Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/502 E. 2022/586 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/502
KARAR NO: 2022/586
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/12/2021
ESAS NO: 2016/528
KARAR NO: 2021/1075
DAVANIN KONUSU:Menfi Tespit -Haksız Haciz Nedeniyle ManeviTazminat (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/03/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:15/03/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2021 tarih ve 2016/528 Esas – 2021/1075 sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının iddia bayii işlettiğini, 04/11/2015 tarihinde bu işletmenin devri konusunda davalı ile anlaştığını, bayiinin devir işlemleri notere gittiklerinde iddia bayiinin devrinin mümkün olmadığını öğrenmeleri üzerine aralarında bir sözleşme yaptıklarını, yapılan sözleşmede bedel olarak 70.000,00-TL kararlaştırıldığını, davalı paranın 50.000,00-TL’sini nakit olarak ödediğini, kalan 20.000,00-TL için ise 4 adet senet düzenlediğini, iddia bayiinin resmi olarak devredilemiyor olunca davalı ileri de mağdur olmamak adına davacıdan 70.000,00-TL bedelli teminat senedi vermesini istediğini, davacının aralarında güven olsun diye ileride bayii resmi olarak devredilene kadar davalıda kalması için söz konusu senedi verdiğini, davacının davalı hakkındaki bazı duyumlarından ve yapılan araştırmadan sonra bu sözleşmeden vazgeçtiğini, davalının da bunu kabul ettiğini, 50.000,00-TL’sini geri istediğini, davacı ile aralarında yapılan sözleşmeyi 70.000,00-TL’lik teminat senedini, davalının verdiği 20.000,00-TL değerindeki senetleri ve 42.000,00-TL’yi masasının çekmecesine çanta ile koyduğunu bankaya yatırdığı 8.000,00-TL’yi çekmeye gitmek için davalının yanına … isimli arkadaşını da bıraktığını, geldiğinde ise davalının ben dükkanı senden aldım geri sana sattım diyerek 20.000,00-TL borcun var diyerek oradan ayrıldığını, davalının tüm bunlara rağmen Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1956 D. İş dosyası ile ihtiyati haciz kararı çıkardığını ve Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, senede bakıldığında ise ciro edilmediğinin anlaşılacağını, icra takibinin tedbiren teminatsız olarak durdurulmasına, davacının davalıya karşı borçlu olmadığının tespitine, teminat senedinin iade edilmesine, davacının uğramış olduğu zarara karşılık 10.000,00-TL tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı hakkında %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde özetle; davacının davası ve de isticvap beyanı incelendiğinde tamamen soyut, hukuki mesnetten yoksun, yazılı hiç bir delile dayanmayan ve de borçtan kurtulma çabası ile beyanlar verildiğinin anlaşıldığını, iddia bayiinin devri için anlaştığını, parasını aldığı ancak çaldırdığını vb gibi beyanlarının kabul etmenin imkansız olduğunu, iddia bayiinin devri için anlaştıklarını, davalının ödemeyi yaptığını, ancak dava dışı sebeplerden dolayı davalının devraldığı dükkandan atıldığını, haklı olarak sözleşmede belirtilen ödediğini paraları geri istediğini, davacı paraları borcuna verdiğini, şu an vermesinin mümkün olmadığını belirterek davaya konu senedi keşide ettiğini, senedin geçerli bir borç ikrarı olduğunu, davalının halen alacağını alamadığını, açıklanan nedenlerle iş bu haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “….Dosya kapsamı ile deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı ile davalının iş yeri devri konusunda anlaştıkları, davalının iş yeri bedeli olarak ödediği miktarlara karşılık cayma olmasın diye teminat senetleri aldığı, iş yeri devrine ait sözleşmenin bozulması üzerine davacının kendisinin almış olduğu paraları davalıya iade etmiş olmasına rağmen davalının almış olduğu teminat senetlerini iade etmemiş olmaması ve bundan dolayı da Kayseri 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/112 Esas, 2018/70 sayılı kararı ile …’in bedelsiz kalan senedi kullanma suçundan TCK 156/1 maddesi gereğince cezalandırıldığı” gerekçesiyle DAVANIN KABULÜ ile, Kayseri 4. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasına dayanak yapılan lehtarı … olan, 04/11/2015 tanzim, 08/11/2015 vade tarihli, 70.000,00-TL bedelli bonodan dolayı davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, Borçlu olmadığının tespitine karar verilen 70.000,00-TL’nin %20’si oranında kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacının manevi tazminat talebinin REDDİNE karar verilmiştir.İşbu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı iddia bayiisi işletmekte iken, 04/11/2015 tarihinde bu işletmenin devri konusunda davalı ile anlaştıklarını, bayiinin devir işlemleri için notere gittiklerinde iddia bayiinin devrinin mümkün olmadığını öğrenmeleri üzerine aralarında bir sözleşme yaptıklarını, yapılan sözleşmede bedel olarak 70.000,00-TL kararlaştırdıklarını, iddia bayii resmi olarak devredilemiyor olunca, davalının ileride mağdur olmamak adına davacıdan 70.000,00-TL bedelli teminat senedi vermesini istediğini, davacının da aralarında güven olsun diye ileride bayii resmi olarak devredilene kadar davalıda kalması için huzurdaki menfi tespit davasına konu teminat senedini verdiğini, davacının davalı hakkındaki bazı duyumlarından ve yapılan araştırmadan sonra bu sözleşmeden vazgeçtiklerini, davalının da bunu kabul ettiğini, iş yeri devrine ait sözleşmenin bozulması üzerine davacının almış olduğu paraları davalıya iade etmiş olmasına rağmen, davalının almış olduğu teminat senetlerini iade etmediğini, bundan dolayı da Kayseri 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/112 Esas, 2018/70 Karar sayılı kararı ile “bedelsiz kalan senedi kullanma” suçundan TCK 156/1 maddesi gereğince cezalandırıldığını, tüm bu hususların gerekçeli kararda da haklı şekilde belirlendiğini, ancak davacı aleyhine başlatılan haksız icra takibi ve haksız hacizler nedeni ile davacının uğramış olduğu zarara karşılık 10.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ettiğini, bu talebin mezkur gerekçeli kararda reddedildiğini, davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedildiğini, takip sebebiyle zarara uğradığı ve kişilik haklarının zedelendiği aşikar olan davacının, manevi tazminat talebinin reddi kararının hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil etmekte olduğundan kaldırılması gerektiğini, davalının işbu bedelsiz senet sebebiyle; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1956 D. İş dosyası ile ihtiyati haciz kararı çıkardığını ve akabinde, Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, bu takibin akabinde; davacının ailesinin evine ve davacıya ait işyerine, haksız olduğu mahkeme kararı ile belirlenen işbu takip sebebiyle defalarca hacze gidildiğini, davacının üstü aranmak sureti ile üzerindeki nakit parası haczedildiğini, davacının peş peşe yapılan hacizlerle tahrik edildiğini, … tarihli hacizde davacının ailesine ait evden koltuk takımı haczedildiğini, ayrıca davacının işyerine gündüz saatlerinde yapılan hacizlerde davacının müşterilerine karşı zor durumda bırakıldığını, davacının rencide edilerek müşterilerinin önünde kasa haczi ve üst araması yapıldığını, bu hususlara ilişkin …, …, … ve … tarihli haciz tutanaklarının ekte sunulduğunu, davalının bununla da yetinmeyip, Kayseri 4. İcra Ceza Mahkemesi’nin 2016/1335 esas, 2016/1636 karar sayılı dosyasında haksız olduğu tespit edilen icra takibi neticesinde davacı şikayet edilerek, beyandan sonra mal ve kazançta artışı bildirmemek sebebi ile 10 gün disiplin hapsi ile cezalandırıldığını, davacının işbu haksız icra takibi neticesinde özgürlüğünden mahrum bırakıldığını, bir kere daha kişilik hakları zedelendiğini, davalının icra takibini başlatmada ve haciz işlemlerinde haksız ve kusurlu olduğunun açık olduğunu, aleyhine manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun Esas No:2004/00600, Karar No:2004/00625 ve Karar Tarihi: 01.12.2004;,Yargıtay 4.Hukuk Dairesi Esas No:2016/1361, Karar No:2016/3788 ve Karar Tarihi: 23/03/2016;,Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Esas No:2018/4267, Karar No:2019/2509 ve Karar Tarihi:30.04.2019; şeklindeki emsal Yargıtay Kararları ışığında; huzurdaki davada haksız icra takibi ve haciz yaptığı belirlenen kusurlu davalı aleyhine, ailesi ile birlikte kişilik hakları zedelenen, ailesinin evinden haksız şekilde koltuk takımı haczedilen ve işyerine defalarca hacze gelinerek üst araması dahi yapılan davacının zararı sebebiyle, manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek; istinaf talebinin kabulüne, usul ve kanuna aykırı ilk derece mahkemesi manevi tazminat talebinin reddi kararının kaldırılmasına, dosyanın esası hakkında manevi tazminat yönünden yeniden inceleme yapılarak taleplerinin kabulü ile davacı lehine 10.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesine ve ilk derece mahkemesi kararının düzeltilmesine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, takipten sonra İİK.72 mad dayalı olarak açılan menfi tespit ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Haksız icra takibi ve haciz nedeniyle oluşan manevi zararın tazmini talebinin reddi yönündeki karar davacı tarafından istinaf incelemesine konu edilmiştir.Davalının davaya konu senetle ilgili olarak bedelsiz senedi kullanma suçundan cezalandırılmasına karar verildiği ve fakat ceza yargılamasının henüz kesinleşmediği, Yargıtay’da temyiz incelemesinde olduğu anlaşılmıştır.Haczin haksızlığı menfi tespit kararının kesinleşmesiyle sabit olursa davacı fiili hacize maruz kalmış dolayısıyla kişilik haklarına saldırıda bulunulmuştur. Haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi 818 sayılı BK.’nun 49. maddesinden (6098 sayılı TBK’nun 58. maddesi) kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür. Bu nedenle de takip (haciz) yaptıran kişinin takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve kusurlu olduğu olgusu gerçekleşmedikçe ve ağır bir zarar da doğmadıkça manevi tazminatla sorumlu tutulamaz.Somut davada 70.000,00 TL bedel üzerinden icra takibi başlatıldığı ve hacze gidildiği görülmüş ve fakat davalının başlatmış olduğu icra takibi ve yapılan haczin haksızlığı sabit olmayıp, ceza yargılamasının ve menfi tespit davasının sonucunun kesinleşmediği, ağır kusur ve kötü niyetli kabul edilmesi mümkün olmamakla manevi tazminatın şartlarının oluşmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 07/12/2021 tarih ve 2016/528 E – 2021/1075 K. sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL nispi istinaf karar ve ilam harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.10/03/2022