Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/360 E. 2022/513 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/360
KARAR NO: 2022/513
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2021
ESAS NO: 2021/877
KARAR NO: 2021/1112
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ:04/03/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:04/03/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 10/12/2021 tarih ve 2021/877 Esas 2021/1112 Karar sayılı ilamına karşı ,davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı karşı davacı vekilinin karşı dava dilekçesinden özetle; Taraflar arasında imzalanan protokole göre ortaklık yapılan şirketin tüm mal varlığı ile beraber davacı/karşı davalı …’e bırakıldığını, davacı/karşı davalının bunun karşılığında davalı/karşı davacıya bir miktar para ödemeyi ve davalı/karşı davacı ile onun eşini borçtan kurtarmak gibi bazı mali yükümlülükleri yerine getirmeyi üstlendiğini, ilgili protokolde davacı/karşı davalı tarafından tasfiye nedeniyle 31/01/2021 tarihinde davalı/karşı davacıya 72.875,00 TL ödeyeceğinin kararlaştırıldığı ancak davacı/karşı davalının vadesinde borcunu ödemediğini, protokolün 5/3. maddesinde ve devamında davacı/karşı davalının, davalı/karşı davacı yararına ödemesi gerekli olan bir takım alacakları ödemediğini, bu nedenle davalı/karşı davacının Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın 175.875.00 TL’lik borcunu ödemek zorunda kaldığını, davacı/karşı davalının üstlendiği edimlerin hiçbirini yerine getirmediğini, borçlarını ödemcmekte ısrar ederek davalı/karşı davacıyı zarara uğratmak kastı ile muvazaalı işlemler yaptığını, davacı/karşı davalının protokol hükümlerine uymaması nedeniyle sözleşmenin tek taraflı olarak fesh edildiğini, protokolden doğan alacakların tahsili için Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/77 D. İş Sayılı dosyası ile ihtiyati haciz talep edildiğini ve alınan ihtiyati haciz kararının Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, bunun üzerine davacının Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/407 Esas sayılı dosyası ile menfi tespil davası açtığını, diğer taraftan … tarafından … aleyhinde Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibinin açıldığını, takibe itiraz edildiğini, taraflar arasındaki ihtilafların aynı protokolden kaynaklanması nedeni ile davanın Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/407 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, asıl davanın reddine karar verilmesini, protokolden dolayı müvekkilinin 72.875,00 TL ve Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na ödenen 175.875.00 TL için alacağının bulunduğunu belirterek karşı davada şimdilik 100,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte karşı davalıdan alınarak karşı davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
DAVACI KARŞI DAVALI VEKİLİNİN İLK DERECE MAHKEMESİNE VERMİŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Karşı davanın haksız olduğunu ve reddinin gerektiğini, davalı-karşı davacı taraf karşı dava dilekçesinde, müvekkilinin 31/01/2021 tarihinde davalıya 72.875,00 TL ödemesi gerektiğini ve sözleşmenin bu borcun ödenmemesi nedeniyle tek taraflı olarak feshedildiğini belirtmiş olup müvekkili ile davalı-karşı davacının evveliyatında ortak iken, ortaklığı sonlandırırken 09/10/2020 tarihli protokol imza altına aldıklarını, bu protokole istinaden ” İşletme Borçları ” başlıklı 5.maddesinin 2.paragrafında “devreden …, … San.ve Tic.Ltd.Şti çalışanlarından …’nın geçirmiş olduğu iş kazasından dolayı hak edeceği tazminatın kişi ve şirket arasında yapılacak olan her türlü protokol veya mahkeme kararı ile belirlenecek tazminatın yarısını hemen nakit olarak ödeyeceğini kabul eder” şeklinde hüküm bulunduğunu, kazazede işçi …’nın yaptırmış olduğu hesaplama neticesinde taraflar kendi aralarında iş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat olmak üzere toplamda 150.000,00 TL bedel üzerinde anlaştıklarını ve tarafların birlikte katılımıyla yapılan arabuluculuk toplantısı gerçekleştirdiklerini, söz konusu arabuluculuk anlaşma tutanağına göre 11/01/2021 tarihinde … ile toplamda 150.000,00 TL maddi ve manevi tazminat konusunda anlaşmaya varıldığını, bu durumun karşılıklı imzalar ile tutanak altına alındığını bu anlaşmaya istinaden müvekkili tarafından işçi …’nın hesabına 150.000,00 TL tazminat bedelinin ödendiğini, anılan protokol ve arabulucuk anlaşma belgesine istinaden borcun yarısı olan 79.500,00 TL’nin …’dan hemen nakit olarak tahsil edilmesi gerektiğini, bu anlaşmaya dayanarak Kayseri 10.Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve … tarihli ihtarnamesi ile protokolün 4.maddesindeki 72.875,00 TL’nin mahsubu ile müvekkilinin bakiye alacağının da kendisine ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin bu protokol gereği bir borcunun kalmadığı hususu davalı-karşı davacıya ihtar edildiğini, davalı-karşı davacının bu ihtarnameye cevap vermediği gibi bakiye borcu da ödemediğini, anılan protokol maddesi ve arabuluculuk tutanağı gereğince müvekkilinin davalı-karşı davacıya borcunun olmadığını hatta alacaklı konumda olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin 11/01/2021 tarihinde yapıldığı göz önünde bulundurulduğunda, protokole aykırılığın davalı-karşı davacı tarafça yapılmış olduğunu, 72.875,00 TL’yi alamadığı gerekçesiyle sözleşmeyi feshettiğine dair açıklama da bu nedenle kötü niyetli bir yaklaşım olduğunu, kaldı ki; alacaklı olduğunu iddia ettiği 72.875,00 TL için davalı-karşı davacı tarafın cevap dilekçesinde belirttiği üzere Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/77 D.İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararının alındığını ve alınan karara istinaden Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını, halen derdest olan alacak miktarının yeniden bu dava ile konu edilmesini anlamak mümkün olmadığını, bu hususun usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, bu sebeplerle davalı-karşı davacı tarafın açmış olduğu karşı davanın derdestlik sebebiyle reddi gerektiğini, esasa girilmeden davanın derdestlik itirazı sebebiyle usulden reddini talep ettiklerini, davalı-karşı davacı tarafça karşı dava dilekçesinde, Esnaf ve Sanatkar Odası’na ödenmesi gereken 175.875,00 TL’lik kredi borcunun ödenmediği belirtilerek bu miktarın ödenmesi talep etmiş ise de bu borcun …’ya ait olduğunu, 09/10/2021 tarihli protokolün 7.maddesi uyarınca bu borca istinaden 16/10/2020 tarihinde …’ya Kayseri İli, … İlçesi, … Ada, … Parsel sayılı taşınmazın devredildiğini ve yine aynı tarihte … tarafından müvekkilinden hiçbir alacağının kalmadığına dair ibraname verildiğini, tahsil edilen miktarın yeniden davaya konu edilmesini yasaya aykırı ve kötü niyetli olduğunu, davalı-karşı davacının bu yöndeki taleplerinin reddi gerektiğini, davalı-karşı davacı tarafından fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL bedelli alacak davası açılmışsa da karşı dava dilekçesinde açıkça belirtilen 72.875,00 TL ile 175.875,00 TL zaten davalı-karşı davacı tarafça biliniyor olmakla bu davanın belirsiz ya da kısmi dava şeklinde açılması mümkün olmadığını, davalı-karşı davacı tarafa belirlenebilir alacak talebi yönünden talep ettiği tam alacak miktarını belirtmesi ve buna ilişkin harcı tamamlaması konusunda kesin süre verilmesini ve bu kesin süre içerisinde harçların kamu düzenine ilişkin olduğu da gözetilerek harcın tamamlanmaması halinde davanın usulden reddine karar verileceğinin ihtar edilmesini, asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Dava, taraflar arasında imzalanan 09/10/2020 tarihli protokolden doğan alacak istemine ilişkindir. Dava şartı medeni usul hukukuna ait bir kurumdur. Bunun amacı bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ve bunların incelenmesi usulünü tespit etmek; böylece davaların daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olmaktır. Dava şartları dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan şartlardır. Buna davanın dinlenebilmesi şartları da denir. Mahkeme dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit ederse davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hâkim tarafından re’sen gözetilir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1. maddesinde, dava şartları açıkça sayılmış ve yine HMK’nın 114/2. maddesi gereğince diğer kanunlarda sayılan dava şartlarına da atıfta bulunmuştur. 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesinde (Ek:6/12/2018-7155/20 maddesi):”(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır…” şeklinde getirilen düzenleme ile arabuluculuk müessesesine başvurunun bir dava şartı olduğunu benimsenmiştir. İşbu karşı davada sözkonusu yasanın yürürlüğe girdiği tarih olan 01/01/2019’dan sonra 25/10/2021 tarihinde açılmıştır. Dosya incelendiğinde bu aşamadaki talep ve davanın niteliğine göre, dava taraflar arasında imzalanan protokolden doğan alacak istemine ilişkin olduğu görülmüştür. 7155 Sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 23. maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda dördüncü bölümden sonra gelmek üzere “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığıyla beşinci bölüm eklenmiş ve eklenen 18/A maddesi ile; (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın,dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir…” düzenlenmiştir. Davacı vekili tarafından tefrikine karar verilen Mahkememizin 2021/407 esas sayılı dosyasının 10/12/2021 tarihli celsesinde davacı vekili tarafından arabuluculuğa başvurunun yapıldığı ancak henüz sonuçlanmadığına dair beyanda bulunduğu anlaşılmakla, arabuluculuk faaliyeti sonlanmadan açılan iş bu karşı davanın usulden reddine karar verilmiştir. Verilen karar ile;1-Mahkememizin 2021/407 esas sayılı dosyası ile birleştirilen Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/668 esas sayılı dava dosyasında açılan karşı davanın arabuluculuk faaliyeti sonlanmadan açıldığının anlaşılması nedeniyle 6102 sayılı TTK’nun 5/A. maddesi ile 6325 sayılı kanunun 18/A. maddesi uyarınca karşı davanın dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE…” dair karar verilmiştir.İş bu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/688 Esas sayılı dosyasının 23/11/2021 tarihli kararında HMK m 166 uyarınca aralarında fiili ve hukuki bağ olduğu gerekçesiyle 2021/407 sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiğini, gerek 2021/688 Esas numaralı dosya gerekse 2021/407 Esas sayılı numaralı dosyalarında arabuluculuk faaliyetlerinin gerçekleştirildiğini, aralarında hukuki ve fiili bağlantı bulunan dosyalar için arabuluculuk şartı ön görülmesi AİHS 6 maddesi doğrultusunda yargılamada gözetilmesi gereken makul sürede yargılama hakkı ve usul ekonomisi ilkesine aykırı olduğunu, arabuluculuk müessesesi hukuk düzenine son zamanlarda kazandırıldığını, yeni ve genç bir kurum olduğunu, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme tarafından verilen kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Asıl davayla (menfi tespit) birleşen davada ( alacak) karşılık dava olarak açılan iş bu dava, tazminat istemine ilişkindir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle HMK 132 vd maddelerine göre açılmış olan işbu karşı davanın asıl davadan ayrı ve müstakil bir dava vasfında olup,karşı davanın konusunun da 6102 sayılı TTK nun 5/A maddesi kapsamında zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi ticari dava nitelikli bir alacak/tazminat talebine ilişkin olması nedeniyle (karşı davanın TTK 4. Maddesindeki ticari davalardan , konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak/tazminat talebi hakkında açılmış bir dava olması) arabuluculuğa ilişkin hükümlerin dava şartı olarak işbu karşı davada da uygulanacak olmasına göre,istinaf edilen kararın hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün istinaf istemlerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.Bu itibarla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 10/12/2021 tarih ve 2021/877 Esas 2021/1112 Karar sayılı ilamına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davacıdan alınması gerekli olan istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 04/03/2022