Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/64 E. 2022/37 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/64
KARAR NO: 2022/37
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/10/2021
ESAS NO: 2020/184
KARAR NO: 2021/888
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ:13/01/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:13/01/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/10/2021 tarih ve 2020/184 Esas 2021/888 Karar sayılı ilamına karşı ,davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alacağının sağlanması amacıyla Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile davalı hakkında ilamsız icra takibi yapıldığını borçlunun süresi içinde borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz edip takibi durdurduğunu, borçlunun itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, borçlunun itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, müvekkili tarafından davalı şirkete gönderilen mallarını teslimini içerir 28/04/2018 tarihli … nolu irsaliyeli fatura ile malların imza karşılığı teslim edildiğinin sabit olmasına rağmen davalı taraf haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek; davanın kabulü ile, itirazın iptaline, takibin devamına, borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİNİN İLK DERECE MAHKEMESİNE VERMİŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davacının iddialarının dayanaksız ve yersiz olduğunu, icra dairesi tarafından 28/10/2019 tarihli karar ile takibin yetki yönünden durdurulmasına karar verildiğini, yetkili icra dairesinde başlatılmayan geçerli bir icra takibi bulunmadığından işbu davanın usulden reddinin gerektiğini, taraflar arasında hiçbir şekilde sözleşme ilişkisi bulunmadığını, mal tesliminin söz konusu olmadığını, belirtilen irsaliyeli faturada taraflarına ait imza da bulunmadığını, davacı tarafın davasını yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, başka bir ispat aracının mümkün olmadığını, davacı tarafın haksız kazanç elde etme niyetinde olduğunu savunarak davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Somut olayda, davada davacı taraf 28.04.2018 tarihli 34.425,45 TL faturaya konu alacakların teslim edildiğini ispat etmek zorundadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince iddia eden, iddiasını ispat yükümlülüğü altındadır, müddeabihin miktarına göre 6100 sayılı HMK’nın 200. madde hükmü gereği senetle ispat etmek zorundadır. Taraflar arasında bedelin ödenmesi ispat açısından HMK’nın 202. maddesinde ifadesini bulan yazılı delil başlangıcı niteliğindeki bir belgeye dayanılmadığı gibi, aynı Kanun’un 200/2 maddesi gereğince tanık dinlenmesine karşı tarafın açık muvafakati de bulunmadığından tanık deliline dayanılamaz. Bu nedenle davacının tanık beyanları esas alınmamış ve davacı davasını ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmiştir. Kabule göre ise de tanık …’in dava konusu faturaya konu malı götürdüğü ve malın kabul edilmediği, davacı tarafın ise malı boş bir yere bırakılması ve Kayseri’ye geri kendi araçları ile götüreceği beyan edildiğini, kendisinin ise malı boş yere bıraktığından dolayı malın teslim edilmediği anlaşılmakla davanın reddine…” dair karar verilmiştir.İş bu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Yerel mahkemenin kararını kabul etmediklerini, müvekkili şirket tarafından gönderilen malların davalı borçlu tarafa kamyon şoförü tarafında götürüldüğü ve malların geri iade edilmediğini belirttiklerini, davalı tarafın dava dosyasına yaptığı savunmalarında hiç bir ticari ilişkilerinin olmadığı yönündeki beyanlarının tutarsız olduğunu, hususun yanlış ve eksik olduğunu, dinlenilen tanık anlatımlarıyla ortaya koyduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf incelemesinde ortaya çıkacak sebeplerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davalarının kabulünü talep etmiştir.İstinafa cevap veren davalı vekilinin dilekçesinden özetle; davacının istinaf taleplerinin reddini, yerel mahkeme kararının onanmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Somut olayda davalı savunmasında ve faturaya itirazında; davacıyla herhangi bir mal alış verişlerinin bulunmadığını ve faturadaki malları teslim almadığını belirtmiştir. Şu halde; davalı akti ilişkiyi reddetmiş olup davacı akti ilişkiyi ispat etmek zorundadır. Davacı tarafça her ne kadar dava konusu ve takip dayanağı olan irsaliye fatura ile faturadaki malın davalıya teslim edildiği ileri sürülmüş ise de söz konusu irsaliye faturadaki imzanın davalı şirket yetkilisinin elin ürünü olmadığı, keza takip konusu bu faturaların davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi davalının BA formlarında da yer almadığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece taraflar arasındaki akdi ilişkinin ve teslimin usulünce (yazılı delillerle ) ispat edilememesi dolayısıyla davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, istinaf edilen nihai kararda ayrıntıları yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere göre, mahkemece delillerin değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı,kararın usul ve esas yönlerinden hukuka uygun olduğu dolayısıyla istinaf eden tarafın istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilerek davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/10/2021 tarih ve 2020/184 Esas 2021/888 Karar sayılı ilamına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden Davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30TL’ nin mahsubu ile bakiye eksik kalan 21,4TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf eden davacının yaptığı istinaf posta/yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362/1 maddesi uyarınca KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi. 13/01/2022