Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/340 E. 2022/317 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/340
KARAR NO: 2022/317
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/10/2021
ESAS NO: 2021/250
KARAR NO: 2021/943
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
İSTİNAF KARAR
YAZIM TARİHİ: 17/02/2022
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 25/10/2021 tarih ve 2021/250 E – 2021/943 K kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı asıl dava dilekçesinde özetle; mahkememizin 2018/356 Esas sayılı dava dosyası ile … Madencilik Petrol Ürünleri Gıda Tekstil Teknoloji Ürünleri Taşımacılık Mobilya Taahhüt Tic. Ve San. A.Ş. aleyhine şirketin feshi ve şirketten alacaklarım konulu dava açıldığını ve yargılamanın halen devam ettiğini, Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … Madencilik Petrol Ürünleri Gıda Tekstil Teknoloji Ürünleri Taşımacılık Mobilya Taahhüt Tic. Ve San. A.Ş.’nin 25/11/2016 tarihinde 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesi uyarınca resen terkin edilmiş ve ilan edilmiş olduğunu, şirketin ticaret sicil müdürlüğünden resen silinmesi sebebiyle şirket hakkında açmış olduğu dava dosyasındaki bilirkişi tarafından tespit edilen rapordaki alacakları ve halen devam eden dava için yapmış olduğu masrafların ve şirket sermaye pay alacaklarının engellendiğini ve borcun tahsilinin imkansız hale geldiğini belirterek Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 25/11/2016 tarihinde şirketin resen silinmesi kararının iptal edilerek … Madencilik Petrol Ürünleri Gıda Tekstil Teknoloji Ürünleri Taşımacılık Mobilya Taahhüt Tic. Ve San. A.Ş.’nin ticaret sicil müdürlüğüne yeniden tesciline (ihyasına) ve tasfiye memurunun olmaması durumunda tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … cevap dilekçesinde özetle; 6102 sayılı Yasa’nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrasında öngörülen ticaret sicilden silinmesinden itibaren 5 yıl içinde açılmadığı anlaşılan davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerektiğini, her ne kadar davacının sicilden silinmesi ve tescil tarihi olarak 25/11/2016 tarihini göstermişse de bu tarihin zamanaşımını bertaraf etmek için kasıtlı olarak bildirildiğini belirterek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacının şirketin ihyası talebinin yasal süresi içinde ileri sürülmediğini, beş yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu belirterek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılara usulüne uygun tebligat çıkarıldığı halde yasal süresi içinde cevap dilekçesi vermedikleri gibi duruşmalara da katılmamışlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Somut uyuşmazlıkta, davacının ihyası istenen şirket aleyhine Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/356 Esas sayılı dosyası üzerinden alacak istemi ile dava açtığı ve bu dosyanın derdest olduğu, bu nedenle davacı tarafın şirketin ihyasını talep etmekte hukuki menfaati bulunduğu, ancak davacı tarafın 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesinin 15. bendinde yapılan düzenlemede öngörülen yasal 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde bu davayı açmadığı anlaşılmıştır. Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, ticaret sicil müdürlüğünden gelen müzekkere cevabı, ticaret sicil kayıt örnekleri, taraf beyanları, dosyaya sunulan diğer belgelere göre, Tasfiye Halinde … Madencilik Petrol Ürünleri Gıda Tekstil Tenkolojik Ürünler Taşımacılık Mobilya Taahhüt Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi hakkında Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce sicil kayıtlarında yapılan incelemede 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesi ile “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim Ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine Ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ” hükümleri gereğince, son genel kurulunun 05/12/2006 tarihinde tescil edildiği anlaşılması nedeniyle geçici 7. maddesinin 1. fıkrasın (d) bendi “Sebebi ne olursa olsun aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantıları yapılamayan anonim şirketler ile kooperatifler” kapsamında işlem yapıldığı, sicil kayıtlarında yapılan incelemede; şirketin kaydının TTK’nun geçici 7. maddesinin 4. fıkrasına göre değil 5. fıkrasının (a) bendi gereği ” Tasfiye memuru olarak; şirket veya kooperatifin ortaklarından herhangi biri, ticaret siciline kayıtlı en son yetkilileri ya da bunların belirleyecekleri üçüncü şahıslar bildirilebilir…” kapsamında şirket ortağı tarafından ticaret sicil müdürlüğüne yapılan başvuru sonucu 03/10/2013 tarihli resen tescil ile tasfiyeye girdiği, anılan şirketin geçici 7. maddenin 3. fıkrası kapsamında işlem yapıldığı, şirketin TTK’nun yürürlüğünden önce tasfiyesinin bulunmadığı, TTK’nun geçici 7. maddesi sonucu şirket ortağının talebi üzerine ticaret sicil müdürlüğüne sunulan evraklar üzerine 03/10/2013 tarihli re’sen tescil ile tasfiyeye girdiği, ayrıca şirketin yönetim kurulu üyelerinden her birinin ve denetçilerin, müdür ya da müdürlerinin şirketin malvarlığı ile alacak borçlarını gösterir listeyi belgeleri ile birlikte ilan tarihinden itibaren bir ay içinde sunmaları, şirketin borçlu ve alacaklarının, alacaklarını kanıtları ile birlikte ilan tarihinden itibaren 2 ay içinde bildirmelerine ilişkin ihtarın 09/10/2013 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmiş olduğu ve yine şirket ortağının talebi üzerine 25/11/2014 tarihli re’sen tescil edilen şirket kaydının silindiği, TTK’nun geçici 7. maddesinin 10. fıkrasına göre şirket ortağı tarafından sunulan evraklar üzerine terkin işleminin gerçekleştirildiği, bu durumda 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden resen terkin edilen şirketin ihyası için yasal koşulların oluştuğu, davacı tarafın ihya talep etmekte hukuken korunmaya değer haklı menfaatinin bulunduğu ancak 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesinin 15. bendinde yapılan düzenlemede öngörülen yasal 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde bu davayı açmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava TTK’nun geçici 7. maddesi gereğince kaydı silinen şirketin yine TTK’nun geçici 7. maddesi gereğince ihyası davası olduğundan, TTK’nun geçici madde 7/15. bendi gereğince, “Bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir….Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatin alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler…” şeklinde düzenlendiğinden ve işbu dava eksik tasfiyeye dayalı açılmış bir ihya davası olmadığından bu tür davalar Ticaret Sicil Müdürlüğü hasım gösterilerek açılmalıdır ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün hasım gösterilmesi yeterlidir. Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasımdır. İhyası istenen şirket, fesih ve tasfiye nedeniyle sicilden terkin edilmediğinden şirketin kendisinin, yönetim kurulunun ya da şirket ortaklarının da işbu davada hasım gösterilmesine gerek yoktur. Bu nedenlerle ticaret sicil müdürlüğü ile beraber her ne kadar davacı tarafça ihyası istenen şirket ve bu şirketin ortakları da davalı olarak gösterilmiş ise de yukarıda açıklanan nedenlerle davacının davalılar …, …, …, …, …, …, … ve … Madencilik Petrol Ürünleri Gıda Tekstil Teknolojik Ürünler Taşımacılık Mobilya Taahhüt Sanayi ve Anonim Şirketi hakkında açtığı davanın pasif husumet yokluğundan ayrı ayrı reddine karar verilmiştir (Yargıtay 11. H.D.nin 2016/14991 Esas ve 2017/481 Karar sayılı emsal içtihatı). 1-Davacının davalılar …, …, …, …, …, …, … ve … Madencilik Petrol Ürünleri Gıda Tekstil Teknolojik Ürünler Taşımacılık Mobilya Taahhüt Sanayi ve Anonim Şirketi hakkında açtığı davanın pasif husumet yokluğundan ayrı ayrı reddine, 2-Davacının davalı … Sicil Müdürlüğü hakkındaki davasının hak düşürücü süre nedeni ile reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İş bu istinafa konu karar halen derdest olan Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/356 esas sayılı dosyasında … Madencilik Petrol Ürünleri Gıda Tekstil Teknoloji Ürünleri Taşımacılık Mobilya Taahhüt Tic ve San AŞ aleyhine şirketin feshi ve alacak istemli açtığım dava ve yargılama halen devam ettiğini, Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğünün … Madencilik Petrol Ürünleri Gıda Tekstil Teknoloji Ürünleri Taşımacılık Mobilya Taahhüt Tic ve San AŞ ‘nin 25/11/2016 tarihinde 6102 sayılı TTK ‘nin geçici 7.maddesi uyarınca resen terkin edilmiş ve ilan edildiğini, bu haliyle açılan dava süresinde olduğunu, alacağımın tahsili için ilk açılan dava ise 2018 yılı olduğunu, bu haliyle de söz konusu şirketten hak arama mücadelemin önceden başladığı ve yapılan yargılama işlemler nedeniyle davanın iş bu hale geldiğini, şirketin ticaret sicil müdürlüğünden resen silinmesi sebebiyle şirket hakkında açmış olduğu dava dosyasında bilirkişi tarafından tespit edilen rapordaki alacağımın, halen devam eden dava için yapmış olduğum masrafların, şirket sermaye pay alacaklarımın engellendiğini ve borcun tahsilinin imkansız hale geldiğinden Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 25/11/2016 tarihinde şirketin resen silinmesi kararının iptal edilerek şirketin ticaret sicil müdürlüğüne yeniden tesciline (ihyasına), tasfiye memurunun olmaması durumunda tasfiye memuru atanmasına karar verilmesi yönünde mahkeme tarafından verilen ara karar ve alacağın tahsili için iş bu istinafa konu dava açılmış ise de söz konusu davanın red edilmesi alacağımın tahsilinin imkansız hale getirdiğini, bu karar yasal olarak hak kaybına uğramama neden olduğunu, Ticaret sicilinden terkin edilen şirketlerin ihyasının sağlanması amacıyla 6102 Sayılı TTK kapsamında iki farklı yol öngörüldüğünü, buna göre belirli bir tasfiye sürecine giren şirketlerin tasfiye işlemlerinde eksiklik olması halinde TTK’nun 547. maddesi kapsamında sicilden terkin edilen şirketin tekrar sicile kaydedilmesinin mümkün olduğunu, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen ilk kayıtlar incelendiğinde ihyası istenen şirketin tasfiye işlemlerine başlanılmış bir şirket olduğu yani tasfiye halinde iken TTK geçici 7. Maddeye göre resen terkin edildiğini, Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen şirketin resen terkin işleminin ttk geçici 7. maddenin hangi bendine göre ve usulle yapıldığının ihyası istenen şirketin resen terkin öncesi tasfiye işlemlerine başlanılmış yani tasfiye halinde bir şirket olduğundarı TTK geçici 7. maddenin (1)/e bendi ile (10). fıkra gereğince şirketin tasfiyesine tam olarak ne zaman başlandığının işbu kanunun yani ttk geçici 7. maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce mi yoksa sonra mı tasfiye işlemlerine başlandığının ticaret sicilden sorulup açıklığa kavuşturulmadığı, buna ilişkin evrakların istenmediği,dosyaya celbedilmediği, ttk geçici 7. maddenin (1)/e bendi ile (10). fıkra kaşullarının ihyası istenen şirket yönünden gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilmediği görülmekle, bu hususlar sorularak gelen yazı cevapları doğrultusunda ttk nun geçici 7. maddesi kapsamında şirketin resen terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, ihyası istenen şirketin genel kurulunun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları veya son ve kati bilançosu genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin işlemi yapılamayan bir şirket durumunda olup olmadığı, dolayısıyla resen terkin işleminin usule ve yasaya uygun yerine getirilip getirilmediği, terkin işleminin hukuka uygun olup olmadığı hususları öncelikle değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken Ticaret Sicil Müdürlüğünden istenen belgeler toplanmadan hatta gelmeyen belgeler nedeniyle ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulacağı ihtar edilmesine rağmen mahkemeye gönderilen yazıda eksik hususlara cevap verilemediği belirtildiği halde yerel mahkeme istinafa konu karar verildiğini, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, TTK’nun geçici 7. maddesi gereğince Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce ticaret sicilinden kaydı silinen şirketin ihyası istemine ilişkindir. Yerel Mahkemenin 23/11/2020 tarihli, 2020/81 Esas-2020/635 Karar sayılı kararı ile “Tasfiye Memuru … ve Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü hakkındaki davaların kabulü ile Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 19576/Merkez sicil numarasında kayıtlı iken 6102 sayılı TTK ‘nun geçici 7. maddesine istinaden 21/07/2014 tarihinde resen ticaret sicilinden kaydı terkin edilen “Tasfiye Halinde … Madencilik Petrol Ürünleri Gıda Tekstil Teknolojik Ürünler Taşımacılık Mobilya Taahhüt Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi”nin Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/356 Esas sayılı dosyası ve bu dosyada verilecek kararın infazıyla sınırlı olarak ihyasına, TTK’nun 547/2. maddesine göre …’ın ek tasfiye memuru olarak atanmasına, davalılar …, …, …, …, …, … mirasçıları …, …, … ile Tasfiye Halinde … Madencilik Petrol Ürünleri Gıda Tekstil Teknolojik Ürünler Taşımacılık Mobilya Taahhüt Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan ayrı ayrı reddine karar verilmiş” olup iş bu kararın davalı … tarafından süresinde istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 24/03/2021 tarihli, 2021/427 Esas-2021/599 Karar sayılı ilamı ile “Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen şirketin resen terkin işleminin TTK’nun geçici 7. maddesinin hangi bendine göre ve usulle yapıldığının, ihyası istenen şirketin resen terkin öncesi tasfiye işlemlerine başlanılmış yani tasfiye halinde bir şirket olduğundan TTK’nun geçici 7. maddesinin (1)/e bendi ile (10). fıkra gereğince şirketin tasfiyesine tam olarak ne zaman başlandığının, işbu kanunun yani TTK’nun geçici 7. maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce mi yoksa sonra mı tasfiye işlemlerine başlandığının ticaret sicilden sorulup açıklığa kavuşturulmadığı, buna ilişkin evrakların istenmediği, dosyaya celbedilmediği, TTK’nun geçici 7. maddesinin (1)/e bendi ile (10). fıkra koşullarının ihyası istenen şirket yönünden gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilmediği görülmekle, bu hususlar sorularak gelen yazı cevapları doğrultusunda TTK’nun geçici 7. maddesi kapsamında şirketin resen terkin şartlarının oluşup oluşmadığı, ihyası istenen şirketin genel kurulunun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları veya son ve kati bilançosu genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin işlemi yapılamayan bir şirket durumunda olup olmadığı, dolayısıyla resen terkin işleminin usule ve yasaya uygun yerine getirilip getirilmediği, terkin işleminin hukuka uygun olup olmadığı hususları öncelikle değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi, ardından işbu ihya davasının açıldığı tarih itibariyle TTK’nun geçici 7. maddesinin 15. bendindeki 5 yıllık hak düşürücü süre hususunun göz önüne alınması gerekmişken eksik inceleme ile karar verildiği” gerekçesiyle davalı …’in istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkemenin 23/11/2020 tarih, 2020/81 Esas ve 2020/635 Karar sayılı kararın kaldırılmasına karar verildiği, yerel mahkemece Dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda yerel mahkemece ” davalılar …, …, …, …, …, …, … ve … Madencilik Petrol Ürünleri Gıda Tekstil Teknolojik Ürünler Taşımacılık Mobilya Taahhüt Sanayi ve Anonim Şirketi hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan ayrı ayrı reddine, Davacının davalı … Sicil Müdürlüğü hakkındaki davasının hak düşürücü süre nedeni ile reddine,” karar verildiği, iş bu karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
HMK’nun 355. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Somut olayda, TTK’nun geçici 7.maddesi gereğince Ticaret Sicil Müdürlüğünce ticaret sicilinden 25/11/2014 tarihinde kaydı silinen şirketin ihyasının talep edildiği, terkin tarihi itibarıyla ihyası istenen şirket hakkında derdest bir dava veya icra takibinin bulunmaması nedeniyle aynı yasanın geçici 7/2. Maddesinin somut olayda uygulanamayacağı, TTK’nun geçici 7/15. Maddesi uyarınca silinme tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmamış olması nedeniyle Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan davanın hak düşürücü nedeniyle reddine karar verilmesinde ve yine davada taraf sıfatı bulunmayan diğer davalılar aleyhine açılan davanın da pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı değerlendirilerek, davacı tarafça yapılan istinaf itirazının yerinde olmadığı kanatine varılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerine görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nun 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 25/10/2021 tarih ve 2021/250 E – 2021/943 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davacı tarafından peşin yatırılmış 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.