Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/59 E. 2022/51 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/59
KARAR NO: 2022/51
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/09/2021
ESAS NO: 2021/248
KARAR NO: 2021/761
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/01/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:12/01/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/09/2021 tarih ve 2021/248 Esas – 2021/761 sayılı kararı davalı … vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin hasım gösterilerek Kayseri 2. Tüketici Mahkemesi’nin 2020/495 Esas (Kayseri 3. Tüketici Mahkemesi’nin 2018/249 eski Esas ) sayılı dava dosyası üzerinden araç tamirinden kaynaklanan ayıplı hizmet nedeni ile uğranılan zararın tazmini istemiyle dava açıldığını, ancak işbu dava devam ederken … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin davanın devam ettiğini bildirmesine karşın tasfiye sürecine girdiğini ve şirketin tasfiye edilerek ticaret sicilinden terkin edildiğini, Kayseri 2. Tüketici Mahkemesi’nce 2020/495 Esas sayılı dava dosyasından açılan davada taraf teşkilinin sağlanması için yerel mahkeme tarafından kendilerine dava açmak üzere süre verildiğini belirterek … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin ihyasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılara usulüne uygun meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı … Müdürlüğü davaya karşı herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı, duruşmaya da katılmadığı görülmüştür.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının bu davanın açılmasına sebebiyet verecek herhangi bir kusurda bulunmadığını belirterek davalının yargılamanın ilk duruşması gerçekleşmeksizin davayı kabul etmiş olması nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “…Dosya kapsamına göre, TTK’nın 547. maddesi hükmü ve tüm beyan ve deliller birlikte dikkate alındığında, davalılar aleyhine açılmış işbu ihya davasının kabulü için yasaca aranan koşulların oluştuğu, tasfiye işleminin tam olarak tamamlanabilmesi için Kayseri 2. Tüketici Mahkemesi’nin 2010/495 Esas sayılı dava dosyası üzerinden görülen davanın sonuçlanıp infazının da yapılması gerekirken davalı tasfiye memurunca bu dosyanın akıbeti beklenilmeden şirketin tasfiyesinin gerçekleştirildiği, eksik tasfiye işlemlerinin tamamlanabilmesi için yasal işlemlerin yapılıp tamamlanması gerektiği, davacının bu nedenlere dayalı ihya talebi yönünden hukuki yararının bulunduğu, bu işlemlerin yapılabilmesi için de kaydı silinmiş olan şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiği kanaatına varıldığını, Davalı … Müdürlüğü, davada yasal hasım olduğundan yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulamamıştır (Yargıtay 11. H.D.’nin 04/04/2016 tarih ve 2016/2926 E., 2016/3585 K. sayılı benzer ilâmı).Ticaret sicili müdürlükleri ihya davalarında yasal hasım konumunda olmakla birlikte, ihyası istenin şirketin tasfiye sonucu terkin edildiği anlaşıldığından, şirketin tasfiye memuru veya varsa tasfiye kurulu yasal hasım olan … Memurluğu ile birlikte zorunlu dava arkadaşı durumundadır. “Mecburî dava arkadaşlarının davadaki durumu” başlığını taşıyan HMK’nun 60. maddesinde, maddî bakımdan mecburî dava arkadaşlarına yönelik usul hükümlerine yer verilmiştir. Buna göre, maddî bakımdan mecburî dava arkadaşlığı ancak kanunlarda belirtilen elbirliği ortaklığı ile bölünemeyen hak veya borç üzerinde birden fazla kişinin tasarrufta bulunması hâlinde söz konusu olabilmektedir. Mecburî dava arkadaşlığına yönelik 60. maddedeki düzenleme göz önüne alındığında dava arkadaşlarının ancak birlikte dava açmaları veya aleyhlerine birlikte dava açılması zorunludur. Maddedeki, duruşmaya gelmiş olan dava arkadaşlarının yapmış oldukları usul işlemlerinden kasıt, hem tarafın duruşmaya gelmemesi, hem de duruşma dışında süreye tâbi işlemlerde hareketsiz kalınması durumunda geçerli olacağı kabul edilmelidir. Öte yandan, bu düzenleme, davada usul işlemleri bakımından geçerli olup, sulh, feragat ve kabul gibi maddî hukuk içerikli usul işlemleri açısından geçerli değildir. Zira, bu türlü maddî hukuk içerikli tasarruf işlemlerinde dava arkadaşları, ancak birlikte hareket etmek zorundadır. Yine, dava arkadaşları hakkında tek hüküm verilmesi esası geçerli olduğundan, mahkemece yapılacak tahkikat ve yargılamaya ilişkin işlemlerde dava arkadaşlarının birlikte hareket etmeleri zorunluluğu esası geçerlidir. Bu nedenle davalı Tasfiye Halinde … San. Tic. Ltd. Şti.’nin tek başına davayı kabul beyanının hukuki geçerliliği bulunmamaktadır. Öte yandan, tasfiye süreci sona ermeden tasfiye toplantısı yaparak şirketin sicilden terkinin sağlayan tasfiye memurunun açılan dosyada yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gereklidir (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 11/12/2019 günlü,2019/1184 Esas ve 2019/1548 Karar sayılı emsal kararı)” gerekçesiyle davanın kabulü ile Kayseri … Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı iken 19/11/2020 tarihinde tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen Tasfiye Halinde … San Tic Ltd Şti’nin Kayseri 2. Tüketici Mahkemesinin 2020/495 Esas sayılı dava dosyasının görülüp sonuçlandırılması ve infaz işlemleri ile ilgili ek tasfiye işlemleri ile sınırlı olmak üzere ticaret siciline yeniden tescili ile ihyasına, 6102 sayılı TTK’nun 547/2 maddesi uyarınca ek tasfiye işlemlerinin yapılması için … (T.C.No: …) ‘ün tasfiye memuru olarak atanmasına, Tasfiye memuruna emek ve mesaisi karşılığında 400,00-TL ücret takdirine, bu ücretin ihyasına karar verilen şirketin mamelekinden karşılanarak tasfiye memuruna ödenmesine, kararın kesinleşmesine müteakip Kayseri … Müdürlüğü’nce tescil ve ilanına karar verilmiştir.İşbu kararı davalı … vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili tarafından istinaf başvuru dilekçesinde özetle; açılan bir dava ile ilgili olarak ihya kararı verilmesinin tasfiye kurumunun ruhuna uygun olmadığını, şirketin ihyası ile ilgili TTK 547. maddenin anonim şirketlere ilişkin bir hüküm olmakla birlikte, TTK 643/1 maddede yapılan yollama nedeniyle limited şirketler hakkında da uygulandığını, Kanun’un 547/2 maddesi ek tasfiyeden bahsetmekte ancak ek tasfiyenin nelerden ibaret olacağına ilişkin bir sınırlandırmaya gitmediğini, ek tasfiye işlemleri için bir tane dava açılabileceği gibi birden fazla dava veya uyuşmazlık bulunmasının mümkün olduğunu, bu nedenle açılan veya açılacak bir dava ile sınırlı olarak ihya kararı verilmesinin, tasfiye kurumunun ruhuna uygun olmadığını, ayrıca her hukuki uyuşmazlık için ihya kararı almanın usul ekonomisine aykırılık teşkil edecek nitelikte olduğunu, ihya davalarının yargılamasının 6100 sayılı kanun’un 316. maddesinde sayılan işlerden olmaması ve 6102 sayılı kanun’da bu konuda basit yargılamaya tabi olduğuna ilişkin hüküm bulunmaması karşısında, basit yargılama usulü ile yargılama yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının vekalet ücreti başta olmak üzere yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını, davalının davanın açılmasına sebebiyet vermediği gibi davalıya izafe edilebilecek bir kusurunda bulunmadığını, davalının yargılamanın ilk duruşması gerçekleşmeksizin davayı kabul etmesi nedeniyle yargılama giderleri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini, mahkemenin aksi kanaatte ise; davalının AAÜT 6. maddesi ile Harçlar Kanunu’nun 22. maddesine göre hesaplanacak harç ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerektiğini, davalının cevap dilekçesi ile davayı kabul ettiğini, davalının davayı ön inceleme duruşması yapılmadan önce kabul ettiğinden Harçlar Kanunu 22. madde ve karar tarihindeki AAÜT 6. maddeye göre hesaplanacak harç ve vekalet ücretinden sorumlu tutulabileceğini belirterek; istinaf kanun yoluna başvurusunun kabulüne, davalının vekalet ücreti başta olmak üzere yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına, mahkeme aksi kanaatte ise davalının cevap dilekçesi ile davayı kabul ettiğinden dolayı AAÜT 6. Maddesi ile Harçlar Kanununun 22. maddesine göre hesaplanacak harç ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına, istinaf yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, tasfiye suretiyle ticaret sicilinden terkin edilen … San Tic Ltd Şti”nin ihyası istemine ilişkindir. İhyası talep olunan şirketin tasfiyesine karar verildiği ve tasfiye memuru olarak …’ün seçildiği, tasfiye kararının 19/11/2020 tarihinde tescil edilerek tasfiyenin sona ermesi nedeniyle sicil kaydının terkin olduğu anlaşılmıştır.Davacı tarafından, alacakların tahsili amacıyla ihyası istenilen şirket aleyhine Kayseri 2. Tüketici Mahkemesi’nin 2020/495 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı ve anılan davanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır.6102 Sayılı TTK’nın 547. maddesi, ek tasfiye başlığı altında; “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu  anlaşılırsa, son tasfiye memurları,  yönetim kurulu  üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret  mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir” düzenlemesini getirmiştir.TTK hükümleri uyarınca ortaklar kurulunun tasfiye kararı alması, atanan tasfiye memurları tarafından yapılan işlemler sonucu tasfiye sonu bilançosu açıklanarak sicilden şirketin terkin edilmesine yönelik davalarda, husumet … memurluğu ile son tasfiye memurlarına yöneltilir. Her halükarda TTK’nın 547/2. maddesine göre şirketin ihyasına karar verilirse ek tasfiye memuru atanır.TTK’nın 1521’inci maddesinde ise “Şirket davalarında yargılama usulü” düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, ticaret şirketlerinde, ortakların veya pay sahiplerinin şirketle veya birbirleriyle şirket ortaklığından veya pay sahipliğinden kaynaklanan davalarda veya şirketin yönetim kurulu üyeleri, yöneticileri, müdürleri, tasfiye memurları ya da denetçilerine karşı açılacak davalarda basit yargılama usulü uygulanacağı açıkça belirtilmiştir.Somut uyuşmazlığa gelindiğinde; eldeki dava TTK’nın 547’nci maddesine dayalı ve uygulamada isimlendirildiği üzere bir “ihya” davası niteliğinde olup, davanın tasfiye memuruna yöneltilmiş bulunması, diğer davalının “yasal hasım” olması ve aynı Kanun’un 1521’inci maddesi gözetildiğinde davanın niteliği uyarınca HMK’nın 316’ncı maddesi uyarınca basit yargılama usulüne tabi bulunduğu kabul edilmiştir. Bu nitelikteki davaların yazılı yargılama usulüne tabi olduğunu kabul etmenin yasal dayanağı bulunmadığı gibi, TTK’nın 1521’inci maddesine göre ana tasfiye davası basit usulde görülürken ek tasfiye davasının yazılı yargılama usulüne tabi bulunduğunu kabul etmek için bir neden de bulunmamaktadır. TTK’nın 547’nci maddesinden düzenlenen ek tasfiyenin HMK’nın 382’nci maddesinin ikinci bendinde sayılmamış olsa da, maddede sayılanların sınırlı olmadığı, örnek olarak bir kısım çekişmesiz yargı işlerinin gösterildiği, HMK’nın 382’nci maddesinde bir işin çekişmesiz yargı işi olup olmadığının tespiti için belirtilen ölçütlerden “İlgililer arasında uyuşmazlık olmayan hâller” ve “İlgililerin, ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı hâller” şeklinde belirtilen ölçütler dikkate alındığında, ek tasfiyenin çekişmesiz yargı işi olduğu ve BASİT YARGILAMA USULÜNE tabi olduğu anlaşılmaktadır. (HGK 2017/11-2924 Esas 2018/1935 Karar sayılı içtihadı)Davacı tarafından açılan dava; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 643.mad.sinin yollamasıyla 547. maddesinde düzenlenen ek tasfiye istemine ilişkindir. Belirtilen yasa maddesinde açıkça düzenlendiği üzere; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa davaya dayanak olan işlemlerin sonuçlandırılmasına münhasır olarak şirketin yeniden tescili talebi ile işbu davanın açılıp görülmesi mümkündür. Davacının açtığı alacak davasında yapılacak yargılama sonunda davanının kabulune karar verildiği taktirde tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlandığından bahsedilemeyecektir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/1277 E.) Bu bağlamda verilen kararın sonucuna göre de yargılama giderinden şirketi temsilen tasfiye memuru sorumlu olacaktır. Açıklanan nedenlerle; davanın kabulüne ilişkin kararda usul ve yasaya aykırılık olmadığı gibi kamu düzenine de aykırılık da tesbit edilemediğinden istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/1611 Esas 2017/2582 Karar)
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davalı … vekilinin söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 20/09/2021 tarih ve 2021/248 E – 2021/761 sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafça peşin yatırılan 59,30 TL’nin düşümü ile eksik kalan 21,40 TL harcın davalı … ten tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/01/2022