Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/47 E. 2022/82 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/47
KARAR NO: 2022/82
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/10/2021
ESAS NO: 2019/981
KARAR NO : 2021/958
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 12/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 18/01/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 27/10/2021 tarih ve 2019/981 E – 2021/958 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin kooperatif yönetim kurulunun 25.11.2019 tarih ve 244 sayılı kararı ile kooperatif üyeliğinden çıkarıldığını, alınan bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, öncelikle müvekkiline noter ihtarnamesinde belirtilen ihtarnameter tebliğ edilmediğini, bu yönüyle alınan ihraç kararı yasal şartları taşımadığından iptali gerektiğini, kooperatif tarafından müvekkiline değişik zamanlarda ve değişik miktardaki borç olduğunu içeren ihtarlar gönderildiğini ve icra takibinde bulunulduğunu, müvekkilinin davalı kooperatife herhangi bir borcu bulunmadığını, yönetim değişikliğinden kaynaklanan ve haksız kazanç elde etme amacı güden bu tür işlemlere karşı müvekkilinin itirazda bulunduğunu, yapılan tüm bu işlemler kanuna ve kooperatif esas sözleşmesine aykırı olduğunu, müvekkilinin davalı kooperatife üye iken 2015 yılında kooperatifçe yapılan hesaplamalar sonucu kalan borcu için kredi çektiğini ve 24.12.2015 tarihinde tapusunu aldığını sonradan düzenlenen maliyet raporlarının usulsüz olduğunu, davalı kooperatifçe her seferinde farklı kesin maliyet borç miktarlarını içeren ihtarnameler gönderildiğini, icra takibinde bulunulmuştur. ilk seferimde 25.07.2017 tarihinde 9.370,00 TL ikinci seferinde 15,000,00 TL, kayseri 2.icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 15.243,00 TL’den son olarak da 58.424,00 TL borç çıkarıldığını, kooperatifin iflas aşamasında olduğunu fiili olarak faal olmadığını, hakkında açılmış iflas davası olduğunu, yapılan tüm bu işlemler ve gönderilen ihtamameler kanuna aykırı olduğunu, müvekkilin davalı kooperatife herhangi bir borcu olmadığını, bu nedenle alınan çıkarılma kararının hukuksuz olduğunu, müvekkilinin 2015 yılında maliyet ne çıkarıldıysa o miktar ödemede bulunduğunu koopertif her üyeyle farklı miktar ve oranda borç çıkararak anlaşma yoluna gitmediğini, bu hususun eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, çıkarılan maliyet hesabının müvekkil açısından kesinleşmiş olup davalının bu husustaki taleplerinin zamanaşımına uğradığını, arabulucuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını belirterek davalı tarafından haksız ve mesnetsiz yapılan 25.11.2019 tarih ve 244 sayılı ortaklıktan çıkarılma kararının iptaline, müvekkilin davalı kooperatife borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Tarafın İlk Derece Mahkemesine vermiş Olduğu Cevap Dilekçesinde Özetle; İleri sürülen iddiaları kabul etmediklerini, davacının kooperatifin 379 nolu ortağı olduğunu, ortağın kooperatiften istifası yada ortaklıktan ayrılması usulleri ana sözleşmede ve kanunda açıkça belirtildiğini, davacı taraf 2012 yılında yapılan Kesin Maliyet hesabı ile belirlenen tutarları ödediğini iddia ettiğini, tapusunu dilekçesinde kabul ettiği şekilde 2015 yılında aldığını, ancak ödemiş olduğu tutar 2012 yılında yapılan Kesin maliyet Hesabı ile belirlenen inşaat maliyeti olan kısım olduğunu, kesin maliyet raporu ile belirlenen genel gider alacağını ödemediğini, 2012 tarihli kesin maliyet hesabı ile belirlenen maliyetin tamamının ödendiği ve peşin ödemeli ortak konumuna geçtiği iddiasına rağmen ana sözleşmenin 61/e maddesi ile belirlenen %10 risk payı bedelini ödemediğini, tüm ortaklar için daha önce yapılmış hesapların ana sözleşmeye uygun olmadığı tespit edilerek yeniden yapılmış olduğunu ve ortaklara tebliğ edildiğini, 21.05.2019 tarihinde yapılan Genel Kurul Kararları Kayseri 8. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye ile onaylanmak sureti ile tüm üyelere tebliğ edilmiştir. 21.05.2019 tarihli kooperatifin olağan genel kurul toplantısının 6. gündem maddesi ile tüm üyelerden aylık 750,00TL aidat alınmasına karar verilmiş ve aynı gündem maddesinde de güncellenmek sureti ile yeniden yapılan hesaplar ortaklara tebliğ edilen hesaplar kabul edilip kesinleştiğini, Kesin Maliyet hesabı Genel Kurul Kararı doğrultusunda yıllara sari olarak güncellendiğini, 2015 yılında taşınmazının tapusu adına tescil edilen davacıya belirlenen borç tutarları davacı dahil tüm üyelere tebliğ edildiğini, davacı tebliğe rağmen güncellenen borcu ödemediğini, davacının borcunu ödememekte ısrarcı olması karşısında ortaklıktan ihracı işlemi başlatıldığını ve ihtarnameler gönderildiğini, ihtara rağmen süresinde ödeme yapılmadığı için ihraç kararı alındığını, davacı dairesinin tapusunu almış dava dilekçesinde belirtmiş olduğu 03.05.2016 tarihli belge ile kooperatife tüm borçlarını ödediği ve geriye dönük her hangi bir borcu bulunmadığını beyan ettiğini, kooperatifin alacakları ve üyelerin ödemeleri 2012 tarihli Kesin Maliyet Hesabı üzerinden güncellenmek sureti ile üyelere tebliğ edilmiş olduğundan bu hesaplara ilişkin usulüne uygun bir itiraz söz konusu olmadığına göre bu hesapların kesinleştiğini, ancak kooperatifin tasfiye tarihine kadar faaliyetine devam ettiği sürece her üye tüm borç ve sorumluluklara katılmak zorunda olduğunu davacıya noterden yapılan ihtarnamelere rağmen borcunu ödemediği için ihraç kararı verildiğini, haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…davacı kooperatif üyesi iken 2019 yılında yapılan genel kurulun 6. gündem maddesi uyarınca belirlenen ödemelerin yapılmaması nedeni ile kooperatif yönetim kurulunun 25.11.2019 tarihli ve 244 sayılı yönetim kurulu kararı ile ihracına karar verildiği, bilirkişi raporunda belirlendiği üzere, tebliğ bilgilerinde ve gönderilen ihtarnamelerde 64.558,00 TL alacak yazılı olduğu, bunun usule uygun bir ihtarname olmadığı, zira istenilen asıl bedel ve işlemiş faiz ve oranının ayrı ayrı yazılması gerektiği, buna karşılık dosya içeriğinden davacıdan davalı kooperatifin yapmış olduğu kesin maliyete istinaden alacağa dayalı ihraç yapıldığı, ihraca konu edilen davalının dava konusu kesin maliyet hesabını sadece daire alan üyelere yönelik olarak yaptığı, bunun 2019 yılında yapılan genel kurulun 6. gündem maddesinde de belirtildiği, Kooperatifler Kanununun 23. maddesi gereği kesin maliyet hesabının tüm üyeleri kapsaması gerektiği yine ihracın dayanağının 21.05.2019 tarihli genel kurulun 6. gündem maddesi olduğu, bu kararın 110 ortağa çağrı yapılarak 51 ortak ile alındığı, 115 ortağa tapu verilmediği, tapu alan 216 üye için kesin hesap yapıldığı buna göre genel kurula çağrının 331 ortak ile yapılması ve en az üye sayısının 1/4 olan 83 ortak ile karar alınması gerektiği, alınan kararın yokluk yaptırımına tabi olduğu, yok hükmündeki bir genel kurul kararına dayanarak üyeden alacak talebinde de bulunulamayacağı, bu nedenle usulüne uygun olmayan ihraç kararının iptali gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla, davacının davasının kabulüne, davacının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin davalı kooperatif yönetim kurulunun 25/11/2019 tarihli ve 244 sayılı yönetim kurulu kararının iptaline, davanın KABULÜNE, Davacının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin davalı kooperatif yönetim kurulunun 25/11/2019 tarihli ve 244 sayılı yönetim kurulu kararının İPTALİNE, …” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının kooperatife borcu olmadığı ve tamamını ödediği iddiası gerçeği yansıtmamadığını, Kooperatif genel kurulunca 2012 yılında kesin maliyet hesabı yapıldığını, bu kesin maliyet hesabına göre davacı ödemeyi yaptığını, ödemenin iddia ettiği gibi tam olmadığını eksik olduğunu, davacının 2012 yılında yapılan bu kesin maliyet hesabının inşaat maliyeti kısmını öderken genel gider kısmı için ödeme yapmadığını Bu yönüyle davacının 2012 yılında yapılan kesin maliyet hesabına göre borcunun bulunduğunu, davacının tapusu da 2015 yılında adına tescil edildiğini, Kooperatif Genel Kurulu 2018 yılında olağanüstü toplantı düzenleyerek daha önce 2012 yılında yapılmış kesin maliyet hesabını eksik ve hatalı olması sebebiyle kaldırıldığını. Bu toplantı ile yeni bir kesin maliyet hesabı yapılarak belirlendiğini. Ortak ve üyelerin kooperatif tasfiye edilene kadar tüm borçlardan sorumlu olması sebebiyle 2018 yılında yapılan bu kesin maliyet hesabı tüm üye ortaklara tebliğ edildiğini, Davacının kooperatife 10.10.2011 yılında ortak olduğunu. Kooperatif Genel Kurulunca 17.12.2018 tarihinde 2018 yılı olağanüstü genel kurul toplantısı yapıldığını, Buna göre kooperatif üyelerine 2010 yılından itibaren teslim edilmeye başlanan konutlara ilişkin 2012 yılı ve sonrasındaki yıllarda yapılan kesin maliyet hesabının değişen ana sözleşme 61.maddeye tamamen aykırı yapıldığının tespiti üzerine 27.10.2018 tarihinden itibaren üyelere tebliğ edilen kesin maliyet hesabının kabul edilmesine, ilk taksidinin 01.01.2019 tarihine kadar kalan taksitlerinin de 01.02.2019 tarihine kadar ödenmesi gerektiğine karar verildiğini. Yine 2019 yılında yapılan kooperatif genel kurul toplantısında tüm üyelerden 750 TL aidat alınacağına dair karar alındığını, Genel kurul kararı doğrultusunda 2018 yılında yapılan kesin maliyet hesabı, ödenmesi gereken aidat borcu ve 2012 yılından kalan genel gider kısmı için kalan borç davacıya tebliğ edildiğini, Davalıya gönderilen tebligatlarda borçlu olduğu toplam tutarın 40.300,35 TL olduğu ayrıca davacı tarafından ödenmesi gerekirken ödenmeyen %10 risk payı olarak 18.124,58 TL toplamda ise 58.424,93 TL borcu olduğunun belirtildiğini. Tüm bildirilere rağmen davacının borcunu edemediğini, davacının dava konusu ettiği ihraç işlemi, kooperatif yönetmeliğince yerinde ve doğru olduğunu,2012 yılında yapılan kesin maliyet hesabından sonra 21.05.2019 tarihli Genel Kurul’da, güncellenen yeni hesapların üyelere bildirilmesinin kabul edildiğini. Bu bağlamda kabul edilen yeni kesin maliyet hesabına göre üyelere düşen borç miktarı davacı dahil olmak üzere bütün üyelere tebliğ edildiğini, Kooperatif tasfiye oluncaya kadar tüm üyelerin borçlardan ortak sorumluluğunun mevcut olduğunu, davacıya söz konusu güncel maliyet hesabına göre yapılan borç bildirimlerine rağmen davacının borcunu ödememekte direndiğini, Müvekkilce noter yolu ile gönderilen ihtarnamelerden de sonuç alınamadığını, davacı …’nun yapılan tüm tebliğlere ve verilen sürelere rağmen borçlarını ödemediği gerekçesiyle Kooperatif Kanununun 27. ve Ana Sözleşmesinin de 14. maddesi hükümleri uyarınca, Yönetim Kurulu’nun 25/11/2019 günlü 244 sayılı kararı ile davacı, kooperatif ortaklığından çıkarıldığını. Yapılan bu işlemin davacıya bildirildiğini, davacının yukarıda izah edildiği üzere genel gider alacağını ödememesine ek olarak kooperatif ile yapılan ana sözleşmenin 61/E maddesi ile belirlenen %10 risk payı bedelini de ödemediğini. İşbu sebeple kooperatif yöneticileri, konutunun tapusunu teslim alan ancak %10 risk payı bedelini ödemeyen üyeler nedeniyle Asliye Ceza Mahkemesinde yargılandığını,Bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalar ve varılan kanaat eksik, hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, davada düzenlenen bilirkişi raporunda sadece davacının iddiaları üzerinden araştırma ve çıkarımlarda bulunulduğunu Müvekkilin savunması ve davaya vermiş olduğu cevap dilekçesinin incelenmediğini. Davacının iddia ve beyanlarıyla sınırlı kalmak üzere düzenlenen bilirkişi raporundaki hesaplama ve çıkarımların objektif olmadığını. Müvekkilinin davacının bütün iddialarına yanıt verdiğini Buna rağmen bilirkişi raporunda müvekkilinin hiçbir beyan ve savunması yokmuş gibi çıkarımlarda bulunulduğunu . Bu yönüyle bu raporun müvekkilini haksız şekilde mağduriyete uğratacak şekilde olduğunun açık olduğun. Müvekkilce gönderilen ihtarnameler, sözleşme ve beyanlarının doğrultusunda bir araştırma yapılmadığını, davacının dava dilekçesinde belirttiği hususlar dışında bir araştırma yapılmadığını, bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca bilirkişi raporunda müvekkil hakkında açılan derdest davalardan bahsedilmiş ve kıyas yapıldığını. Bilirkişinin bu dava hakkında düzenlenen raporun kanaatine, bir başka derdest davada düzenlenen raporları inceleyerek değil, bu davaya özgü delil ve beyanları inceleyerek karar vermesi gerektiğini, çekilen ihtarnamelerin dava dosyasına sunulmuş olmasına karşın sunulmadığı yönünde kanaate varılması ve istenilen borç ile faiz bedelinin ayrı yazılması gerektiği çıkarımı da yerinde olmadığını, Müvekkilce ana borç hesaplanmış, faizi de hesaplanarak gönderilen ihtarnamelerde detaylı olarak belirtildiğini, Dava dosyasına sunulan deliller incelendiğinde de bu konu sübut bulacağını, izah edilen nedenlerle davacının kooperatife borçlu bulunması, yapılan ihtar ve tebliğlere rağmen borcunu ödememesi, yine borcunu ödememesi üzerine yapılan bildirimler ile hukuka uygun şekilde ihraç edilmesi üzerine davacı tarafından işbu haksız dava açıldığını. Müvekkilince yapılan tüm işlemlerin usulüne uygun olduğunu, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddini karar yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; Mahkemece hükme esas alınan vakaalar her türlü delille ispat edildiğini müvekkilinin davalı kooperatife hiçbir borcu bulunmadığını , bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere Alınan ihraç kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu müvekkil davalı kooperatife üye iken 2015 yılında kooperatifçe yapılan hesaplamalar sonucu kalan borcu için kredi çekmiş ve 24.12.2015 tarihide tapusunu aldığını sonradan düzenlenen maliyet raporlarının usulsüz olduğunu, Müvekkilinin 2015 tarihi itibariyle ödemiş olduğu miktar 122.000,00 tl olduğunu kooperatifçe yapılan bu maliyet hesabına müşterek tesis masrafları, şerefiye,mesken, bahçe ve spor alanı, genel giderler ve yönetim masraflarının dahil olduğunu , müvekkilinin bedeli ödedikten sonra bile kooperatifçe yapılması gereken mesken ve demirbaş giderleri karşılığı olarak 8.935,00 TL bina yönetimine ödeme yaptığını Bu miktarında maliyet hesabından düşülmediğini,Kooperatif yönetim kurulunca gönderilen ve ortaklara ek ödeme yükümlülüğü getiren 17.12.2018 tarihli olağanüstü genel kurul kararları da geçersiz olduğunu Davalı kooperatifin düzenli aidat toplayan bir kooperatif olup olmadığının kooperatif kayıt ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle tespitinden sonra, davacının varsa ödeme yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, diğer anlatımla kooperatif ile bağlantı kurup kurmadığı, ana sözleşme uyarınca ortağın taşıma kooperatifine uğramasını zorunlu kılan başka bir yükümlülüğü varsa, bunun üzerinde de durulması, sonuç olarak davacının talebinin kanun maddesine uygun olup olmadığı araştırılıp değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan, eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesinin doğru olmadığını, 2015 yılında müvekkile çıkarılan maliyet 127.923 tl olduğunu müvekkile mütaahhit firma tarafından 6.820 tl indirim yapıldığını ve müvekkil toplam 2015 yılı sonu itibariyle 122.000 tl ve 18.000 tl konut kredi faizi ve 1.850 tl ipotek masrafı ödemesi yaptığı, müvekkilin yapmış olduğu toplu ödeme, ödediği faiz miktarı,ipotek tesis bedeli, sonradan yapılan demirbaş giderleri,peşin ödeme nedeniyle yapılan indirimler davalı kooperatifçe hiç yokmuş gibi sayıldığını . 11.Hukuk DairesiEsas: 2005/298 Karar: 2006/505Mahkemece, ihtarlarda belirtilen borçlardaki faizin haksız olduğu, muaccel olmayan aya ait aidatın istendiği ve ihraca dayanak yapılan ceza kararının ana sözleşmede belirtilen cezalardan olmadığı gerekçeleriyle, davanın kabulüne ve ihraç kararının iptaline karar verildiğini müvekkilinin 2015 yılında maliyet ne çıkarıldıysa o miktar ödendiğini Kaldı ki bu miktarlar da genel kurul kararına istinaden hesaplandığını . Bu hususlar müvekkil tarafından müktesep hak oluşturmuş olup davalı tarafça daha sonradan kanuna aykırı olarak alınan genel kurul karaları hakkın kötüye kullanımı ve iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil ettiğini . 11.Hukuk DairesiEsas: 2005/4157 Karar: 2006/3817 Ortağa bildirilen borç miktarı, gerçek borç miktarını yansıtması gerektiğini, aksi halde, ortak, yasaya uygun şekilde temerrüde düşürülmüş olamayacağının gerçek borcun tespiti için açılmış bir dava varken ve sonuçlanmadan, ihtarname ile bildirilen borç miktarının gerçek borç miktarı olup olmadığı henüz ortaya çıkmamış olacağından, bu ihtarnamelerin dayanak yapılması suretiyle ihraç kararı verilemeyeceğinin kabulünün gerektiğini davalı karşı davacının istinaf sebepleri usul ve yasaya aykırıdır. Davalının gerek usul gerekse esas bakımından hiçbir hukuki gerekçeye dayanmayan istinaf sebepleri hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olup davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmeinin talep etmiştir .
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali talebine ilişkindir. Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, yasal unsurları oluşmaması nedeni ile davanın kabulü ile davacının kooperatif üyeliğinden çıkarılmasına ilişkin kararın iptaline dair kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 27/10/2021 tarih ve 2019/981 E – 2021/958 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 59,30TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/01/2022