Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/392 E. 2022/418 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/392
KARAR NO: 2022/418
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/12/2021
ESAS NO: 2019/876
KARAR NO: 2021/1098
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil -Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/02/2022
İSTİNAF KARAR
YAZIM TARİHİ: 25/02/2022
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 09/12/2021 tarih ve 2019/876 E – 2021/1098 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Kayseri’de konut yapı kooperatifi olduğunu, kooperatifin 2010 hesap yılına ilişkin olarak 20/02/2011 tarihinde yapılan Genel Kurul gündem maddeleri arasında yer alan; biten ve teslim edilen konutların geçici maliyetlerinin tespiti için komisyon kurulduğunu, belirlenen maliyetin ve şerefiye bedellerinin ilgili üyelere tebliğ edilmesi maddesi gereğince üyelere teslim edilen toplam 196 dairenin geçici maliyeti çıkarılarak üyelerden talep ve tahsil edildiğini, Kooperatif tarafından bugüne kadar 196’sı Kooperatif üyesi, 197’si arsa sahibi olduğunu, toplamda 393 daire teslim edildiğinin, halihazırda 309 daire, 152 kooperatif ve + 157 arsa sahibi olduğunu, dairelerin ise yarım kalıp henüz teslim edilmediğini, daireleri teslim edilen 197 arsa sahibinin daire maliyetleri hesaplanmadığını, kooperatiften dairesini teslim almış üyelere yansıtılmadığını, 506 dairenin maliyeti teslim edilen 197 arsa sahibi dairesinin, devam eden 152 üye dairesi ve devam eden 157 arsa sahibi dairesinin geriye kalan 109 üyeye yüklendiğini, kooperatif tarafından yapılan 21/04/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararların, muhalefet şerhi olmaksızın oy birliğiyle alınmış olduğunu, genel kurul toplantısının iptali amacı ile açılmış hiçbir dava bulunmadığını, alınan tüm kararların kesinleşmiş olduğunu, Kayseri ili, … ilçesi, … Mah. … ada, … parsel B Blok Bağımsız Bölüm No:10’de kayıtlı bulunan mesken için, 3. kişilere devrinin önlenmesi amacı ile tapu kaydına öncelikle teminatsız olarak istendiğini, aksi takdirde ise dava değerinin %15’i teminat miktarı ile ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiğini, bu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı kooperatif adına tescil edilmesini, davalının kooperatif üyesi olduğunun kabulü ile tescil taleplerinin reddedilmesi halinde davalının kooperatife karşı kesin maliyet ve diğer hususlardan doğan edim borçları nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklık kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00-TL kesin maliyet bedeli alacağının arabuluculuk barşvuru tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesi, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan bu davanın tapu iptali ve tescil talebinin reddedildiği takdirde kesin maliyet bedelinin ödenmesi talebiyle açıldığını, 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Ara buluculuk Kanunu çerçevesinde ticari davalarda ara bulucu başvurusu dava şartı olarak düzenlendiğini, ancak davacı tarafın dosyaya sunulan ara buluculuk tutanağına bakıldığında anlaşamama tutanağına konu edilen talep ticari uyuşmazlık olarak belirtildiğini, bu sebeple anlaşmama tutanağının dava şartının kapsayıp kapsamadığı noktasında belirsizlik bulunduğunu, ara buluculuk anlaşmamama tutanağındaki uyuşmazlığın dava dilekçesindeki hususları kapsamaması halinde ara buluculuk yargılama giderinden sorumlu olunmaması gerektiğini, bu nedenle davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, davacı taraf yeniden kesin maliyet hesabı belirlendiğinden hareketle müvekkilden iş bu dava ile kesin maliyet bedelinin kendisine ödenmesini talep ettiğini, ancak dava değeri olarak 5.000,00 TL olarak gösterdiğini, davacı taraf hem kesin maliyet bedelini belirlendiğini hem de şimdilik 5.000,00 TL’nin müvekkilinden tahsilini talep ettiğini, mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafa harcı tamamlaması için kesin süre verilmesi aksi halde haksız davasının HMK kapsamında usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı kooperatif tarafından her ne kadar 21/04/2019 tarihli Genel Kurul Kararı ile müvekkilinin aleyhine kesin maliyet bedeli talep etmiş olduğunu, davacı kooperatif tarafından çekilen Kayseri 13. Noterliği’nin … yevmiye no:lu ihtarında ikrar edildiğini, 2019 yılından önce de kesin maliyet hesabı yapıldığını, ayrıca müvekkilinin kooperatif üyeliğinden yıllar önce 2011 yılında sona erdiğini, üyelikten kaynaklı olarak alacak talep edilmesi hukuka aykırı olduğunu, kooperatif ile ilişiği bulunmadığını, borçtan sorumlu tutulması mümkün olmadığını, davacı tarafından 21/03/2011 tarihinde daire kesin maliyetlerinin tespit edildiğini, evrak müvekkiline verildiğini, yine bu doğrultuda 06/05/2011 tarihli müvekkiline taahhütname ve ilişik kesme belgesi verildiğini, 2019 tarihli genel kurula davet edilmemiş, hazirun cetvellerinde yeralmadığını, celbedildiğinde görüleceğini, tarafların birbirini ibra ederek davalının kooperatiften ilişiğinin kesildiğini, yapı kooperatifleri ana sözleşmesi uyarınca davacının alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, davacı kooperatifin eşitlik ilkesine aykırı davrandığını, bu nedenlerle davanın usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Toplanan delillerden davalının davacı kooperatifin üyesi olduğu, benimsenen bilirkişi rapor ve ek raporunun içeriğine göre davalının ödemesi gereken kesin maliyet bedelinin 178.758,78-TL olduğu anlaşılmıştır. Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, (belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup) aidat bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır. Davacı vekili 15/112021 tarihli ıslah dilekçesi vererek, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00-TL olarak talep ettiği kesin maliyet bedeli alacağını bilirkişi ek raporu doğrultusunda 173.758,78-TL artırarak 178.758,78-TL’ye yükseltmiş olup, ıslah harcını ikmal etmiştir. Davacının asıl talebi davalı kooperatif üyesine devir ve tapuda tescili yapılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkin olup (davacı tarafça taşınmazın dava tarihindeki bilirkişilerce tespit edilen değeri üzerinden harç ikmal edilmiştir); terditli talebi davalının davacı kooperatife olan borcundan kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Asıl talep yönünden yapılan incelemede davalının halen kooperatif üyesi olduğunun kabulü halinde devredilen taşınmazın yeniden davacı adına tescili menfaatler dengesine uygun olmayıp aksine davacı kooperatifin alacağının davalıdan tahsili istemi yerinde görülmüş olup bu sebeple asıl talep olan tapu iptali ve tescil isteminin reddi ile davacının terditli talebi olan alacak yönünden yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmuştur. Mahkememizce dosya arasına celbedilen tüm kayıt ve belgeler, alınan uzman bilirkişi raporu değerlendirildiğinde; davacının üyesi olan davalıdan kooperatif üyeliğinden kaynaklı kesin maliyet bedeli alacağını talep edebileceği, benimsenen bilirkişi raporuna göre davacının talep edebileceği kesin maliyet bedelinin 178.758,78-TL olduğu, kesin maliyet bedelinin tebliğ tarihinden itibaren 1 ay sonra muaccel olacağını, davalıya … Gazetesinde ilanen yapılan tebligatın 27/07/2019 tarihli olduğu gözönüne alındığında davalı borcuna 28/08/2019 tarihinden itibaren genel kurulda kararlaştırılan yıllık %18 (aylık %1,5) oranı üzerinden gecikme faizi uygulanacağı sonuç ve kanaatine varılmış ve davanın kabulü ile 5.000,00-TL’nin dava tarihi olan 18/12/2019 tarihinden, 173.758,78-TL alacağın ıslah tarihi olan 15/11/2021 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş, Davacının asıl talebi olan tapu iptali ve tescil isteminin REDDİNE, davacının terditli alacak talebinin KABULÜ İLE; 5.000,00-TL alacağın dava tarihi olan 18/12/2019 tarihinden itibaren, 173.758,78-TL’nin ıslah tarihi olan 15/11/2021 tarihinden itibaren işleyecek aylık %1,5, yıllık %18 faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin gerekçesinde; davalının taşınmazı davacı kooperatife iade etmediği ve davacı kooperatif genel kurulunda davalının istifasının kabul edildiğine dair açık bir karar alınmadığı için davalının üyeliğinin devam ettiği anlaşılmıştır’ şeklindeki tespiti ile üyeliğinin devam ettiğine karar vermişse de davacı kooperatifin 2011 yılı genel kurulunda alınan karar ile kesin maliyet çıkarılarak tebliği ile ödeyenlerin üyelikle ilişiğin kesilmesi yönünde yönetim kuruluna verilen yetki neticesinde müvekkiline 21.03.2011 tarihinde gönderilen kesin maliyet bedelini ödemiş taahhütanme ve ilişik kesme belgesini almış, tapusunu almış ve 21.11.2017 tarihinde yani davaya konu kesin maliyetin çıkarıldığı 2019 yılı genel kurulundan önce ihtarname göndererek kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirdiğini belirterek istifa ettiğini, zaten davacı kooperatif de tapuyu aldığı 2011 yılından beri de genel kurula davet etmemiş davacı kooperatifin en son yaptığı 28.11.2021 tarihli genel kurula dahi davet edilmemiş olup ekte sunulan Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü yazısından da bu husus anlaşıldığını, esasen davacı kooperatifin de genel kurul kararı doğrultusunda ilişiğini kestiğini, fakat daha sonra davacı kooperatifin toplanan paraları devam eden üyelerin evlerin bitirilmesine kullanmaması nedeniyle oluşan bilanço açığını gidermek için haksız ve hukuka aykırı olarak yeniden kesin maliyet çıkarıldığını, yargılama esnasında müvekkili hakkında genel kuruldan alınan yetki ile ilişiğin kesilmesine dair karar alınıp alınmadığı, istifasının karar defterlerine işlenip işlenmediği hususlarının tespiti için yönetim kurulu kararlarının incelenmesi talep ve yine bilanço açığı olup olmadığının tespitinin talep edildiğini, fakat alınan bilirkişi raporlarında bu yönde bir inceleme yapılmadığını, mahkemenin tespiti ile müvekkilinin istifasının geçerli olmadığı gerekçesi ile aleyhine karar verilmişse de Kayseri 1. Atm 2021/54 E. sayılı dosyası ile dava dışı … tarafından 21.04.2019 tarihli genel kurul 10. maddesinin yoklukla malül olduğu talepli dava açıldığını, yokluğun işlemi baştan itibaren geçersiz hale getirdiğini, yani yokluğa dayalı işlemlerin hiç yapılmamış sayıldığını, hukuki bir sonuç da doğurmadığın, her ne kadar bu dosyada davanın reddine karar verilmişse de dosyada verilen bilirkişi raporu neticesinde verilmiş bir karar olduğunu, isimleri belirtilen kişilerin kooperatif ortağı olmadığına dair noter kanalıyla istifa dilekçesi gönderdikleri ve genel kuruldan önce ortaklıktan ayrıldıkları bu sebeple hazirun listesinde bulunmadıklarının belirtildiği, yine 2019 yılı genel kuruluna davet edilmeyen müvekkiline ihtarname gönderdiği ve kooperatife borcu olmadığını ihtarda belirttiği bu sebeple genel kurula davet edilmediğinin belirtildiğini, bir yandan davacı kooperatif tarafından ilişiği kesilen üyelere karşı açılan davalarda kooperatiften konut alan üyenin konutu iade etmedikçe istifasının geçerli olamayacağının belirtildiği, 2021/54 e. sayılı dosyada alınan bilirkişi raporunda 2021/54 e. sayılı dosya davacısı …’ın kooperatiften istifa ettiği için 2019 yılı genel kurulunda yer almadığının belirtildiği, bu sebeple 2021/54 E. sayılı dosyasında hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak verilen karar neticesinde eldeki dosyada da genel kurulun toplantı yeter sayısı sağlandığı yönünde tespite varıldığı bu tespitin hatalı olduğu ve 2021/54 E. sayılı dosyada verilen rapor ile eldeki dosyada verilen rapor arasında çelişki olduğunu, 2021/54 E. sayılı dosyada istifa etmesi sebebiyle belirtilen 1-…, 2-…, 3-…, 4-…, 5-…, 6-… 7-…, 8-… 9-…, 10-…, 11- …, 12-…, 13-… 14-… (ELDEKİ DOSYA DAVALISI), 15-… 16-…, 17-…, 18-… 19-…, 20-…, 21-… 22-…, 23-2021/54 e. sayılı dosya davacısı …’ın genel kurula çağrılmadığının belirtildiği, bu durumda bu 24 kişi üye ise toplantı yeter sayısının sağlanmadığının açık olduğunu, yukarıda yer alan 24 kişinin yerel mahkemelerde aleyhine açılan davalarda üye olarak kabul edilerek kendilerine borç çıkarıldığı ve istifalarının geçerli olmadığı yönündeki kararları dikkate alındığında üye olarak kabul edilen 24 kişinin dahil edilmesi durumunda 304 olan üye sayısının 328 kişi olması ve toplantı yeter sayısının ise 82 olması gerektiği, bu çoğunluğu sağlamadan toplanan kooperatifin aldığı kararların yok hükmünde olup yokluğun her zaman üye olan yahut üyelik ile ilişiği kesilmiş kişiler tarafından dahi ileri sürülebilen bir husus olduğu bu durumda yok hükmünde olan 2019 yılı genel kurul kararlarına dayanılarak müvekkilinin ve bir çok eski üyeye borç çıkarıldığını, Yargıtay kararında açıkça önceki genel kurullar ile çıkarılan kesin maliyetin eşitlik ilkesine uymadığı, bütün üyelere çıkarılmadığı durumlarda sonraki kesin maliyetin tüm üyelere uygulanması halinde yeniden kesin maliyet çıkarılabileceğinin belirtildiğini, 2019 yılı genel kurulunda alınan kesin maliyet kararının kazanılmış haklara ihlalinin önlenmesi için eşitlik ilkesine uymadığının tespitinin gerektiği şeklinde tespitte bulunulduğunu, fakat yargılama esnasında davacı genel kurulun daha önceki genel kurullarının bütün üyelere çıkarılıp çıkarılmadığı yönünde bir inceleme yapılmadığını, davacı kooperatifin halen kaç üyesi olduğu ve 2019 yılı kesin maliyetin kaç üyeye çıkarıldığının tespit edilmediği, mahkemece bu talebin dikkate alınmadığını, her ne kadar eşitlik ilkesine uyulmadığından daha önce çıkarılan kesin maliyetlerin iptal edildiğini bilirkişi raporunda belirtildiğini, bu raporlarda hükme esas alınmışsa da bu durumda 2019 yılında çıkarılan kesin maliyetlerin bütün üyelere çıkarılması gerektiğini, 26/09/2021 tarihinde yapacağı genel kurul öncesi Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne vermiş olduğu tebligat listesinde belirtilen 24 kişiyi davet ettiğini ve hazirunlarda üye olarak yer aldıklarını, bu tarihli genel kurulun pandemi nedeniyle yapılmadığını, akabinde Kayseri 1. ATM 2021/54 E. Sayılı dosyada gelen raporda bu 24 üyenin istifa ettiği için genel kurula davet edilmediğinin düzenlendiğini, bu nedenle 28/11/2021 de yapılan genel kurula çağırılmadıklarını ve hazirunlarda almadıklarını, davacı kooperatifin keyfi uygulamaları ile müvekkilinden haksız olarak alacak talebinde bulunduğunun son yapılan işlemlerle de ortada olduğunu, bu dosyaya gelen Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nden gelen müzekkere cevabının da somut delil olduğunun çok açık olduğunu belirterek; izah edilen nedenlerle ve resen inceleme sonucu ortaya çıkacak nedenlerle, öncelikle tehiri icra talebimizin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa karşı cevap dilekçesinde özetle; Davalının, her ne kadar kendisine kesin maliyet bedelinin tebliğ edilmediğini, genel kurullara çağırılmadığını iddia etse de kooperatif tarafından üyenin bilinen en son adresine tebligatın yapıldığını, davalı gibi bir kısım üyelerin adreslerini güncellemedikleri ve yeni adreslerini kooperatife bildirmedikleri için ve yine bir kısım üyelerin gelen tebligatı bilerek ve kötü niyetli olarak iade ettikleri için bazı tebligatların kooperatife iade döndüğünü, kooperatifin kayıtlarında bulunan adreslerin, üyelerin kendilerinin bildirdikleri adresler olduğunu, adreslerini güncelleme ve yeni adreslerini kooperatife bildirme yükümlülüğünün üyelere ait bulunduğunu, adreslerini güncelleyen üyelere tebligatlar yapıldığını, bir kısım üyelere yapılan tebligatların iade gelmesi üzerine kooperatif yönetim kurulunun almış olduğu 13.05.2019 tarihli 999 sayılı karar ile tüm kooperatiflerin bağlı olduğu üst kuruluş olan Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak üyelerin mernis adreslerinin talep edildiğini, ancak kurumdan gelen 14.05.2019 tarihli yazı cevabına göre kişilerin mernis adres bilgilerinin kooperatif ile paylaşılamayacağı cevabının alındığını, bunun üzerine kooperatif yönetim kurulunun almış olduğu 31.05.2019 tarihli karar ile … Kaymakamlığı Nüfus Müdürlğü’nden tebligatları iade gelen üyelerin mernis adreslerinin kooperatife verilmesi yazılı olarak talep edildiğini, ancak nüfus müdürlüğü tarafından olumlu/olumsuz herhangi bir cevap verilmediğini, müvekkili kooperatifin tüm bu araştırmalarına ve çabalarına rağmen mernis adreslerine ulaşılamayan üyelere 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve Kooperatif Anasözleşmesi hükümleri gereğince 25.07.2019 tarihli 1011 sayılı yönetim kurulu kararı ile ilanen tebligat yolu ile tebligat yapılmasına karar verildiğini, 27.07.2019 tarihli … gazetesinde yapılan ilanen tebliğ ile tebliğ yapılamayan tüm üyelere tebliğin gerçekleştirildiğini, burada kooperatifin tüm bu adres araştırması ve ilanen tebligat yapmasındaki amacın üyelerinin hak kaybı yaşamaması ve kooperatife olan borçlarını taksitlendirme yolu ile ödemelerini sağlamak ve yapılan borçlandırma işleminden haberdar olmalarını sağlamak olduğunu, tamamen üyelerin menfaati ve hak kaybı yaşamamaları amacı ile yapılan işlemler olduğunu, kaldı ki kooperatif anasözleşmesinin 61/c maddesi gereğince yalnızca iadeli taahhütlü mektupla ya da elden tebliğ yolu ile kooperatifin kesin maliyet bedeline ilişkin tebliğ yükümlülüğünün sona erdiğini, müvekkili kooperatif tarafından yapılan ilanen tebligat işleminin de açıkladıkları nedenlerle kooperatif mevzuatına uygun olduğunu, davalının kendisinin kooperatif üyesi olmadığını, ferdileştirme suretiyle evini aldıktan sonra kooperatif ile bir ilişkisinin kalmadığını iddia ettiğini, ancak müvekkili kooperatifin henüz tasfiye aşamasına geçmediğini, halihazırda tamamlanması ve üyelere teslim edilmesi gereken birçok daire bulunduğunu ve bu amaçla inşaat faaliyetlerinin devam ettiğini, davalının da müvekkili kooperatifin önceden tamamlanmış dairelerinden kura ile adına tahsis, teslim ve tapuda devredilmiş olan üyelerinden olduğunu, davalının kooperatif üyeliğinin henüz devam etmediğini, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre kooperatiften dairesini teslim almış olmanın kooperatif üyeliğini sona erdiren sebepler arasında yer almadığını, Yargıtay kararları ve doktrinde hakim olan görüşe göre üyenin kooperatiften elde etmiş olduğu menfaati iade etmeden istifasının geçerli olmasının mümkün olmadığını, kaldı ki davaya konu üyenin kooperatife ulaşmış herhangi bir istifasının olmadığını, ortaklıktan çıkmaya yönelik irade beyanı ya da kooperatif üyeliğinden ihracına yönelik bir karar bulunmadığını, davalı vekilinin iddia ettiği şekilde bir üyenin genel kurula davet edilmemesinin üyelik sıfatını etkilemediğini, bu hususun da bilirkişi raporunda ayrıntılı şekilde değerlendirildiğini, bu sebeple davalının halen kooperatif üyesi olduğunu ve usulüne uygun şekilde hesaplanmış, tebliğ edilmiş ve kesinleşmiş olan kesin maliyet bedelinden sorumlu olduğunu, bu bağlamda yerel mahkeme kararının usule, yasaya, kooperatif mevzuatı ve hukukuna, yerleşik Yargıtay ve İstinaf içtihatlarına uygun olduğunu, her ne kadar davalı tarafından, davalıya ibraname ve ilişik kesme belgesi verildiği belirtilmiş olsa da benzer mahiyetteki müvekkili kooperatifin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/672 E. 2021/877 K. sayılı dosyasında yapılan istinaf incelemesinde; yönetim kurulu tarafından verilen ilişik kesme belgesinin hüküm ifade edemeyeceği, genel kurul kararının gerekli olduğuna hükmedildiğini, yine dava dışı başka bir kooperatifçe yine davayla benzer mahiyette üyeden inşaat maliyeti istemine ilişkin görülen davalarda istinaf mahkemelerince; üyenin ibra edilmesinin ancak o tarih itibariyle borcunun olmadığı anlamına geleceği, ileride doğacak olan borçlardan üyelenin sorumlu olacağının hüküm altına alındığını, davalının, her ne kadar kooperatifin usülsüz üye alımı yaptığını beyan ettiyse de söz konusu beyanın kabulünün mümkün olmadığını, keza görülmekte olan davanın, kooperatiften tapusunu alan üyelerin edindikleri taşınmazların kesin maliyet bedelinin talep ve tahsiline ilişkin olduğunu, bu ölçüde kooperatiften ayrılan veya yeni katılan üyelerin görülmekte olan davaya bir katkısı olmayacağını, kooperatif hukukunun ilkelerinden olan açık kapı ilkesi gereği isteyen kişilerin kooperatiften ayrılacağı gibi isteyen kişilerin de katılabileceğini, 2019 tarihli genel kurulunun usul ve yasaya uygun olarak yapıldığını, davalının yaptığı ödemenin kesin maliyet ödemesi olmadığını, keza kooperatifin inşaatlarının halen devam ettiğini, bu şekilde davalı tarafından yapılan ödemenin bir ön ödeme olduğunu, henüz kesin maliyet ödemesini yapılmadan, üstelik kesin maliyet hesabı dahi ortada yokken, kısaca %10’luk miktarın taahhuk edileceği bir ödeme olmaksızın kesin maliyet bedelinin %10’unu ödemesinin mümkün olmadığını, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda da davalının bu şekilde bir ödeme yapmadığı ve davalının üyelik durumunun devam ettiğinin sabit olduğunu belirterek; davalının soyut, mesnetsiz, usule, yasaya ve hukuka aykırı istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. . talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, davacı kooperatif tarafından terditli olarak açılan tapu iptal ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde 21/04/2019 tarihli genel kurulunda alınan kararlar gereğince belirlenen kesin maliyet bedelinin davalı kooperatif üyesinden tahsili talebine ilişkindir.
Dosya kapsamında somut olayın özelliklerine uygun, denetlenebilir bilirkişi kök ve ek raporları, toplanan deliller, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında; davalının halen kooperatif üyesi olması ve daha önceki yıllarda kesin maliyet bedelinin ödenmesi nedeniyle genel kurul tarafından ibra edilmemiş bulunması ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun eşitlik prensibi gereğince belirlenen kesin maliyet bedelinin davalıdan talep edilebileceğine yönelik davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararında yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir isabetsizlik ve aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı,kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 09/12/2021 tarih ve 2019/876 E – 2021/1098 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 11.869,46 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 3.053,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.816,16 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/02/2022