih ve 2019/893 E – 2021/1150 K kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Kayseri ilinde iştigal etmekte olan inşaat firması olduğunu, davalının ise bir ilkokulda okul müdürü olup, aynı zamanda müvekkili şirketin bir takım işlerinde taşeron olarak çalışmış olan … Ltd. Şti’nin ortağı olduğunu ve bu sebeple aralarında bir takım ticari ilişki bulunduğunu, davalı …’ın müvekkilinin bilgisi ve iradesi dışında, kendisinin alacaklı olduğu, müvekkili şirketin borçlu olduğu, 13/10/2017 tanzim ve 30/03/2018 vade tarihli 5.000.000,00-TL bedelli bir senet tanzim ettiğini ve müvekkili aleyhine Kayseri 6. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı … tarafından müvekkili şirket aleyhine 5.000.000,00-TL bedelli bono olduğu iddia edilen belgeye dayalı olarak icra takibine girişilmiş ise de müvekkili şirketin takip alacaklısı davalı şahsa bu takibe konu edilen belgeden kaynaklı hiçbir borcu bulunmadığını, müvekkilinin ödeme emri tebliği ile birlikte işbu senetten haberinin olduğunu ve senedi kendisi düzenleyip imzalayıp davalıya vermediğinden Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’na 2018/33987 sayılı dosya üzerinden şüpheli hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, takibe konu senedin borçlu hanesinde müvekkili şirketin kaşesinin ve yetkilisinin imzası var ise de, davalının, müvekkili şirket ile aralarındaki başkaca ticari ilişkiden kaynaklı olarak A4 kağıdına imzalanmış olunan başkaca belgelerdeki müvekkili şirketin kaşeli imzasını kullanmak suretiyle müvekkili şirketin borçlu, kendisinin alacaklı olduğu iddia edilen ve sonradan gerçek olmayan ve bilgisayar ortamında hazırlandığı savcılık dosyasındaki bilirkişi raporlarıyla belirlenen 13/10/2017 tanzim ve 30/03/2018 vade tarihli 5.000.000,00-TL bedelli senedi tanzim ettiğini, ayrıca davalının sahte olarak başkaca belgelerdeki imzaları ve kaşeleri kullanmak suretiyle senet tanzim etmeyi kendisine alışkanlık yaptığını ve hakkında bu konu ile ilgili olarak aynı yöntemle senet tanzim ettiğinden bahisle Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/574 Esas sayılı dosyasının mevcut olduğunu, müvekkili ile davalı arasında düzenlendiği iddia edilen dava konusu bono üzerinde malen kaydı bulunması gerekirken nakden kaydı bulunmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, bu hususun mevcut durum ve senet arasında büyük bir çelişki doğurduğunu, zira davalının yaptığı iş karşılığında evrakları sözleşmeye istinaden aldığını beyan etse de senet üzerinde nakden kaydı bulunmadığını, kaldı ki davalının sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği için müvekkilinin davalıya karşı sorumlu olduğu bir borcu bulunmadığını bildirerek müvekkili şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı dosyasında senetteki imza yönünden bilirkişi raporları alındığını ve imzanın …’a ait olduğunun tespit edildiğini, savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, davacı tarafından İcra Hukuk Mahkemesi’nde de dava açıldığını ve bu davanın da reddine karar verildiğini, davacının iddia ettiği gibi sahtecilik durumunun olmadığını, davacının icra takibine de süresinde itiraz etmediğini, işbu davayı açmakta haksız olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Somut davada, davacı taraf davaya ve icra takibine konu edilen 13/10/2017 düzenleme ve 30/03/2018 vade tarihli, 5.000.000,00-TL bedelli senedin bilgisayar ortamında kopyalama, transfer vb. yapılarak oluşturulduğunu iddia ederek, yazı ve imza inkarında bulunmuş ve işbu senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş ise de, gerek Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/33987 soruşturma sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporları, gerekse Kayseri 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/541 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda senetteki imzanın davacı şirket yetkilisi …’in eli ürünü olduğu belirlenmiştir. Mahkememizce de İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi’nden senedin davacının dava dilekçesinde belirttiği gibi bilgisayar ortamında kopyalama, transfer vb. yapılarak oluşturulup oluşturulmadığı yönünde rapor alınmış olup, dava konusu senedin mutat matbu senetlerden olmayıp bilgisayar ve ekipmanı vasıtası ile oluşturulduğu, senedin genişliğinin A-4 kağıt ebadının genişliği ile aynı olduğu, senette yer alan borçlu imzası senette yer alan yazılardan farklı fiziki evsafta bir kalem ile atılmış olmakla birlikte; inceleme konusu senedin imzadan faydalanılarak oluşturulup oluşturulmadığı hususunda muvcut bulgularla daha ileri tespite gidilemediği, ayrıca senette yazıların ve imzanın yazı yaşı hususunda mürekkeplerde yazı yaşı tayinine yarayan halen kullanılagelen bilimsel herhangi bir yöntem bulunmadığından, söz konusu senette yer alan yazıların yaşı hakkında zaman birimleri açısından bir tespit yapılamadığı belirlenmiştir. Davacı, esasen açığa atılan imzanın kötüye kullanıldığını, bononun bedelsiz olduğunu iddia etmiş olup, kambiyo senedi niteliğinde ve sebepten mücerret bulunan bonolara karşı borçlu bulunmadığının yazılı delillerle ispatı gerektiği, dava konusu senetteki imzanın davacı şirket yetkilisi …’ın eli ürünü olduğu, konusu suç teşkil eden açığa atılan imzanın kötüye kullanıldığı iddiasının ceza soruşturması sonucu kanıtlanamadığı ve Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca 11/10/2019 tarih, 2018/33987 Soruşturma, 2019/28000 Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olup; bu haliyle ispat yükü üzerinde olan davacının sunduğu delillerin davasını ispatlamaya elverişli olmadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş olup, davalı taraf her ne kadar kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de, şartlar oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebine ilişkin -Davanın REDDİNE,-Şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı ve davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme tarafından davanın reddi yönünde verilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığını iş bu davanın, menfi tespit davası olduğunu davalarının dayanağının ise ; davaya konu icra takip dosyasına dayanak senede ilişkin olarak müvekkilin davalıya borçlu olmadığı ,davaya konu senedin müvekkil tarafından tanzim edilmediği ,aksine davalının kendisi tarafından müvekkil şirket ile kendi aralarındaki başkaca hukuki ilişkiden kaynaklı bir kısım A4 kağıdına yazılan imzalı ve kaşeli belgelerin kullanılması suretiyle , bu belgenin bilgisayar yazıcısına yerleştirilmesi ve bilgisayar ortamında ve A4 kağıdına Word programını kullanmak suretiyle kopyala-yapıştır yönetimi ile bu imzalı belgeyi hile ile imzalı boş senet haline getirdiği ve daha sonra bu boş kısımları kendi el yazısı ile doldurmak suretiyle senet haline gelmesini sağladığı , müvekkilin kendi rıza ve iradesi ile davalıya senet tanzim edip vermediği ve müvekkil şirketin davalıya borçlu olmadığı ve 5.000.000 TL gibi yüksek bedel borcunun olmasının da mümkün olmadığı, hususlarına dayandığını,Davalı …’ın bir ilkokulda okul müdürü olup, aynı zamanda müvekkil şirketin bir takım işlerinde taşeron olarak çalışmış olan… Ltd. Şti.’nin ortağı olduğunu, bu sebeple müvekkil şirket ile aralarında iş bu taşeron müteahhit ilişkisinden kaynaklı bir takım ticari ilişkileri mevcut iken , davalı …, müvekkilin bilgisi ve iradesi dışında müvekkilin bahse konu iş ilişkisinden kaynaklı olarak imzalamış ve kaşelemiş olduğu başkaca bir belgedeki imza ve kaşesini kullanarak kendisinin alacaklı olduğu, müvekkil şirketin borçlu olduğu ve iş bu davaya konu olan 13/10/2017 tanzim ve 30/03/2018 vade tarihli 5.000.000 TL bedelli senedi bilgisayar ortamında kambiyo senedi olarak yapmış ve bu sahte senede ilişkin olarak müvekkil şirket hakkında Kayseri 6. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, müvekkil şirket sahibi ve yetkilisi bu durumdan ve senetten kendisine ödeme emri tebliğ edilmesi ile birlikte haberdar olmuş ve davalıya borcu olmadığından ve iş bu davaya konu 5.000.000 TL bedelli senedi kendisi düzenleyip imzalamadığından, senetteki imzaların doğal olarak kendisine ait olmadığından bahisle Kayseri Cumhuriyet Savcılığı’na şüpheli hakkında suç duyurusunda bulunmuş ve Cumhuriyet Savcılığı’nın 2018/33987 Hz. sayılı dosyasıyla şüpheli hakkında soruşturma başlatıldığını Davalının bu dosyada da müvekkil şirket aleyhine tanzim ettiği senet ile aynı yöntemi kullanmak suretiyle başkaca imzalı A4 kağıdının üzerindeki boş kısma bilgisayarda Word programında, bono görüntüsünün kopyala – yapıştır yöntemiyle yapıştırılması suretiyle bonolar tanzim ettiğini bu dosya yerel mahkeme tarafından celp edildiğini UYAP ortamında dosya içerisinde mevcut olduğunu dosya kapsamında iddialarımız ve dava dayanağı husular konusunda davaya konu senede yönelik İstanbul Adli Tıp Kurumundan rapor alındığını İnceleme konusu senedin mutat matbu senetlerden olmayıp bilgisayar ve ekipmanı vasıtası ile oluşturulmuş olduğunu , İnceleme konusu senedin genişliğinin A-4 kağıt ebadının genişliği ile aynı olduğu, senedin üst kenarının forme kesim olmadığını, – İnceleme konusu senette yer alan borçlu imzası senette yer alan yazılardan farklı fiziki evsafta bir kalem ile atılmış olmakla birlikte; İnceleme konusu senedin imzadan faydalanılarak oluşturulup oluşturulmadığı hususunda muvcut bulgularla daha ileri tespite gidilemediğini, müvekkilin hakkında sahte olarak tanzim edilmiş olunan senede dayalı icra takibinden kaynaklı telafisi mümkün olamayacak zararlarının söz konusu olduğunu, ilgili icra takip dosyasıyla müvekkil şirketin tüm gayrimenkullerine haciz konulmuş ve davalı alacaklı tarafından gayrimenkullerin satışlarının istendiğini, Müvekkil şirket, gayrimenkullerinin satışlarının icra kanalıyla yapılması halinde, gayrimenkuller ihale usulünde değerinin çok altında satılacağından iflas aşamasına geleceğini takibin durdurulması neticesinde davalı alacaklının hiçbir zararı olmayacağını zaten takip alacağına karşılık müvekkilin gayrimenkullerinin mevcut olduğunu, davaya konu dosyadan da hacizli olduğunu, Ancak aksine icra takibinin devamı halinde yıllardır ticari itibarı olan müvekkil şirketin iflasına sebebiyet vereceğini Yargıtay emsal kararlarında ve ”….6100 sayılı HMK ‘nın 209/1. Maddesinde; ”Adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme tabi tutulamaz. Hükmünün bulunduğu nu, dilekçede sunulan Yargıtay kararları ışığında ve yukarıda anlattığımız gerekçelerle öncelikle telafisi güç sonuçların doğmasının engellenmesi amacıyla ,istinaf inceleme aşamasında sahte bonoya dayanılarak müvekkil şirket aleyhine başlatılmış olunan Eski Kayseri 6. İcra Dairesinin … Esas sayılı yeni kayseri genel İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takibinin tedbiren öncelikle teminatsız olarak durdurulması ve yasaya ve usule uygun olmadığı kanaatinde olduğumuz kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir Davacı vekili tarafından sunulan istinaf ve istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olduğunu yapılan incelemeler alınan bilirkişi raporu ve dosyadaki tüm delillerle ispat edildiği üzere bir sahteciliğin söz konusu olmadığını, imzanın davacıya ait çıktığını, iddia edildiği gibi davacı … tarafından asla sahte taklit bir imza atılmadığını buna dair bahsedilen her şeyin ortada olduğunu, dava ve talepler nihayettinde de istinaf incelemesinde dair bozma talebin de de davacı istinaf eden taraf haksız olduğunu, dilekçelerinde ileri sürdükleri hususların asla yerinde olmadığını, yapılan yargılama sonucunda tüm dosyalar celp edilmiş raporların dosyaya getirtildiğini ileri sürülen iddiaların tamamen hayal mahsulü olduğu ortaya çıktığını gerçeklerle alakasının bulunmadığını, senedin sahte olmadığını, imzanın davacıya ait olduğunu, davanın reddine dair verilen kararın gerekçeleri ile birlikte yarinde olduğunu, ayrıca 1 yılı aşkın bir sürede Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı Sahtecilik Ve Dolandırıcılık Suçları Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturma neticesinde ortaya çıkan tüm belgeler, raporlar, kararlar davacının yanıldığını, kötü niyetli olarak haksız ve yerinde olmayan bir dava ikame ettiğini ve nihayetinde de yerinde olan bir karar verildiğini davacının istinaf talepleri yerinde olmadığını haksız açılan davanın mevcut tüm adli tıp ve kriminal daire raporları ve savcılık takipsizlik ve raporları ile ve en son gelen adli tıp raporu ile birlikte ve kararlar bağlamında davanın reddine dair verilen kararın yerinde olduğu sunulu dilekçe ile istinaf taleplerinin ise reddine karar verilmesini , konulan tedbirden dolayı müvekkilin uğradığı açık olan zararlar nedeni ile karşı taraftan kötü niyet yerel mahkemenin tazminatı ödemesine , karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Dava, kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit talebine ilişkindir.
Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, davacının davaya konu kambiyo senedinin başka belgeyi imzaladığı zannı ile attığı imzadan oluşturulmuş senet olduğunu ve bu senetten dolayı borçlu olmadığını geçerli ve kesin delillerle ispat edememesi nedeni ile davanın reddine, davalının kötü niyet tazminat talebi yönünden menfi tespit davası ile durdurulan bir icra takibinin bulunmaması ve kötü niyet tazminatı şartlarının oluşmaması nedeni ile davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının ve davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının ve davalının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 21/12/2021 tarih ve 2019/893 E – 2021/1150 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı ve Davalıdan alınması gerekli olan 80,70’er TL’ istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacıve davalı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/03/2022