Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/682 E. 2022/747 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/682
KARAR NO: 2022/747
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/11/2021
ESAS NO: 2021/242
KARAR NO: 2021/1013
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ:31/03/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:31/03/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 23/11/2021 tarih ve 2021/242 Esas 2021/1013Karar sayılı ilamına karşı ,davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilmeye çalışılan darbe girişimi nedeniyle çıkartılan Kanun Hükmünde Kararname ile kayyuma devredilen şirketlerden olduğunu, şirketin yönetim ve denetiminin devlet eliyle sürdürüldüğünü, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılan ticari faaliyet sonucunda takip dayanağı olan cari hesap ekstresi gereğince müvekkili şirketin davalı şirketten 614.759,97-TL alacağı bulunduğunu, davalı şirketin bu ödemeyi yapması için defalarca görüşüldüğünü, ancak bu görüşmelerden hiçbir sonuç alınamaması üzerine müvekkili şirket tarafından borcun tahsili için icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirketin borcun bulunmadığı ve daha önce yapılan mutabakat ile alacaklı olduğu gerekçesi ile takibe itiraz edildiğini, müvekkili şirketin davalı şirket ile hiçbir mutabakatı bulunmadığını bildirerek itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına ve alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI VEKİLİ’NİN İLK DERECE MAHKEMESİNE VERMİŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davacı şirket ile müvekkili şirketin 2015 yılından bu tarafa çalıştıklarını, müvekkili şirketin ürettiği kumaşların, davacı şirketten alınan ve Rolik diye tabir edilen yuvarlak kağıt makaralar üzerine sarıldığını, önceleri davacı şirketin güven ortamını temin etmek amacıyla 2015 yılında ve 2016 yılındaki teslimatlar ile ilgili hiç olumsuzluk tespit edilmediğini, Roliklerin ürün maliyeti içindeki payının çok çok düşük olması nedeniyle dikkat çekmediğinden davacı şirketin 2017 yılı ocak ayından itibaren müvekkili şirkete teslim ettikleri Roliklerle ilgili aldıkları kantar fişlerini bir kısmını ikiye ayırıp birinci nüshayı fatura ekinde gönderdikten birkaç gün sonra ikinci nüshayı da ayrıca mal teslim etmemiş olmalarına rağmen müvekkili şirkete fatura ederek haksız kazanç sağladıklarını, faturalar incelendiğinde aynı tartıma ait kantar fişlerinin farklı tarihlerde düzenlenen faturalar arasına sıkıştırılarak tahsil edildiğinin görüleceğini, davacı şirketin elindeki üç nüsha kantar fişlerini farklı tarihlerde farklı fişlerin olduğu faturalar arasında mükerrer olarak kullanarak tahsilat yaptıklarını, olayın fark edilmesi üzerine geriye doğru bütün alış veriş tek tek kontrol edilerek faturaların çıkartıldığını ve 2017 yılı ocak ayından sonra düzenlenen faturalarda mükerrer kantar fişlerinin farklı faturalar ekinde kullanıldığının anlaşıldığını, bunun üzerine davacı şirket ile defaatle yapılan görüşmeler neticesinde en son yapılan 23/03/2020 tarihli görüşmede, davacı taraf ile mutabık kalınan konular ve müvekkili şirketten yapılan fazla tahsilat miktarlarının bir protokole bağlandığını, buna göre davacı tarafın müvekkili şirketten 2017/2018/2019/2020 yıllarında toplam 2.779.512,40 kg karşılığı 5.994.121,59-TL fazla tahsilat yapıldığının tespit edildiğini bildirerek davanın reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı tarafın süresinde itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır. Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının Uyap kayıtlarının celbi ile yapılan tetkikinde; alacaklı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından borçlu … Sanayi ve Ticaret A.Ş aleyhine cari hesap alacağından kaynaklanan 614.759,97-TL üzerinden ilamsız icra takibi başlattığı, borçlu vekilinin 03/07/2020 tarihli dilekçe ile borca itiraz etmesi üzerine icra müdürlüğünce 04/07/2020 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Somut davada, davacı vekili tarafından cari hesap alacağına ilişkin talepte bulunulmuştur. Davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ekinde dosyamıza sunulan ve davacı ile davalı şirket tarafından imzalanan, davacı vekili tarafından da imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğu kabul edilen 23/03/2020 tarihli protokol içeriğinden davacının davalıdan 472.541,00-TL alacaklı olduğu, ancak davacının yaptığı haksız ve fazla tahsilatlar nedeniyle davalıya 5.994.121,59-TL borcunun olduğuna dair mutabakata varıldığı görüldüğünden işbu protokol içeriğinden davacının davalıya borçlu bulunduğu anlaşıldığından tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine gerek duyulmayarak davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Verilen karar ile;1-DAVANIN REDDİNE,2-Şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine…” dair karar verilmiştir.İş bu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinden özetle; müvekkili şirket adına yerel mahkemeye vermiş oldukları dava dilekçesinde davalı şirketin 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilmeye çalışılan hain darbe girişimi nedeniyle çıkartılan kanun hükmünde kararname ile kayyuma devredilen şirketlerden olduğunu, şirketin yönetim ve denetimi devlet eliyle sürdürüldüğünü, davalı şirketin borcun bulunmadığını ve daha önce yapılan mutabakat ile alacaklı olduğu gerekçesiyle takibe itiraz ettiğini, itirazın iptalini talep ettiğini, yerel mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ekinde dosyaya sunulan ve davacı ile davalı şirket tarafından imzalanan, davacı vekili tarafından da imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğu kabul edilen 23/03/2020 tarihli protokol içeriğinden davacının davalıdan 472.541,00 TL alacaklı olduğunu, ancak davacının yaptığı haksız ve fazla tahsilatlar nedeniyle davalıya 5.994,121,59 TL borcunun olduğuna dair mutabakata varıldığını, protokol içeriğinden davacının davalıya borçlu bulunduğu anlaşıldığından gerekçesi ile davanın esasına girmeden davanın reddine karar verdiğini, yerel mahkemenin gerekçesinde taraflar arasında imzalanan protokole göre bir değerlendirme yaparak hataya düştüğünü, tüm bu nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.
DAVALI VEKİLİNİN İSTİNAFA CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23.11.2021 tarih ve 2021/242 Esas, 2021/1013 Karar sayılı kararına karşı davacının yaptığı istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve %20 icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosya kapsamından somut olayda mahkemece her ne kadar taraflar arasında akdedilen 23.03.2020 tarihli protokol uyarınca davacı şirketin davalı şirkete olan borcunun alacağından daha fazla bulunduğu göz önüne alınarak davanın reddine karar verilmiş ise de söz konusu değerlendirme ve varılan sonuç hatalı olmuştur. Zira davacı taraf aralarındaki cari hesap ilişkisinden dolayı takip başlatmış olup protokol tarihi ile takip tarihleri farklı olup, takip tarihi protokol tarihinden sonradır.Protokol tarihi ile takip tarihi arasında geçen bir zaman dilimi vardır.Dava itirazın iptali talebine ilişkin olduğundan taraflar arasındaki alacak-borç durumunun icra takip tarihi itibariyle incelenmesi,hesaplanması ve tespit edilmesi gerekir.Dolayısıyla mahkemece bu durum dikkate alınarak protokol tarihi sonrasında takip tarihine kadar ki dönem içinde de davacı ile davalı şirket arasındaki cari hesap ilişkisinin devam edip etmediğinin tespiti gerekir. Keza, davacı şirket protokol düzenlendiği sırada davalıya verdiğini ileri sürdüğü bonolar nedeniyle aleyhinde davalı tarafça takip yapıldığını ve bundan dolayı borçlu bulunmadığının tespitine ilişkin dava açtığını da beyan etmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece davacı ve davalı şirketlerin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırarak dava konusu icra takip tarihi itibariyle,takibe dayanak cari hesap ilişkisinden kaynaklı olarak davacının bir davalıdan bir alacağının bulunup bulunmadığı, protokol çerçevesinde verilip takip konusu olduğu belirtilen bonolara ilişkin ticari defterlerde her hangi bir kaydın bulunup bulunmadığının konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden bilimsel, ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınarak tartışılıp irdelenmesinden sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Bu itibarla; davacı vekillinin istinaf başvurusu yerinde görülerek 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/11/2021 tarihi 2021/242 Esas- 2021/1013 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacıdan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine,
5-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair,dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi. 31/03/2022