Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/56 E. 2022/60 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/56
KARAR NO: 2022/60
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2021
ESAS NO: 2018/910
KARAR NO: 2021/319
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ:12/01/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 12/01/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 22/03/2021 tarih ve 2018/910 Esas 2021/319 Karar sayılı ilamına karşı ,davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya asansör malzemeleri satışı yaptığını, davalının borcunu ödemediğini, Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalının fatura konusu malları almadığına yönelik itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalının fatura konusu malları almadığına yönelik itirazı olmadığını, taraflar arasındaki ihtilafın davalının aldığı malların bedelini ödeyip ödemediği noktasında toplandığını, cari hesap, faturalar ve ticari defter ve kayıtlarına göre davalının ödeme yapmadığının anlaşılacağını, müvekkilinin davalıdan alacağının 44.254,51-TL olduğunu, davalının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALI VEKİLİNİN İLK DERECE MAHKEMESİNE VERMİŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davacı talebinin zamanaşımına uğradığını, icra dosyasına yapılan itiraz dilekçesinde takibe, takip dayanağı evraklara takip konusu borca ve ferilerine itiraz edildiğini, davacıya takibe konu faturalar nedeniyle davalının borcu olmadığını, mal teslimini davacının ispat etmesi gerektiğini, dava ve takip konusu borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında ödemelerin yapıldığını, davacının icra takibinde faiz talep etmesinin mümkün olmadığını, faturada yazan tarihin tek başına borcu muaccel kılmayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama soncunda “…Tüm bu açıklamalar ışığında, dava ve takip konusu fatura her iki yanın ticari defterlerinde kayıtlı olup teslim olgusu taraflar arasında ihtilafsız olduğu görülmektedir. Davacı tarafça dava konusu faturaların bedelinin ödenmediğinden bahisle takip yapılarak itiraz üzerine iş bu itirazın iptali davası açılmış olup, davalı tarafça ödeme savunmasında bulunulmuştur. Davalı tarafından ödemeye ilişkin bir kısım belgeler sunulmuş, bu hususta davacı şirket yetkilisi isticvap edilmiş, davacı şirket çalışanlarının beyanları alınmıştır. …tarafından düzenlenen 15.000,00-TL ve 5.000,00-TL tutarlı iki adet tahsilat belgesi dışındaki tahsilatların belgeleri karşılığında davacı şirket tarafından yapıldığı, ancak ticari defterlere kayıt edilmediği kanaatine varılmıştır. Esasen …tarafından düzenlenen 15.000,00-TL ve 5.000,00-TL tutarlı iki adet tahsilat belgesinde davacı şirketin kaşesinin olmadığı, dosya içine sunulan diğer tahsilat makbuzları gibi düzenlenmediği, 15.000,00-TL tutarlı tahsilat belgesinin el yazısı ile ve 5.000,00-TL bilgisayardan oluşturulduğu, işlem numarasının, cari kodunun, işlem noktasının kimin borcuna istinaden kimin adına tahsilat yapıldığının yazmadığı, bu tahsilatların başka delillerle de doğrulanmadığı, bu iki tahsilat belgesinin dışındaki diğer 11 adet belgeye bağlı 14.075,00-TL miktarlı tahsilatların belgeler karşılığında tahsil edilmiş olduğu davacı şirket yetkilisinin ve çalışanlarının anlatımlarından anlaşılmaktadır. Davacının yaptığı tahsilatları kendi ticari defterlerine işlememesi davacı lehine bir hak kazandırmayacağı gibi davalı aleyhine delil de olmaz. Davalının yaptığı ödemelerin ikisi çek ile yapılmıştır. Bu çeklerle ilgili banka kayıtları ve çek görüntüsü ilgili bankadan celp edilmiştir. Bu çeklerin davalı tarafından davacıya cirolandığı, davacının da üçüncü kişiye ciroladığı ve çeklerin bedellerinin ödendiği görülmüştür. Muhasebeci bilirkişinin 25/11/2019 tarihli ek raporda; “davalı ödemelerinin 20.000,00-TL + 20.000,00-TL tutarlı iki adet çekle yapılan ödeme ile tahsilat belgesi ile yapılan tahsilatların TBK’nun 102/2. kapsamında aynı anda muaccel olan alacaklara orantılı dağıtımı sonucunda davacının takip dayanağı olan 29.500,00-TL bedelli faturadan alacağının kalmayacağı, ancak diğer takip dayanağı olan 153,40-TL bedelli ikinci faturaya dayalı borcu söndürmediği, davacının bu 153,40-TL bedelli ikinci fatura tutarının tamamından alacaklı olacağı, dosya kapsamında davalının icra takibinden önce temerrüte düşürüldüğüne dair ihtarname ve tebliğ bilgisinin bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı” bildirilmiştir. Bu tespit, toplanan delillere ve dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunmuş ve mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınmıştır.İtirazın iptali davası takibe sıkı sıkıya bağlı olup 6098 sayılı TBK’nun 100 ve devamı maddeleri ve HMK’nun 222 ve devamı maddelerindeki düzenlemeler karşısında davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 153,40-TL asıl alacak tutarında alacaklı olduğu anlaşılmaktadır.Kural olarak, muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Temerrüt ya bir ihtar ile ya da dava açılması suretiyle gerçekleşir. İade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez (TBK’nun l17/1. maddesi).Faturaya dayalı takiplerde takip öncesi borçludan faiz talep edilebilmesi için fatura borçlusunun bir ihtar ile ya da aleyhine bir takip ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir. Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşur. Ödeme talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemez. Somut olayda takip tarihinden önce davacı tarafından davalıya gönderilen bir temerrüt ihtarı olmadığı görülmekle davacının takip öncesi faiz talebinin reddine karar verilmesi uygun görülmüştür.Buna göre davacının davasının kısmen kabulü ile, Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takip dosyasında davalının vaki itirazının kısmen iptali ile, 153,40-TL asıl alacak üzerinden icra takibinin devamına, tarafların tacir olmaları ve alacağın ticari faaliyetten doğmuş olması nedeniyle takip tarihinden tahsil tarihine kadar 153,40-TL asıl alacağa yıllık %10,75 oranında ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmesine, ispatlanmadığından davacının fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmıştır.Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı, davalı taraf ise cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuştur. İİK’nun 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. İtiraza konu takip faturaya dayandığı, davalı hakkında icra takip dosyasında davanın kısmen kabulüne karar verilen alacak miktarının likit, yani belirlenebilir ve hesaplanabilir mahiyettebir alacak olduğu kanaati ile, İİK’nun 67/2. maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen toplam 153,40-TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerekmiştir. Davacının takipte kötü niyetli olduğunu ispata yönelik delil bulunmadığından dolayı yasal koşulları bulunmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesi de uygun görülmüştür. Davacının davasının kısmen kabulü ile, Kayseri 4. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasında davalının vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile, 153,40-TL asıl alacak üzerinden İCRA TAKİBİNİN DEVAMINA, Takip tarihinden tahsil tarihine kadar 153,40-TL asıl alacağa yıllık %10,75 oranında ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmesine, Davacının fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin REDDİNE, İtirazın iptaline karar verilen 153,40-TL nin takdiren %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Koşulları bulunmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine”….dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Yerel mahkemenin bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabul kısmen reddi ile icra takibinin 153,40 TL yönünden iptaline karar verdiğini, Karardaki bir diğer hukuka aykırığın ise davalı tarafın ödeme iddiası ile sunduğu belgelerin hiçbir somut inceleme yapılmadan geçerli kabul edilmesi ve davalı ödemesi olarak dikkate alındığını, Yerel mahkemenin davalı tarafın sunduğu cari hesap ekstreleri ve ödeme belgeleri ile alakalı beyanda bulunmalarını istediklerini, taraflarınca sunulan 01.03.2021 tarihli dilekçede bu belgelerin sıhhatinin ve geçerliliğinin davalı tarafça ispatlanması gerektiğini ifade ettiklerini, buna rağmen davalı tarafın sunduğu belgeler üzerinde hiçbir inceleme yaptırılmadığını, özellikle …ismiyle imzalanmış şekilde sunulan belgelerin müvekkilince kesinlikle kabul edilmediğini, bu belgelerin gerçekten …tarafından düzenlenip düzenlenmediği hususunda yazı ve imza incelemesi yapılmadığını ,…tarafından düzenlendi ise hangi borç için düzenlendiği gibi konularda hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadığını, tamamen davalı iddialarının doğru olduğunun kabul edilerek davalının sıhhatini ve geçerliliğini ispatlayamadığı belgelere dayalı hüküm tesis edildiğini, mahkemenin hiçbir araştırma yapmadan , davalı tarafça ödeme iddiasıyla sunulan belgelerle ödeme yaptığının kanaatine varabilmesinin hukuken mümkün olmadığını, bu iddianın somut delillerle desteklenmesi ve neticesine göre bir karar verilmesi gerektiğini, ödeme iddiası ile ilgili ispat yükünün de davalı üzerinde olduğunu, yerel mahkemenin eksik inceleme neticesinde karar verdiğini, Mahkemenin dosya kapsamında müvekkili şirket yetkilisinden yazı ve imza örneği alıp sonrasında bu konuda hiçbir inceleme yaptırmamasının iddialarının doğruluğunu ortaya koyduğunu, mahkemenin faiz konusundaki gerekçesinin hatalı olduğunu, somut olayda davalının TTK m. 1530’a göre mütemerrit sayılması ve bu madde uyarınca faiz hesabı yapılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle taleplerinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasını, davalarının kabulünü, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere ve özellikle hükme esas alınan 25.11.2019 tarihli ek bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelerin hukuken isabetli ve yerinde olmasına, mahkemenin kanıtları takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, dolayısıyla, davacı taraf vekilince yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı görülmüştür.Bu itibarla; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu,bu nedenlerle usul ve yasaya uygun mahkeme kararına karşı davacı vekilince yapılan istinaf itirazlarının reddi gerektiği değerlendirilmiştir.Sonuç itibariyle; davacı taraf vekilinin yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kayseri 1.Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 22/03/2021tarih ve 2018/910 Esas 2021/319 Karar sayılı ilamına karşı davacı vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 80,70TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davacı tarafından peşin yatırılmış 59,30TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,4TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf eden davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin, harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/4.maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.12/01/2022