Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/615 E. 2022/619 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/615
KARAR NO: 2022/619
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/12/2021
ESAS NO: 2018/747
KARAR NO: 2021/1184
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/03/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:18/03/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin istinafa konu edilen 24/12/2021 tarih ve 2018/747 E – 2021/1184 K. sayılı davacı vekili vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça davacı aleyhine Kayseri 3. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığını, takibe konu bononun davacı ile … Gıda unvanlı firma arasında yapılan bayilik sözleşmesinin eki ve teminatı olarak sadece bedel ve borçlu kısmı doldurulmuş şekilde ve diğer kısımları boş bırakılarak düzenlenmiş olduğunu, bononun … Gıda tarafından bayilik sözleşmesi kapsamında verilen dolaplara teminat teşkil etmesi için düzenlemiş olduğunu, dolapların davacı tarafından … Gıd. iade edildiğinde senedin de davacıya iade edileceğini, sözleşme gereğince davacıya teslim edilen dolapların işi bittiğinde … Gıdaya iade edildiğini ancak teminat olarak düzenlenen bononun … gıda tarafından davacıya iade edilmediğini, buna ilişkin olarak da … Gıda’nın diğer ortağı olan … tarafından davacının herhangi bir borcu olmadığı ve senedin bedelsiz kaldığını gösterir 05/04/2018 tarihli yazının davacıya verildiğini, takip konusu senedin bedelsiz olduğunu, davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı şekilde icra takibi başlatıldığını, davacının bu senetten dolayı herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek, Kayseri 3. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ve bu dosyanın dayanağı olan bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti ile Kayseri 3. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibinin iptaline, haksız ve kötüniyetli takip nedeniyle davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı borçlunun borçlu olmadığının tespitini talep etmesinin borca itiraz niteliğinde olduğunu, borçlunun borçlu olmadığına dair ve senedin teminat senedi olduğuna ilişkin itirazını İİK m168/5 maddesine göre 5 günlük süre içerisinde İcra Mahkemesi’ne yapması gerektiğini, davacı tarafça İcra Mahkemesinden herhangi bir sonuç alınamadığı için işbu davanını açıldığını, menfi tespit davalarında alacaklının senede dayanması halinde borçlu olmadığının ispat yükünün davacıda olduğunu, aynı nitelikte bir delil ile borçlu olmadığını kanıtlaması gerektiğini belirterek usul ve yasaya aykırı olarak açılan davanın reddine, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “….Somut olayda … Gıda ile davacı arasında bayilik sözleşmesi yapıldığı, sözleşmenin altında bir bütün olarak senet bulunduğu, senette yalnız bedel, keşidecinin adı ve imzası bulunduğu, otokopili suret olan bayilik sözleşmesi altında bulunan senedin,takibe konu senedin nüshası olduğu alınan bilirkişi raporundan anlaşılmıştır.Ancak senedin teminat senedi olduğu yazılı delille ve kesin delille ispatlanamamıştır. Davalının sanık sıfatıyla yargılandığı Kayseri 9.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/445 esas sayılı dosyasında alınan beyanında,… Gıda isimli işyerinden olan alacağına binaen dava ve takibe konu senedi dava dışı …’dan aldığını beyan ettiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı hakkında senedin teminat senedi olduğu ve hukuka aykırı olarak ele geçirildiği, boş kısımları doldurularak takibe konulduğu gerekçesiyle resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmü verilmiş ise de bu hükmün CMK’nın 231. maddesi gereğince açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olması nedeniyle kesin hükmün sonuçlarını doğurması mümkün değildir.Açıklanan nedenlerle dava konusu senedin teminat senedi olduğu ve davalının senedi iktisabında kötü niyetli olduğu ispatlanamadığı” gerekçesiyle Davanın REDDİNE, 2-İİK madde 72/3 gereğince mahkememizin 05/11/2018 tarihli ara kararı ile verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, bu hususta icra müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, 3-İİK madde 72/3 gereğince tedbir kararı nedeni ile davalının alacağını geç almasından kaynaklanan zararından dolayı hükmün kesinleşmesiyle birlikte alacak miktarı olan 6.093,43 TL’nin %20 si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.İşbu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu bononun, teminat olarak bayilik sözleşmesine bitişik şekilde sadece bedel ve borçlu kısmı doldurulmuş vaziyette ve diğer kısımları boş bırakılarak verildiğine dair iddianın dosya kapsamında yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde anlaşıldığını, davalının bayilik sözleşmesi yapılan işyeri ile olan ilişkisine dair adi ortaklık karar defteri örneklerinin de dosya içerisinde mevcut olduğunu, konu ile alakalı tanık beyanlarının alındığını ve davalının işyerindeki sözleşmeye bitişik birçok senedi alıp götürerek usulsüz şekilde işleme koyduğunu, davalının bu senetlerin ne için alındığını bildiği yani kötüniyetle hareket ettiğinin açıkça anlaşıldığını, (Benzer mahiyette Yargıtay HGK 2005/19-488 E – 2005/567 K.) davacının aynı durumda olan şahıslarca davalı hakkında birçok şikayetin yapıldığı da mahkemeye bildirilmiş olup bu hususu ortaya koyan tanık beyanlarının da dosya içerisinde yer aldığını, dosyadaki deliller ışığında sözleşmeye bitişik olarak düzenlenen dava konusu senedin teminat senedi olduğu ve davalının bunu bilerek, kötüniyetle ve davacının zararına olarak senedi işleme koyduğunun açık olduğunu, davalı hakkında açılan Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/445 E – 2021/731 K sayılı kesinleşmiş ilamı ile; davalının davaıcya karşı takibe koyduğu bononun teminat senedi olduğu, davalının bu senedin teminat senedi olduğunu bilerek, herhangi bir alacağı bulunmadığı halde açığa imzayı kötüye kullanarak senedi veriliş amacının dışında doldurup işleme koyduğuna dair iddiaları ve eldeki davada ileri sürdüğü diğer tüm vakıalar tespit edilerek davalının attığı imzayı kötüye kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğine karar verildiğini, 6098 sayılı TBK m. 74 gereğince, ceza mahkemesinin maddi olgulara ve olayın gerçekleşmesine ilişkin bu tespitleri hukuk mahkemesini bağlayacak mahiyette olduğunu, mahkemece davalı hakkında HAGB kararı verildiği gerekçesi ile bu hususun kabul görmediğini, davalının … Gıda ünvanlı işletmeyle olan organik bağı, tanık beyanları, ceza davasındaki ifadesi ve dosyadaki diğer deliller davalının kötüniyetli olarak takip yaptığını, alacaklı olmadığı bir senede dayalı işlem yaptığını ortaya koyduğunu, davalının senedi ciro yoluyla devralmadığı için iyiniyet karinesinden yararlanmasının da söz konusu olmayacağını, dosyada davacının haklılığını ve davalının kötüniyetini kanıtlayan yeteri kadar delil bulunduğunu, mahkemece değerlendirmede hataya düşülerek davanın kabulü yerine reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, istinaf talebinin kabulü ile; usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, yapılacak inceleme neticesinde davanın kabulüne karar verilmesini, davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalının davanın tarafı olmayan …’dan olan alacağına dayanarak senedi uhdesine geçirdiğini, davalının tamamı ile iyi niyetli olarak borcun zamanında ödenmemesi üzerine senedi doldurulabilir kısımlarını doldurarak icraya koyduğunu, icra mahkemesinden herhangi bir sonuç alınamadığından borçlu tarafından menfi tespit davası açıldığını, menfi tespit davasında alacaklının senede dayanması halinde borçlu olmadığını ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, borçlu da borçlu olmadığına ilişkin ispat yükünü ancak aynı nitelikte bir delil ile gerçekleştirebileceğini, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2010/10178 E. , 2011/625 K. sayılı ilamında davalının ispat yüküne ilişkin ifadelerini destekler nitelikte olduğunu, YARGITAY 19. Hukuk Dairesinin 2012/14125 Esas 2013/1744 Karar sayılı kararının da emsal olduğunu, davacı tarafın, bayilik sözleşmesinin altında bulunan senedin teminat senedi olduğunu ve davalının senette bulunan boş kısımları kötü niyetle doldurduğunu haksız şekilde iddia ettiğini, HMK madde 194’e göre “Taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdırlar”. davacının üzerine düşen somutlaştırma yükümlülüğünü yerine getiremediğini, iddialarını ispat edemediğini, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 2018/747 E. , 2021/1184 K. 20/01/2022 tarihli kararla davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğunu, yerel mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davacının istinaf başvurusunun usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, İİK.72 mad gereği takipten sonra açılan menfi tespit davasıdır.Davacı, icra takibine konu bononun davacı ile dava dışı … Gıda arasındaki bayilik sözleşmesi gereği davacı tarafça teslim alınan dolabın teminatı olarak verildiğinden bahisle açılan menfi tespit talebine ilişkindir.Davalı tarafından davacı aleyhine Kayseri 3. İcra Dairesi’nin …E sayılı icra takip dosyasında 21/02/2018 tanzim tarihli, 04/04/2018 vade tarihli, 1.000 USD bedelli bono nedeniyle takip başlatılmış olduğu görülmüştür. Bononun davacı tarafından davalı lehine tanzim edildiği görülmüştür. Davacının sunduğu bayilik sözleşmesinin tarihsiz ve imzasız olduğu, ne davacı yanın ne de … Gıda’ya ait, dava dışı dolapları veren …’ın bir imzanın bulunmadığı, takibe konu bonoya bir atıf yapılmadığı, teminat bonosu alındığına dair bir ibarenin olmadığı görülmüştür.Kural olarak kambiyo senetleri, kayıtsız şartsız soyut borç ikrarını içeren senetlerdir. Kambiyo senetlerinde soyutluk prensibinin en önemli işlevi ispat açısından kendisini gösterir. Buna göre, bir kambiyo senediyle borç altına giren kimse, borçlu olmadığını iddia ediyor ise bu hususu ispat etmekle yükümlüdür. Bu bakımdan kambiyo senedinin bedelsiz olduğu iddiasıyla açılan menfi tespit davasında ispat külfeti davacı borçluya düşer. Bu itibarla, dava konusu bononun teminat senedi olduğunu iddia eden davacının öncelikle bu iddiasını HMK’nın 201. maddesi uyarınca yazılı delille ispatlaması gerekmektedir. Yargıtayın yerleşik içtihatları gereğince açığa imza atan sonucuna katlanır. Belgenin anlaşmaya aykırı doldurulduğu hususunun davacı tarafından aynı kuvvetteki delillerle ispatlanması gerekir.Somut olayda imzası inkar edilmeyen bono takip konusu yapılmış olup, davacı taraf söz konusu senedin bayilik sözleşmesi gereği teslim alınan dolapların teminatı olmak üzere boş olarak verildiğini, dolapların iade edilmesine rağmen senedin iade edilmediğini, taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı şekilde doldurularak icra takibine konulduğunu, teminat senedine dayalı olarak takip yapılamayacağını ileri sürmüştür. Yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere; bir senedin teminat senedi vasfını taşıyabilmesi için; ya senet metninde açık olarak teminatın hangi hususta verildiği belirtilmeli, ya da ayrı bir sözleşmeyle söz konusu teminat senedine atıf yapılarak senedin teminat senedi olduğunun belirlenebilir olması sağlanmalıdır. Senet üzerine yazılacak olan “teminattır” ibaresi dahi tek başına senede teminat senedi olma hüviyetini kazandırmaz. “teminat senedidir,” “devredilemez”, “ciro edilemez”, ibareleri de tek başına geçersiz olup, hiç yazılmamış kabul edilir. Aynı yönde (Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 2014/11410 E. 2014/13843 K. sayılı ilamı), bir senedin teminat senedi olduğunu ileri süren taraf bunu yazılı bir belge ile ispatlamalıdır. Somut olayda takip konusu bononun teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı olarak düzenlendiği yönündeki iddialar yönünden davacı tarafça dosyaya herhangi bir yazılı belge sunulamadığı, davalının taraf olmadığı bayilik sözleşmesinde bonoya atıf olmadığı, teminat senedi olduğuna dair ibare bulunmadığı, sözkonusu bayilik sözleşmesinin imzasız olduğu, bu hususun tanıkla ispatının mümkün olmadığı, kesin delille ispatı gerekirken davacının bunu ispat edemediği, ceza kovuşturmasında davalı hakkında verilen hükmün açıklanması geri bırakılması kararı maddi anlamda kesin hüküm olmayıp bir çeşit ara karar niteliğinde olduğundan ceza yargılamasına konu maddi vakıayı kesin olarak ispat etmeyeceğinden bu vasfı ile hukuk hakimini de bağlamayacağı (Yargıtay HGK’nun 01/02/2012 tarih 2011/19-639 Esas ve 2012/30 Karar; Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 10/09/2014 tarih ve 2013/17501 Esas ve 2014/11591 Karar), davacı tarafça yemin deliline de başvurulmayacağının beyan edildiği de gözönüne alınarak bu durumda HMK’nın 200. Maddesine göre senede karşı senetle ispat yükümlülüğü altında bulunan davacı tarafça senedin teminat amacıyla boş olarak verildiği veya anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu hususunun kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığı görülmekle davacının istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda istinaf edilen kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılığın bulunmadığı, kararın hukuka uygun olduğu, bu nedenlerle söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince hukuka uygun olduğu değerlendirilerek davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 24/12/2021 tarih ve 2018/747 E – 2021/1184 K. sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL nispi istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.17/03/2022