Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/530 E. 2022/531 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/530
KARAR NO: 2022/531
KARAR TARİHİ: 09/03/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/11/2021
NUMARASI: 2020/385 E. 2021/921 K.
DAVANIN KONUSU: İtrazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 09/03/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 04/11/2021 tarih ve 2020/385 E – 2021/921 K kararına karşı süresi içinde davalı asil … tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davacı banka ile davalılardan …San. Tic. Ltd. Şti arasında 24/07/2009 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalı şirkete 200.000,00 TL ye kadar kredi limiti tanımlandığını, bu sözleşmede diğer davalıların şirket yetkilileri olduğunu ve müteselsil kefil sıfatıyla borçtan sorumlu olmayı kabul ettiklerini, ayrıca aynı sözleşmeden kaynaklı davalı şirkete kredi kartı verildiğini, imzalanan sözleşmeye istinaden davalı şirkete toplamda 93.000,00 TL kredi kullandırıldığını, davalıların krediye ilişkin ödemesi gereken taksitler ile kredi kartlarına ilişkin ödenmesi gereken tutarların zamanında ödenmediğini, bu nedenle davacı banka tarafından davalılara ihtarname gönderildiği, bildirilen tarihte ödeme yapılmaması nedeniyle davalı borçlular aleyhine Kayseri 1. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalılarca haksız ve yersiz olarak icra takibine itiraz edildiği, takibin durduğu, bu nedenlerle davalıların icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamını %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılara tahmilini talep ve dava etmiştir.Davalıların savunmasının ve dayanaklarının özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde iddia ettiği gibi borca ve ferilerine itiraz edilmediğini, bankanın vadesi gelmemiş borçların üzerinden faiz ve ferilerine, haksız hesaplanan miktarlara itiraz edildiğini, takip dosyasına verilen itiraz dilekçesinde bu hususun açıkça belli olduğunu, davacı bankadan 24/07/2014 yılında 50.000,00 TL lik 36 ay vadeli alınan kredinin 34 taksitinin düzenli olarak ödendiğini, bu krediden kalan borcunun 3.402,30 TL olduğunu, 09/09/2015 tarihinde 15.500,00 TL olarak 36 ay taksitle kullanılan krediden 20 taksitinin düzenli ödendiğini, bu krediden kalan borcunun 7.891,04 TL olduğunu, 09/01/2017 yılında kullanılan 27.500,00 TL lik 36 ay eşit taksitli kullanılan kredinin 3 taksitini düzenli ödendiğini, bu krediden kalan borcun ise 25.7250,79 TL olduğunu, davacı bankadan verilen 2 adet kredi kartının toplam 26.219,63 TL olduğunu, davacı bankanın icra işlemlerinde faiz ve temerrüt faiz oranlarını gizlediğini, davacı bankanın olması gerekenin 2 katından fazla faiz talep ettiğini, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz olarak eklenen 10.000,00 TL lik teminat mektubu ve faiz olarak ayrıca eklenen 279.038,00 TL bakiyenin iptal edilmesine ve haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğu için tazminata hükmedilmesini, 1. Krediden kalan ana para 3.402,36 TL, 2. Krediden kalan anapara borcunun 7.891,04 TL, 3. Krediden kalan anapara borcunun 25.725,79 TL, birinci kredi kartından kalan borcunun 14.440,00 TL, 2. Kredi kartından kalan borcunun 11.779,23 TL olmak üzere toplam borcunun 63.238,82 TL olduğunun tespitini, davacı tarafça haksız kazanç elde edilmeye çalışılmasından dolayı ayrıca tazminata hükmedilmesini, faiz oranlarından dolayı tazminata hükmedilmesine, ara buluculuk hizmetleri nedeniyle tazminata hükmedilmesini, haksız ve mesnetsiz açılan dava nedeniyle tazminata hükmedilmesini, 1 yıllık hak düşürücü sürenin aşmasından dolayı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında “…Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, mahkememizce toplanmış usulüne uygun deliller olarak değerlendirilmiş buna göre, davacı bankanın davalılardan Doğan … Ltd. Şti. arasında düzenlenen 27/04/2014 tarihli genel kredi sözleşmesine diğer davalılar … ve …’nın 200.000,00-TL kefalet limiti ile kefil oldukları, kredi geri ödemesi çerçevesinde 29/05/2017 tarihi itibariyle muaccel hale gelen nakdi kredilerden kaynaklı kredi kat ihtarı gönderilerek borcun muaccel hale geldiği, kredi kat ihtarında verilen 7 günlük mehil süresini takiben asıl borçlu şirketin 11/06/2017 tarihinde temerrüte düştükleri ve fakat davacı banka tarafından başlatılan icra takibinde işlemiş faiz oranının %0 olarak belirtilmiş olduğundan faiz isteminin takip tarihi öncesi işleyen kısımdan davacının zımnen feragat ettiği, başlatılan icra takibinin bilirkişi raporunda da tespit edildiği gibi 64.364,00-TL asıl alacak üzerinden yerinde olduğu, öte yandan davacı vekilinin ve davalı …’nın 10/06/2021 tarihli celse beyanlarında teminat mektubunun iade edilmiş olması nedeniyle gayri nakdi alacak yönünden başlatılan icra takibinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davacının davasının kısmen kabulüne karar verilerek takibin asıl alacak yönünden itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir. Likit nitelikte banka alacağına haksız itiraz nedeniyle yasal koşulları oluşan icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmiştir. Davanın kısmen kabulü ile, Davacının davalı hakkında başlatmış olduğu Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya kapsamında davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın iptaline, takip konusu asıl alacak 64.364,00-TL olmak üzere toplam 64.364,00-TL alacak üzerinden takibin devamına, fazla istemin reddine, Teminat mektup bedelinden kaynaklı 10.000,00-TL gayri nakdi alacak yönünden davacının talebinin reddine, Davacının icra inkar tazminatının kabulü ile, alacağın (64.364,00-TL) %20’si tutarında olmak üzere 12.872,80-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı asil … tarafından yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … tarafından sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İcra inkar tazminatına hükmedilirken bu miktarın değil de ana borcunun tamamı üzerinden hesaplandığını, 2020/385 esas nolu dosyada mahkemede beyan ettiği belgelerini sunduğu borcunun 63.238,82 TL olduğunu ve faiz adı altında istenen miktara itiraz ettiğini her dilekçede beyan ettiğini, davacının da dava için açtığı 79 813,77 TL tutarındaki miktarın bilirkişinin tespitinde belirttiği üzere 64.564,00 TL olduğunun mahkemede tespit edildiğini, yani likit borcu olan miktarın 15 499,77 TL üzerinde davacı ilamsız icra işlemine başlamış olduğu için kanunu hakkını aramak için itiraz ettiğini, buradaki yanılgının tüm borca itiraz ettiği yönünde olduğunu, icra iflas Kanununun 67 ve 68 maddelerinde belirtildiği üzere davalı ve davacıya haksız yaptığı takipler yönünden kusur oranlarına göre davacı ve davalıya haksız inkar tazminatına hükmedilmesi için karşı tarafın talebine bağlı olarak icra inkar yada kötü niyet tazminatına hükmedilmesini emrettiğini, davalı olarak mahkemeye sunmuş olduğu likit olan borcun |( 63 238,82 TL) üzerinde ki haksızlık için tazminata hükmedilmesi gerekirken tüm borç üzerinden hükmedilmesinin, davacı karşı tarafında ısrar ile yaptığı ve mahkemece kanıtlanmış haksız miktarlar için kötü niyet tazminatına hükmedilmemesinin adaletsizliğe yol açacağını, davacının 2017 / 10826 esas sayılı ilamsız icra takip dilekçesinde belirtilen 10 000 , TL nin faizsiz istenen alacak ve 279,38 TL masraf olarak belirttiği miktarın teminat mektubu karşılığı için olduğunu davacının kötü niyetle hareket etmekte haksız kazanç için elinden geleni yaptığını, söz konusu teminat mektubu için 2017 / 11283 esas no ile 1. Asliye ticaret mahkemesine bir dava daha açtığını,bu davanın 2018 / 72 esas no ile 1. Asliye ticaret mahkemesinde görüldüğünü ve davacının haksız miktar talep ettiğinin tespit edildiğini ve 2018 / 808 karar ile usulden reddedildiğini, davacının ısrar ile bu miktar içir dava açması kötü niyetle yapıldığının delili olduğunu, 2020 / 385 no lu davada da bunu belgeleyemediği için bu miktarın iptal edildiğini, davacının kötü niyetle hareket ettiği için ayrıca cezalandırılması gerekirken bu konunun dikkate alınmadığını, davacının itirazın iptali davası açarken nöbetçi asliye ticaret mahkemesine verdiği dilekçede şirketlerinin adresini kötü niyetli olarak yanlış yazmış tebligatın şirket adresine ulaşmasını engellemek istediğini, İİ Kanunu 68 / b maddesine göre tazminata hükmedilmesini dava açma şartlarındarı olan arabulucuya gitme zorunluluğununun kötü niyetli davranarak davalı şirket için 2020/433 dosya ile … arabuluculuk ofisine müteselsil kefiller için … dosya no ile …’ı arabuluculuk ofisine yönlendirmiş tek bir davada masrafları artırmak için ayrı ayrı arabuluculuk ücreti ödenmesini sağlayarak kendilerini ve öncelikle devleti fazla yük altına soktuğunu, haksız bu işlemden dolayı herhangi bir cezaya maruz kalmamasının kanun açısından bir eksiklik olduğunu, diğer davalarda da aynı işlemi yapmaması için cezalandırılmasına karar verilmesini kanun ile hükmedilern icra inkar tazminatının temel amacının borçlu olduğu miktarı bilecek durumda alan borçluların ödeme emrine itirazını engelleyerek ilamsız icranın etkinliğini sağlamak iken alacaklı aleyhine hükmedilen icra tazminatının amacının ise ilamsız icranın kötüye kullanılmasını engellemek ve devletin mahkemelerini haksız taleple meşgul edilmesini önlemek olduğunu, bu davada borcunun miktarının bankanın belgeleri ile açık ve net olarak 63 238, 82 olarak bildirdiğini, bilirkişinin raporundan da anlaşıldığı üzere borcum 64 364,20 TL olduğunu, davacının da ilamsız icra işleminde 2017 /10826 sayılı 1. İcra dairesinde 79. 813 ,77 TL olarak toplam alacak için işlem yaptığını, davacının karar tarafına tebliğ edilmeden istinaf yoluna başvuru süresini beklemeden hükmedilen miktar için 2020 /219767 esas no ile genel icra dairesine işlem yaptığını tekrar faiz ekleyerek 23.349 ,97 TL lik bir işlem daha yaptığını, haklı olarak yaptığı ve bunu bilirkişinin de tespit ettiği borcunu kendi elleriyle yaklaşık 100.000,00 TL çıkardığını, kanunun alacaklı olan tarafından bakacağını düşünse ve itiraz etmese idi daha az haksızlığa uğrayacağını, bu durumun ortadan kalkması için mahkeme tarafından tekrar kontrol edilerek hükmedilen cezanın kusurlu olduğu orana düşürülmesi, karşı tarafa yaptığı haksızlıklar için kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafın mahkemeye sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde dava konusu icra takibinde sadece vadesi gelmemiş alacaklar için işleyen faize ve haksız miktarda talep edilen faiz adı altındaki bedel ile icra vekalet ücretine itiraz ettiğini, bu sebeple borcun tamamı yönünden icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini iddia ettiğini, Kayseri Genel İcra Dairesi … Esas sayılı ilamsız icra takibi incelendiğinde borçlu tarafından borcun bir kısmına yönelik itirazda bulunulduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, bilindiği üzere kısmi itiraz yapıldığının kabul edilmesi için itiraz edilen miktarın açık ve anlaşılır şekilde belirtilmesi gerektiğini, aksi takdirde yapılan itirazın borcun tamamına yönelik olduğu kabul edildiğini, icra dosyasında vaki itiraz dilekçesi incelendiğinde borçlunun sadece ödenmeyen taksitlerin takibe konulabileceğini, vadesi gelmeyen taksitlerin ve faizlerinin talep edilemeyeceğini, icra vekalet ücretinin haksız olduğu ve bu gerekçelerle borcun tamamına itiraz edildiğinin ifade edildiğini, bu sebeple yerel mahkemece icra dosyasına konu borcun tamamı yönünden inceleme yapılmasında, karar verilmesinde ve takibin devamına karar verilen asıl alacak tutarının %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, davalı tarafın istinaf dilekçesinde “kanun ile hükmedilen icra inkar tazminatının temel amacının borçlu olduğu miktarı bilebilecek durumda olan borçluların ödeme emrine itirazını engelleyerek ilamsız icranın etkinliğini sağlamaktır” şeklindeki ifadesi ile icra inkar tazminatının amacını ve hükmedilmesi için gerekli olan şartlardan birini açıkça ifade ettiğini, somut olaya baktıklarında davalı tarafın yerel mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ve istinaf başvuru dilekçesinde müvekkili bankaya olan borcunu bildiğini, borçlu olduğu tutarı 63.238,82 TL olarak tespit edebildiğini açıkça ikrar ettiğini, ancak buna rağmen ilamsız icra takibine konu borcun tamamına itiraz ederek haksız ve kötüniyetli olarak hareket ettiğini de ortaya koyduğunu, ayrıca müvekkili bankaya olan borcunu tespit edebilecek durumda olduğunun da aşikar olduğunu, bu durumda müvekkili banka alacağının likit olduğu konusunda tartışma bulunmadığını, davalı tarafından yerel mahkemeye sunulan cevap dilekçesinin ekinde yer alan ödeme planı, kredi hesaplarına ilişkin hesap hareketleri dökümü, müvekkili banka tarafında davalıya tebliğ edilen hesap kat ihtarıyla davalı müvekkil bankaya olan borcunu tahkik ve tayin edebilecek durumda olduğunu, davalının bu veriler ile borcunun ne kadar olduğunu tayin ettiğini ve yerel mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde de ifade ettiğini, bu sebeple müvekkili banka alacağının likit olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin kararın onanması gerektiğini beyan ederek davalı tarafın istinaf taleplerinin reddine, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/385 Esas, 2021/921 Karar ve 04/11/2021 tarihli kararının onanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı asıl adli yardım talepli olarak kararı istinaf etimiş,dairemizin 03/03/2022 tarihli ara kararıyla davalının adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için davalı asıl borçlu ve kefil hakkında Kayseri 1. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Kayseri 1. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası incelendiğinde; davacı bankanın davalılar hakkında 64.364,20 TL Ana para , 10.000,00 TL Faizsiz istenen Alacak; 4.923,99 TL İşlemiş % 0, faiz oranı; 246,20 TL BSMV; 279,38 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 79.813,77 TL üzerinden takip başlatıldığı, Davalı … San Tic Ltd Şti yetkilisi … tarafından vadesi gelmemiş faiz, avukatlık ücreti ve temerrüt fazine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür. Davacı tarafından davalı asıl borçlu … San Tic Ltd Şti ve kefiller … ve … hakkında itirazın iptali davası açıldığı mahkemece yapılan yargılama sonucu her üç davalı yönünden takibin asıl alacak 64.364,00-TL üzerinden devamına karar verildiği görülmüştür. Davalı cevap dilekçesinde; borca ve ferilerine itiraz etmediğini vadesi gelmemiş borçlar üzerindeki faiz ve ferilerine ve haksız hesaplanan miktarlara itiraz ettiklerini, teminat mektubunu bankaya iade etiklerini, davacıya olan borçlarının 63.238,82 TL olduğunu davacı banka tarafından gönderilen ihtarnamede 66.328,13 TL olarak bildirilmesine rağmen harca esas değer olarak 79.813,77 TL bildirildiğini esasen kendilerinden haksız şekilde talep edilen bu miktara itiraz ettiklerini beyan ettiği görülmüştür. Davacı banka tarafından davalıya takip başlatılmadan önce Gebze 3. Noterliğinin … tarih … yevmiye numarası tarih sayılı ihtarnamesi ile borcun ödenmesi için ihtar gönderildiği, ihtarın 02.06.2017 tarihinde davalı kefile, 03.06.2017 tarihinde ise davalı asıl borçlu şirkete tebliğ edildiği, gönderilen ihtarda davalılara borcun ödenmesi için yedi günlük süre verildiği bu duruma göre davalı asıl borçlu şirketin 11.06.2017 tarihinde davalı kefilin 10.06.2017 tarihi, itibariyle temerrüde düştüğü anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince aldırılan 18.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda takip tarihi itibariyle davacı bankanın 64.861,63 TL asıl alacak 6.565,93 TL işlemiş faiz 328,30 TL BSMV alacağı olduğu belirtilmiş olup Mahkemece takibin 64.364 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verildiği bahse konu karara karşı yalnızca davalı kefil …’nın istinaf yasa yoluna baş vurduğu hususu gözetildiğinde davalının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Bilindiği üzere İİK’nun 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talep ettiği, kabul edilen miktar yönünden kredi sözleşmesinden ve kredi kartından kaynaklanan alacaklar yerleşik Yargıtay kararları uyarınca likit kabul edildiğinden İİK’nun 67. maddesindeki %20’si oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya uygun olup davalının bu yöndeki itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve 6100 Hukuk Mahkemeleri Kanunu 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda istinaf edilen nihai karar da ayrıntıları yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere göre mahkemece delillerin değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, kararın usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu, bu nedenlerle davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davalının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 04/11/2021 tarih ve 2020/385 E – 2021/921 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı asil … nın istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusunda bulunan davalı … nın adli yardım talebi kabul edildiği için istinaf aşamasında kendisinden herhangi bir istinaf harcı peşin olarak alınmamış olduğundan, alınması gereken 4.396,70 TL nispi istinaf karar harcı ve 220,70 TL istinaf kanun yolun başvurma harcının davalı … dan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09/03/2022