Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/334 E. 2022/632 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/334
KARAR NO: 2022/632
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2021
ESAS NO: 2019/592
KARAR NO: 2021/975
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ:18/03/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:18/03/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 17/11/2021 tarih ve 2019/592 Esas 2021/975 Karar sayılı ilamına karşı ,davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya dairemize gelmekle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacının cari hesap kayıtları ve ticari defter kayıtlarına göre davalıdan alacaklı olduğunu, davalının takibe konu faturaları defterine kayıt ettiğini ve faturalara itiraz etmediğini, bu nedenle davalının borçlu olmadığını iddia edemeyeceğini, davalının ödeme iddiası var ise de şirket kayıtlarına göre böyle bir ödemenin olmadığını, davalının faiz oranına ilişkin itirazınında yerinde olmadığını, tarafların tacir olması nedeni ile ticari temerrüt faizinin talep edilebileceğini, TTK madde 1530/2 gereği faiz taleplerinin yerinde olduğunu, alacağın likit olduğunu belirterek haksız itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
DAVALI VEKİLİNİN İLK DERECE MAHKEMESİNE VERMİŞ OLDUĞU CEVAP DİLEKÇESİNDEN ÖZETLE: Davacıdan bugüne kadar almış olduğu tüm ürünlerin parasını ödediğini, ödeme evraklarının bulunduğunu, davacının aldığı ürünlerden daha fazla almış gibi gösterdiğini, ayrıca irsaliyesiz malları teslim ettiğini, kendisinin 40-50 bin TL arası zararı olduğunu, davacının haksız olduğunu, muhasebecinin bilgileri dışında faturalar verdiğini, davacının talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda “…Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, takibe konu fatura ve cari hesap alacağına ilişkin olarak yapılan incelemede 2018 yılına ait olup beyan sınırında olan tüm faturaların taraflarca birbiri ile uyumlu şekilde vergi dairesine Form BS-BA beyanı ile beyan edildiği, tarafların defterlerinin incelenmesi sonucu alınan 26/07/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda, taraflar arasında 170.560,15 TL tutarında mal alım satımına ilişkin ticari ilişki olduğu ve bu ilişki nedeni ile davalının davacıya 107.730 TL ödeme yaptığının tespit edilmiş olduğu ve 40.000 TL değerindeki bonolara ilişkin olarak ise takdirin mahkemeye bırakılmış olduğu görülmüştür. Mahkememizce davalının söz konusu bono asıllarını dosyaya sunmuş olması ve davacının bu bonolara karşılık olarak çek alındığına ilişkin yazılı bir delil dosyaya sunmaması nedeni ile 40.000 TL değerindeki bu bonolarda mahkememizce ödeme sayılmış ve bu hali ile eksik ödemenin 22.830,15 TL olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafın takibe konu faturadan kaynaklı tüm alacağın ödendiğine yönelik iddiasını ispat edemediği, yemin deliline de dayanmadığı görülmüş olup defter kayıtları itibari ile davacının davalıdan 22.830,15 TL alacağı kaldığı ve bu alacağın davalı tarafça ödenmediği anlaşılmakla 22.830,15 TL asıl alacak yönünden davacının davasında haklı olduğu görülmüş, davacı tarafça takipte faiz talebinde bulunulmuş olmasına rağmen davalının takipte önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin olarak dosyaya delil sunulmadığı görülmüş ve bu nedenle davacının faiz talebinin reddi gerekmiş ve böylece davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, Kayseri 7. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına davalı tarafça yapılmış olan itirazın kısmen iptali ile takibin 22.830,15 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen asıl alacak bedeli olan 22.830,15 TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatının İİK madde 67 gereğince davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair hüküm kurulmuştur. Kurulan hüküm ile;1-DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, Kayseri 7. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına davalı tarafça yapılmış olan itirazın kısmen iptali ile takibin 22.830,15 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,2-Kabul edilen asıl alacak bedeli olan 22.830,15 TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatının İİK madde 67 gereğince davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine…” dair karar verilmiştir.
İş bu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Yerel Mahkemenin gerekçeli kararında “40.000 TL değerindeki bonolara ilişkin olarak ise takdirin mahkemeye bırakılmış olduğu görülmüştür. Mahkememizce davalının söz konusu bono asıllarını dosyaya sunmuş olması ve davacının bu bonolara karşılık olarak çek alındığına ilişkin yazılı bir delil dosyaya sunmaması nedeni ile 40.000 TL değerindeki bu bonolarda mahkememizce ödeme sayılmış” kabul ederek 40.000,00 TL tutarındaki çekin bonolara karşılık alındığına dair yazılı bir delil sunamadıklarını açıkladığını,Dosyaya sunmuş oldukları 16.03.2021 tarihli Bilirkişi Raporuna Karşı İtiraz Dilekçelerinin ekinde tablonun 7,8,9,10,11 sıra numarasında kayıtlı senetler yönünden …’a ait 40.000 TL çek iadesi esnasında senet mukabilinde bedelsiz iade edildiğine dair 5 adet senet fotokopisinde davalı borçlunun “… nolu 40.000 tllik … çekini verip senedi bedel ödemeksizin teslim aldım” yazılı ve altında davalı borçlu tarafından “teslim aldım.imza” yazılı ve imzalı belgelerin dosyaya sunulduğunu davalı borçlunun imzaları paraf şeklinde basit bir imza olduğundan kanaatlerince yerel mahkemenin bu belgelerin altındaki davalı borçlu imzalarını dikkate almadığını, yerel Mahkemenin gerekçeli kararındaki tespitinin bu nedenle bariz hatalı olduğunu,16.03.2021 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinin ekinde 5 adet bono fotokopisi sunduklarını, bu belgelerin hepsinin altında çek karşılığı bonoların bedelsiz iade edildiğinin yazılı olduğunu, davalı borçlunun bono fotokopilerinin altında teslim aldım yazısı ve bizzat kendi imzasının mevcut olduğunu, yargılama safahatında bu belgelere ve altındaki imzaya itiraz etmediklerini, buna rağmen Yerel mahkemenin yazılı belge sunulamadığına dair değerlendirmesinin eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğunu, taraflarınca kabul edilemez olduğunu, davalı borçlunun yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığını, bu nedenle yargılama safahatında davalı cevap ve delil dilekçelerine itibar edilmesinin HMK’ya aykırı olduğunu, Bilirkişi raporunda hazırlanan Tablonun 1,2,3 sıra numaralarında kayıtlı 10.000 TL, 10.000 TL ve 6.505 TL meblağlı senetlerin şirketin cari hesap kayıtlarında kayıtlı olmadığını, Davacı şirket anonim şirketi olduğunu, Cari hesap kaydında olmayan bir çekten dolayı sorumlu tutulmayacağını, bilirkişi raporunda davacı şirket cirosunun olduğu denilmişse de şirket cari hesap kayıtlarında bulunmayan senetlerin arkasında ki ciroların müvekkili şirket tarafından kabulünün söz konusu olmadığını, tablonun 4 sıra numarasında kayıtlı 7.500 TL meblağlı senedin cirosunun iptal edildiğini, bu nedenle cirosu iptal edilen senetten dolayı davacı müvekkili şirketin hukuki sorumluluğunun söz konusu olmadığını, tahsilat makbuzu sunamayan davalıya ispat külfeti düştüğünü, tüm bu nedenlerle, istinaf başvurularının kabulü ile yerel mahkeme ilamının ortadan kaldırılmasını, davalarının kabulünü, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, fatura ve cari hesaptan kaynaklandığı iddia edilen alacağın tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelere, davaya konu edilen ve davacı tarafça ödenmeyerek çek karşılığı iade edildiği ileri sürülen her biri 7.500 TL bedelli 4 adet bono ile 10.000 TL bedelli bono aslının işbu senetlerin borçlu olan davalının elinde bulunması ve onun tarafından dosyaya sunulması nedeniyle ödendiklerine karine teşkil etmesi,bunların bedelsiz ve çek karşılığı iade edildiğine dair iddianın yani karinenin aksinin ispat yükünün ise davacıda olmasına karşın davacının yazılı,kesin ve yeterli delillerle ispat edememiş olması, dosyaya celbedilen senet asıllarının incelenmesinde tamamında davacının sözünü ettiği ve fotokopilerindeki elle yazılı şerhlerin de bulunmaması, keza ilk derece mahkemesinin kanıtları takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmış olmasına göre, davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı tarafça yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Sonuç itibariyle; yerel mahkemece verilen kararda yazılı açıklamalara,yasal sebep ve gerekçelere binaen kararda usul,yasa ve dosya kapsamı yönlerinden herhangi bir aykırılığın bulunmadığı,kararın hukuka uygun olduğu, dolayısıyla usul ve yasaya uygun mahkeme kararına yapılan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Belirtilen nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ‘nin 17/11/2021 tarih ve 2019/592 Esas 2021/975 Kararının hukuka uygun olduğu anlaşılmakla istinaf eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi.18/03/2022