Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/630 E. 2022/670 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/630
KARAR NO: 2022/670
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/10/2021
ESAS NO: 2020/250
KARAR NO: 2021/807
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/03/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 25/03/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2021 tarih ve 2020/250 Esas – 2021/807 Karar sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Kayseri ilinde konut yapı kooperatifi olarak faaliyet göstermekte olduğunu, davalının da bu kooperatifin üyesi olduğunu, davalı borçlu üyeye taşınmaz tesliminin yapıldığını, Kayseri İli, … ilçesi … pafta, … ada, bir parsel … Blok, … Kat … bağımsız bölüm numaralı taşınmazın adına tescil edildiğini, kooperatifin yetkili organlarında dayanak kararlar alındığı ve konut kesin maliyet bedeli raporu ile davalı üyenin borcunun çıkarıldığını, arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını, alınan kararlar neticesinde davalıya gerekli ihtarnamelerin gönderildiğini, ihtara rağmen ödenmeyen borcun muaccel hale geldiğini, bunun üzerine Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … icra sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı taraf ise bu takibe itiraz ettiğini, davalının takibe itirazının haksız, kötü niyetli olduğunu ve iptal edilmesinin gerektiğini, davanın kabulü ile itirazın iptaline takibin devamına karar verilmesini, haksız olarak takibe itiraz eden davalı borçlunun asıl alacak miktarının %20 oranında az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kooperatifin alacaklarının zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı nedeniyle taleplerinin reddinin gerektiğini, davalıya çıkarılan kesin maliyet bedelini ödemesi neticesinde tapusunun verildiğini, 12/12/2012 tarihinde tapuyu aldığı dikkate alındığında davacının talebinin genel zamanaşımı dikkate alınsa dahi zamanaşımına uğradığını, davalının davacı kooperatife karşı borcunun bulunmadığını, kooperatifçe daha önce belirlenen kesin maliyet bedeli geçerli olduğunu, buna dayanarak ödeme yapan tapusunu alan ve tapusunu devreden davalıya yeniden borç çıkarılmasının yasaya aykırı olduğunu, alınan kararların ana sözleşmeye aykırı olduğunu, davacının haksız ve hukuka aykırı davasının zamanaşımı nedeniyle esastan reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “…Kooperatifin davalıya gönderdiği, 15/05/2019 tarihli endeksleme yazısında kesin maliyetlerde itiraz süreci açıklanmış olup, 09/12/2018 tarihli genel kurul kararının 4/a maddesinde atıf yapılarak kesin maliyetin kesinleşmesinden bir ay sonra borcun tamamının muaccel hale geleceği belirtilmiştir. 15/09/2019 tarihli yazı aynı gün posta ile davalıya bildirilmiştir. Davalı endeksleme yazısına ve maliyete itiraz eden toplam 29 üye arasında yer almamaktadır. Ancak toplam 29 üyenin itirazı sonucu davacı kooperatif tarafından davalının da endeksleme rakamlarının yeniden incelendiği görülmekte ve bir önceki rakama göre daha düşük bir borç rakamı 19/07/2019 tarihli konut kesin hesap kesinleşme tebliğ yazıyla davalıya bildirilmiştir. Söz konusu yazıda yine aynı gün 19/07/2019 tarihinde posta ile dağıtıma çıkarılmıştır. Dolayısıyla 19/07/2019 tarihinden bir ay sonra borcun muaccel hale geleceği genel kurul kararında belirtildiğine göre davalının borcu 19/08/2019 tarihinde muaccel hale gelmiştir. 19/08/2019 tarihinden icra takibinin başlatıldığı 27/08/2019 tarihleri arasındaki süreye isabet eden gecikme faiz tutarı ise 173,78-TL olmaktadır. Davalıya ilişkin itiraz komisyonun bildirdiği 19/07/2019 tarihli “Konut Kesin Hesap Kesinleşme Tebliğ” yazısında davalının endeksleme sonrası bakiye borcunun 88.097,75-TL olduğu, söz konusu borca ilişkin gecikme faizinin ise 173,78-TL olduğu” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına davalı tarafça yapılmış olan itirazın kısmen iptali ile 88.097,75-TL asıl alacak ve 1.259,92-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam takibin 88.271,53-TL asıl alacak üzerinden devamına, Fazlaya ilişkin talebin reddine, Kabul edilen alacak bedeli olan 88.271,53-TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatının İİK Madde 67 gereğince davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kooperatifin davalıya gönderdiği, 15/05/2019 tarihli endeksleme yazısında kesin maliyetlerde itiraz süreci açıklanmış olup, 09/12/2018 tarihli genel kurul kararının 4/a maddesinde atıf yapılarak kesin maliyetin kesinleşmesinden bir ay sonra borcun tamamının muaccel hale geleceğinin belirtildiği, 15/09/2019 tarihli yazı aynının gün posta ile davalıya bildirildiğini, davalının endeksleme yazısına ve maliyete itiraz eden toplam 29 üye arasında yer almadığını, toplam 29 üyenin itirazı sonucu davacı kooperatif tarafından davalının da endeksleme rakamlarının yeniden incelendiği görülmekte ve bir önceki rakama göre daha düşük bir borç rakamı 19/07/2019 tarihli konut kesin hesap kesinleşme tebliğ yazısıyla davalıya bildirildiğini, söz konusu yazıda yine aynı gün 19/07/2019 tarihinde posta ile dağıtıma çıkarıldığını, dolayısıyla 19/07/2019 tarihinden bir ay sonra borcun muaccel hale geleceği genel kurul kararında belirtildiğine göre davalının borcunun 19/08/2019 tarihinde muaccel hale geldiğini, yerel mahkeme kararının hatalı olup kaldırılması gerektiğini, davacı kooperatif tarafından daha önce çıkarılan kesin maliyetlerin iptal edilerek yeniden ana sözleşmenin 61 ve 63. maddesine uygun olarak endeksleme yapılmasına 25.12.2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında karar alındığının belirtildiğini, davacı kooperatifin alacaklarının zamanaşımına uğramış olup zamanaşımı nedeniyle taleplerinin reddi gerektiğini, Yapı Kooperatifleri ana sözleşmesi ortakların şahsi sorumlulukları başlıklı 20. Maddesinde; ‘Her ortak, kooperatifin borçlarına karşı, taahhüt ettiği pay tutarı kadar sorumludur. Kooperatiften ilişkisi kesilen ortağın sorumluluğu, ayrıldığı tarihten itibaren iki yıl devam eder.’ şeklinde düzenlenmiş olup davalının 2010 yılında kat mülkiyeti tapusunu almış olup dolayısıyla kooperatif ile ilişiği 2010 yılında kesilen davalıya bu kadar yıl sonra yeniden borç çıkarılması hukuka aykırı olup davalı kooperatifin alacak talebine dayanak ettiği genel kurul ve alınan karar da yok hükmünde olduğunu, davalının kooperatife üye olduğu, üyelikten kaynaklanan borcu olduğunu kesinlikle kabul etmemekle birlikte davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, dolayısıyla davalıya çıkarılan kesin maliyet bedelini ödemesi neticesinde tapusu verilmiş olduğundan 12.12.2012 tarihinde tapuyu aldığı dikkate alındığında davacının talebi genel zamanaşımı dikkate alınsa dahi zamanaşımına uğradığını, aksi durumda davacı kooperatifin dönem dönem kesin maliyet bedeli çıkararak tapusunu alarak ilişiği kesilen eski üyelere dahi göndermesi halinde alacak zamanaşımına uğramayacağından üyelerin ömür boyu kooperatif borcu ile karşı karşıya kalacağını, ayrıca davacı kooperatifin birden fazla ve kooperatif kanununa aykırı olacak şekilde kesin maliyet çıkararak alacağı zamanaşımına uğratmamasının kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, davalının davacı kooperatife borcu bulunmadığını, bir üyeye kooperatif tarafından kesin maliyet belirtilip bu miktar ödendiğinde ferdileştirme ile daire üyeye geçirilmişse, bu kesin maliyetin yanlış hesaplanan bir maliyet olduğu konusunda genel kurulda bir karar alınmadan yeniden ve esas sözleşmede belirtilen usulde gerçek, doğru ve kesin bir maliyet hesaplanıp üyelere tebliğ ettirilip kesinleştirilmedikçe daha önce kooperatifçe belirlenmiş maliyetin kesin maliyet olduğunu, davalıya karşı daha önce Kayseri 2. Asliye ticaret Mahkemesi 2017/691 E. ve 2019/348 K. sayılı dosyasında davacı kooperatif tarafından açılan itirazın iptali davasında alınan 02.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda da bu hususun aynen bu şekilde belirtildiğini, dolayısıyla kooperatifçe daha önce belirlenen kesin maliyet bedeli geçerli olup buna dayanarak ödeme yapan, tapusunu alan ve tapusunu devreden davalıya yeniden borç çıkarılmasının yasaya aykırı olduğunu, davacı kooperatifin olağanüstü genel kurul toplantısında her ne kadar daha önce çıkarılmış olan kesin maliyetin iptal edildiğini belirtmişse de herhangi bir geçerli hukuki bir sebep belirtmemiş olup bu sebeple de kesin maliyet Medeni Kanun 2. Maddesine aykırı olduğunu, alınan kararın ana sözleşmeye aykırı olduğunu, davalının kesin maliyet sebebiyle borcu olduğunu kabul etmemekle birlikte alınan karar ile yine davacı kooperatif tarafından alınan ve davaya dayanak olan 09.12.2018 tarih ve 4 no.lu toplantı tutanağında genel kurul tarafından yönetim kuruluna endeksleme yapılması için yetki verilmiş fakat aynı kararda daha önce çıkarılan kesin maliyetlerin iptal edildiğinin belirtilmiş ve sadece endeksleme yapılmasına karar verildiği, ancak iptal edilen kesin maliyetler yerine yeniden kesin maliyet çıkarma yetkisi verilmediğinden hangi rakam üzerinden endeksleme yapılacağı da belirsiz olup yalnızca endeksleme yapılmak üzere yetki verildiğini, yine alınan kararda genel kurul tarafından ödeme takvimi de belirlenmediğini, bu durumda ana sözleşmeye aykırı olarak çıkarılmış bir borç olup bu sebeple de talep edilmesinin mümkün olmadığını, davalının 21.02.2010 tarihli genel kurulun 11. maddesine istinaden çıkarılan kesin maliyet bedelini ödediğini ve tapusunu aldığını, hatta belirlenen kesin maliyetten daha fazla bedel ödediğini, bu sebeple davalıya yeniden borç çıkarılmasının mümkün olmadığını, tehiri icra talebinin ve istinaf talebinin kabulü ile Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/250 E. 2021/807 K. sayılı ilamın kaldırılarak davacının davasının reddine karar verilmesini, %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, davacı kooperatifin kesin hesap maliyetinin tahsili amacıyla Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyası ile başlatmış olduğu ilamsız takibe davalının yapmış olduğu itirazın iptaline ilişkindir.Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davalı hakkında 88.097,75 TL kesin hesap maliyeti, 1.259,92 TL faiz olmak üzere 89.357,67 TL üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağı olarak 30.06.2019 tanzim ve 30.06.2019 vade tarihli kesin hesap maliyeti olarak gösterildiği görülmüştür.Konut Yapı Kooperatif Anasözleşmesinin 61. Maddesinde konutun kesin maliyet bedelinin nasıl belirleneceği düzenlenmiş olup bu düzenlemeye göre geçici ortalama konut maliyetlerinin hesaplanması ve endeksleme sonucu belirlenen tutara kesinleşen şerefiye bedelinin ekleneceği veya indirileceği böylece her konutun tespit tarihindeki değerlerle kesin maliyet bedelinin oluşacağı her ortağın kendisine düşen konutu kesin maliyet bedeli üzerinden kabule mecbur olduğu düzenlenmiştir. Davacı kooperatifin 09.12.2018 tarihli genel kurulunun 4/a bendinde daha önce teknik komisyon tarafından çıkartılan 27.04.2014 tarihli genel kurulunun 12. Maddesinde genel kurulca kabul edilen konut kesin maliyet hesabında kooperatif ana sözleşmesi 61/1-B maddesi uyarınca endeksleme yapılmadan belirlendiği belirtilerek bundan ötürü çıkarılan konut kesin hesap maliyetinin iptal edilmesi ile kooperatif ana sözleşmesinin 61. Maddesine uygun şekilde endeksleme yapılarak konut kesin maliyetinin belirlenmesine karar verildiği görülmüştür. Bu durumda, genel kurullarca belirlenmiş kararların ortağı bağlayacağı kuşkusuzdur. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2012/1457 Esas 2012/3513 Karar)Tüm bu açıklamalar ve dosya kapsamında somut olayın özelliklerine uygun, denetlenebilir bilirkişi raporu, toplanan deliller, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında; Kooperatifler Kanunu hükümleri çerçevesinde yeniden kesin maliyet belirlenmesine ilişkin yasal bir engelin bulunmaması ve eşitlik prensibi gözetilerek davacı kooperatif tarafından 09/12/2018 tarihinde gerçekleştirilen olağanüstü genel kurulda kararlaştırılan maliyet talebinin yerinde olması nedeniyle davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır. Takip ve davaya konu alacağın niteliği itibariyle miktarı belli yani likit sayılan alacaklardan olması ve davalı/borçlunun takibe/borca yaptığı itirazında da haksız olduğunun anlaşılması nedeniyle takibin devamına karar verilen asıl alacak miktarı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ilk derece mahkemesinin kararında yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 12/10/2021 tarih ve 2020/250 E. – 2021/807 Karar sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 6.029,82 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 1.508,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.521,82 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 24/03/2022